kadınlar tarafından sevilmeyenlerin teselli cümlesi
ilk denemede güzel gelen, ikinci kez denenmemesi gereken biradır.
yazan kişinin şu ruh haline sahip olduğuna inandığım;
değilse bile ben dinleyince hissettiklerim şunlar olan tezahürat:
Sevinmek için sevmedik biz seni
hayatın o güne kadar sana bişeyler vermiştir. ama sen o an öyle birşey görürsün ki, o andan öncesini öylesine değersiz kılar ki... hayatının o andan sonrası artık farklı olacaktır. gördüğün ve bildiğin, tanıdığın bu şey seni değiştirecek, içine işleyecektir. buna aşk diyoruz. böylesine bağlandığın şeyin adı da sevgili. insan sevgilisini onu güldürdüğü için mutlu ettiği için sevmez. sevmesi gerektiği için sever. sevmek zorunda olduğu için sever. "ben sana mecburum bilemezsin..." onun haberi yoktur bu mecburiyetten. sadece var olduğu için sever. sevinmek için değil...
Sen yenilmişsin umrumda değil ki!
sevgili! sen nası bir ruh halinde olursan ol; nasıl bir güçsüzlük içinde olursan ol! benim gözümdeki sen değişmeyeceksin... sana iyi günde mutluluğuna, kötü günde umuduna aşığım...
sen nasıl bi ihanet içinde olursan ol, kimlerle beni aldatırsan aldat! ben senin hayalinle sevişirim... sen beni farketmemişsin, benim uğrumda hiç emek evrmemişsin bana ne!
şereftir bu yolda seninle yürümek
sen kimsin diyorlar? senin adını söyleyerek tanımlıyorum kendimi. kendime dair baska hiçbirşeyi senin kadar onurlu bulmuyorum. seni sevmek bile, seni farketmek bile bana öyle ayrıcalıklı geliyor ki... o şeref bana ait. bu kadarını da çok görme bana... ölene kadar senin farkında olup, seni seyrediyor olacağım. bu şerefle yaşayacağım...
Hep kol kola
Bir gün değil, her gün Beşiktaş!
derler ya yemin ederken; iyi günde, kötü günde... sevdim dedim sana. şimdi de inandım diyorum anla bunu! her günümün sabahında sana inanarak başlıyorum... her duamda rabbimden ilk seni diliyorum... ver şu elini artık... sonsuza kadar beraber yürüyeceğiz...
Bir sevda düşün ki senin uğruna
Yağmurda çamurda arma aşkına
sağanaklar altında sırılsıklam da olsam; ıssız mekanlarda habersiz de kalsam...
hasta da olsam; verem de olsam kanser de olsam...
sırf o güzel yüzünü görmek uğruna hepsini aşıp geleceğim... sana koşacağım durmaksızın...
Siyahla-Beyazla şu hayatımda
senden başka birşey göremiyorum artık... hissedemiyorum... sadece senin varlığın, bedenin var hayalimde ve gerçeğimde... işte bu hayat bundan oluşuyor artık...
Bir derdim var
Bin dermana değişmem asla!
içimdeki ince sızı, senin bu umarsızlığın... herşeyi görmezden gelip de çaba göstermemen... savaşmaman...
herşeyinle bir ihanet içinde olsan da...
bu varlığın bile bana bir hediyedir... ya seni hiç tanımasaydım da başka sevgililerim olsaydı? sarışın, kızıl saçlı? ben onları istemem esmer yarim... ben yalnız seni bilirim, sana inanırım... onların her bakışını yok saydım... onların hayalini kabus saydım... sade senin bir busenin, bir nazarının hayaliyle nice geceler huzura daldım...
sen içimdeki umudun adı,
sen hayalimde en huzurlu ânımsın.
sen mücadelemin mızrağı
sen defnimin mezarısın.
sen şerefimin bayrağı,
sen dinimin vitri,
sen gecemin tadısın.
elbet sen de bana güleceksin, beraber yürüyeceğiz gelecek günlere. hem de her geçen gün güçlenerek.
değilse bile ben dinleyince hissettiklerim şunlar olan tezahürat:
Sevinmek için sevmedik biz seni
hayatın o güne kadar sana bişeyler vermiştir. ama sen o an öyle birşey görürsün ki, o andan öncesini öylesine değersiz kılar ki... hayatının o andan sonrası artık farklı olacaktır. gördüğün ve bildiğin, tanıdığın bu şey seni değiştirecek, içine işleyecektir. buna aşk diyoruz. böylesine bağlandığın şeyin adı da sevgili. insan sevgilisini onu güldürdüğü için mutlu ettiği için sevmez. sevmesi gerektiği için sever. sevmek zorunda olduğu için sever. "ben sana mecburum bilemezsin..." onun haberi yoktur bu mecburiyetten. sadece var olduğu için sever. sevinmek için değil...
Sen yenilmişsin umrumda değil ki!
sevgili! sen nası bir ruh halinde olursan ol; nasıl bir güçsüzlük içinde olursan ol! benim gözümdeki sen değişmeyeceksin... sana iyi günde mutluluğuna, kötü günde umuduna aşığım...
sen nasıl bi ihanet içinde olursan ol, kimlerle beni aldatırsan aldat! ben senin hayalinle sevişirim... sen beni farketmemişsin, benim uğrumda hiç emek evrmemişsin bana ne!
şereftir bu yolda seninle yürümek
sen kimsin diyorlar? senin adını söyleyerek tanımlıyorum kendimi. kendime dair baska hiçbirşeyi senin kadar onurlu bulmuyorum. seni sevmek bile, seni farketmek bile bana öyle ayrıcalıklı geliyor ki... o şeref bana ait. bu kadarını da çok görme bana... ölene kadar senin farkında olup, seni seyrediyor olacağım. bu şerefle yaşayacağım...
Hep kol kola
Bir gün değil, her gün Beşiktaş!
derler ya yemin ederken; iyi günde, kötü günde... sevdim dedim sana. şimdi de inandım diyorum anla bunu! her günümün sabahında sana inanarak başlıyorum... her duamda rabbimden ilk seni diliyorum... ver şu elini artık... sonsuza kadar beraber yürüyeceğiz...
Bir sevda düşün ki senin uğruna
Yağmurda çamurda arma aşkına
sağanaklar altında sırılsıklam da olsam; ıssız mekanlarda habersiz de kalsam...
hasta da olsam; verem de olsam kanser de olsam...
sırf o güzel yüzünü görmek uğruna hepsini aşıp geleceğim... sana koşacağım durmaksızın...
Siyahla-Beyazla şu hayatımda
senden başka birşey göremiyorum artık... hissedemiyorum... sadece senin varlığın, bedenin var hayalimde ve gerçeğimde... işte bu hayat bundan oluşuyor artık...
Bir derdim var
Bin dermana değişmem asla!
içimdeki ince sızı, senin bu umarsızlığın... herşeyi görmezden gelip de çaba göstermemen... savaşmaman...
herşeyinle bir ihanet içinde olsan da...
bu varlığın bile bana bir hediyedir... ya seni hiç tanımasaydım da başka sevgililerim olsaydı? sarışın, kızıl saçlı? ben onları istemem esmer yarim... ben yalnız seni bilirim, sana inanırım... onların her bakışını yok saydım... onların hayalini kabus saydım... sade senin bir busenin, bir nazarının hayaliyle nice geceler huzura daldım...
sen içimdeki umudun adı,
sen hayalimde en huzurlu ânımsın.
sen mücadelemin mızrağı
sen defnimin mezarısın.
sen şerefimin bayrağı,
sen dinimin vitri,
sen gecemin tadısın.
elbet sen de bana güleceksin, beraber yürüyeceğiz gelecek günlere. hem de her geçen gün güçlenerek.
az ama öz; içinde en güzel duyguların birleştiği; mert, samimi, harbi, gerçek bi sevda topluluğu.
intikam almayı beklediğim, öldürsem de diriltip tekrar öldüreceğim, ilelebet düşmanım olan kanlım.
şaka cümlesi
ağırlığının altında şeref yoksunlarını ezerek öldüren sözdür
mülayim insanın içindeki hayvanı uyandıran olaylar zinciri
"öyle sık ereksiyon oluyordu ki sabah aletin ereksiyon olacak hali kalmıyordu." cümlesinde adı geçen masal kahramanının yaşamadığı sorunsal
sevilla fenerbahçe eşleşmesinin talihsiz atıp tutucusu
yıllardır televizyonda dizi izlemeyen şahsımı tekrar türk dizilerinden birini izleyen birisi haline getiren dizidir. şiddetle birincisinden başlanması tavsiye edilir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?