yeni türkü'nün güzel mi güzel parçalarından sadece bir tanesi.
"üstadın dediği gibi: kaldırımlar güzel.
ama bir de üzerinde yürüyen şu insanlar olmasa!"
hakan günday / kinyas ve kayra
ama bir de üzerinde yürüyen şu insanlar olmasa!"
hakan günday / kinyas ve kayra
uygulamalı seks okulunda olması muhtemel meslek dalı.
(bkz: selanik'te sonbahar)[ybkz]swh[/ybkz]
şu sıralar inönü tribünlerinde yankılanan tezahürat.
rogerio ceni'nin kariyeri boyu bir çok kez gerçekleştirdiği eylem,105 golü var böyle.
Geçen hafta[ybkz]swh[/ybkz] katıldıkları radyo programında bir dinleyicinin,vira vira adlı şarkılarını bira bira olarak değiştirmelerini teklif ettiği muazzam grup.
bazen adolf hitler’in karısı için üzülüyorum. kocasının, katil sıfatıyla anılmasından ya da tek uluslu devlet amacıyla yola çıkan bir erkeğin kocası olmasından da, değil bu üzüntüm.benim asıl üzüntüm; egosunu oraya kilometreler boyu,coğrafyalara örtmüş bir adamın karısı olmak. sanırım bir kadının başına gelebilecek en kötü şey eşinin egosuyla göz göze gelmesidir. ki bahsi geçen ego, bir fabrikatör egosu değil. bahsi geçen ego; egosunu milyonlarca insana kabul ettirmiş,etmeyenlerin egolarını zehirli haplarla işaretlemiş, adolf hitler’in egosu.
eva braun, adolf Hitler’in eşi. bir tanecik karısı. fotoğraf meraklısı minik bir kadın,gözyaşı. adolf hitler ile tanıştıktan sonra iki kere intihara kalkışmış. İkisinde de başarılı olmak bir yerde kalsın, intihar kelimesinin anlamını bile bilememişti. belki bu kadar ölüm meraklısı olduğundan hitler’i seçti kendisine.
ilk intiharını 1932’de 20 yaşındayken bir silahla kendini vurarak denedi. tanrı isabet ettirememiş olsa gerek ki; hayatta kaldı. ikinci intiharı çok geçmeden; üç yıl sonra geldi.nu sefer uyku hapları cephedeydi ama o senelerde uyumaya imkan mı vardı?ölmedi,ölemedi ve bu ölüm isteği adolf hitler’i ona daha çok bağladı.
belki de; onun tüm sevgisi ölümeydi. hatta adolf hitler sırf braun onun yanında kalsın diye; maaş bile vermeye başlamıştı. sevgiyi bile aşkla bulmaya çalışan zavallı bir adamdı,şimdi o.
en trajedik yansıma da; üçüncü reich yıkılırken, yani almanya artık zafer hayallerinden çoktan sıyrılmış,ölmek için saniyeleri öperken tanrının avuçlarında,braun ile hitler’in aşkı resmiyete daha yeni yeni kavuşmuştu. savaşlar,tanklar ve tüfekler istemeden erteleyebiliyordu aşkı. tam kırk saat geçmişti ki; evliliklerinin üzerinden braun ile adolf hitler ilk defa aynı yolda yürüdüler. beraberce intihar ettiler.
yine ölüm onların hayatını birleştiren bir nokta olmuştu.
eva braun, adolf Hitler’in eşi. bir tanecik karısı. fotoğraf meraklısı minik bir kadın,gözyaşı. adolf hitler ile tanıştıktan sonra iki kere intihara kalkışmış. İkisinde de başarılı olmak bir yerde kalsın, intihar kelimesinin anlamını bile bilememişti. belki bu kadar ölüm meraklısı olduğundan hitler’i seçti kendisine.
ilk intiharını 1932’de 20 yaşındayken bir silahla kendini vurarak denedi. tanrı isabet ettirememiş olsa gerek ki; hayatta kaldı. ikinci intiharı çok geçmeden; üç yıl sonra geldi.nu sefer uyku hapları cephedeydi ama o senelerde uyumaya imkan mı vardı?ölmedi,ölemedi ve bu ölüm isteği adolf hitler’i ona daha çok bağladı.
belki de; onun tüm sevgisi ölümeydi. hatta adolf hitler sırf braun onun yanında kalsın diye; maaş bile vermeye başlamıştı. sevgiyi bile aşkla bulmaya çalışan zavallı bir adamdı,şimdi o.
en trajedik yansıma da; üçüncü reich yıkılırken, yani almanya artık zafer hayallerinden çoktan sıyrılmış,ölmek için saniyeleri öperken tanrının avuçlarında,braun ile hitler’in aşkı resmiyete daha yeni yeni kavuşmuştu. savaşlar,tanklar ve tüfekler istemeden erteleyebiliyordu aşkı. tam kırk saat geçmişti ki; evliliklerinin üzerinden braun ile adolf hitler ilk defa aynı yolda yürüdüler. beraberce intihar ettiler.
yine ölüm onların hayatını birleştiren bir nokta olmuştu.
bugün bizim senin en samimi konuşmalarımızın yerleştiği gün hayatlarımıza. Kim bilir, ne felaketler yaşanır şimdi? ne insanlar kayıp verir haritalar da? belki depremler siler tozlanmış dağ kabarcıklarını.
bak, bugün ilk defa açık olduğumuz gün birbirimize karşı.ilk defa avuç içlerimizi gösterdiğimiz gün birbirimize. ilk defa birleşsek gemi sayılacağımız gün, güvertemizden kuşları selamlayabileceğimiz gün.
ne garip, 1912 yılında bugün battı titanik ve dalgalarından seninle yaratıldık,en baştan.
bak, bugün ilk defa açık olduğumuz gün birbirimize karşı.ilk defa avuç içlerimizi gösterdiğimiz gün birbirimize. ilk defa birleşsek gemi sayılacağımız gün, güvertemizden kuşları selamlayabileceğimiz gün.
ne garip, 1912 yılında bugün battı titanik ve dalgalarından seninle yaratıldık,en baştan.
en iyi kontrol şekli; kökünden kandırıldığında ve kurallar dikte edildiğinde özgür olduğunu düşünmendir. diktatörlüğün bir şekli; hapishane hücresinde olmaktır. parmaklıkları görebilir, onlara dokunabilirsin.
diğer bir şekli ise, hapishanenin bir köşesinde oturursun ama parmaklıkları göremezsin, böylece özgür olduğunu düşünürsün.
insan ırkının ızdırabı kitle hipnozundan gelir.
böyle insanlar tarafından hipnotize ediliyoruz; spikerler, politikacılar, öğretmenler, hatipler.
inanılmaz derecede hasta insanlar tarafından yönetilen bir ülkede ve dünya’da yaşıyoruz
diğer bir şekli ise, hapishanenin bir köşesinde oturursun ama parmaklıkları göremezsin, böylece özgür olduğunu düşünürsün.
insan ırkının ızdırabı kitle hipnozundan gelir.
böyle insanlar tarafından hipnotize ediliyoruz; spikerler, politikacılar, öğretmenler, hatipler.
inanılmaz derecede hasta insanlar tarafından yönetilen bir ülkede ve dünya’da yaşıyoruz
siyah bir pelerin düşmüştü şehrin üstüne. ışıklar titrek titrek ağlaşıyor ve hüsranın yanında biraz daha parlak kalan titremelerle yansıyordu insan vücutlarına. pürüzsüz tenlerin çıkıntıları meydana çıkıyor,tüm günahlar sokaklara dağılıyor ve utanılacak şeyler meydanlara, insanların gözlerinin önüne taşınıyordu.
sokağın birinde esrar kokusu dalgalanıyor,ufak çocukların elleri uyuşuyor başka bir sokakta bir kaç silah ardı ardına patlıyordu.aynı sokaklara yetişmeye çalışan ambulanslar ve polisler farklı şeritleri seçiyor ve farklı ibrelerde kopan çığlıklar fırlıyordu,camlarından.
sesler seslere karışıyor ve hüznü en dibinden içiyoruz bardaklara sığınmadan.kanıma geç kalan saatlerce oyalanan bir kaç satırız biz.iehirde polis var, suçlu var,masum var, ilgisiz var, fahişe var.
diyebilirim ki; hüzün en kaliteli uyuşturucu bu şehirde.nefes yoluyla alabildiğin en güzel kafa bu şehirde.Hüzün sadece hüzün bu şehirde.
sokağın birinde esrar kokusu dalgalanıyor,ufak çocukların elleri uyuşuyor başka bir sokakta bir kaç silah ardı ardına patlıyordu.aynı sokaklara yetişmeye çalışan ambulanslar ve polisler farklı şeritleri seçiyor ve farklı ibrelerde kopan çığlıklar fırlıyordu,camlarından.
sesler seslere karışıyor ve hüznü en dibinden içiyoruz bardaklara sığınmadan.kanıma geç kalan saatlerce oyalanan bir kaç satırız biz.iehirde polis var, suçlu var,masum var, ilgisiz var, fahişe var.
diyebilirim ki; hüzün en kaliteli uyuşturucu bu şehirde.nefes yoluyla alabildiğin en güzel kafa bu şehirde.Hüzün sadece hüzün bu şehirde.
2 mayıs 2013 benfica fenerbahçe maçında ev sahibi takımın 2.golünde gerçekleşen hadise.
(bkz: kartalım nice senelere)
7 temmuz 2013 tarihinde istanbul da konser verecek olan sanatçı.
5 mayıs 2013 eskişehirspor beşiktaş maçında bir grup eskişehirspor taraftarının ''dıkşın dıkşın'' efekti katma çabası ile sonuçlanan bestemiz.
alnımızın akıyla bitirip,döndüğümüz deplasman.[ybkz]swh[/ybkz]
geçen sene çok keyif aldığım kartal sözlük eskişehir deplasmanı organizasyonundan sonra yeniden tribünde yerimi alacağım karşılaşma.
merak edip bugün okumaya başladığım şair/yazar,sanırım bugüne kadar okumayarak hata etmişim sözlük.[ybkz]swh[/ybkz]
2002 yılından beri borussia dortmund kalesini koruyan alman file bekçisi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?