sons of anarchy, breaking bad ve game of thrones iyidir sevgili sözlük ahalisi.
maça 3-4 gün kalmışken henüz resmi olarak nerede oynayacağımızın belli olmadığı karşılaşma. daha belli olacak üstüne bir de bilet satışı yapılacak. hakikaten mükemmel bir kulübüz, taraftarına sürpriz yapmayı seven falan böyle. ona küçük stadyumlar verin...
öncelikle şunu anlayalım beyler, sporda başarı bir ekip işidir. önder hoca bu ekibin bir parçası ama maalesef çok küçük bir parçası ve işi de gerçekten inanılmaz zor. basit bir örnek vereyim, figen civan denen gazeteci geldiği günden bu yana önder hoca aleyhine yazılar yazıyor, bununla da kalmayıp iftira atıyor. normal bir kulüpte kulübün bu denli önemli bir çalışanına iftira atan biri hakkında dava açılırken bizde durum tam tersi. daha geçtiğimiz gün figen civan kendi instagram hesabından ahmet nur çebi ile aynı rakı masasında fotoğrafını paylaştı. daha da öncesinde bu kadının fikret orman'la birlikte fotoğrafları çıktı. kendinizi önder hoca'nın yerine bir koyup düşünün, ne hissedersiniz? stadımız yok, aldığımız saçma cezalar ortada, hoca'nın yönetime verdiği listeden kimler transfer edildi malum, fenerbahçe ve galatasaray'ın maaş-bonservise ayırdığı bütçeyle bizimki kıyas kabul etmez, ayrıca adım gibi eminim yönetimin büyük bölümü önder özen'i istemiyor. elbette hoca'nın çok yanlışı da oldu bunu inkar etmenin anlamı yok ama olumsuzlukları da göz önünde bulundurmak lazım.
dün yaptıkları bir açıklamayla beşiktaş belediyesi başkan adaylarının beşiktaşlı olmadıklarını, aksine fenerbahçe ve galatasaray kongre üyesi olduklarını belirtip mevcut başkanın (ismail ünal) beşiktaşlı olduğunu ve kendisinden memnun olduklarını dile getirdiler. hemen ardından gelen yoğun tepki üzerine açıklama kaldırıldı ve bunun sadece editör yorumu olduğu söylendi. biz daha ufakken ve aklımız yetmezken çarşı, dolayısıyla forza bizim için bir efsaneydi. tribünde yenilmezdi, alayına giderdi, dik dururdu, beşiktaş için her şeyi yapardı, yanlış yapmazdı, hatta en doğrusunu onlar yapardı. belki biz küçükken gerçekten öyleydi onu bilemiyorum ama şimdi görüyorum ki efsane olarak gördüklerimiz rantçı, bedavacı, reklamcı, canı istemeyince "babayı mı aldık?" pankartını yapabilecek kadar düşmüş, iş açıklama yapmaya gelince "çarşı'yı biz kurduk" deyip senelerdir stada adım atmayan, robinho transferinde borsadan para kaldıracak kadar beşiktaş'ı kullanacak, kitap çıkarıp cafe açan, belediye başkan adayları hakkında yorum yapacak kadar siyasete batmış insanlarmış çoğu. eyvallah, koca bir nesli kandırmışsınız ama daha da kötüsü gerçekten kocaman bir efsaneyi yok ettiniz. varsa hakkım haram olsun.
son dünya şampiyonu nijerya u17 takımı kaptanı, ayrıca o turnuvada 7 maçta 3 gol 2 asist yapmıştı. oyuncu hakkında 2 analiz dolaşıyor internette:http://www.besiktasscout.com/musa-muhammed/ - http://www.yarisaha.com/oyuncu-raporu-musa-muhammed/
maalesef saçma bir yasak sonucu kara kartalımızı yalnız bırakacağımız maç. keşke gidebilseydik, yan tribüne el hareketi çekip "koridora çıkın koridora" falan diyebilseydik, derbiler böyle güzel ama yasak kalkmadı bir türlü. saha içine dönersek fener'in karizmayı çizeceğimiz maç olacak. hoca oynatırsa maçın adamı oğuzhan olur.
chelsea'nin porto'dan jackson martinez'i alacağı için bunun sonucu olarak elden çıkartılacağı söylenen oyuncu. sonrasında ne kadar doğru bilemiyorum ama menajeri "türkiye'de bir kulüpte oynamak istiyor" şeklinde açıklama yaptı. hakkında çıkan haberlerin tamamında adı bizle geçiyor. ayrıca moussa sow'un çok yakın arkadaşıdır kendisi.
neredeyse kendimi bildim bileli içinde bulunduğum durum. milli takımla alakalı illa ki nefret ettiğim bir durum oluyor. mesela şu an fatih terim var takımın başında, gel de bu takımı destekle. ya her şeyi geçtim beşiktaş'tan uzak olmama yol açan koca bir haftanın sebebi milli takım. evlat olsa sevilmez.
3-0'lık trabzon maçında yeni açığın tam ortasındaydım ve ilk yarının sonundaki frikikten önce yüksek sesle "delgado 90'a takacak bunu bakın şimdi" demiştim. millet gol sevincinde beni de tebrik ediyordu. ayrıca o maç felaket hastaydım ve bir ara koltuğa çöküp kalmıştım, arkadaki bir abi de "kalk burası oturma yeri değil" diyerek bana kızmıştı. yeni açığın ortasında olduğum başka bir maçta da zürih'e karşı şampiyonlar ligi ön elemesinde 2 kafa golü atmıştı. ve tabiki sami yen'de orospu çocuğu cüneyt çakır tarafından atıldığı galatasaray maçı hala aklımda. özledik be. fener'i del-gado.
her duyduğumda ya da gördüğümde beşiktaş'ın özgürlük kadar güzel olduğunu hatırlamamı sağlayan üçlü.
yaşanırken eski açık'ta ecel terleri döktüğüm pozisyon. benim arkamdaki eleman üstüme devrilmişti heyecandan, o yüzden direkten dönme olayını görememiştim. istisnasız her youtube'a girişimde izlerim. hayatıma isyan ettiğim zamanlarda aslında ne kadar huzurlu ve sorunsuz bir yaşamım olduğunu anlamamı sağlıyor. ayrıca en ilginç kısmı kesinlikle kiev kalecisinin kalemize yarım metreden vurduğu kafa vuruşunun başka bir kiev'liye çarparak gol olmamış olmasıdır.
kuponlarımızda "fenerbahçe kazanır, fenerbahçe handikaplı kazanır, fenerbahçe ilk yarı ve ikinci yarı kazanır, fenerbahçe bu galatasaray'ı bayıltır" gibi bahislere yer vermemiz gereken mücadele. gönlümüz beraberlikten yana elbette ama iş başka aşk başka şimdi. ortada bu maçla ilgili bir gerçek varsa o da fenerbahçe'nin çok daha hırslı ve formda olduğudur.
oğuzhan'la birlikte ceza sınırında bulunan bir diğer oyuncumuz. bu maç kart görüp cezasını konya maçında çekmesi gerekiyor. sonra sakata gelmeyelim. ne kadar fernandes'siz beşiktaş'ın daha akıcı oynayacağını düşünsem de, deplasmandaki fenerbahçe maçında duran topların sonucu etkileyeceğine inandığımdan gözden çıkaramadım.
ceza sınırında bulunan oyuncumuz. muhakkak kayseri maçının sonlarına doğru kart görüp konya maçında cezasını çekmesi gerekiyor. geçmişte derbi öncesi hakemlerin çıkarttıkları saçma kartlar ve aldığımız alakasız cezalar hala aklımızda. işi şansa bırakmamak lazım.
kara kartalımızın kötü gidişini engellemek adına bu hafta uygulayacağım olay. yaklaşık 2 aydır keçi sakal bırakıyordum, düzenli olarak kısaltsam da hatırı sayılır bir uzunlukta şu an. onun dışında kirli sakalda var, gerçi kirli olmaktan çıktı resmen saç sakal birbirine karıştı ama neyse. maçtan 1 saat önce baby face halime dönüyorum. bu sakallar beşiktaş'a feda olsun ama eğer yine kazanamazsak tesisleri basıp tüm topçuların saç-sakal tıraşını bizzat yapacağım.
dünkü kuponumdaki efes-zalgiris maçı. handikap 8,5 zalgiris lehine. sevgili tavares de gitmiş zalgiris'e oynamış. maçın bitimine 22 saniye kala efes 8 sayı farkla önde, zalgiris hücum yapacak. her şey mükemmel. topu potaya atmadan zamanı doldursalar bile tamam oluyor ama zalgiris guardı benim kuponu duymuş sanırım, maçı kaybetmenin siniriyle "ulan şu tavares'e piçlik yapayım" diyor ve bok gibi bir pas atıp 15 saniye kala topu dışarı yolluyor. mahmuti ikili averajı düşünüp mola alıyor, mola dönüşü bitime 2.9 saniye kala efes üçlük sokuyor ve böylece kuponum tek maçtan sikertilmiş oluyor.
takımdan almeida ile beraber gönderilmesi gereken futbolcu. şu takımda bir tane bile portekizli-mendes'le çalışan topçu görmek istemiyorum ben artık. ayrıca sorumsuz ve oyundan kopuk. devam eden atakta faul almak için topa basıp atağı durağan hale getiriyor. oğuzhan'ın çeyreği değil.
benim de örnek içinde yer aldığım taraftar tipidir. bir takım tek forvet oynuyorsa ya golcüsü sezonda en az 20 gol atacak, ya kanat oyuncuları skora katkı verecek ya da orta sahalar skor yükünü paylaşacak. açıkçası almeida'dan böyle bir performans beklemiyorum, fernandes-atiba-oğuzhan-veli dörtlüsü de pek golcü değil geriye kalıyor kanat alternatifi. ilk haftalarda olcay ve töre bu konuda işi kıvırıyorlardı ama haftalar ilerledikçe formları düştü. işte bu noktada ben holosko'dan daha iyi bir alternatif düşünemiyorum. eğer sağlamsa bu oyun düzeninde 8-9 gol atar. güldür yüzümüzü be casper.
akatlar'daki yerimizi alacağımız mücadele. grup liderliği açısından çok kritik bir maç olacak çünkü içerde bir kez kaybettik, tekrarına tahammülümüz kalmadı.
tıpkı şu an bulunduğumuz durum sebebiyle her şeyin bittiğini söyleyenler tarafından bundan haftalar önce şampiyon ilan edilmemize yol açan durum. nasıl o zaman şampiyon olmadıysak şimdi de mahvolmadık. umutlar tükenmedi, saldır beşiktaş!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?