kesinlikle ilk golden hemen sonra kalemizde gördüğümüz pozisyondu. top havadayken kaleye gitmesin diye dua ettim, çok tehlikeli bir yerde yere düşüp neyse ki direğe vurdu. daha sonra egemen pozisyonun başındaki hatasını telafi edip topu kornere attı. eğer bu gol olsaydı belki de maçı çeviremezdik, bu açıdan önemliydi.
14 aralık 2011 beşiktaş stoke city maçı nın kırılma anı
bence de bu pozisyondu.ayrıca egemenin o topa rakip oyuncudan daha önce müdahele etmemesi ve sinirlerimizi bozması düşündürücüdür.
manuel fernandesin, maruz kaldığı faulde yıkılmayıp, akıl dolu ara pasını ayağından çıkardığı andır.
eğer gol olsa halı saha golü olarak, topun en yukarı kadar çıkıp, birden keskin halde kalemize indiği andır. bu tip pozisyonlar genelde halı sahalarda olur, şişirilen top üstte ki ağa takılır, şimşek gibi aşağıya iner
bazı anlar vardır şansızlığınızın kurbanı olursunuz, daha iyi olmanıza rağmen bütün çalışmalarınız, çabalarınız boşa gider, kaybetme ihtimalinizi en derin şekilde ne zaman hissederseniz o an daha bi asılır, saldırırsınız, kazanmanın hırsı dolar bünyeye, işte öyle bir an oldu ve o topun direkten dışarı çıkması bizim için bir ışık, hırs, umut, bir işaret olmuştur.
Holosko'nun oyundan çıktığı andır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?