yıldırım demirören

an itibari ile lig tv de canlı yayında konuşmaktadır.

beşiktaşlı'yı yıldız afyonuyla uyutan beşiktaş başkanı. her yıldız bi afyon, bi afyonun etkisi 3-5 ay sürüyor zaten. afyonun etkisi geçip taraftar yoksunluk sendromuna girdiğinde yeni yıldız getirip koltuğunu sağlamlaştırıyor. ve her yıldız eski formsuz bir yabancının gidişi. yani maliyet üzerine maliyet. yani başkana borçlandıkça borçlanıyoruz. daha çok borçlandıkça bağımlı oluyoruz. bu kısır döngü böyle sürüp gidiyor.

artık bir dur demenin vakti gelmedi mi? daha çok afyon istiyeceğimize yeter yıldırım demirören yeter deyip afyonları reddetmenin vakti. her geçen yıl daha çok içeri giriyoruz ama buna rağmen forlan da gelsin, kobe de gelsin istiyoruz. bazen de başkana hak veriyorum. böyle taraftara böyle başkan. holosko'ya küfredip, simao'yu ıslıklayıp quaresma'yı alkışlayan taraftara.

borçların gittikçe artmasından sonra nedense bir anda guti'nin özel hayatının aşırı gündeme gelmesi ve gönderilmesi bana ilginç geldi. sabah okuduğum bi habere göre sırada q7 ve fernandes varmış. q7 ye taraftarın tepkisi çok büyükmüş falan filan. bence bunlar organize hareketler. taraftarın tepkisi çekilmemek için önce bu tarz haberlerle taraftar soğutulacak sonra bu yıldızlardan kurtulmaya çalışılacak ve taraftarın tepkisinin önüne geçecek.
içinde ki beşiktaş sevgisinden şüphem yok ama beceremiyorsun başkan. madem bu kadar seviyorsun bu kulübü lütfen bırak artık

beşiktaş'a dair en ufak bir sevgi beslediğini sanmadığım tosun-cuk. şımarık zengin bebelerinden hiçbir farkı yoktur. altlarına porsche çekip piyasa yapan zengin züppeleri nasılsa bu adam da öyledir işte. onlar altlarındaki arabayla hava yapar bu tosun-cuk da beşiktaş'la piyasa yapıyor işte.

-beşiktaş'ın başına geçtiğinde kimsenin sikine sallamadığı yeni yetme iş adamıyken şimdi türkiye'nin en önde gelen iş adamlarından biri oluverdi.
-türkiye'nin önde gelen gazetelerinden iki tanesini aldı.
-istiklal'e 'ebesinin amı' dedirten bina dikti.
-d-will transferiyle sahibi olduğu milangaz'ın reklamını yeteri kadar yaptı. yetmedi. sponsor yok diyip basketbol takımına sponsor oldu.
-ronaldo-mourinho-mendes gibi taşaklı adamlarla iş ortağı oldu.
-oğlunu veliaht ilan edip "benim oğlan benden sonra başgan olacah amuğa goyyum. alhışlayın lağn!" diyerek niyetini ortaya oydu.
-kulübün ekonomisinin amına koyarak kendisine bağlı hale getirdi. genel kurula 'bir (b: demirören) olmadan beşiktaş ekonomik açıdan boku yer beyler.' anlayışını oturtarak gelecekteki tüm başkan adaylarını saf dışı bıraktı.
-dünyanın en yetenekli oyuncuları arasında sayılabilecek oyuncuları getirdi. bu oyuncular sorun çıkardığı zaman "ben bilmem hoca bilir." diyip hocayı ortaya attı.
-kısacası beşiktaş'ın geleceğine ipotek koydu. başkanlıktan düştüğü an haciz getirebilir. işte tam da bu noktada şu söz geliyor aklıma; "(b: lanetolsunbuhayatlanetolsunbusevgim!)"

tribünde en çok sinirlenen kişiler arasındaydı

taraftarın cebinde ki 5 tl ye göz koyan çapulcu başkan.

(bkz: yıldırdın demiröreeen )

BJKTV'deki Eboue krizi nedeniyle Y.Demiroren az once UAysal'i arayarak "Maksadini asan bir yorum olmus. Gerekeni yapacagim" demesiyle nadirende olsa gözüme girendir.

adam satmanın kitabını yazacak beşiktaşımıza layık olmayan şahıs.

bugün bir daha küfür ettiğim adam. kendisi yüzünden maça gidememekteyim, kendisi yüzünden yeşil çimen kokusundan, kapalının atmosferinden ve daha onlarca aşk emaresinden ayrı kalmış vaziyetteyim. her geçen gün özlüyorum ve özlemim her geçen dakika artıyor.

beşiktaşımıza zarar vermeye devam eden her durumda takımdan menfaat bekleyen şahıs. [ybkz]swh[/ybkz]

Yaptığı talihsiz açıklamalar ve yürüttüğü yanlış transfer politikası sonucu Beşiktaş'ı borç batağına sürükleyen, babasının torpili ile oturduğu başkanlık koltuğundan kalkmak bilmeyip, üstüne üstlük başarılı olduğunu düşünen, Beşiktaş tarihine kara leke olarak yazılan vatandaştır.

kendisini eleştirenleri beşiktaş düşmanı olarak lanse eden başkan. o her türlü hesabı vermeye hazırmış bir de, ama kameralar önünde değil

Kulübü ne amaç için kullandığını anlamadığım , futbolun tekelleşmesinin güzel örneklerindendir.

beşiktaş'ımın borç batağında olmasının tek sorumlusudur.

özellikle son 2 sezonda yapmış olduğu flaş transferlerle taraftarın yüzünü güldürmüş gibi gözükse de ekonomik anlamda beşiktaş tarihinin en kötü dönemine imzasını atmış başkandır. takımızın kendisine olan borcu küçük bir afrika ülkesinin tüm bütçesi kadardır. faktoring firmalarından yıllık %25 faiz ile borç kullanan yönetimin başkanıdır, formalarımızı üreten firmaya parasını ödemeyip mağazalarda forma bulamayan taraftarın ah ettiği yönetimin başkanıdır. Fenerbahçe'yi kurtarabilmek için yasayı değiştirecek kulüpler birliğinin başkanıdır. her sene neredeyse namağlup şampiyon olan fakat ikinci bir yedek forması olmayan hentbol takımımızın başkanıdır. filede yalan olan voleybol takımlarımızın başkanıdır. takımın para edecek 3 genç futbolcusunun bonservislerinin yarısını fona devreden yönetimin başkanıdır. beşiktaşı saltanatla yönettiğini sanıp oğlunu gösterip geleceğin başkanı diyebilen anlı şanlı başkandır. Yapılan transferlere güvenip kombinelere %33 zam yapıp, mail order sistemini kaldırarak resmen siktirin gidin stada falan gelmeyin diyebilen yönetimin de başkanıdır. Başbakanın annesinin vefatında gerçekten her beşiktaşlının hissettiği duyguları kelimelere döküp koca camia adına yapan yönetiminde başkanıdır...
...başkanıdır.....başkanıdır...başkanıdır...başkanıdır.

(bkz: süleyman seba)

beşiktaş'ın en büyük rakibidir. kulübün içine etmiş olması, borç batağında yüzüyor olmamız hepsi bir kenara ama ne yazık ki beşiktaşlılılk değerlerini erozyona uğratmıştır. bugün beşiktaş şikecileri kurtarma mücadelesi veren galatasaray ise şikecilerle mücadele eden kulüp görünümüne geldiyse olayın vehameti ortaya çıkıyor sanırım.

gücüne güç, servetine servet katmaya devam eden şahıs. milliyet ve vatan gazetelerinin tek patronu konumuna geldi son alımlarla

klubün ait olduğu kişi-şahıs,velhasıl iyi adamdır ama şu sıralar biraz borca soktu gibi bizi