2004 yılında hemen yanında 4 ay kaldığım, her daim hareketli ,tarih kokan muhteşem bir salon. o yıllarda nicks yerlerde süründüğü için aynı salonda oynanan buz hokeyi maçları ve new york rangers taraftarı inanılmazdı. ayrıca bu salon hani hep bir laf var ya 24 saat yaşayacak bir stad itiyoruz, işte bunun sözlük anlamıdır. yeri gelir gösteriler, buz pateni yarışmaları, konserler hep bu salonda yapılır. ayrıca 3 kez maç izleme şansı da buldum burada . bana göre yeri, ruhu , tarihi ve ihtişamı ile dünyanın en güzel spor salonudur.
(bkz: cagliari calcio)
beşiktaş forması giymiş ve hiç sevilmeyenler listesine adını altın harfler ile kazımış japon asılıı brezilyalı top tepici. ona verilen paralara mı, tüp kafanın anteple olan kara ilişkilerine mi, bu adamın hiç bir şey vermeden gittiğine mi hangisine daha çok kızgınım halen bilmiyroum.
#271123 entrimin malum admin tarafından silindiği sözlük, yani bişey söylemiyim diyorum ama susamıyorum. aferin size adminler siz böyle devam edin, bu kafayla ilerde yazar kalmaz bu sözlükte. neymiş bkz. facilitisi yanlış kullanılmış, nesi yanlışmış, gidin açın bakın başka sözlükleri de görün bakalım espirili bkz. var mı yok mu?
not: merak edenler için '' kartal sözlük'ü kapatıp forum açmak'' başlığına girdiğim '' kartal sözlüğü kapatıp kartal-kadıköy metro hattı almak'' başlığı silinmiş. yani buradaki ironiyi ve espiriyi anlamıyorsa bu admin denilen kişi yapacak bişey yok
not: merak edenler için '' kartal sözlük'ü kapatıp forum açmak'' başlığına girdiğim '' kartal sözlüğü kapatıp kartal-kadıköy metro hattı almak'' başlığı silinmiş. yani buradaki ironiyi ve espiriyi anlamıyorsa bu admin denilen kişi yapacak bişey yok
bunu söyleyen bir cüce biliyorum ''cüceyim evet, ama cücelerin en uzunuyum'' yani ironik bir durum söz konusu , cücelerin en uzunu ama yinede cüce. yani değişik bir ruh hali.
çaba ise zıplatır, açar ise sıçtırır. ancak zaten yapılan eylem sıçmak olduğundan sorun yoktur, işleme rahat rahat devam edilmelidir.
sözlükta bir başlığı hakkediyor kendisi. hepimiz onu iner misin çıkar mısın yarışması ile hatırlasak bile kendisi büyük bir tiyatrocu , araştırmacı ve akademisyendi.
kaş yolunda geçirdiği trafik kazası ile aramızdan ayrıldı ve onun ardından yakın arkadaşı okan bayülgen'in yadığı şu haykırış kaldı akıllarda ;
Oğlum;
Sana bu mektubu bizim cehennemden yazıyorum
Bir yaşıma daha gireceğim neredeyse
Tabii bundan haberin yok senin
Kronometreye erken bastığın için
Beni hep yakışıklı hatırlayacaksın
Bizi bırakıp gittiğin yerde
Eski güzel günleri düşünüp hayıflanacaksın
Ama DUR!
Sen hatırlıyor musun beni?
Peki sen herhangi bir şeyi hatırlıyor musun?
Ben yirmiydim tanıştığımızda
Sen beni en son otuzbeşimde gördün İstanbul'da
Sonra sen Kaş'ta öldün
O akşam aynı anda geldik Antalya'ya
Sen beni görmedin, ben sana bakıyorken
Ben sana öyle dikkatli baktım ki oğlum ayrılırken
Sen iyi ki görmedin beni
Yoksa gözgöze gelir gülerdik, eskisi gibi
Olmadık bir yerde gülerdik ya hani?
Öyle olurdu yine
Gözlerimizi kaçırırdık ciddiyeti bozmamak için
Hani sahnede olduğu gibi.
Sen ağlarken bakamazdım sana
Sinirimi bozardın, gülerdim
Çünkü sen her b*ktan şikayet ederdin oğlum
Öyle çok şikayet ederdin ki
Sonunda sıkılır gülerdim
Sonra sen de sıkılırdın kendinden
Başkası gibi olmak isterdin
Mutlu olan bir başkası gibi
Dert etmeyen biri
Hani, benim gibi biri
Birşey diyeyim mi sana oğlum?
Şimdi dönsen buralara
Ne gidilecek bir yol
Ne uğruna ölünecek bir kadın
Herneyse...
Ama kadınları çok dert ederdin sen
Ama onlar seni severdi oğlum
Ama sen çok ağlardın onlar için
Sevemezdin kendini bir türlü
Onlar seni çok sevse de
Senin gibi olmak istemezdim o zaman
Daha çok sevin beni!
Daha çok gülün bana!
Beni daha çok isteyin!
Daha çok!
Ama seni en çok ben...
Birşey diyeyim mi sana oğlum?
Şimdi dönsen buralara
Ne gidilecek bir yol
Ne uğruna ölünecek bir kadın
Ne de sabaha kadar konuşarak sana vaadettiklerim
Kandırdım seni oğlum
Parayı dert etme diye
Yok öyle birşey, başarısızlık diye
İlla da başkası olmaya çalışma salak gibi
Bir kadın için ölme diye
Kandırdım
Artık umrunda değil mi bunlar?
Artık bozulmuyor musun bu işlere?
Aşkın da bir önemi kalmadı mı yoksa?
O kadın için ölmez misin bir daha?
Ne var, bir kere daha ölsen?
Değmez mi o kadın buna?
Hani, hani değerdi?
Çıplak ayaklarıyla yürürken mezarının üstünde
Keyiflenmeyecek misin toprağın beş karış altında?
Öyle de oldu zaten, vasiyet ettiğin gibi
Çıplak ayaklı kıza
Bıraktın değil mi oğlum?
Bıraktın, gittin
Peki!
Ama ben buradayım hala
Ben devam ediyorum
Peki sen bakıyor musun bana oradan?
Gülüyor musun bana?
Sanıyor musun ben aynı şarkıyı söylüyorum?
Beni daha çok sevin!
Bana daha çok gülün!
Daha da çok isteyin beni!
Beni daha çok özleyin!
Ama seni...
Seni en çok ben, ben!
Hayır ben çok değiştim oğlum
Bir başkası değilim artık
Vazgeçtim maymunların dünyasından
Bıraktım alkışları, istemiyorum kahkahaları
İstemiyorum bir aptal gibi yaşlanmak
İşte belki de bu yüzden
Seni en çok ben...
En çok ben özlüyorum!
BENİM
ÖLÜ
ARKADAŞIM!...
Okan Bayülgen..
kaş yolunda geçirdiği trafik kazası ile aramızdan ayrıldı ve onun ardından yakın arkadaşı okan bayülgen'in yadığı şu haykırış kaldı akıllarda ;
Oğlum;
Sana bu mektubu bizim cehennemden yazıyorum
Bir yaşıma daha gireceğim neredeyse
Tabii bundan haberin yok senin
Kronometreye erken bastığın için
Beni hep yakışıklı hatırlayacaksın
Bizi bırakıp gittiğin yerde
Eski güzel günleri düşünüp hayıflanacaksın
Ama DUR!
Sen hatırlıyor musun beni?
Peki sen herhangi bir şeyi hatırlıyor musun?
Ben yirmiydim tanıştığımızda
Sen beni en son otuzbeşimde gördün İstanbul'da
Sonra sen Kaş'ta öldün
O akşam aynı anda geldik Antalya'ya
Sen beni görmedin, ben sana bakıyorken
Ben sana öyle dikkatli baktım ki oğlum ayrılırken
Sen iyi ki görmedin beni
Yoksa gözgöze gelir gülerdik, eskisi gibi
Olmadık bir yerde gülerdik ya hani?
Öyle olurdu yine
Gözlerimizi kaçırırdık ciddiyeti bozmamak için
Hani sahnede olduğu gibi.
Sen ağlarken bakamazdım sana
Sinirimi bozardın, gülerdim
Çünkü sen her b*ktan şikayet ederdin oğlum
Öyle çok şikayet ederdin ki
Sonunda sıkılır gülerdim
Sonra sen de sıkılırdın kendinden
Başkası gibi olmak isterdin
Mutlu olan bir başkası gibi
Dert etmeyen biri
Hani, benim gibi biri
Birşey diyeyim mi sana oğlum?
Şimdi dönsen buralara
Ne gidilecek bir yol
Ne uğruna ölünecek bir kadın
Herneyse...
Ama kadınları çok dert ederdin sen
Ama onlar seni severdi oğlum
Ama sen çok ağlardın onlar için
Sevemezdin kendini bir türlü
Onlar seni çok sevse de
Senin gibi olmak istemezdim o zaman
Daha çok sevin beni!
Daha çok gülün bana!
Beni daha çok isteyin!
Daha çok!
Ama seni en çok ben...
Birşey diyeyim mi sana oğlum?
Şimdi dönsen buralara
Ne gidilecek bir yol
Ne uğruna ölünecek bir kadın
Ne de sabaha kadar konuşarak sana vaadettiklerim
Kandırdım seni oğlum
Parayı dert etme diye
Yok öyle birşey, başarısızlık diye
İlla da başkası olmaya çalışma salak gibi
Bir kadın için ölme diye
Kandırdım
Artık umrunda değil mi bunlar?
Artık bozulmuyor musun bu işlere?
Aşkın da bir önemi kalmadı mı yoksa?
O kadın için ölmez misin bir daha?
Ne var, bir kere daha ölsen?
Değmez mi o kadın buna?
Hani, hani değerdi?
Çıplak ayaklarıyla yürürken mezarının üstünde
Keyiflenmeyecek misin toprağın beş karış altında?
Öyle de oldu zaten, vasiyet ettiğin gibi
Çıplak ayaklı kıza
Bıraktın değil mi oğlum?
Bıraktın, gittin
Peki!
Ama ben buradayım hala
Ben devam ediyorum
Peki sen bakıyor musun bana oradan?
Gülüyor musun bana?
Sanıyor musun ben aynı şarkıyı söylüyorum?
Beni daha çok sevin!
Bana daha çok gülün!
Daha da çok isteyin beni!
Beni daha çok özleyin!
Ama seni...
Seni en çok ben, ben!
Hayır ben çok değiştim oğlum
Bir başkası değilim artık
Vazgeçtim maymunların dünyasından
Bıraktım alkışları, istemiyorum kahkahaları
İstemiyorum bir aptal gibi yaşlanmak
İşte belki de bu yüzden
Seni en çok ben...
En çok ben özlüyorum!
BENİM
ÖLÜ
ARKADAŞIM!...
Okan Bayülgen..
sanırım milli takım ve beşiktaştan teklif geldiğini ima ediyor atom karınca. sana herşey layık büyük kaptan.
en zor anda kendini beşiktaş için ateşe atan, karşısına çıkan tüm engelleri aşan ve maalesef bürtüslar tarafından sırtından vurulmasına rağmen yoluna devam eden cesur yürek. florentino perez çıksa farketmez, o dişli rakipleriin dişleri dökülür.
bunun birde kadın versiyonu vardır ki ,sevinçten artık salatalık, muz ne bulursa alır ve kimsye çaktırmadan yavaşça ve sevinçle yer.
(bkz: evet muzun bittiği yerdeyiz, artık ne desek boş)
(bkz: evet muzun bittiği yerdeyiz, artık ne desek boş)
tracy mcgrady'ın teyze oğlu yada öbürü onunkinin. bana sorarsanız aircanada her zaman t-mac'ten daha iyiydi.
acınacak hale gelmiştir , hemde bu yaşta. umarım sonu intihar falan olmaz bu bu adamın.
http://www.sonhaber.com.tr/spor-haberleri/bu-sozler-kavgada-soylenmez-h10929.html
http://www.sonhaber.com.tr/spor-haberleri/bu-sozler-kavgada-soylenmez-h10929.html
aşağıda çekilen ve taraftarının muzları kime neye salladığı kabak gibi ortaya çıkmasına rağmen, yandaş medyası ntv,ntvspor ve lig tv'de bu görüntülerin yayınlanmasını engellemeye çalışan, ve halen biz rezil olduk kamuoyundan özür dileriz diyeceğine yaptığı basın açıklamalarıyla saçmalamaya ve küçülmeye devam eden yönetim.
http://www.youtube.com/watch?v=iEbst23wnhk işte muz sallama görüntüleri
http://www.youtube.com/watch?v=iEbst23wnhk işte muz sallama görüntüleri
30 yıldır maçlara giderim, bir çok ülkede maç izledim. tribünlerde sosisli, döner, hamburger, çekirdek, mısır, çikolata, akla gelmeceyek bir çok şey yiyen gördüm ancak özellikle türkiye'de hiç bir zaman elinde muz kabuğunu soyup ısıra ısıra yiyen görmedim. ancak fenrbahçe -galatasaray maçında sahada ısınmakta olan eboue'ye bu muzları sallayıp, önce inkar eden ve yok efendim biz üçlü çekerken muz elimzde kaldı, benim motor bozuldu da almancı bir abi alman muzu getirdi falan deseler ve fenerbahçe yönetiminin avukatlar eşliğinde basın toplantısı yaparak yok böyle bir şey, taraftarımız kardeş kardeş muz yerken çekilmiş bu fotoğraf denmesine rağmen, sonra gerçeğin ortaya çıkmasıya asıl muzu fener yönetimi yemiştir. ulan maçta tezahurat yaparken elinde muz sallamak nedir?? yani kim inanır böyle bir komediye...
ayrıca ırkçılık tezahuratı yapan lazio gibi takım taraftarları, kendi takımlarında siyahi futbolcu oynamasına karşıırlar. fenerli bu arkadaşlar sanırım renk körleri ve bunlar hakkında en güzel yorumu demirkol yaptı '' muz sallayan arkadaş bir kere sen o muzu sallayacak kadar sarışın değilsin'' ah be fener taraftarı ve yönetimi yine muz kabuğuna bastın ve tepetakla oldun....
ayrıca ırkçılık tezahuratı yapan lazio gibi takım taraftarları, kendi takımlarında siyahi futbolcu oynamasına karşıırlar. fenerli bu arkadaşlar sanırım renk körleri ve bunlar hakkında en güzel yorumu demirkol yaptı '' muz sallayan arkadaş bir kere sen o muzu sallayacak kadar sarışın değilsin'' ah be fener taraftarı ve yönetimi yine muz kabuğuna bastın ve tepetakla oldun....
bence hiç bir anlamı olmayan sezonun son maçında maçta kesinlikle oynamaması gereken futbolcu. ,yedek olmamalı ,hatta kayseriye götürlmemelidir. . mazallah havaalanında yürüken falan bağları kopabilir. sezon bitsin, vay efendim bu adam bizim gözbebeğimiz, vurduğu attığı gol olur, aslında sakatlıkları ciddi değil falan diyerek güzelce paketleyip , rusya veya katar ekiplerinden birine yollanmalıdır. sezonun yarısı sakat, oynadığı sürelerde kafa hariç gol atayan, ağır ve uzun olduğu için ne kıvraklığı olan ,ne de ileride top tutabilen, her daim sorun yaratan bir adamdır bu portekizlilerin en uzunu. son maçlarda mustafa pektemek'in topu tutarak orta saha oyuncularını yaklaştırıp, takımına vakit kazandırası ve al ver yapabilmesi ile almeida'nın ne kazma bir oyuncu olduğu daha çok ortaya çıkıyor. neymiş uzun topu indirecekmişte pozisyon yartacakmışşşş.. geçiniz efendim böyle futbol mu kaldı dünyada... ne fırsatçılık var, ne bitiricilik,ne istikrar .
beşiktaşta polis tarafından durdurulup darp edilmiş bir tanesi ama hangisi bilmiyorum. mekanın beşiktaş olması ve ablamızın twit attığı resim ilginç ama;
-- +18 ---
https://twitter.com/esraceydaersoy/status/334651553099177986/photo/1/large
-- +18 ---
-- +18 ---
https://twitter.com/esraceydaersoy/status/334651553099177986/photo/1/large
-- +18 ---
#270299 meksika dalgası ile ilgili eksi veren arkadaş, lütfen bana özelden mesaj atıp neden eksi verdiğini açıklasın, sonra onuna beraber meksikaya kadar dalgalanalım.
maalesef genelde tamamen yıpratıcı ve fazla eleştirel yaklaşımdır . şimdi geriye doğru bakalım neler olmuş ;
samet aybaba -vizyonsuz, teknik ekibi yetersiz , o kadar kötü ki maçlardan önce ıslıklanmakta.
tayfur havutçu- hiç bir başarısı yok, vizyonsuz.
carvalhal- belki de eleştirileri en çok hakkeden bu adamdı ama nedense en çok desteği de bu gördü tatlı dili ve sahte tavırları ile.
schuster- ülkeye alışamadı, takım defans yapamıyor , yıldızları yönetemiyor
ertuğrul-cematçi transferleri yetersiz,sistemi yok
mustafa denizli- hep savunma futbolu oynatıyor, uzun vadeli çalışmaya uygun değil.
tigana- kürdanı var onun zaten yarışmacı değil
çalımbay- daha çok toy 35 yıl çalışıp gelsin
del bosque- yeniköy kasabı futboldan anlamıyor
lucescu- vay çingene 11 puandan şampiyonluk verdi, yıldızları sattırdı
daum- paragöz, kaçıncı kez geldi artık yeter
scala-ellleri büyüyor durduramıyoruz, hem disiplinsiz pascal kafasına telefon attı.....
bu liste böyle sürer gider, yeri geldiğinde ben de bu eleştirileri yapıyorum ama bu süreçte portekizli, italyan, ispanyol,alman,rumen,fransız,türk,yaşlı,genç,tecrübeli, tecrübesiz hepsi denendi ancak istikrar sağlanamadı. artık bence beşiktaş taraftarı hocasının arkasında durmalı. kim olduğu önemli değil en az 2 belki 3 sene sabır göstermeli.
samet aybaba -vizyonsuz, teknik ekibi yetersiz , o kadar kötü ki maçlardan önce ıslıklanmakta.
tayfur havutçu- hiç bir başarısı yok, vizyonsuz.
carvalhal- belki de eleştirileri en çok hakkeden bu adamdı ama nedense en çok desteği de bu gördü tatlı dili ve sahte tavırları ile.
schuster- ülkeye alışamadı, takım defans yapamıyor , yıldızları yönetemiyor
ertuğrul-cematçi transferleri yetersiz,sistemi yok
mustafa denizli- hep savunma futbolu oynatıyor, uzun vadeli çalışmaya uygun değil.
tigana- kürdanı var onun zaten yarışmacı değil
çalımbay- daha çok toy 35 yıl çalışıp gelsin
del bosque- yeniköy kasabı futboldan anlamıyor
lucescu- vay çingene 11 puandan şampiyonluk verdi, yıldızları sattırdı
daum- paragöz, kaçıncı kez geldi artık yeter
scala-ellleri büyüyor durduramıyoruz, hem disiplinsiz pascal kafasına telefon attı.....
bu liste böyle sürer gider, yeri geldiğinde ben de bu eleştirileri yapıyorum ama bu süreçte portekizli, italyan, ispanyol,alman,rumen,fransız,türk,yaşlı,genç,tecrübeli, tecrübesiz hepsi denendi ancak istikrar sağlanamadı. artık bence beşiktaş taraftarı hocasının arkasında durmalı. kim olduğu önemli değil en az 2 belki 3 sene sabır göstermeli.
kayserispor'e tarihinde ilk kez kupa kazandırmış, bursaspor gibi bir takımı şampiyon yapmıştır. beşiktaş ta çalıştığı ilk sezonda vasat bir kadro ile şampiyonluğu son haftalarda kaçırmış, ikinci yıl 6. haftada 4 galibiyet 2 beraberlik ile takımı teslim etmiştir. en büyük şansızlığı kuşkusuz tüp kafa döneminde takımın başında olmasıydı.
Bana göre uzak ara ligde görev yapan en iyi türk hocadır. yaptığı transferlerde başarısız olanlar yanında başarılı olanlarda vardır. zapo vb. transferler ile hiç bir ilgisi yoktur. o dönemde alınan delgado rico paşa falan hepsi yönetin ve sponsor desteği ile yapılmıştı.
Bana göre uzak ara ligde görev yapan en iyi türk hocadır. yaptığı transferlerde başarısız olanlar yanında başarılı olanlarda vardır. zapo vb. transferler ile hiç bir ilgisi yoktur. o dönemde alınan delgado rico paşa falan hepsi yönetin ve sponsor desteği ile yapılmıştı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?