ömrümde hayatımda duyduğum en büyük yalan. sırf bir isime laf sokabilmek için, yazarın kendi kafasında uydurduğu hayal. tek bir yorum var;
(bkz: at yalanı sikeyim inananı)
tabi sadece inanan lafım yok, yalanı atana da bir hatırlatmam var;
yıldırım demirören in fenerbahçemiz demesi sonrası senin başın yere bakmadıysa, bence başkanın demirören gibi, sende federasyona git. bu bir tehdir ya da kovma çabası değildir.ciddiyim bak. demirörensiz beşiktaş sen de pek bi anlam ifade etmiyor.
he bir de malum laf sonrası o başın yere eğilmediyse, korkma bir daha da eğilmez. ben daha ağırını yaşamadım zira bir beşiktaş lı olarak
yıldırım demirören ama bir gün olsun başımızı yere baktırtmadı
bunu kim demişse yazıklar olsun ona yuh ya
##219640
yere bakacak kadar yüzü olmayan yalaka kişinin söylemidir.
ama o fenerbahçemız derken klüpler birliği başkanı olarak konuştu şeklinde de bir savunma vardı o dönem ayrıca beşiktaş evrakta sahtekarlik yaptı avrupaya gidemedı buna tepkisiz kaldıysan sen bi kendini sorgula başarısız olsun gidemesin bi yere alışkıniz zaten başarısizliğa ama sahtekarlik ve beşiktaş aynı cümlede bulunamayacak bulunmamasi gereken kelimeler bu cümleyi kuran hala demiröreni övmeye çalışanlar 8senede döktükleri gözyaşlarini geçirdikleri sinir krizlerini düşünsünler bunların hiç biri olmadıysa zaten sevmememissin sen hiç beşiktaşi
"çünkü hep göz boyamak için getirdiği yıldızlara bakıyorduk" şeklinde devam etmesi gereken tespit.
işte biz buna "obaaa" diyoruz.
ya bunu söyleyen arkadaşla aynı fikirde olmak mümkün değil ama arkadaşın da uluorta üstüne gitmenin manası yok ey ahali. pitır'ın görüşü bu şekildeymiş. ateşlenmiş, hararet yapmış olabilir.[ybkz]swh[/ybkz]
ya bunu söyleyen arkadaşla aynı fikirde olmak mümkün değil ama arkadaşın da uluorta üstüne gitmenin manası yok ey ahali. pitır'ın görüşü bu şekildeymiş. ateşlenmiş, hararet yapmış olabilir.[ybkz]swh[/ybkz]
anın gazıyla yanlış ifade edilmiş yazar düşüncesi.[ybkz]swh[/ybkz]
yoksa yani yd kulübün başına geldikten itibaren vicente del bosque nin gelişi dışında ne ara başımızı kaldırabildik ki?
yoksa yani yd kulübün başına geldikten itibaren vicente del bosque nin gelişi dışında ne ara başımızı kaldırabildik ki?
ironi olması gönülden istenen tümce.
ohhhooooo ben yokken buralar bayaaa coşmuş dedirten, beşiktaşlı olduğunu iddia eden yavşaklar tarafından linçe tabii tutulmuş, sıradan basit bir taraftar söylemi..
söylicek çok şey var ama,
şimdi başlıktaki sözün izahatine geçmeden önce;
biir... ulan yavşak! sen kim oluyorsun da milletin beşiktaşlılığını sorguluyorsun densiz hayvan!
aynı gün aynı maçta seninle aynı gözyaşlarını dökmediğimizi, tribünde yd'ye yeter diye bağırırken dengeni kaybedip yere düşerken benim seni kolundan tutup kurtarmadığımı, ağaçlı yoldan geçerken birbirimize bakıp kol kola marş söylemediğimizi, aynı deplasman otobüsünde giderken mola yerinde beraber çay içip sohbet etmediğimizi, 90+'da gelen golü gözyaşları içinde sarılarak kutlamadığımızı ne biliyorsun?
sen kim oluyorsun da benim beşiktaşlılığımı sorguluyorsun hadsiz denyo?
ikiiii.... sırf fikrini beyan etti diye, bir görüşünü sundu diye, bir hissiyatını açıkladı diye, o insana hakaret etmek, o insanı yermek ve daha da iğrenci bunu toplu halde birbirinden gaz alarak yapmak ve daha da iğrenci bunu bu sözlüğün moderatörü olduğun halde yapmak hangi insanlığa, hangi adamlığa, hangi beşiktaşlılığa sığar lan?
benim düşüncem, benim fikrim.. beğenmeyebilirsin, çocukça bulabilirsin, götünle de gülebilirsin.. ama bunu yerip de sırf "düşücem" yüzünden bana hakaret edersen cahil piç, şu yaptığının mahkemede cezası var beyinsiz fukara.. bak ben de sövüyorum dimi.. alayınıza sövüyorum.. pek çoğunuzun yaptığı gibi.. ama arada bi fark var.. ben düşünceleriniz, ya da fikirleriniz için, bunları beğenmediğim için değil, tutum ve davranışlarınız için sövüyorum.. arada ne fark var diyen mandalar da gitsin biraz hukuk okusun..
kimse kimseye düşüncelerinden ötürü hakaret edemez, onu yeremez! ister yd aşığı olurum, ister yd döneminin beşiktaş'ın en mükemmel dönemi olduğunu söylerim.. benim bileceğim iş allahın saygısızı.. benim fikrim.. katılırsın, katılmazsın zikime kadar..
kaldı ki "(b: beşiktaşlıyız)" diyorsak, "(b: beşiktaşlılık duruşu)"ndan bahsediyorsak, bizim ahlâki değerlere ve evrensel hukuk kurallarına diğer herkesten daha fazla özen göstermemiz, duyarlı olmamız lâzım.. bunları bırakıp bi de senin gibi öküzleri insan yapmak için uğraşıcaksak fenerden ne farkımız kalır mına goduğum..
üçç.... ha diyelim ki ben hakkaten saçmaladım. aptal saptal bişi söledim. sölediğimin iler tutar tarafı yok. ve gerçekten merak ediyorsun bu çocuk bunu neden söledi die.. e ulan yavşak! derdin gerçekten benim niyetimi öğrenmek, neden bu kanıda olduğumu bilmek olsa, burdaki tonla yazar gibi gelir özelden mesaj atar, sorardın. benim nikimin başlığı altına hakaret dolu entry girmek noluyo lan pezevenk!
bak sevgili götlekçiğim.. burda büssürü arkadaşınla oturduk, konuştuk, tartıştık.. kimiyle hemfikir olduk, kimiyle anlaşamadık, ama fikirlerimize saygılı bir şekilde sohbet ettik.. neticede hep birlikte bir şeyler paylaştık ve tartıştık.. hepimiz birbirimizden bilmediğimiz bişeyler öğrendik, birbirimiz sayesinde bişeyler fark ettik..
sana küçükken evin adresi hangi amca tarif etti de sen bu hale geldin götlek piç! birini fikrinden dolayı ifşa edip aşağılamak da noluyo? beni zerre kadar tanımadığın halde nickimin başlığı altına salak salak tanımlamalar girmek de noluyo? yarın bi gün biz tanışınca göt lalesi gibi karşımda açılmayacağını ne biliosun?
direkt oksijen israfınız mına koyim.. başka da bişi değilsiniz..
-----------------------------------------------------------------------------------------------
şimdi geçelim "yd bir gün olsun başımızı yere baktırtmadı" lafını izahına..
bu açıklama yukarda zikrettiğim, klavyedeki tuşa basarken harcadığım kalori kadar bile etmeyecek mallar için değil, olaya sükunetle yaklaşan "belki heyecandan demiştir", "başka bişey demek istemiştir", "ironi ya da başka bir amacı vardır" gibi yaklaşımları olan yazar arkadaşlarım için geliyor..
önce şunu söyleyeyim ki heyecandan falan demedim.. bütün yazdığınız entrylerdeki olayların hiç biri de "başı yere baktırtacak" olaylar değil.. biri hariç.. biri gerçekten gözümden kaçmış. o da evrakta sahtecilik muhabbeti.. bunu hatırlatan arkadaşa[ybkz]swh[/ybkz] teşekkür ediyorum.. olayın gerçek yüzünün f. orman döneminde ortaya çıkması falan gibi şeyler yüzünden sanırım gözümden kaçmış.. evet bu tam da "başımızı yere baktırtan" bir olaydır..
ama bunun haricinde 8 sene boyunca hiç bir yaptığı şey, f.orman döneminde yapılanlar gibi "başımı yere baktırtmamıştır".. o başımı duvarlara vurduğum bile oldu sinirden -ki şaka değil gerçekten vurdum- ama başımı öne eğmedim..
ama yd'nin şerefsizin teki olması, ondan sonra gelen başkanlar için garanti kredi değildir, olmamalıdır. yani yd beter bir başkandı die, ondan daha beteri gelmeyecek anlamına gelmez bu.
fenerbahçemiz dediğinde ben de yd'ye kızdım, köpürdüm başta. ama adamın karaktersiz olduğunu herkes biliyo. kaldı ki ben o lafta çok da abartılacak bişey olduğunu düşünmüorum. millet yd'ye olan kininden dolayı çok abarttı. aynı lafı forman etse bu kadar tantana çıkmazdı. millet zaten yd'ye kin kusmaya teşne, bahane oldu o laf adeta.. ilk duyduğumda benim de şöle bi kanım dondu. ama sonra bi kahkaha patlatıp "görüyon mu lan kaypak herifi, yalaklanıcam diye bunu da yaptı" diye güldük.. benim hala ara ara aklıma gelir gülerim yd'nin kaypaklığına..
o dönem, yani bi kaç ay önce zaten yd'nin sadece beşiktaş taraftarının değil, diğer takım taraftarları gözünde de bir hükmü yoktu artık.. yd beşiktaşımın üstüne bulaşmış bir keneydi. ve dışardan bilinmeyen ama içerden kemiren bir kene değildi.. beşiktaşlı beşiktaşsız herkesin, topyekün ne bok olduğunu bildiği ve sevmediği bir keneydi.. öbürleri daha zararlı emin olun..
daha önceki entrylerimde de belirttiğim gibi fikret orman'ı da, ahmet kavalcı'yı da, tamer kıran'ı da çok seviyorum. kendi niyetimden şüphe ederim, onların iyi niyetinden şüphe etmem..
lâkin siktirsin gitsinler lafımın arkasındayım. yd için çoook daha ağırlarını söylemiştim zira..
yd varken karaktersiz bir başkana sahip sorunlu bir kulüptük.
forman'la birlikte karakterli bir başkana sahip sorunlu bir anadolu kulübü olma yolunda hızla ilerliyoruz.
hangisini tercih edersin dersen, ikisini de etmem..
ama işte anadolu kulübü olma yoluna girmek benim başımı öne eğdirir arkadaş!!!
fenerbahçemiz lafı, vidmar için fenerin resmi siteden yaptığı açıklamanın 10'da biri kadar koymadı bana! hala bekliyorum bizimkiler açıklama yapar diye..
kızmak başka, hicap başka şeydir.. yd'nin şerefsizlikleri, onun zamanında fb ya da başka bir kulübün böle bi açıklama yapamayacak kadar "güçlü" göründüğümüz gerçeğini değiştrmiyor..
ha bu da bir marifet mi? değil tabi ki.. beşiktaş zaten bu muameleyi göremeyecek kadar büyük bi kulüp.. bu anlamda, yani prestij anlamında 8 sene yd yukarı çekmedi evet, ama bunların 4 ayda yaptığı kadar aşağı da düşürmedi..
"türkiye ligi ispanya ligi gibi oldu" muhabbetleri bizim gençlerle oynayacak olmamızdan dolayı değil, bunların dilenciliğinden, ağlamalarından dolayı ortaya çıktı..
ne eriksson faciası, ne samet aybaba'yı kötünün iyisi-son alternatif gibi td yapmaları, ne stad konusundaki beceriksizlikleri, ne transfer konusundaki beceriksizlikleri, ne yıldızları pazarlama özürlülükleri, ne basına ahmakça açıklamaları değil kastettiğim.. yeni ve amatör bir yönetimin anlaşılabilir, hoş görülebilir kusurları olarak görüyorum bunları..
benim kastettiğim;
vidmar için fenerbahçe'nin resmi siteden yaptığı rezil ve aşağılayıcı açıklamaya karşılık veril-e-memesi..
kendi sözleşmeli futbolcularına, bir zamanlar fenev şerefsizlerinin tazminatını almadan gitsin diye christoph daum'a yaptıklarına varacak kadar amatör hareketler sergilemeleri..
her yerde ağlayıp zırlayıp beşiktaş'ın marka değerini yd'nin yaptığından çok daha aşağı düşürmeleri.. şimdilerde pişman olup vazgeçtiler ama ne çare.. marka değeri eridi gitti 3 kupalı takıma bile sponsor çıkmıyo..
kulübün simgesi olmuş futbolcularını kamuoyu önünde haksız yere rencide edip kalplerini kırmaları..
kalplerini kırmaları.. kalplerini kırmaları.. kalplerini kırmaları..
anlıyor musun? beşiktaş başkanı ya da yönetici sıfatıyla hiç hak etmedikleri halde o adamların kalplerini kırmaları..
egemen denen futbolcunun beşiktaş kulübünün başkanına 1 tl'lik tazminat davası açması ve haklı olması..
işte bunlar başımı yere baktırtan şeyler..
yd döneminde cinnetler geçirdim, sinir harbi yaşadım, psikolojim bozuldu..
ama böyle hicaplar yaşamadım
"o zaman sen yd'ye layıksın" gibi gerizekalı laflar söylemek yerine, hepimizin olan beşiktaşın, bu ikisinden çok daha iyi başkanlara layık olduğunu söylemek çok mu zor hayvan herif..
o başkan değil evini, isterse götündeki donu satsın umrumda değil, bunları yapamaz. beşiktaş ismini aşağı düşüremez!
ayrıca;http://www.kartalsozluk.com/yazino/215735
not: bunlar benim görüşlerim.. yanılıyor olabilirim, olmayabilirim.. haksız olduğum noktalar vardır, haklı olduğum noktalar vardır.. aynı sen ve diğer herkes gibi, anladın mı beyinsiz saygısız piç!
not 2: malumunuz, kimseyi direkt işaret etmedim. dolayısıyla isteyen üstüne alınır istemeyen alınmaz.. buna da usül derler. gerzeklerin kafası almayabilir.
not 3: prensip icabı nick başlığım altına entry girmem. dünyanın en aciz egosantrik şeysi diye düşünüyorum..
söylicek çok şey var ama,
şimdi başlıktaki sözün izahatine geçmeden önce;
biir... ulan yavşak! sen kim oluyorsun da milletin beşiktaşlılığını sorguluyorsun densiz hayvan!
aynı gün aynı maçta seninle aynı gözyaşlarını dökmediğimizi, tribünde yd'ye yeter diye bağırırken dengeni kaybedip yere düşerken benim seni kolundan tutup kurtarmadığımı, ağaçlı yoldan geçerken birbirimize bakıp kol kola marş söylemediğimizi, aynı deplasman otobüsünde giderken mola yerinde beraber çay içip sohbet etmediğimizi, 90+'da gelen golü gözyaşları içinde sarılarak kutlamadığımızı ne biliyorsun?
sen kim oluyorsun da benim beşiktaşlılığımı sorguluyorsun hadsiz denyo?
ikiiii.... sırf fikrini beyan etti diye, bir görüşünü sundu diye, bir hissiyatını açıkladı diye, o insana hakaret etmek, o insanı yermek ve daha da iğrenci bunu toplu halde birbirinden gaz alarak yapmak ve daha da iğrenci bunu bu sözlüğün moderatörü olduğun halde yapmak hangi insanlığa, hangi adamlığa, hangi beşiktaşlılığa sığar lan?
benim düşüncem, benim fikrim.. beğenmeyebilirsin, çocukça bulabilirsin, götünle de gülebilirsin.. ama bunu yerip de sırf "düşücem" yüzünden bana hakaret edersen cahil piç, şu yaptığının mahkemede cezası var beyinsiz fukara.. bak ben de sövüyorum dimi.. alayınıza sövüyorum.. pek çoğunuzun yaptığı gibi.. ama arada bi fark var.. ben düşünceleriniz, ya da fikirleriniz için, bunları beğenmediğim için değil, tutum ve davranışlarınız için sövüyorum.. arada ne fark var diyen mandalar da gitsin biraz hukuk okusun..
kimse kimseye düşüncelerinden ötürü hakaret edemez, onu yeremez! ister yd aşığı olurum, ister yd döneminin beşiktaş'ın en mükemmel dönemi olduğunu söylerim.. benim bileceğim iş allahın saygısızı.. benim fikrim.. katılırsın, katılmazsın zikime kadar..
kaldı ki "(b: beşiktaşlıyız)" diyorsak, "(b: beşiktaşlılık duruşu)"ndan bahsediyorsak, bizim ahlâki değerlere ve evrensel hukuk kurallarına diğer herkesten daha fazla özen göstermemiz, duyarlı olmamız lâzım.. bunları bırakıp bi de senin gibi öküzleri insan yapmak için uğraşıcaksak fenerden ne farkımız kalır mına goduğum..
üçç.... ha diyelim ki ben hakkaten saçmaladım. aptal saptal bişi söledim. sölediğimin iler tutar tarafı yok. ve gerçekten merak ediyorsun bu çocuk bunu neden söledi die.. e ulan yavşak! derdin gerçekten benim niyetimi öğrenmek, neden bu kanıda olduğumu bilmek olsa, burdaki tonla yazar gibi gelir özelden mesaj atar, sorardın. benim nikimin başlığı altına hakaret dolu entry girmek noluyo lan pezevenk!
bak sevgili götlekçiğim.. burda büssürü arkadaşınla oturduk, konuştuk, tartıştık.. kimiyle hemfikir olduk, kimiyle anlaşamadık, ama fikirlerimize saygılı bir şekilde sohbet ettik.. neticede hep birlikte bir şeyler paylaştık ve tartıştık.. hepimiz birbirimizden bilmediğimiz bişeyler öğrendik, birbirimiz sayesinde bişeyler fark ettik..
sana küçükken evin adresi hangi amca tarif etti de sen bu hale geldin götlek piç! birini fikrinden dolayı ifşa edip aşağılamak da noluyo? beni zerre kadar tanımadığın halde nickimin başlığı altına salak salak tanımlamalar girmek de noluyo? yarın bi gün biz tanışınca göt lalesi gibi karşımda açılmayacağını ne biliosun?
direkt oksijen israfınız mına koyim.. başka da bişi değilsiniz..
-----------------------------------------------------------------------------------------------
şimdi geçelim "yd bir gün olsun başımızı yere baktırtmadı" lafını izahına..
bu açıklama yukarda zikrettiğim, klavyedeki tuşa basarken harcadığım kalori kadar bile etmeyecek mallar için değil, olaya sükunetle yaklaşan "belki heyecandan demiştir", "başka bişey demek istemiştir", "ironi ya da başka bir amacı vardır" gibi yaklaşımları olan yazar arkadaşlarım için geliyor..
önce şunu söyleyeyim ki heyecandan falan demedim.. bütün yazdığınız entrylerdeki olayların hiç biri de "başı yere baktırtacak" olaylar değil.. biri hariç.. biri gerçekten gözümden kaçmış. o da evrakta sahtecilik muhabbeti.. bunu hatırlatan arkadaşa[ybkz]swh[/ybkz] teşekkür ediyorum.. olayın gerçek yüzünün f. orman döneminde ortaya çıkması falan gibi şeyler yüzünden sanırım gözümden kaçmış.. evet bu tam da "başımızı yere baktırtan" bir olaydır..
ama bunun haricinde 8 sene boyunca hiç bir yaptığı şey, f.orman döneminde yapılanlar gibi "başımı yere baktırtmamıştır".. o başımı duvarlara vurduğum bile oldu sinirden -ki şaka değil gerçekten vurdum- ama başımı öne eğmedim..
ama yd'nin şerefsizin teki olması, ondan sonra gelen başkanlar için garanti kredi değildir, olmamalıdır. yani yd beter bir başkandı die, ondan daha beteri gelmeyecek anlamına gelmez bu.
fenerbahçemiz dediğinde ben de yd'ye kızdım, köpürdüm başta. ama adamın karaktersiz olduğunu herkes biliyo. kaldı ki ben o lafta çok da abartılacak bişey olduğunu düşünmüorum. millet yd'ye olan kininden dolayı çok abarttı. aynı lafı forman etse bu kadar tantana çıkmazdı. millet zaten yd'ye kin kusmaya teşne, bahane oldu o laf adeta.. ilk duyduğumda benim de şöle bi kanım dondu. ama sonra bi kahkaha patlatıp "görüyon mu lan kaypak herifi, yalaklanıcam diye bunu da yaptı" diye güldük.. benim hala ara ara aklıma gelir gülerim yd'nin kaypaklığına..
o dönem, yani bi kaç ay önce zaten yd'nin sadece beşiktaş taraftarının değil, diğer takım taraftarları gözünde de bir hükmü yoktu artık.. yd beşiktaşımın üstüne bulaşmış bir keneydi. ve dışardan bilinmeyen ama içerden kemiren bir kene değildi.. beşiktaşlı beşiktaşsız herkesin, topyekün ne bok olduğunu bildiği ve sevmediği bir keneydi.. öbürleri daha zararlı emin olun..
daha önceki entrylerimde de belirttiğim gibi fikret orman'ı da, ahmet kavalcı'yı da, tamer kıran'ı da çok seviyorum. kendi niyetimden şüphe ederim, onların iyi niyetinden şüphe etmem..
lâkin siktirsin gitsinler lafımın arkasındayım. yd için çoook daha ağırlarını söylemiştim zira..
yd varken karaktersiz bir başkana sahip sorunlu bir kulüptük.
forman'la birlikte karakterli bir başkana sahip sorunlu bir anadolu kulübü olma yolunda hızla ilerliyoruz.
hangisini tercih edersin dersen, ikisini de etmem..
ama işte anadolu kulübü olma yoluna girmek benim başımı öne eğdirir arkadaş!!!
fenerbahçemiz lafı, vidmar için fenerin resmi siteden yaptığı açıklamanın 10'da biri kadar koymadı bana! hala bekliyorum bizimkiler açıklama yapar diye..
kızmak başka, hicap başka şeydir.. yd'nin şerefsizlikleri, onun zamanında fb ya da başka bir kulübün böle bi açıklama yapamayacak kadar "güçlü" göründüğümüz gerçeğini değiştrmiyor..
ha bu da bir marifet mi? değil tabi ki.. beşiktaş zaten bu muameleyi göremeyecek kadar büyük bi kulüp.. bu anlamda, yani prestij anlamında 8 sene yd yukarı çekmedi evet, ama bunların 4 ayda yaptığı kadar aşağı da düşürmedi..
"türkiye ligi ispanya ligi gibi oldu" muhabbetleri bizim gençlerle oynayacak olmamızdan dolayı değil, bunların dilenciliğinden, ağlamalarından dolayı ortaya çıktı..
ne eriksson faciası, ne samet aybaba'yı kötünün iyisi-son alternatif gibi td yapmaları, ne stad konusundaki beceriksizlikleri, ne transfer konusundaki beceriksizlikleri, ne yıldızları pazarlama özürlülükleri, ne basına ahmakça açıklamaları değil kastettiğim.. yeni ve amatör bir yönetimin anlaşılabilir, hoş görülebilir kusurları olarak görüyorum bunları..
benim kastettiğim;
vidmar için fenerbahçe'nin resmi siteden yaptığı rezil ve aşağılayıcı açıklamaya karşılık veril-e-memesi..
kendi sözleşmeli futbolcularına, bir zamanlar fenev şerefsizlerinin tazminatını almadan gitsin diye christoph daum'a yaptıklarına varacak kadar amatör hareketler sergilemeleri..
her yerde ağlayıp zırlayıp beşiktaş'ın marka değerini yd'nin yaptığından çok daha aşağı düşürmeleri.. şimdilerde pişman olup vazgeçtiler ama ne çare.. marka değeri eridi gitti 3 kupalı takıma bile sponsor çıkmıyo..
kulübün simgesi olmuş futbolcularını kamuoyu önünde haksız yere rencide edip kalplerini kırmaları..
kalplerini kırmaları.. kalplerini kırmaları.. kalplerini kırmaları..
anlıyor musun? beşiktaş başkanı ya da yönetici sıfatıyla hiç hak etmedikleri halde o adamların kalplerini kırmaları..
egemen denen futbolcunun beşiktaş kulübünün başkanına 1 tl'lik tazminat davası açması ve haklı olması..
işte bunlar başımı yere baktırtan şeyler..
yd döneminde cinnetler geçirdim, sinir harbi yaşadım, psikolojim bozuldu..
ama böyle hicaplar yaşamadım
"o zaman sen yd'ye layıksın" gibi gerizekalı laflar söylemek yerine, hepimizin olan beşiktaşın, bu ikisinden çok daha iyi başkanlara layık olduğunu söylemek çok mu zor hayvan herif..
o başkan değil evini, isterse götündeki donu satsın umrumda değil, bunları yapamaz. beşiktaş ismini aşağı düşüremez!
ayrıca;http://www.kartalsozluk.com/yazino/215735
not: bunlar benim görüşlerim.. yanılıyor olabilirim, olmayabilirim.. haksız olduğum noktalar vardır, haklı olduğum noktalar vardır.. aynı sen ve diğer herkes gibi, anladın mı beyinsiz saygısız piç!
not 2: malumunuz, kimseyi direkt işaret etmedim. dolayısıyla isteyen üstüne alınır istemeyen alınmaz.. buna da usül derler. gerzeklerin kafası almayabilir.
not 3: prensip icabı nick başlığım altına entry girmem. dünyanın en aciz egosantrik şeysi diye düşünüyorum..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?