sezonun, şimdiye kadar ki taraftarın en büyük isyanı olan maç sanırım. başta samet aybaba olmak üzere, kaleci ve oyunculara çok sağlam küfür edildi tribünde. ligin en başarısız sezonu olmalı. gerek 4 büyükler, gerekse diğer takımlar için. her takım bir şekilde puan almaya bakıyor. beşiktaş bugün samet aybaba ile çok şeyler yapmadı. beşiktaş bugün 20 maç yapmış, 8 galibiyet, 8 beraberlik, 4 malubiyet. bu bir başarı değildir. ve bu 12 maçın % 50 si inönü de oynanmıştır.
rakibin güçlü. bu sezon 3 büyük takıma 3 gol atmış, beşiktaş'ı da yense tarihe geçecek. sen fernandes'i oyundan nasıl çıkarırsın? almeida hadi devam etmek istemedi tamam. escude'yi aylarca oynatmamışsın, zamanı bu maçın bilmem kaçıncı dakikasında mı geldi? hakemi filan geçtim, bu maç gerçekten beşiktaş'ı bitirmek için oynanmıştır. taraftarı kimse aptal yerine koymasın. taraftar da artık tepkisini koysun.
bilet fiyatlarından dolayı tribünde yeni açık kapalıyı ezmiştir. bu da beşiktaş'a yakışmadı. yine de çarşıyı tebrik etmek gerekir. azınlıkla yine öncülüğünü yaptı.
en kötü açıklama fikret orman'dan geldi. "maç 2-0'ken 2-2 biten maç çok üzücü." sanki demet akalın'a sormuşsun gibi.
yaradan beşiktaş'ımı korusun
1 şubat 2013 beşiktaş kdç karabükspor maçı
Her yönüyle sinir hastası edebilecek bir karşılaşma. Ersan'ın ayağına öküz gibi basılmasının görülmemesine mi kızarsın, bırak yarısından fazlasını tamamen içerideki topa bayrak kaldıran gözleri ya da zihni sorunlu yan hakeme mi yoksa 2-0'dan 10 kişi kalmış takıma bir şekilde maçı veren takıma mı. Bir de bazı oyuncuların adeta artist hareketleri yok mu?! Ciddi bir toparlanma gerekiyor takım için. Psikolojik destek alıyorlar mı profesyonel olarak bilmiyorum ama takım için sporcu psikologu şart.
rakip takımın 10 kişi kalmasının ardından; televizyondan, yanlışlıkla, 27 ocak 2013 galatasaray beşiktaş maçının gösterildiği karşılaşma.
hatalarımızdan asla ders almadığımızı ve almayacağımızı gözümüze sokan karşılaşma.
roberto hilbert'in yedeği olacak olan rıdvan şimşek'i gönderip de, mehmet akgün'ü getiren hocamızın; orta sahada deli gibi baskı yapan rakibe karşı, 4-2-4 ile galip gelme arzusuna kapıldığı karşılaşma.
her ne kadar oyundan alınması anlamsız olsa da; manuel fernandes'in, sakatlığın fiziksel ve ruhsal bunalımından hâlâ kurtulamadığını beyan ettiği karşılaşma; arz ederiz.
dentinho'dan[ybkz]swh[/ybkz] "benden adam olmaz" şarkısının remix'ini dinlediğimiz karşılaşma.
sinan kurumuş'un, daha kırk kutu forma ıslatması ve kendisi hakkında acele edilmemesi gerekliliğini fısıldadığı karşılaşma.
ersan adem gülüm'ün, muhteşem porto performansının kredisini daha ne kadar kullanmaya niyeti olduğunu artık açıklamasının farz olduğu karşılaşma.
allan mcgregor ve olcay şahan'a ayan beyan küfür edenlerin, tam olarak nereye saklandıklarını anlayamadığımız karşılaşma.
tomas sivok'un bayrağını, kaptan ibrahim toraman'ın taşımaya çalıştığı karşılaşma.
hugo almeida'dan, bu sezon kendisinden bize artık fayda gelmeyeceğini, saçlarımızı okşayarak gözyaşları içinde anlatmaya çalıştığı karşılaşma.
mamadou niang'ın kulaklarının çınlatıldığı karşılaşma.
"artık 3 5 2 mi oynasak lan acaba?" diye hunharca fikirlere kaptıran karşılaşma.
hakemlerin, yine, bildiğiniz gibi, görevlerini yerine getirdiği karşılaşma.
tamamlanmasının ardından, hiçbir basın organı aracılığıyla, kendisinden haber almamak konusunda inat ettiğim karşılaşma.
gecenin en karanlığında, en soğuğunda, boş rakı şişesi ve sigara paketine boş gözlerle bakıp kalmamıza neden olan karşılaşma.
kanserin, bedenlerimizde, 1-2 santim daha yayılmasının baş aktörü olan karşılaşma.
hatalarımızdan asla ders almadığımızı ve almayacağımızı gözümüze sokan karşılaşma.
roberto hilbert'in yedeği olacak olan rıdvan şimşek'i gönderip de, mehmet akgün'ü getiren hocamızın; orta sahada deli gibi baskı yapan rakibe karşı, 4-2-4 ile galip gelme arzusuna kapıldığı karşılaşma.
her ne kadar oyundan alınması anlamsız olsa da; manuel fernandes'in, sakatlığın fiziksel ve ruhsal bunalımından hâlâ kurtulamadığını beyan ettiği karşılaşma; arz ederiz.
dentinho'dan[ybkz]swh[/ybkz] "benden adam olmaz" şarkısının remix'ini dinlediğimiz karşılaşma.
sinan kurumuş'un, daha kırk kutu forma ıslatması ve kendisi hakkında acele edilmemesi gerekliliğini fısıldadığı karşılaşma.
ersan adem gülüm'ün, muhteşem porto performansının kredisini daha ne kadar kullanmaya niyeti olduğunu artık açıklamasının farz olduğu karşılaşma.
allan mcgregor ve olcay şahan'a ayan beyan küfür edenlerin, tam olarak nereye saklandıklarını anlayamadığımız karşılaşma.
tomas sivok'un bayrağını, kaptan ibrahim toraman'ın taşımaya çalıştığı karşılaşma.
hugo almeida'dan, bu sezon kendisinden bize artık fayda gelmeyeceğini, saçlarımızı okşayarak gözyaşları içinde anlatmaya çalıştığı karşılaşma.
mamadou niang'ın kulaklarının çınlatıldığı karşılaşma.
"artık 3 5 2 mi oynasak lan acaba?" diye hunharca fikirlere kaptıran karşılaşma.
hakemlerin, yine, bildiğiniz gibi, görevlerini yerine getirdiği karşılaşma.
tamamlanmasının ardından, hiçbir basın organı aracılığıyla, kendisinden haber almamak konusunda inat ettiğim karşılaşma.
gecenin en karanlığında, en soğuğunda, boş rakı şişesi ve sigara paketine boş gözlerle bakıp kalmamıza neden olan karşılaşma.
kanserin, bedenlerimizde, 1-2 santim daha yayılmasının baş aktörü olan karşılaşma.
akıllara 2009 yılındaki konyaspor maçından sonra büyük kaptan vedat okyar'ın meşhur sözünü getiren maç;
2 şeyden hiç anlamıyorum. birincisi arap radyosu. bir gürültüdür, patırtıdır gider, hiçbir şey anlamazsın. ikinci anlamadığım şey de, beşiktaş’ın oyun içinde ne yaptığı.
evet. arap radyosundan anlamıyoruz samet hoca, arap radyosundan anlamıyoruz çocuklar. kendiniz olun, kendinize gelin.
2 şeyden hiç anlamıyorum. birincisi arap radyosu. bir gürültüdür, patırtıdır gider, hiçbir şey anlamazsın. ikinci anlamadığım şey de, beşiktaş’ın oyun içinde ne yaptığı.
evet. arap radyosundan anlamıyoruz samet hoca, arap radyosundan anlamıyoruz çocuklar. kendiniz olun, kendinize gelin.
tam olarak neye kızmam gerektiğini kestiremedim, akşamdan beri düşünüyorum birileri suçlanmalı diyorum, top toplayıcısından en uzak tribünde oturan taraftara kadar herkesin suçlu olduğunu düşünüyorum, ancak birinciliği orta sahamıza vermeden edemeyeceğim. ikinciliği samet aybaba'ya bi tabi.
hakem aauuuuuv söylemleri umrum değil, ben kızmam gerektiğini biliyorum ancak sorunların öncesi çok öncesi var.
hakem aauuuuuv söylemleri umrum değil, ben kızmam gerektiğini biliyorum ancak sorunların öncesi çok öncesi var.
olmasaydı sonumuz böyle.
hayal kıran maç. bir şu cuma maçlarından bir de 2-2'den bıktık artık, hatta artık beyaz forma giyelim mümkünse, tamam seviyoruz kırmızı formamızı ama siyah şort-beyaz forma ile bir hafta sonu akşamında görelim şu takımı inönü'de.
hakemi aradan çıkaralım önce, çuvaldızı kendimize batırırız;
bu yunus yıldırım nasıl hakemlik yapıyor gerçekten anlamıyorum. adamın avantaj oynatma gibi bir düşüncesi yok, pozisyonları süzemiyor, eyyamcının teki ve yardımcıları bundan da beter. en az 4 kere avantaja bırakmadı herif, ilk yarıda ortalığı kan götürürken eli cebine gitmedi, korner almamız gereken pozisyonda aut verip üstüne itiraz eden toraman'a sarı çıkardı, üstüne tüy dikti şunu saymadı;http://www.facebook.com/photo.php?v=3791525886721
lan şaka gibi ya, hadi orta hakem göremez bunu, naiflik edelim, yan hakem ne sikim iş tutar ya? yan hakemin bulunma sebebi bu tarz pozisyonlar değil mi zaten? aynı pozisyon kadıköy'de yaşansa iptal edebilir misin yunus yıldırım? maç defalarca durmuş, oyun soğumuş, adam ilk yarıda 5 dakika uzatmışken ikinci yarıda 3 dakika veriyor. izafiyet teorisi bile açıklayamaz lan bunu.
zaten durumun vahametini anlamanız için google'a 'verilmeyen gol' yazın, çıkan sonuçlardan birisi 'beşiktaşın verilmeyen golü'. e ama, amlarına koyayım onların çok ayıp ediyorlar, ayıp günah yahu.
hakem ibneliklerini bitirdik mi? tamam şimdi takıma geçebiliriz;
bir şekilde 2 farkı bulmuşuz, tek yapmamız gereken savunmada sağlam durup orta sahada sakin bir şekilde paslaşıp oyunun kontrolünü ele almak. rakip zaten 10 kişi, 70'e kadar gol bulamazsa üstüne gelecek şuursuzca, o boşluklardan birini değerlendirdiğin an maç kopacak. gerçekten sadece söylemesi değil, yapması da bu kadar basit.
ne oldu? saçma sapan bir gol yedik, galatasaray maçında yediğimiz ilk golün aynısı. yine mehmet akgün kayıplarda. e hoca, sen galatasaray maçından yeterli dersi almadın mı ki hala aynı terane?
ersan'ın malum goldeki laubaliliği ha keza, beyimiz topu alıyor, lütfen bi dönüp kaleye oynayacak.. lan elin adamı senin gibi ağır çekimde mi oynuyor? ha keza çok merak ediyorum bu maçtan sonra da mcgregor'a laf eden var mıydı diye, ulan her maç en az 15 geri pas yapılıyor bu adama, önünde pimi çekilmiş bombalarla oynuyor herif, hala 'makgıregır çok rererö'. kalede görmek istedikleri adamın özelliklerini robot resim yöntemiyle bir araya getirdiğinde casillas çıkıyor adamların haberi yok. madem istemede sınırınız yok, kaleye casillas isteyene kadar savunmaya piqué falan isteyin be.
ha bir de şu var, 10 kişilik haliyle karabük o kadar tempolu oynadı, o kadar baskı yaptı ki, beşiktaş forması giyen o heriflerin yerine ben utandım. baskı yok,koşma yok, oyun kurma zaten yok, panikle bir şeyler yapılıyor. bu mu olması gereken?
fernandes çıkıyor dentinho giriyor, e peki forveti beşleyelim mümkünse, orta sahada organizasyon olmazsa o forvetler nasıl pozisyona girecek? duyamadım? ney? evet.
daha söylenecek çok şey var da, herkes gibi benim de canım sıkılıyor. her maç karşılaştığımız, 1 puan için yapmayacağı şerefsizlik olmayan küçük takımların küçük insancıkları, tetikçi şeref yoksunu hakemler, daha bir gol yedikten sonra stresten siki çarşafa dolayan oyuncularımız... ulan sinan topu çizgiden çeviriyor, karabüklülerin eli havada, yangın yapıyorlar bizimkiler kedi gibi geri dönüyor. lan önünde oluyor olay, itiraz etsene.
sonuç olarak yine bize hüsran maçıdır. artık önümüzdeki maçlara bakalım bir zahmet.
hakemi aradan çıkaralım önce, çuvaldızı kendimize batırırız;
bu yunus yıldırım nasıl hakemlik yapıyor gerçekten anlamıyorum. adamın avantaj oynatma gibi bir düşüncesi yok, pozisyonları süzemiyor, eyyamcının teki ve yardımcıları bundan da beter. en az 4 kere avantaja bırakmadı herif, ilk yarıda ortalığı kan götürürken eli cebine gitmedi, korner almamız gereken pozisyonda aut verip üstüne itiraz eden toraman'a sarı çıkardı, üstüne tüy dikti şunu saymadı;http://www.facebook.com/photo.php?v=3791525886721
lan şaka gibi ya, hadi orta hakem göremez bunu, naiflik edelim, yan hakem ne sikim iş tutar ya? yan hakemin bulunma sebebi bu tarz pozisyonlar değil mi zaten? aynı pozisyon kadıköy'de yaşansa iptal edebilir misin yunus yıldırım? maç defalarca durmuş, oyun soğumuş, adam ilk yarıda 5 dakika uzatmışken ikinci yarıda 3 dakika veriyor. izafiyet teorisi bile açıklayamaz lan bunu.
zaten durumun vahametini anlamanız için google'a 'verilmeyen gol' yazın, çıkan sonuçlardan birisi 'beşiktaşın verilmeyen golü'. e ama, amlarına koyayım onların çok ayıp ediyorlar, ayıp günah yahu.
hakem ibneliklerini bitirdik mi? tamam şimdi takıma geçebiliriz;
bir şekilde 2 farkı bulmuşuz, tek yapmamız gereken savunmada sağlam durup orta sahada sakin bir şekilde paslaşıp oyunun kontrolünü ele almak. rakip zaten 10 kişi, 70'e kadar gol bulamazsa üstüne gelecek şuursuzca, o boşluklardan birini değerlendirdiğin an maç kopacak. gerçekten sadece söylemesi değil, yapması da bu kadar basit.
ne oldu? saçma sapan bir gol yedik, galatasaray maçında yediğimiz ilk golün aynısı. yine mehmet akgün kayıplarda. e hoca, sen galatasaray maçından yeterli dersi almadın mı ki hala aynı terane?
ersan'ın malum goldeki laubaliliği ha keza, beyimiz topu alıyor, lütfen bi dönüp kaleye oynayacak.. lan elin adamı senin gibi ağır çekimde mi oynuyor? ha keza çok merak ediyorum bu maçtan sonra da mcgregor'a laf eden var mıydı diye, ulan her maç en az 15 geri pas yapılıyor bu adama, önünde pimi çekilmiş bombalarla oynuyor herif, hala 'makgıregır çok rererö'. kalede görmek istedikleri adamın özelliklerini robot resim yöntemiyle bir araya getirdiğinde casillas çıkıyor adamların haberi yok. madem istemede sınırınız yok, kaleye casillas isteyene kadar savunmaya piqué falan isteyin be.
ha bir de şu var, 10 kişilik haliyle karabük o kadar tempolu oynadı, o kadar baskı yaptı ki, beşiktaş forması giyen o heriflerin yerine ben utandım. baskı yok,koşma yok, oyun kurma zaten yok, panikle bir şeyler yapılıyor. bu mu olması gereken?
fernandes çıkıyor dentinho giriyor, e peki forveti beşleyelim mümkünse, orta sahada organizasyon olmazsa o forvetler nasıl pozisyona girecek? duyamadım? ney? evet.
daha söylenecek çok şey var da, herkes gibi benim de canım sıkılıyor. her maç karşılaştığımız, 1 puan için yapmayacağı şerefsizlik olmayan küçük takımların küçük insancıkları, tetikçi şeref yoksunu hakemler, daha bir gol yedikten sonra stresten siki çarşafa dolayan oyuncularımız... ulan sinan topu çizgiden çeviriyor, karabüklülerin eli havada, yangın yapıyorlar bizimkiler kedi gibi geri dönüyor. lan önünde oluyor olay, itiraz etsene.
sonuç olarak yine bize hüsran maçıdır. artık önümüzdeki maçlara bakalım bir zahmet.
sinan kurumuş'un topu çizgiden çevirdiği ancak hakem yunus yıldırım'ın topun dışarıdan çevrildiği gerekçesiyle devamında gol olan pozisyonu kestiği 2-2 sonuçlanan stsl karşılaşmasıdır.
samet aybaba'nın elleriyle verdiği maç. alışkanlık haline getirdi tabii bu durumu, bırakmak zor oluyor biraz...
öncelikle, ersan'a faul vardı yoktu, golümüz verilmedi falan filan... bunları bir geçeceksin. bir anadolu takımına 2-0'dan maçı vermenin hiçbir izahı olamaz. evet hakem yine bizi yakmış olabilir. ama artık bahane olarak hakeme sığınmayın. bu maçın bahanesi hakem kesinlikle olamaz !
dentinho diye bir adam transfer ettik biz. bu adamı oynatmıyacaksan neden transfer edersin ? almedia'nın sakatlanmasından sonra oyuna sinan'ı alarak hem bizi hemde o çocuğu yaktın. fernandes'i oyundan çıkarmak hangi akla mantığa sığar onu anlayamadım ? o adamı oyundan çıkarırken neler düşündün çok merak ediyorum. oyunda adam akıllı top tutabilen 2 tane oyuncumuz var zaten. bunlardan en etkilisi fernandes, sen gel bu adamı oyundan çıkar. olacak iş mi ? o da sana çok güzel bir şekilde tepkisini koydu, çok da iyi yaptı.
maçın son dakikalarında, hiçbir sakatlığı, sarı kartı olmamasına rağmen, defans oyuncusu ersan'ı oyundan çıkarıpta,yerine yine defans oyuncusu escude'yi almanın mantıklı bir izahını yapabilecek misin samet ?
evet, yapamayacaksın. ben senin yerine yapayım :
bu değişiklik tamamen ersan'ı taraftarın önüne atmak için yapılmış olan bir değişikliktir. tepkileri ersan'ın üzerine çekmek için yapılmış bir harekettir. bilerek veya bilmeyerek... bilerek yaptıysan zaten söyleyecek bir şey yok. ha bilmeyerek yaptıysan da, taraftarın o oyuncuya tepki vereceğini akıl edemeyecek kadar özürlü müsün ? bunu düşünemeyen bir adamın beşiktaş'ta teknik direktör olması mantıklımıdır ? son maçlarda yaptığın taktik hataları değil, yaptığın bu değişiklik, seni benim gözümde 0'ın altına indirdi. artık ben seni bu takımın başında görmek istemiyorum, istifanı bekliyorum.
ersan'a da kısaca değinmek gerekirse, tamam pozisyon faul olabilir ama o pozisyonda yaptığın lakaytlığı sindirmek mümkün değil. son adamsın,topu ayağından biran önce çıkaracaksın. o yüzden hiç bahane olarak faule sığınma.
ayrıca, mesut bakkal'ın '' fernandes'in çıkmasına sevindim '' açıklaması da günün bir nevi özetidir...
öncelikle, ersan'a faul vardı yoktu, golümüz verilmedi falan filan... bunları bir geçeceksin. bir anadolu takımına 2-0'dan maçı vermenin hiçbir izahı olamaz. evet hakem yine bizi yakmış olabilir. ama artık bahane olarak hakeme sığınmayın. bu maçın bahanesi hakem kesinlikle olamaz !
dentinho diye bir adam transfer ettik biz. bu adamı oynatmıyacaksan neden transfer edersin ? almedia'nın sakatlanmasından sonra oyuna sinan'ı alarak hem bizi hemde o çocuğu yaktın. fernandes'i oyundan çıkarmak hangi akla mantığa sığar onu anlayamadım ? o adamı oyundan çıkarırken neler düşündün çok merak ediyorum. oyunda adam akıllı top tutabilen 2 tane oyuncumuz var zaten. bunlardan en etkilisi fernandes, sen gel bu adamı oyundan çıkar. olacak iş mi ? o da sana çok güzel bir şekilde tepkisini koydu, çok da iyi yaptı.
maçın son dakikalarında, hiçbir sakatlığı, sarı kartı olmamasına rağmen, defans oyuncusu ersan'ı oyundan çıkarıpta,yerine yine defans oyuncusu escude'yi almanın mantıklı bir izahını yapabilecek misin samet ?
evet, yapamayacaksın. ben senin yerine yapayım :
bu değişiklik tamamen ersan'ı taraftarın önüne atmak için yapılmış olan bir değişikliktir. tepkileri ersan'ın üzerine çekmek için yapılmış bir harekettir. bilerek veya bilmeyerek... bilerek yaptıysan zaten söyleyecek bir şey yok. ha bilmeyerek yaptıysan da, taraftarın o oyuncuya tepki vereceğini akıl edemeyecek kadar özürlü müsün ? bunu düşünemeyen bir adamın beşiktaş'ta teknik direktör olması mantıklımıdır ? son maçlarda yaptığın taktik hataları değil, yaptığın bu değişiklik, seni benim gözümde 0'ın altına indirdi. artık ben seni bu takımın başında görmek istemiyorum, istifanı bekliyorum.
ersan'a da kısaca değinmek gerekirse, tamam pozisyon faul olabilir ama o pozisyonda yaptığın lakaytlığı sindirmek mümkün değil. son adamsın,topu ayağından biran önce çıkaracaksın. o yüzden hiç bahane olarak faule sığınma.
ayrıca, mesut bakkal'ın '' fernandes'in çıkmasına sevindim '' açıklaması da günün bir nevi özetidir...
şampiyonluğa yürümek istiyorsak skoru korumalıyız. hakem hataları falan bunları geçelim, biz bugün hakemlere rağmen rahatlıkla kazanabilirdik ama yapılan değişiklikler ve bazı oyuncularımızın çok kötü oyunu, mehmet akgün ve ersan gülüm (hemen kaleciye dönmeliydi), bu duruma sebep oldu.
ülker link sahibi arkadaşların mesaj ışığımı yakması gereken karşılaşma.
insanity adlı hayvani programın ikinci gününü bitirmiş olmama rağmen sızlayan bacaklarım, kalçalarım ve bilimum parçamla tam takım statta yerimi alacağım maç.
bunu niye yazıyorum? çünkü ben bu kadar hayvani bir süreçten geçip takıma destek için gözümü kırpmadan o kadar yol yapıyorsam o takım koşacak. takım mücadele edecek. bunu bizden esirgeyeceklerini sanmıyorum zaten, hadi hayırlısı.
yasal uyarı: kontrataklara dikkat. hızlı çıkıyorlar,savunma arkasına atılan toplara bilhassa dikkat.
bunu niye yazıyorum? çünkü ben bu kadar hayvani bir süreçten geçip takıma destek için gözümü kırpmadan o kadar yol yapıyorsam o takım koşacak. takım mücadele edecek. bunu bizden esirgeyeceklerini sanmıyorum zaten, hadi hayırlısı.
yasal uyarı: kontrataklara dikkat. hızlı çıkıyorlar,savunma arkasına atılan toplara bilhassa dikkat.
+4'ümle meyhaneden katılacağım maçtır, heyecanına.
niyetimizde ufak boşluklar olduğunu fark ettik. kesin olmamakla birlikte "galiba" geliyoruz olarak durumumuzu yeniledik.
kafa karıştıran maç
kafa karıştıran maç
ani bir kararla tüm yorgunluğumuza rağmen niyet ettik allah rızası için. geliyoruz.
düşündükçe afedersiniz çişimi getiren maçtır.
şimdi zaten heyecanlıyım her maç günü olduğu gibi. bir de akşam yiyeceğim soğuğu çok iyi biliyorum. bunun dışında ayrı bir önem atfediyorum bu maça. şöyle ki, karabük hakikaten şu anki silkelenmiş ve kendine gelmiş haliyle büyük tehlike. bu hafta gs yaralı bursa deplasmanında, fener de evinde sivas ile oynayacak. bana kalırsa ikisi de galip gelecek ve haliyle muhakkak almamız lazım bu maçı.
şimdi bakıyorum da belki biraz abartıyor olabilirim. herhalde gerçekten çişim var, bilemiyorum...
şimdi zaten heyecanlıyım her maç günü olduğu gibi. bir de akşam yiyeceğim soğuğu çok iyi biliyorum. bunun dışında ayrı bir önem atfediyorum bu maça. şöyle ki, karabük hakikaten şu anki silkelenmiş ve kendine gelmiş haliyle büyük tehlike. bu hafta gs yaralı bursa deplasmanında, fener de evinde sivas ile oynayacak. bana kalırsa ikisi de galip gelecek ve haliyle muhakkak almamız lazım bu maçı.
şimdi bakıyorum da belki biraz abartıyor olabilirim. herhalde gerçekten çişim var, bilemiyorum...
cuma klasiği olarak külüstür'de tek başıma içip başlamasını beklediğim maç.
fazladan bir adet biletimin olduğu müsabakadır efendim.
12 saat sonra oradayız
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?