türkiye tarihinin sayfalarına büyük bir utanç olarak geçen katliamdır.
2 temmuz 1993 sivas katliamı
failleri devlet kademelerine kadar ödüllendirilen, erdal inönü de dahil olmak üzere dönemin siyasetçilerinin seyirci kaldığı, tam 37 insanımızın canlı canlı yakılarak öldürüldüğü mezalim.
john fitzgerald kennedy, zamanında demiş ki; "forgive your enemies but don't forget their names." yani,
(vurgula: düşmanlarını affet ama isimlerini unutma.)
ne mümkün ki unutmak?
john fitzgerald kennedy, zamanında demiş ki; "forgive your enemies but don't forget their names." yani,
(vurgula: düşmanlarını affet ama isimlerini unutma.)
ne mümkün ki unutmak?
katliam sonrası, dönemin siyasetçi ve yazarlarının yorumları:
--alıntı--
Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş. Olayları çok yakından izledim. Güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmışlardır.
Süleyman Demirel
Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir. Olayı bu kadar büyütmek yanlış, bir futbol maçında da bu kadar insan ölebilirdi.
Tansu Çiller
Aziz Nesin’in halkın inançlarına karşı bilinen tahrikleriyle halk galeyana gelerek tepki göstermiştir.
(vurgula: Dönemin iç işleri bakanı), adı lazım değil.
Yoksa “Olaylara geç müdahale edilmesinde Cumhurbaşkanı Demirel, Başbakan Çiller ve Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’in de benim kadar sorumluluğu var”
Erdal İnönü
Önce, Aziz Nesin’e ‘artık dur’ demek gerekiyor.
(vurgula: Yalçın Doğan)
Olayların tetiği Aziz Nesin’in provokasyonu ile çekiliyor ve başka provokatörlerin de olayların içine girmesi ve devletin acziyle beslenerek, Madımak Otelinin kundaklanmasına ve 35 kişinin yanarak ve boğularak can vermesine işler varıyor. Türk milletinin yüzde altmışından fazlasının aptal olduğu kanaatini her yerde tekrarlayan Aziz Nesin'in bu saptamasında doğru bir husus var: Eğer seksenine dayanmış Aziz Nesin bunak değilse, Türk milletinin bir aptal ferdi.
(vurgula: Cengiz Çandar)
Laikliği, kitlelerin öfkesine sürmeyelim! Aydın olmak ve laik olmak inançlara saygısız olmak veya inanç sahiplerini küçümsemek değildir.
Mehmet Barlas
Komik hikâyelere imza atan yazar Aziz Nesin, bu defa izleri uzun yıllar kalacak bir trajedinin kahramanı oldu. Sivas’ta ilk elde 35 kişinin ölümü, çok sayıda kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan arbede, onun merkezinde bulunduğu yoğun tahriklerle meydana geldi.
Fehmi Koru
Halkta bir hazırlanmışlık olmasa, Aziz Nesin’in Pir Sultan Abdal şenliklerinde söylediği birkaç münasebetsiz cümle bu kadar tepkiye yol açmazdı. Nihayet, ‘Beyin damarlarının kireçlendiği’ izlenimi veren, öte yandan da bir ‘hırs-ı piri’ ile yanıp tutuşan birinin hezeyanları olarak değerlendirilir biterdi.
(vurgula: Oktay Ekşi)
Sivas olaylarının müsebbibi "Pir Sultan Abdal'ı anma" adı altında tahrik kıt'alarının bölgeye gelmesine izin veren yetkililer ile mukaddes kitabımıza dil uzatan yazar Aziz Nesin'dir. Yaptığı iş fikirlerini açıklamak değil tahrike vesile olacak şekilde kutsal değerlerimize taarruzdur.
(vurgula: Sebahattin Önkibar)
Komedi yazarı Aziz Nesin, dün en rahat uykusunu uyumuş olmalıdır. Nihayet arzuları gerçekleşmiş, 35 kişinin ölümüyle sonuçlanan büyük bir olay çıkarmayı başarmıştır. Galiba şu hedefi gütmektedir; Türkiye'deki sağı ve Müslümanları ayaklandırıp devletle karşı karşıya getirecektir... Böylece ülkedeki sağı tasfiye edecek sonuçta meydan sola kalmış olacaktır. Gizli istihbarat teşkilatlarına yakışacak bu ince planı Aziz Nesin tek başına gerçekleştirmeyi kafasına koymuştur.
(vurgula: Yalçın Özer)
Milli ve manevi değerleri yıkma çabasını hoş karşılamıyoruz. Eğer Aziz Nesin gibiler Türkiye'de çoğunlukta olsaydı bizler köksüz, inançsız, kendine güvenmeyen bir toplum olurduk. Olayın abartılarak batı basınına yansıyacağına eminiz. Sivas'taki katliamın münferit ve kendine özgü şartlar içinde geliştiği unutularak köktenci akımlarda bir tırmanış olarak gösterilmesi de mümkündür.
Nazlı Ilıcak
Böylece, bir tahrik, başka bir tahrikle büyüyor. Aziz Nesin’in hassasiyet yaratan, tahrike varan sözleri, karşı tahrikle birleşiyor ve hepimizi ciddi şekilde endişelendiren bu sonuç ortaya çıkıyor… Ama bir gün tarih yazıldığı zaman, bu katliamı gerçekleştirenler kadar, buna psikolojik zemin hazırlayan insanlar da sorumlu tutulacaktır. Bu, elinde benzinle otel lobisini yakan için de geçerlidir, ne yazık ki, Aziz Nesin için de...
Ertuğrul Özkök
Bir insan ‘ben Allah’a inanmıyorum, bence Allah yok, dolayısıyla peygamberler bu konuda aldanmıştır’ dese, bu inananlar açısından yanlış da olsa insanca bir yorum ve eleştiri yapmış olur… Ama Allah’a küfreden, kahrolsun İslam diyen birinin insanca bir yorum ve anlayış sergilediği söylenemez, sözlerine ve eserlerine değer verilemez.
(vurgula: Necati Doğru)
Zamanında eserleriyle milletin gözbebeği haline gelmiş, 80 yaşına merdiven dayamış ve akli melekesi herhalde pek yerinde olmayan, son günlerde Uğur Mumcu’yu kıskanırcasına büyük olaylar yaratıp, kendini öldürtmek için uğraşan bir yazarın oyununa gelindi. Adından başka hiçbir tarafı “Aziz” olmayan bu insana da lanetler yağdırıyorum. Şimdi için rahat mı Aziz Efendi?”
(vurgula: Ahmet Vardar)
--alıntı--
unutma.
--alıntı--
Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş. Olayları çok yakından izledim. Güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmışlardır.
Süleyman Demirel
Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir. Olayı bu kadar büyütmek yanlış, bir futbol maçında da bu kadar insan ölebilirdi.
Tansu Çiller
Aziz Nesin’in halkın inançlarına karşı bilinen tahrikleriyle halk galeyana gelerek tepki göstermiştir.
(vurgula: Dönemin iç işleri bakanı), adı lazım değil.
Yoksa “Olaylara geç müdahale edilmesinde Cumhurbaşkanı Demirel, Başbakan Çiller ve Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’in de benim kadar sorumluluğu var”
Erdal İnönü
Önce, Aziz Nesin’e ‘artık dur’ demek gerekiyor.
(vurgula: Yalçın Doğan)
Olayların tetiği Aziz Nesin’in provokasyonu ile çekiliyor ve başka provokatörlerin de olayların içine girmesi ve devletin acziyle beslenerek, Madımak Otelinin kundaklanmasına ve 35 kişinin yanarak ve boğularak can vermesine işler varıyor. Türk milletinin yüzde altmışından fazlasının aptal olduğu kanaatini her yerde tekrarlayan Aziz Nesin'in bu saptamasında doğru bir husus var: Eğer seksenine dayanmış Aziz Nesin bunak değilse, Türk milletinin bir aptal ferdi.
(vurgula: Cengiz Çandar)
Laikliği, kitlelerin öfkesine sürmeyelim! Aydın olmak ve laik olmak inançlara saygısız olmak veya inanç sahiplerini küçümsemek değildir.
Mehmet Barlas
Komik hikâyelere imza atan yazar Aziz Nesin, bu defa izleri uzun yıllar kalacak bir trajedinin kahramanı oldu. Sivas’ta ilk elde 35 kişinin ölümü, çok sayıda kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan arbede, onun merkezinde bulunduğu yoğun tahriklerle meydana geldi.
Fehmi Koru
Halkta bir hazırlanmışlık olmasa, Aziz Nesin’in Pir Sultan Abdal şenliklerinde söylediği birkaç münasebetsiz cümle bu kadar tepkiye yol açmazdı. Nihayet, ‘Beyin damarlarının kireçlendiği’ izlenimi veren, öte yandan da bir ‘hırs-ı piri’ ile yanıp tutuşan birinin hezeyanları olarak değerlendirilir biterdi.
(vurgula: Oktay Ekşi)
Sivas olaylarının müsebbibi "Pir Sultan Abdal'ı anma" adı altında tahrik kıt'alarının bölgeye gelmesine izin veren yetkililer ile mukaddes kitabımıza dil uzatan yazar Aziz Nesin'dir. Yaptığı iş fikirlerini açıklamak değil tahrike vesile olacak şekilde kutsal değerlerimize taarruzdur.
(vurgula: Sebahattin Önkibar)
Komedi yazarı Aziz Nesin, dün en rahat uykusunu uyumuş olmalıdır. Nihayet arzuları gerçekleşmiş, 35 kişinin ölümüyle sonuçlanan büyük bir olay çıkarmayı başarmıştır. Galiba şu hedefi gütmektedir; Türkiye'deki sağı ve Müslümanları ayaklandırıp devletle karşı karşıya getirecektir... Böylece ülkedeki sağı tasfiye edecek sonuçta meydan sola kalmış olacaktır. Gizli istihbarat teşkilatlarına yakışacak bu ince planı Aziz Nesin tek başına gerçekleştirmeyi kafasına koymuştur.
(vurgula: Yalçın Özer)
Milli ve manevi değerleri yıkma çabasını hoş karşılamıyoruz. Eğer Aziz Nesin gibiler Türkiye'de çoğunlukta olsaydı bizler köksüz, inançsız, kendine güvenmeyen bir toplum olurduk. Olayın abartılarak batı basınına yansıyacağına eminiz. Sivas'taki katliamın münferit ve kendine özgü şartlar içinde geliştiği unutularak köktenci akımlarda bir tırmanış olarak gösterilmesi de mümkündür.
Nazlı Ilıcak
Böylece, bir tahrik, başka bir tahrikle büyüyor. Aziz Nesin’in hassasiyet yaratan, tahrike varan sözleri, karşı tahrikle birleşiyor ve hepimizi ciddi şekilde endişelendiren bu sonuç ortaya çıkıyor… Ama bir gün tarih yazıldığı zaman, bu katliamı gerçekleştirenler kadar, buna psikolojik zemin hazırlayan insanlar da sorumlu tutulacaktır. Bu, elinde benzinle otel lobisini yakan için de geçerlidir, ne yazık ki, Aziz Nesin için de...
Ertuğrul Özkök
Bir insan ‘ben Allah’a inanmıyorum, bence Allah yok, dolayısıyla peygamberler bu konuda aldanmıştır’ dese, bu inananlar açısından yanlış da olsa insanca bir yorum ve eleştiri yapmış olur… Ama Allah’a küfreden, kahrolsun İslam diyen birinin insanca bir yorum ve anlayış sergilediği söylenemez, sözlerine ve eserlerine değer verilemez.
(vurgula: Necati Doğru)
Zamanında eserleriyle milletin gözbebeği haline gelmiş, 80 yaşına merdiven dayamış ve akli melekesi herhalde pek yerinde olmayan, son günlerde Uğur Mumcu’yu kıskanırcasına büyük olaylar yaratıp, kendini öldürtmek için uğraşan bir yazarın oyununa gelindi. Adından başka hiçbir tarafı “Aziz” olmayan bu insana da lanetler yağdırıyorum. Şimdi için rahat mı Aziz Efendi?”
(vurgula: Ahmet Vardar)
--alıntı--
unutma.
insanların diri diri yakıldığı katliam. en az yakanlar kadar yakmalarına izin verenler ve onları "ak"layanlar da sorumludur bu katliamdan.
yaklaşık 1 yıl önce, zamanaşımı nedeniyle düşen davanın konusu olan katliam. başbakan recep tayyip erdoğan, bu konuyla ilgili şu yorumu yapmıştır:
"karar hayırlı olsun. yıllar yılı içeride olan vatandaşlar vardı."
"karar hayırlı olsun. yıllar yılı içeride olan vatandaşlar vardı."
provakasyonu aziz nesin veya bir başkasının değil, devletin bizzat kendisinin yaptığı ,ve olaylara seyirci kaldığı türk cumhuriyet tarihinin en büyük ayıbı ve utancı.
(bkz: 1993 yılı)
(bkz: 1993 yılı)
çocuktuk, televizyon başında izledik, hiçbir şey yapamadık. oradakiler de izledi, hiçbir şey (vurgula: yapmadı). tıpkı bugün, eli satırlı ve sopalı tipleri kollayan polis gibi. herkes sadece seyretti, sonra da katilleri korudu.
http://www.youtube.com/watch?v=r0VUrAi-9Tc
http://www.youtube.com/watch?v=r0VUrAi-9Tc
Davanın tarihçesi:
26 Aralık 1994
Ankara 1 No’lu DGM’deki ilk davada karar çıktı. 81 kişi hapis cezası aldı, 22 beraat çıktı. 1 kişinin dosyası ayrıldı.
30 Eylül 1996
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 11 kişinin cezasını onadı geri kalan sanıkların cezasını bozdu.
28 Kasım 1996
Yerel mahkeme, 33 idam verdi. 14 beraat çıktı, diğer sanıklara hapis cezaları verildi.
14 Aralık 1998
Yargıtay 9. Ceza Dairesi kararı kısmen bozdu.
16 Haziran 2000
Yerel mahkeme 33 kişiye yeniden idam verdi. Diğer sanıklara da hapis cezaları verildi.
17 Ekim 2002
İdamın kaldırılmasıyla 33 kişiye müebbet ağır hapis cezası verildi.
13 Mart 2012
Firarı yedi sanık hakkındaki dava zamanaşımından düştü.
26 Aralık 1994
Ankara 1 No’lu DGM’deki ilk davada karar çıktı. 81 kişi hapis cezası aldı, 22 beraat çıktı. 1 kişinin dosyası ayrıldı.
30 Eylül 1996
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 11 kişinin cezasını onadı geri kalan sanıkların cezasını bozdu.
28 Kasım 1996
Yerel mahkeme, 33 idam verdi. 14 beraat çıktı, diğer sanıklara hapis cezaları verildi.
14 Aralık 1998
Yargıtay 9. Ceza Dairesi kararı kısmen bozdu.
16 Haziran 2000
Yerel mahkeme 33 kişiye yeniden idam verdi. Diğer sanıklara da hapis cezaları verildi.
17 Ekim 2002
İdamın kaldırılmasıyla 33 kişiye müebbet ağır hapis cezası verildi.
13 Mart 2012
Firarı yedi sanık hakkındaki dava zamanaşımından düştü.
20 yıl önce de katildi devlet şimdi de katildir devlet.
https://fbcdn-sphotos-h-a.akamaihd.net/hphotos-ak-prn2/270491_10151710452815552_67935158_n.jpg
https://fbcdn-sphotos-h-a.akamaihd.net/hphotos-ak-prn2/270491_10151710452815552_67935158_n.jpg
ülkenin en pahalı utanç tablolarındandır.
provoke eden tarafın ve rûhun kim olduğuna ve aslâ değişmediğine, değişmeyeceğine bugünlerde tekrar ve tekrar tanık olduğumuz; utanç verici bir yobazlık olayıdır.
tarihe silinmeyecek harflerle yazılan utanç tabloları arasında yer alan katliamdır
taksim gezi parkı direnişi için başlatılan parklarda forumların bu haftaki konusudur
hakkında yeni şeyler öğrendiğim barbarlık. (vurgula: 37 insanı diri diri yakmak)tan öte, (vurgula: 37 insanı diri diri yakan)a "katil" demek kutuplaştırıyormuş insanları mesela.
bu pişkinlik inanılmaz, sahiden inanılmaz...
bu pişkinlik inanılmaz, sahiden inanılmaz...
katliam.
ama bu konuda bile hem fikir değiliz. tivitır üzerinden bu katliamı kutlayan "nasıl yaktık sizi eheheh" diye geyik yapan en az 10 tane adam gösterebilirim hemen şimdi. biraz araştırırsam o sayı kaça çıkar bilmiyorum.
katliam olduğunu kabul edenler için devam edelim. hayat görüşü olarak sol düşünceyi benimsemiş insanlar sağ görüşlü insanlara oranla daha enternasyonal bir düşünceyi benimsemişlerdir. yani; dünyanın herhangi bir yerinde ezilen, hor görülen herhangi bir insan için üzülür, tepki gösterir. gel gelelim sağ görüşü benimseyen insanlar ya etnik milliyetçilik temelinde ya da din milliyetçiliği temelinde düşünürler olayları. türk ya da müslüman olmayan bir insan için üzülmezler, çabalamazlar. bu noktada bir mantık hatası yaşamayalım lütfen.
bunu basit bir örnekle futbolla da ilşkilendirip açıklayayım. tribünsel bazda bakıldığında çarşı sol görüşü gfb ve ultraslan sağ görüşü benimser daha çok. çarşı'nın tepki verdiği konuların evrenselliği ile gfb ve ultraslan'ın tepki koyduğu konuların evrenselliğini kıyaslayın ne demek istediğimi anlayacaksınız.
bizim için önemli olan insandır. insan. hangi ülkede doğduğu ya da ailesinin onu hangi dine bağlı olarak yetiştirdiği değil.
ama bu konuda bile hem fikir değiliz. tivitır üzerinden bu katliamı kutlayan "nasıl yaktık sizi eheheh" diye geyik yapan en az 10 tane adam gösterebilirim hemen şimdi. biraz araştırırsam o sayı kaça çıkar bilmiyorum.
katliam olduğunu kabul edenler için devam edelim. hayat görüşü olarak sol düşünceyi benimsemiş insanlar sağ görüşlü insanlara oranla daha enternasyonal bir düşünceyi benimsemişlerdir. yani; dünyanın herhangi bir yerinde ezilen, hor görülen herhangi bir insan için üzülür, tepki gösterir. gel gelelim sağ görüşü benimseyen insanlar ya etnik milliyetçilik temelinde ya da din milliyetçiliği temelinde düşünürler olayları. türk ya da müslüman olmayan bir insan için üzülmezler, çabalamazlar. bu noktada bir mantık hatası yaşamayalım lütfen.
bunu basit bir örnekle futbolla da ilşkilendirip açıklayayım. tribünsel bazda bakıldığında çarşı sol görüşü gfb ve ultraslan sağ görüşü benimser daha çok. çarşı'nın tepki verdiği konuların evrenselliği ile gfb ve ultraslan'ın tepki koyduğu konuların evrenselliğini kıyaslayın ne demek istediğimi anlayacaksınız.
bizim için önemli olan insandır. insan. hangi ülkede doğduğu ya da ailesinin onu hangi dine bağlı olarak yetiştirdiği değil.
(bkz: sivas'ta yanan insanlıktı )
(bkz: unutursak kalbimiz kurusun)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?