milli takıma giden oyuncuların yokluğuna bağlı olarak zoraki değişen dizilişin takım savunmasını brezilya ürünü hücumlar karşısında helâk ettiği karşılaşma.
devre arasında yazacaktım aslında bu entry'i ama maç sonuna kadar beklememin daha mantıklı olduğuna karar verdim. 11 oyuncudan 4’ünün orijinal mevkisinin striker olduğu 4-2-2-2'ye benzer bir dizilişle yer aldık sahada.
(bkz: michael eneramo)
(bkz: filip holosko)
(bkz: dentinho)
(bkz: ömer şişmanoğlu)
ismail ve holosko(+uğur boral) sakatlıktan yeni dönmüş, geri kalanı ise birbirleriyle oynamaya alışık olmayan ve maç tecrübesi az isimler. hâl böyleyken shaktar gibi bir takıma karşı alınan bu sonuç için bence takımı ve hocayı eleştirmek haksızlık olur dostlar.
bilic'i eleştirebileceğimiz tek nokta 30 küsür kişilik a takım kadrosunun 11 haftalık periyot sonunda hâlâ hazır 18 tane oyuncusunun bulunmaması. yani sezon başında geçen sene başımızı epey ağrıtan sakatlıkların da etkisiyle alternatifi bol ve doğru kullanıldığında verim alınabilecek potansiyelli oyuncular kazandırıldı bu takıma. buna rağmen en ufak sakatlıkta ve ceza durumunda oldukça aksıyoruz. düşündürücü olan konu bu.
onun dışında zaten bildiğimiz bir tablonun yansımasıydı bu karşılaşma. fernandes'in miadı taraftarın gözünde dolmuş göründü, ağzıyla kuş tutsa yaranamayacak daha sanırım. takımın tümü tel tel dökülürken ve takım defansif ve ofansif organizasyon konusunda bitikken dâhi günah keçisi ilân edilebiliyor adam. en iyisi gönderelim ve rahat edelim gitsin, sonra da en büyük beşiktaş diye mastürbasyon yapmaya devam edelim. ben istediği paranın ne olduğunu bilmiyorum, yönetim el altından bilgi mi sızdırıyor, yoksa medya tarafından üzerine mi oynanıyor anlamıyorum ama bildiğim birşey varsa her ne yapılıyorsa kesinlikle başarılı oluyor. teknik açıdan yeterliliklerini sorgulayabiliriz, özelliklerini, karakterini, katkısını tartışabiliriz ama kin duyma aşamasına gelen çok sayıda beşiktaşlı görüyorum. garipsiyorum, çünkü bu adamın sınırlarını biliyorum. bu adam hiçbir zaman bir hero değildi zaten, zorla hero yapmaya çalıştık, beşiktaş’ı sahiplensin istedik, gladyatör olsun, önder olsun istedik. aslında çok şey istedik, bir sanatçıdan bir siyasetçi yaratmak istedik. nihayetinde bu tutmadı, tutmayınca da sinirlendik, adam asmaca oynamak istedik. bugün gelinen nokta tam olarak böyle ne yazık ki.
evet, bence de kimse beşiktaş'tan üstün değildir, ama bu mottonun arkasına sığınıp dar vizyonlara kılıf uydurmak yanlış. Yıllarca bu böyle olmadı mı? 8 yıllık kara dönemde tüpçü genlerimizle öyle bir oynadı ki, sabır namına pek şey kalmadı taraftarda, ondan daha vahimiyse etraflıca düşünemez olduk artık. yıllardır gelmeyen başarılar, herkese mesihmiş gibi sarılmamıza neden oluyor. hayal dünyamızda yarattığımız ütopyayı reelde göremeyince de anında sahte mesih olarak yaftalıyoruz herkesi. ben bu duruma karşı çıkıyorum, çünkü bu böyle gittiği sürece isimler değişse de senaryo 5 sene sonra da 15 sene sonra da aynı kalacak. nice genç futbolcular, nice yıldız isimler, nice bilic’ler, nice önder özen’ler sonsuz bir kısır döngünün birer parçaları olarak harcanıp gidecekler. maradona benzeri bir tanrının bir daha dünyaya gelme ihtimâlini yok sayarsak bu durum değişecek gibi de görünmüyor dostlar.
farkında olmadan kendi kanserimizi kendi ellerimizle yaratıyoruz aslında. aynı anda hem bir idealistin dik duruşuna ve romantik tutkusuna hem de bir mağaza müşterisinin doymak bilmez isteklerine sahip olmaya çalışıyoruz. buna da beşiktaş kanseri ismini veriyoruz. düşündürücü olan esas konu bu.
14 kasım 2013 beşiktaş shakhtar donetsk maçı
beşiktaş futbol takımının tel tel döküldüğü karşılaşma. ötesi berisi yok. nasıl silik bir ilk yarı idi; 1 attığımıza pişman olduk.
takım savunması neydi biri oturup bu 11 adama anlatmalı
takım savunması neydi biri oturup bu 11 adama anlatmalı
kardeşimi askere göndereceğim haftaya denk gelen bir hazırlık maçı olması nedeniyle önceleri çok önemsemediğim maç.
peki ya şimdi?!!
gözümde adeta bir memleket meselesi.
peki ya şimdi?!!
gözümde adeta bir memleket meselesi.
dakika 80 ve ömer şişmanoğlu yerine genç oyuncumuz alperen doğan girdi.
73. dakikada filip holosko yerine uğur boral'ın girdiği karşılaşma.
beksiz çıksak daha az gol yiyeceğimizi düşündüğüm maç
ismail köybaşı - ramon motta değişikliği bence uygun bi değişiklik değil. cezalı duruma düşen motta'nın yerine ismail'den başkası oynamayacak. oynamayan bi adamı dinlendirmek istemiş olamaz heralde biliç. gerçi 4-1 in açılmasından da çekinmiş olabilir bu yüzdense bu değişiklik saygı duyarım.
manuel fernandes'in yerine genç samet girdi.
götünü kaldıramayan bir eneramo ile gol aradığımız karşılaşma.
ismail köybaşı yerini ramon motta'ya, kerim frei ise mehmet akgün ile yer değiştiriyor. aklım ermedi bu değişikliğe.
54. dakikada dentinho'nun verdiği pası manuel fernandes penaltı noktasından dışarı gönderdi.
bu maçta tölerans göstereceğim 2 isim var biri kesinlikle holosko hem yeri yer değil hem de sakattı, diğeri de ismail aylarca sakat kaldı.
geri kalan adamlar kerim miş dentinho artisiymiş escude francoymuş bi geçeceksiniz. eneramo ortada yok. orta saha sana top atmıyosa git saldır ve al iyi niyetini göster en azından. ondan sonra da neden almeida da ısrar ediliyo hala. e hadi tercih sebebi olacağın maç göster kendini al formayı.burası beşiktaş lan hanımın çiftliği değil.
geri kalan adamlar kerim miş dentinho artisiymiş escude francoymuş bi geçeceksiniz. eneramo ortada yok. orta saha sana top atmıyosa git saldır ve al iyi niyetini göster en azından. ondan sonra da neden almeida da ısrar ediliyo hala. e hadi tercih sebebi olacağın maç göster kendini al formayı.burası beşiktaş lan hanımın çiftliği değil.
ne olursa olsun sen beşiktaşsın adamlarını denemek için gerekirse 5 yiyemezsin. holosko da neymiş ya sağ bekte, nerde bu serdar, o yoksa da başka adam yok nası iş bu
ekşi sözlük'teki gs'li trollerin fırsat bu fırsat deyip trollendiği maç.
(bkz: ele güne rezil olmak)
(bkz: ele güne rezil olmak)
bir 8 vakası daha yaşamamızın işten bile olmadığı maç.
beşiktaş'ta cenk gönen, filip holosko, pedro franco, julien escude ve ismail köybaşı'nda oluşan kale + savunma hattının ilk defa bir arada oynadığı karşılaşma. birbirinin tarzlarını tanımama, iletişim kopukluğu vb. pek çok fakörü var hâliyle.
çok fazla kızamıyorum.
çok fazla kızamıyorum.
franco yerinde değil escude onu ismail de escude'nin yerini kapatınca sol bek boş kalıyo ve 4. golü yiyoruz. defans oyuncususunuz duracağınız yeri bilmiyosunuz.
edit: yenmemiz için blackeagle1903'ün evi maç süresince terketmesi gereken maç. biz attığımız golde de yediklerimizde de aynı yerdeydik bi etkimiz yok haydi blackeagle1903 şimdi onlar düşünsün [ybkz]swh[/ybkz]
edit: yenmemiz için blackeagle1903'ün evi maç süresince terketmesi gereken maç. biz attığımız golde de yediklerimizde de aynı yerdeydik bi etkimiz yok haydi blackeagle1903 şimdi onlar düşünsün [ybkz]swh[/ybkz]
1-4 ve hala ilk yarı...
1-4 geriye düştüğümüz maç.
edit: eve geldim 1-1 oldu. odamdan çıkıp skora bakmaya geldim 1-2 oldu, zaman geçti tekrar skor için çıktım odamdan 1-3, tekrar odama gittim zaman geçti, skor için çıktım 1-4 oldu. daha odayı terketmiyorum lan.
edit: eve geldim 1-1 oldu. odamdan çıkıp skora bakmaya geldim 1-2 oldu, zaman geçti tekrar skor için çıktım odamdan 1-3, tekrar odama gittim zaman geçti, skor için çıktım 1-4 oldu. daha odayı terketmiyorum lan.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?