confessions

şutmesafesişutpozisyonu

2. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 7979
  2. takipçi 0
  3. puan 116564

çengelköy'deki vahdettin köşkü

şutmesafesişutpozisyonu
işte benim tarihini çok seven başbakanım ve hükümeti. topçu kışlası eski bir tarihi mekan "ne var bunda canım" diyerek "tarihimize sahip çıkıyoruz" diyorlar ya. işte ben de soruyorum çengelköy sırtlarında 60.000 metre kare arazi içersinde yer alan tarihi vahdettin köşkü, hem de ecevit[ybkz]swh[/ybkz] tarafından 2000 yılında kültür bakanlığına devr edilmişken, hangi sahte raporlar ile yıkıldı. nerede tarih sevgisi, nerede osmanlı sevginiz. bırakın artık bu takiyeleri yalanları sahtekar tutumları, halk allahtan gözünü açtı sonunda. bu ve bunun gibi nice vurgunlar, vurkaçlar var bu ülkede ve hepsi bir bir ortaya çıkacak artık, ne kadar susturmaya çalışsanız da.

http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=-143031

http://www.medeniyetimiz.com/index.php?option=com_content&view=article&id=2257%3Avahdeddin-koekleri-ykld&catid=50%3Ayali-kosk-turkevleri&Itemid=137

clarence seedorf

şutmesafesişutpozisyonu
37 yaşında beşiktaşa transfer olsaydı ne curcuruna olurdu 33 yaşında transfer olan alan walsh ile sebanın asker arkadaşı diye makara yapılırdı. stefan kunts 34 yaşında gelmişti onada alman külüstürü denmişti. seedorf gelseydi renkli medya neler derdi kim bilir.

yol ver gidelim taksim'i ezelim

şutmesafesişutpozisyonu
bunları söyleyen zavallılar için lütfen videonun 8. saniyesinden sonrayı izleyin. amigo ''taksim şaşırma sabrımızı taşırma derken'', ne yaptığının farkında olmayan paralı askerler '' tayyip şaşırma sabrımızı taşırma''' diyor. ama iyi oldu günler sonra kahkalar attırdılar bana, devam durmak yok ama gezi parkını da yanlışlık gazze anlarmısınız ben orasını bilemem.

https://www.facebook.com/photo.php?v=10200188297929967

necati doğru

şutmesafesişutpozisyonu
bugün kaleme aldığı yazı ile hisleeime tercüman olmuş, soyadının hakkını veren gerçek gazeteci;

Kıvılcım oldunuz. Bir ateş yaktınız. Ortalık aydınlandı. Biz size minnet borçluyuz. Gelip duvara dayanmıştı. Kuvvetleri tek elde toplamış, “Tek Adam” olmayı Anayasa’ya da yazdırarak “babadan oğula iktidarda kalmayı cebinde keklik” görmekteydi.
Milletvekillerini kukla yapmıştı.
Bakanları kurşun asker.
Adaleti iktidarına payanda.
Basını önünde secde ettirmişti.
Üniversite hocaları mezar taşına dönmüştü. Halk yalancı propaganda ile narkoz altına alınmış, “ölü sessizliğiyle geleceğini” izlemekteydi.
Her söylediği “kanun” oluyordu.

* * *

Helikoptere biniyor.
Parmağıyla işaret ediyor.
Oraya köprü yapılıyordu.
Parmağıyla işaret ediyor.
Oraya kışla dikiliyordu.
Parmağıyla işaret ediyor.
Ormanlar kesiliyordu.
Hava meydanı yapılıyordu.
73 milyonu parmağında oynatıyor, yanına alıp yemleyerek ve korkutarak yandaş yaptığı basından yazarlara da; “ileri demokrasiye geçtik… Yetmez ama evet…” yazıları yazdırıyordu.

* * *

Sizlere “çapulcu” diyordu.
Bir avuç marjinal.
Aşırı uç.
Yönlendirilen ilkesizler.
Siyasetle ilgilenmeyen. Geleceği düşünmeyen. Ülkenin nerelere sürüklenip götürüldüğünü ciddiye almayan, metro istasyonunda öpüşünce “ahlaksız damgası” vurulmasına aldırmayan, bir bardak bira içince “alkolik yaftası yapıştırılmasına” ses çıkartmayan, kızları evlenince “en az üç çocuk doğurmaya” mecbur, erkekleri işsiz, yoksul ve parasızsa “bedelli askerlikten yararlanmayacak” kadar kimliksiz, kişiliksiz, kul olma kültürüne razı olacaktı. Sizlere apolitik, asosyal, buyruk altında güdülecek tipler damgası vuruyorlardı.

* * *

Siz çok kibardınız.
Çok uygar, çok efendi
Alanlara uygarca geldiniz.
Kelimeleri başıboş sürüler olmaktan kurtarıp bilgisayarınızdan, cep telefonunuzdan yazdığınız çağrılarla birbirinizle kenetlendiniz meydanları doldurdunuz.
Muazzam dayanışma kurdunuz.
Polis şiddetini durdurdunuz.
Barışçıl protestonuz kıvılcım oldu.
Türkiye’yi siz aydınlattınız.
Başbakan olsun diye seçilmiş olanın, kuvvetleri tek elde toplayıp, “Her sözünün kanun yapılmayacağını” ve parmağıyla gösterdiği her yerde “köprü, kışla, hava meydanı, yandaş gökdeleni dikilmeyeceğini” siz anlattınız.
Biz size teşekkür borçluyuz.

* * *

Halkın muhalefeti meydanlara inince, “iktidarın iktidarı biter” gerçeğini anlamayanlara siz
anlattınız. Kendisine oy vermeyenlerin de onayı ve gönül rızası olmadan “Tek Adam Diktatörlüğüyle” yönetmek isteyenlerin önüne Türkiye’de halkın gücünün çıkması gerektiğine siz bir pırlanta örnek oldunuz.
Türkiye Ortadoğu ülkesi değil.
Olamaz, yapamazlar.
Siz bunu çok net anlattınız.
Bütün dünya anladı.
Biz size minnet doluyuz.

Tencere tava!

Tencere ile tavaya vurarak çıkartılan ses sadece iktidarda olana sere serpe, tatlı sert bir eleştiri ifadesi olmaktan çıktı. Türkiye’nin büyük kentlerinde; İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Adana’da, Edirne Keşan’da, Çanakkale’de, Trabzon’da, Kocaeli’nde, Gebze’de, Antalya, Kastamonu, Zonguldak, Antakya ve Tunceli’de gençler meydanlara inerken onların anneleri, babaları, amcaları, dedeleri ile nineleri de “tencere ve tava diplerine vurarak” iktidara şunu söylüyorlar: Biz gençlerin duygularını paylaşıyoruz. Gençlerin meydanlara bizim düşüncelerimizi de taşıdığını göstermek için tencere- tava dibine vurmaktayız.

yüzde elli yalanı

şutmesafesişutpozisyonu
bu oyu nasıl aldığı belli. seçim sandıklarında yaptığı hileler ile, oy satın almak ile. maalsef insanların en zayıf noktası olan din istismarı yaparak ve oylarını satın alarak. ancak daha derinlemesine incelersek, 2002 seçimleri öncesi anap ve dyp birleşiyordu ve bir anda erkan mumcu çekildi falan derken seçim barajının üstünde yer alması gereken bu birleşim yok oldu. sol için kemal derviş, rahmetli isamil cem ile ittifak yapmıştı. artık o da nedense !!!! son anda çekildi gitti bir yüzde on daha. zaten merkez sağda başka bir parti kalmadı, anap gibi dyp partisi gibi merkez sağın güçlü partileri çeşitli oyunlar ile yok edildi. bir rüzgarı arkasına alan genç parti yok edildi. burada başbakanın tehditleri malum. sonuçta ortada parti kalmadı ve iktidarı ele alan akp devletin kaynaklarını babasının malı gibi harcayarak, medyada muhalefete yer verdirmeyrek, trt'yi kendi televizyonu gibi kullnarak bu oya ulaştı. ama ona 21 milyon oy çıkarken 32 milyon kişi oy atmadı. bu güneş gibi gerçek ve oy atanların çoğu da gerçeğe uyandı ve bundan sonraki seçimlerde bu oyun ancak yarısını alır akp.

yıllardır elektrik gitmeyen bir şehirde seçim günü hava günlük güneşlikken 2 saat boyunca neden elektriğin gittiğini açıklayamayanlar, çöplerden çıkan oy pusulaları ve sandık başında dönen dolaplar ortadayken bu bas bayağı yalandır. ayrıca "seçim barajını kaldıracağım" diyerek halkı kandıran ve 11 yıldır kaldırmayanlar yüzde elli masalı ile halkın avanak olan az bir kısmını halen kandıra dursun, gerçek halk gözünü açtı.

recep tayyip erdoğan

şutmesafesişutpozisyonu
bıraktım polis müdahalesini falan, metro seferleri bile uzatılmış bu paralı komedi için, yani bu faşist devletlerde bile olsa insanlar isyan eder. halen keyfi uygulama yok, ben halk için hizmet ediyorum palavraları. kendi konuşması için bile metro seferlerini değiştirenler, seçim kazanmak için devletin hazinesi ne etmezler. işte tayyip başbakan da hep bunlarla hatırlanacak sonunda.

yüzde elli yalanı

şutmesafesişutpozisyonu
akp ve emrindeki basının bize yaptığı dayatma sonrasında çoğunluğun gerçekten inandığı orandır. oysaki akp son seçimde sadece geçerli oyların %49'unu almıştır. bu seçim sonuçları zaten bence doğru değil. bir önceki yerel seçimelerde istanbul'da saatlerce giden elektrikler, çöplerden çıkan pusular, seçim sandıklarında yapılan baskılar. yani tartışmalı bir oy akp lehine ise onu zorla geçerli sayıp, aksi bir durumda oyun iptali.

bakın kadıköy gibi eğitim düzeyi en gelişmiş bir bölgde tuncay özkan'a atılan 75.000 tanesi geçersiz sayıldı yersen. tüm bunlara rağmen akp türkiye'deki seçmenlerin toplamına bakıldığında %40 oy almıştır. yani toplumun %60'ı bunlara oy atmadı. ayrıca merkez sağda başka bir parti olmaması veya bellirli güçler tarafından engellenmesi neticesinde hayatı boyunca dp, anap, dyp gibi partilere oy atmış muhafazakar ama cumhuriyetine bağlı yaklaşık %20 gibi bir kesim bunlara oy atmış ancak gelinen noktada pişman olmuşlardır. asla %50 gibi bir rakam söz konusu değildir. ayrıca ilk seçildikleri dönemde seçim barajını kaldıracağız diyenler 11 yıllık tek parti iktidar döneminnde %10'lık barajı kaldırmamışlardır. her şey ortadadır. takke düşmüş kel görünmştür. bundan sonra masal anlatmaya gerk yoktur. hile ile baskı ile gelenler halk devrimi ile giderler.

garanti bankası

şutmesafesişutpozisyonu
başbakanın tehditlerinden nasibini almıştır, yani böyle bir ülke olabilir mi? başbakan gazetcileri tehdit eder hem de canlı yayında, iş adamlarını tehdit eder , bankaları tehdit eder, insanları tehdit eder sokakta . sonra "demokrasi temelleri atıyoruz" der, bunların demokrasi anlayışı onlar ile aynı fikirdeyseniz geçerli. yani dindar, rantçı ve atatürk düşmanı iseniz sizden demokratı yok, ancak biraz farklıysanız tehdite uğrarsınız. bu yüzden garanti bankası belki de bu olay karşısında rüzgarı ve halkı arkasına alabilir ancak takınacağı tavır çok önemli. bir de unuttum başbakan hep paradan konuşur, işte zengin oldunuz, para kazandınız falan, yani nedir bu kadar para para para. bir hükümetin görevi firmalara para kazndırmak değil, vatandaşının refahını sağlamaktır.

recep tayyip erdoğan

şutmesafesişutpozisyonu
tüm parti zorlamalarına rağmen sadece 10.000 kişi toplamayı başarmıştır şovunu yapmak üzere. sokaklara kendiliğinden dökülen milyonların direnişi bir demokrasi direnişi olarak görmüyorum diyor. madem olay 10 ağaç ve gezi parkı, diğer şehirlerde neler oluyor diyor? anlamadığı nokta gezi parkının bir sembol olması ve patlama noktası yaratması , yoksa milyonlar bu adamın keyfi uygulamaları, faşist yönetim anlayışı, mahkemelere hükmü, medyaya kurduğu baskı, ülkeyi talan etmesi, atatürk'e ettiği hakartler ve cumhuriyetin temellerine verdiği zararlardan kaynaklanıyor ama o halen ağaç peşinde. önce olayı chp'ye sonra dış ülkelere, sonra faiz çevrelerine bağladı. aslında kendisi de neyin ne olduğunu biliyor ama söylemeye cesareti yok. onun adına üzülüyorum oysa her şey daha farklı olabilirdi.

taksim gezi parkı

şutmesafesişutpozisyonu
daha önce yazdığım gibi orası yıkılmayacak. buna kimsenin güc yetmez. halka karşı halk yönetilmez. kamuya ait bir araziyi, yolsuzluk abidesi gibi ona buna peşkeş çekmeye ve şeriat ile özleşleşmiş , kimsenin haberi olmayan boktan bir yapının maketini de oraya koydurmazlar, koydurmayız.

günay güvenç

şutmesafesişutpozisyonu
sanırım önder özen de çoğunluk beşiktaş taraftarı ile aynı fikirde. yani cenk'in yedek bile oturamayacağını biliyor ve asıl bir kaleci arkasına günay gibi genç, gelecek vaad eden bir kaleci alıyor. umarım bu hamlden sonra bu klübe ve kaleye hiç yakışmayan cenk ile yollar ayrılır.
295 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol