(bkz: fuhuş)
zamanında başıma gelen olaydır. aşık olduğumu zannetmiştim. ta ki gecenin sonunda benden 100 usd isteyene kadar. yanlış anlamışım...
böyledir
http://www.soccerclassroom.com/wp-content/uploads/2011/07/baggio_knees.jpg
bu da taraftar duruşudur
http://www.playa516.com/reviews/wordpress/wp-content/uploads/2010/06/brazil-world-cup-fans.jpg
http://www.soccerclassroom.com/wp-content/uploads/2011/07/baggio_knees.jpg
bu da taraftar duruşudur
http://www.playa516.com/reviews/wordpress/wp-content/uploads/2010/06/brazil-world-cup-fans.jpg
küme düşme hattını karıştıran maç olmuştur, galatasaray artık konyaspor'u yenip gençlerbirliği'nin puan kaybetmesini bekleyecektir.
umarım beter olmazlar perişan olurlar.
umarım beter olmazlar perişan olurlar.
henüz sütyen görmediğim için başaramadğım eylemdir.
eğer öyle sütyenli bir ortama denk gelirsem kulağımla bile açarım, net ...
eğer öyle sütyenli bir ortama denk gelirsem kulağımla bile açarım, net ...
andımızın kaldırılması eleştirken andımızı yanlış okuyarak tekrar malzeme veren genel başgan, reis...
http://www.sabah.com.tr/webtv/turkiye/bahceli-andimizi-yanlis-okudu
http://www.sabah.com.tr/webtv/turkiye/bahceli-andimizi-yanlis-okudu
iskoçya saati ile 19.45'te başlayacak olan uefa şampiyonlar ligi h grubu karşılaşması...
kaybetmemizi beklediğim maçtı, nitekim de öyle oldu. bundan sonra eskişehir maçında da[ybkz]swh[/ybkz] puan veya puanlar kaybettikten sonra galibiyet serisi yakalayacağımızı umuyorum. takımın üzerinde hala olimpiyat stadında kaybedilen galatasaray maçının verdiği baskı var, bariz belli oluyor...
burun kurcalama huyu.
huyum kurusun, hala kurcalarım , yuvarlak forma getiririm katılaşana kadar da oynarım, sonra bir yere fırlatırım top gibi.
7 yaşımdan beri de yaparım bunu yanlızken.
hangimiz tam masumuz? hangimiz yapmadık ki.
not: eller günahkar...
huyum kurusun, hala kurcalarım , yuvarlak forma getiririm katılaşana kadar da oynarım, sonra bir yere fırlatırım top gibi.
7 yaşımdan beri de yaparım bunu yanlızken.
hangimiz tam masumuz? hangimiz yapmadık ki.
not: eller günahkar...
sürpriz yumurta paketinden çıkacak oyuncak gibi heyecanla beklediğim paketti.
andımızı kaldırmak isabet olmuş. ilkokuldayken doğu kökenli vatandaşlarımız zaten okumuyordu, okuyanlarda ''kürdüm, doğruyum çalışkanım '' diye başlarlardı, isabet olmuş kaldırılması.
nefret suçlarına ağır ceza verilmesi. şimdi onlar düşünsün dediğim uygulama. '' aha kürde bak '' demek bile suç sayılacak, herkes ayağını denk alacak. '' laz mısın olm? '' da diyemeyeceğiz. '' tatar tatar iskeleden bok atar'' dediğimiz zaman çükümüzü kesecekler ahali. ne tatarım ne lazım ne de kürdüm ama tutup aynı aynı topraklarda yaşadığımız insanların milliyetlerini gündelik hayatta alay etme ve hakaret olarak kullanılması benim ağırıma gidiyor, amanların nasıl ağırına gitmesin.
en hoşuma giden de yardım toplamadaki kısıtlamanın kaldırılması. mesela kurban derilerini thk topluyordu zorunlu olarak. yani sen kurban kesiyorsun ve kestiğin kurbanın derisini thk'ya vermek zorundaydın, başka bir yere veremiyordun , dolayısıyla el altından toplayan kurumlar ortaya çıkıyordu, bunun da önüne geçilmiş oldu, ben thk'nın o derilerden gelen gelirle ne yaptığını nerden biliyim, kendi bildiğim tanıdığım güvendiğim yere veririm daha iyi, çok da güzel oldu.
aynı zamanda paketten 2 lahmacun çıktı, ben acısız istemiştim, ipneler acılı koymuş...
andımızı kaldırmak isabet olmuş. ilkokuldayken doğu kökenli vatandaşlarımız zaten okumuyordu, okuyanlarda ''kürdüm, doğruyum çalışkanım '' diye başlarlardı, isabet olmuş kaldırılması.
nefret suçlarına ağır ceza verilmesi. şimdi onlar düşünsün dediğim uygulama. '' aha kürde bak '' demek bile suç sayılacak, herkes ayağını denk alacak. '' laz mısın olm? '' da diyemeyeceğiz. '' tatar tatar iskeleden bok atar'' dediğimiz zaman çükümüzü kesecekler ahali. ne tatarım ne lazım ne de kürdüm ama tutup aynı aynı topraklarda yaşadığımız insanların milliyetlerini gündelik hayatta alay etme ve hakaret olarak kullanılması benim ağırıma gidiyor, amanların nasıl ağırına gitmesin.
en hoşuma giden de yardım toplamadaki kısıtlamanın kaldırılması. mesela kurban derilerini thk topluyordu zorunlu olarak. yani sen kurban kesiyorsun ve kestiğin kurbanın derisini thk'ya vermek zorundaydın, başka bir yere veremiyordun , dolayısıyla el altından toplayan kurumlar ortaya çıkıyordu, bunun da önüne geçilmiş oldu, ben thk'nın o derilerden gelen gelirle ne yaptığını nerden biliyim, kendi bildiğim tanıdığım güvendiğim yere veririm daha iyi, çok da güzel oldu.
aynı zamanda paketten 2 lahmacun çıktı, ben acısız istemiştim, ipneler acılı koymuş...
55. dakikadan sonra hiçbir yavsagin sakatlık gecirmediği mactir, halbuki bir önceki hafta yerlerdeydiler...
barbaros sansalı da yandas ilan edilmesini saglayan esnaftır. ayrıca video montajdır,oda tv de yayınlanmadığı sürece inanmam arkadaş...
posta gazetesi köşe yazarı. kendisi biyologmuş. best fm ve alem fm'de program yapan ışık, daha sonra tv 8'de bunu konuşalım isimli program yapmaya başladı, geçen yıl kanaltürk'te program yapmaya başladı.
bugün çarşı ve 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi'yle ilgili enteresan bir yazı yazmış.
çarşı nedir? kimdir? bu gruba kimler mensuptur? nasıl hareket eder? bu grubun organizasyon yapısı nedir? kim yönetir? artık bununla ilgili o kadar çok bilgi kirliliği var ki, bu yazı da farklı bir mevzudan girmiş olaya....
--spoiler--
"Çarşı, Gezi olayları sırasında Dolmabahçe'deki Başbakanlık ofisini basacaktı" diye bir efsane dolaşıyordu ortalıkta...
O olayın en yakın tanığı olarak anlatayım... Vaktiyle yazdım ama bir kez daha yazayım da herkes öğrensin kim nereyi, nasıl basıyormış!
Gezi olaylarının üçüncü ya da dördüncü günüydü... Gazetede çalışırken İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu aradı.
"Beşiktaş'ta bir grup, Gezi'ye destek eylemi yapıyor. Provokasyon ihtimali çok yüksek. "Gezi Parkı'na gidin" dedik. "Hayır biz burada kalacağız" diye ısrar ediyorlar. Sen bir gidip konuşsan da, orada durmasınlar... Yoksa tatsız işler olmasından endişe ediyoruz" dedi.
Atladım gittim. 3 bin kişilik grup Beşiktaş'ta eylem yapıyordu. "Niye burada duruyorsunuz?" diye sordum. "Polis, Gezi'ye çıkmamıza izin vermiyormuş" dediler. "Kim söyledi bunu size? Bu doğru değil, ben vali ile konuştum. Polis burada durmanızı istemiyor. Gezi'ye çıkabilirsiniz" dedim. Bu sırada Çarşı tişörtü giymiş bir kişiyle Beşiktaş formalı 2 kişi yanıma geldi. Belindeki bıçağı gösterip, düşük bir tondan "Uza buradan. Biz burada kalacağız" kabilinden bir şeyler söyledi. Oralı olmadım. Sadece "Bu insanlar burada kalmayacak. Siz meraklıysanız kalın" deyip uzaklaştım.
Beşiktaş'tan Gezi Parkı'na doğru yürürken gruptan öğrendim ki; Gezi eylemi için toplanan insanları birileri uzun süredir Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'ne yönlendirmeye çalışıyormuş.
Sonuçta o gece birlikte Gezi'ye çıktık.
Fakat aklıma takılmıştı:
"Kimdi o Çarşı tişörtlü adam?"
10 yıldır Beşiktaş'ın her maçına giden, haftanın 4 gününü semtte geçiren ve Çarşı'daki birçok insanı tanıyan, tanımadıklarına ise sima olarak aşinalığı bulunan ben neden bu "Çarşılı" adamı ve arkadaşlarını o güne kadar hiç görmemiştim?
Sonrasında semtte sormadığım insan kalmadı. Ne tanıyan vardı ne de bilen... Daha da enteresanı bu "Çarşılı" olduğunu iddia eden bıçaklı şahıs veya yanındakiler o olaydan sonra Çarşı'nın organize ettiği hiçbir platformda da karşıma çıkmıyordu!
Neden mi?
Çünkü ne Beşiktaşlıydılar ne de Çarşı ile uzaktan yakından alakaları vardı.
Peki kimdiler?
Onu bilmem ama neden orada oldukları belliydi: Üzerlerindeki tişört ve formalarla o günlerde herkesin sempatisini kazanan Çarşı'ya ve Beşiktaşlılığı kullanarak kalabalığı provoke etmek!
Bu olayı hem polis müdürlerine hem de Çarşı'nın büyüklerine anlattım.
Hiç kimse merak etmesin:
Çarşı aralarına sızan provokatörler olduğunun farkında!
Onları ayıklamak için elinden geleni yapıyor, yapacak ve yapmalı...
Ancak lütfen siz de farkına varın artık: Üzerine her Çarşı tişörtü giyen 'Çarşılı' değil!
Hem de hiç değil!
--spoiler--
bugün çarşı ve 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi'yle ilgili enteresan bir yazı yazmış.
çarşı nedir? kimdir? bu gruba kimler mensuptur? nasıl hareket eder? bu grubun organizasyon yapısı nedir? kim yönetir? artık bununla ilgili o kadar çok bilgi kirliliği var ki, bu yazı da farklı bir mevzudan girmiş olaya....
--spoiler--
"Çarşı, Gezi olayları sırasında Dolmabahçe'deki Başbakanlık ofisini basacaktı" diye bir efsane dolaşıyordu ortalıkta...
O olayın en yakın tanığı olarak anlatayım... Vaktiyle yazdım ama bir kez daha yazayım da herkes öğrensin kim nereyi, nasıl basıyormış!
Gezi olaylarının üçüncü ya da dördüncü günüydü... Gazetede çalışırken İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu aradı.
"Beşiktaş'ta bir grup, Gezi'ye destek eylemi yapıyor. Provokasyon ihtimali çok yüksek. "Gezi Parkı'na gidin" dedik. "Hayır biz burada kalacağız" diye ısrar ediyorlar. Sen bir gidip konuşsan da, orada durmasınlar... Yoksa tatsız işler olmasından endişe ediyoruz" dedi.
Atladım gittim. 3 bin kişilik grup Beşiktaş'ta eylem yapıyordu. "Niye burada duruyorsunuz?" diye sordum. "Polis, Gezi'ye çıkmamıza izin vermiyormuş" dediler. "Kim söyledi bunu size? Bu doğru değil, ben vali ile konuştum. Polis burada durmanızı istemiyor. Gezi'ye çıkabilirsiniz" dedim. Bu sırada Çarşı tişörtü giymiş bir kişiyle Beşiktaş formalı 2 kişi yanıma geldi. Belindeki bıçağı gösterip, düşük bir tondan "Uza buradan. Biz burada kalacağız" kabilinden bir şeyler söyledi. Oralı olmadım. Sadece "Bu insanlar burada kalmayacak. Siz meraklıysanız kalın" deyip uzaklaştım.
Beşiktaş'tan Gezi Parkı'na doğru yürürken gruptan öğrendim ki; Gezi eylemi için toplanan insanları birileri uzun süredir Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'ne yönlendirmeye çalışıyormuş.
Sonuçta o gece birlikte Gezi'ye çıktık.
Fakat aklıma takılmıştı:
"Kimdi o Çarşı tişörtlü adam?"
10 yıldır Beşiktaş'ın her maçına giden, haftanın 4 gününü semtte geçiren ve Çarşı'daki birçok insanı tanıyan, tanımadıklarına ise sima olarak aşinalığı bulunan ben neden bu "Çarşılı" adamı ve arkadaşlarını o güne kadar hiç görmemiştim?
Sonrasında semtte sormadığım insan kalmadı. Ne tanıyan vardı ne de bilen... Daha da enteresanı bu "Çarşılı" olduğunu iddia eden bıçaklı şahıs veya yanındakiler o olaydan sonra Çarşı'nın organize ettiği hiçbir platformda da karşıma çıkmıyordu!
Neden mi?
Çünkü ne Beşiktaşlıydılar ne de Çarşı ile uzaktan yakından alakaları vardı.
Peki kimdiler?
Onu bilmem ama neden orada oldukları belliydi: Üzerlerindeki tişört ve formalarla o günlerde herkesin sempatisini kazanan Çarşı'ya ve Beşiktaşlılığı kullanarak kalabalığı provoke etmek!
Bu olayı hem polis müdürlerine hem de Çarşı'nın büyüklerine anlattım.
Hiç kimse merak etmesin:
Çarşı aralarına sızan provokatörler olduğunun farkında!
Onları ayıklamak için elinden geleni yapıyor, yapacak ve yapmalı...
Ancak lütfen siz de farkına varın artık: Üzerine her Çarşı tişörtü giyen 'Çarşılı' değil!
Hem de hiç değil!
--spoiler--
#301860 nolu entryde belirttiğim hususların gerçek hali, tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yok, yoksa kim bu adamlara sigorta yapıp aylık maaş verecek. ucuz etin yahnisi boktan olur hesabı...
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/24779865.asp
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/24779865.asp
medeniyetler arası ittifakın eş başkanı olması gereken yazar...
beni çakmağımdan etmiştir...
İkitellide kahvede otururken maçtan 2 saat önce bir adamın gelip " arkadaşlar, 30 lira kişi başı versem gelip turuncu yeleği giyip stadda 2 saat dikilir misiniz? " sorusuna evet diyebilecek kalifiye de insanların toplandığından artık emin duruma gelmemi sağlayan melsek grubu. bunu da ben ekliyim hatta özel güvenlik amiri eleman seçerken şunu bile demiş olabilir (bkz: sen gelme ulan ayı)
ilk seçimlerde beşiktaş'tan belediye başkan aday adayı olacağım siyasi oluşum, örgütlenme. sloganım da " cok gezen bilir" olacaktır.
dhkpc'nin yaptığı basın açıklamasından sonra çok mantıklı gelen saldırıdır, adamlar haklı beyler, şimdi dağılın ve kendinizi haklı polisi haksız gördüğünüz her durumda polis karakoluna roketatarla saldırın...
böyle olmasını ben de istememiştim cnm , sen iyi bir szlksün, dost kalalım...
muhtemelen bir stadda maç izlemeye gelen en fazla beşiktaş taraftarının bir arada olacağı maç olacaktır.yanlışım varsa düzeltin sözlük...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?