öyle bi ertelemek ki bi daha oynatmamak. ve kimsenin bu konuyu umursamamasi. tff yi aradim naptiniz bizim maci diye "bi gelisme yok" dendi. niye oynatilmiyo deyince de "ligler basliyo" demesinler mi, gs fb oynatiliyo deyince kem küm. Bunlarin alayi dop
Reyisler selam.
Sozlugu cok ozledim
non stop calisiyorum, oyle ki calinan dis fircamin yenisini almam 1 hafta surunce cektirmem gereken internet ve tamir ettirmem gereken bilgisayari kasım ayına attim. Kışın gorusmek uzere sevgiler ve opucukler
Sozlugu cok ozledim
non stop calisiyorum, oyle ki calinan dis fircamin yenisini almam 1 hafta surunce cektirmem gereken internet ve tamir ettirmem gereken bilgisayari kasım ayına attim. Kışın gorusmek uzere sevgiler ve opucukler
savunmaya gerek duymadigim, hatta besiktaslilara savunmak istemedigim baskan. baskan da gelir gecer, biz yine buraya yazariz. ancak, tavsiye verebilirim. manşet taraftarı olmak yerine, oturun izleyin
baskanimizi, herhangi bir insani tanirmis gibi dinleyin. bunu yapin ya, sohbet edebilme sansi olmadigi icin anlattiklarini dinleyin, cunku gazete mansetlerine gore hakkinda kotu fikir sahibi olmak acikca salakliktir, plasesi gundelik besiktasli olmaktir.
Elde internet, bul yarim saatlik programini al kahveni birani bi dinle
Bak burda beni bile dinliyosun niye baskani dinlemiyorsun olm, birinci agiz lan o. Biri "demba ba inmis, amcam pasaport gorevlisi" temasini senlendiro sunsaacaba diyeceksin ama bu camianin birinci agzi "ronaldinho haber yolluyor ama almam" deyince sie diyeceksin, bunun tarifi yok moruk saka gibisin sadece.
pesin not: bu yazi da bir genel isyandir, herhangi bir yazara cevap niteligi tasimaz.
baskanimizi, herhangi bir insani tanirmis gibi dinleyin. bunu yapin ya, sohbet edebilme sansi olmadigi icin anlattiklarini dinleyin, cunku gazete mansetlerine gore hakkinda kotu fikir sahibi olmak acikca salakliktir, plasesi gundelik besiktasli olmaktir.
Elde internet, bul yarim saatlik programini al kahveni birani bi dinle
Bak burda beni bile dinliyosun niye baskani dinlemiyorsun olm, birinci agiz lan o. Biri "demba ba inmis, amcam pasaport gorevlisi" temasini senlendiro sunsaacaba diyeceksin ama bu camianin birinci agzi "ronaldinho haber yolluyor ama almam" deyince sie diyeceksin, bunun tarifi yok moruk saka gibisin sadece.
pesin not: bu yazi da bir genel isyandir, herhangi bir yazara cevap niteligi tasimaz.
tum cumleye bakilinca neden soylendigi anlasilan cumle. var ya ayip ediyorsunuz amk, hadi bilici elestir teknik taktik işler sen gorursun ben goremem bilic goremez boyle olabilirdi dersin. ama siktimin gazete mansetlerine inanip baskana inanmamak nedir lan pezevenk?
bu açıklamanın iki yönü vardır; ya gerçekten dogrudur yada baglar tamamen koptugu icin baskan rahatca yalan soyluyordur.
ancak taraftarin iki yonu degil tek yonu vardir; yanindadir. adam orda yalan bile soyluyosa besiktasin itibari icin yalan soyluyor ki sen yine bi futbolcuyu kulup ustunde tutup baskani itin gotune sokuyor kulup ile dalga gecilmesine izin vermekle kalmiyor ustune sende dalga geciyorsun. feda imis kuculmusuz, siz kucuk dusuruyorsunuz besiktasi ipneler.
pesin not: genel bi isyandir, sozluk yazarina ters yapmak isim degildir. uste alinjp ispitlemeyin tamam mi lutfen, calistigim icin zaten az girebiliyorum, yeniden canlandirmam mumkun degil, opuldunuz sevgili yazarlar.
bu açıklamanın iki yönü vardır; ya gerçekten dogrudur yada baglar tamamen koptugu icin baskan rahatca yalan soyluyordur.
ancak taraftarin iki yonu degil tek yonu vardir; yanindadir. adam orda yalan bile soyluyosa besiktasin itibari icin yalan soyluyor ki sen yine bi futbolcuyu kulup ustunde tutup baskani itin gotune sokuyor kulup ile dalga gecilmesine izin vermekle kalmiyor ustune sende dalga geciyorsun. feda imis kuculmusuz, siz kucuk dusuruyorsunuz besiktasi ipneler.
pesin not: genel bi isyandir, sozluk yazarina ters yapmak isim degildir. uste alinjp ispitlemeyin tamam mi lutfen, calistigim icin zaten az girebiliyorum, yeniden canlandirmam mumkun degil, opuldunuz sevgili yazarlar.
Aybabanin 10 da biri butceli takimindan azcik daha basarili olmasi? anadolu takimlarina 9 kisiyle kapanmasi? ahah. gokhan suzenden sinan kurumustan dem vuran adamlarin, bu iki adamin parasina atiba ve mottanin alindigini gorebilecek gozu akli mi yok yoksa gormek mi istemiyor, soru işareti. bide 9 kişiyle defans gibi hayal ürünü yaratıp ustune mustafa denizli ornegi vermek neyin kafasi ola ki.
ben bu senede şampiyon olmazsak esip gurlemem. ancak bu seneden daha iyi bir şampiyonluk mücadelesi vereceğimiz kesin. diger sezon ise beşiktaş tekrar beşiktaş olacaktır, 111 yillik devliğini lafta degil maçta gostererek eze eze şampiyon olacaktır, hemde bilic ile. derbi galibiyeti dedigin; inonude olcayin itelemesi, kadikoyde oguzhanin son dakika sutunun volkani gecip cizgideki caner'in dizinden cikmasi, olimpiyatta pektemek'in iteleyememesi
halamin tassagi olsa amcam olurdu. madem 3-3luk gs macini galibiyet sayiyosun konya macinda atilan golu de sayma da son haftaya ikinci girip hata yapmadan ikinci bitirelim. o degil de, bilic bu sene bize uefayi bi aldirsin da tekrar konusalim.
ben bu senede şampiyon olmazsak esip gurlemem. ancak bu seneden daha iyi bir şampiyonluk mücadelesi vereceğimiz kesin. diger sezon ise beşiktaş tekrar beşiktaş olacaktır, 111 yillik devliğini lafta degil maçta gostererek eze eze şampiyon olacaktır, hemde bilic ile. derbi galibiyeti dedigin; inonude olcayin itelemesi, kadikoyde oguzhanin son dakika sutunun volkani gecip cizgideki caner'in dizinden cikmasi, olimpiyatta pektemek'in iteleyememesi
halamin tassagi olsa amcam olurdu. madem 3-3luk gs macini galibiyet sayiyosun konya macinda atilan golu de sayma da son haftaya ikinci girip hata yapmadan ikinci bitirelim. o degil de, bilic bu sene bize uefayi bi aldirsin da tekrar konusalim.
bilir ki beşiktaş takımının, evinde oynadığı maçlarda dev olmasına 1-2 sene kalmıştır bilic sayesinde. maç kaybetmeyi bırak, çoğu maçta beşiktaş takımı evinde gol yememiştir. lan bırak gol yemeyi; derbi hariç pozisyon vermedik bu sene evimizde, bu ne biçim vefasızlık.
kalkınan bütçe hocaya izin verdikçe, o da buraya uyum sağladıkça 0-0 biten anadolu takımlarını 3-0 ile yollayacağını da bilir.
değişime inanır. 1-2 yıl hocalık yapmak için; emekli olduğunda oğlunun çalışması şartını koyan, bi ayağı çukurda ve başkasının gülü olan lucescu ve türevi isimlerden boş yere medet ummaz. mourinho'nun gelmeyeceğinden haberdar, diğer iyi hocaların beşiktaş'la ilgilenmediğini gayet iyi bilir.
hep beraber sevinirken hatırlatacaktır bu başlıkları, unutturmaz.
yok o yedek kulübesinde çürümüş yok bu büyümüş bu görmemiş.. geçen sene sol bek yokken kampa dahi alınmayan tanju kayhan üstünden topa tuttuğumuz samet aybaba'nın da bir bildiği varmış demek ki, küme düşme mücadelesinde galatasaray'a evinde takır takır top oynayan takımını 10 kişi bırakan tanju kayhan'dan bahsediyorum aynen.
bırak la, bırak. var işte hocaların bir bildiği. ne biliyorsun kerim frei'ın gelişmediğini de yedek kulübesinde çürüdü diyorsun ki, bu adam hiç mi antreman yapmıyor? forma giymeyince fitbolculuktan mı çıkıyor??
kalkınan bütçe hocaya izin verdikçe, o da buraya uyum sağladıkça 0-0 biten anadolu takımlarını 3-0 ile yollayacağını da bilir.
değişime inanır. 1-2 yıl hocalık yapmak için; emekli olduğunda oğlunun çalışması şartını koyan, bi ayağı çukurda ve başkasının gülü olan lucescu ve türevi isimlerden boş yere medet ummaz. mourinho'nun gelmeyeceğinden haberdar, diğer iyi hocaların beşiktaş'la ilgilenmediğini gayet iyi bilir.
hep beraber sevinirken hatırlatacaktır bu başlıkları, unutturmaz.
yok o yedek kulübesinde çürümüş yok bu büyümüş bu görmemiş.. geçen sene sol bek yokken kampa dahi alınmayan tanju kayhan üstünden topa tuttuğumuz samet aybaba'nın da bir bildiği varmış demek ki, küme düşme mücadelesinde galatasaray'a evinde takır takır top oynayan takımını 10 kişi bırakan tanju kayhan'dan bahsediyorum aynen.
bırak la, bırak. var işte hocaların bir bildiği. ne biliyorsun kerim frei'ın gelişmediğini de yedek kulübesinde çürüdü diyorsun ki, bu adam hiç mi antreman yapmıyor? forma giymeyince fitbolculuktan mı çıkıyor??
(bkz: gerçek)
hakkında denilebilecek tek şey bu. çünkü; kimi 10 yıllık dostluk bitince şarkılarda kavga eder üstelik 10 yıl kadar sürer,[ybkz]swh[/ybkz] kimi eski karı koca şarkıyla dövüşür,[ybkz]swh[/ybkz] kimi 3 dakikalık hayat dersi verir[ybkz]swh[/ybkz], kimi başbakanla davasını yazar,[ybkz]swh[/ybkz] kimi elinde 2000 cd ile gezip sanatını yaymaya çalışırken yakalandığı kanseri ve hayat savaşını yazar.[ybkz]swh[/ybkz] bu liste uzar gider..
şimdi gülben ergen ve hülya avşar kavgasını aklınıza getirin, petek dinçözle kocasını aklınıza getirin, hayat dersi veren bir pop şarkısı düşünün, şu şarkıcı şu yanlışa şu tepkiyi koydu ve davalık oldu diyerek bi popçu bulun, şu popçu müziği uğruna akıl hastanesine yatıp kanser veya hayati bir hastalık atlattığını düşünün..
rap kültürünün poptan nefreti yine bu gerçeklik de saklıdır;
"bebekte 3-5 turunda şeytan diyo bi track yap yaza denk gelsin" [ybkz]swh[/ybkz]
bebekte 3-5 tur at annem sen, yaza doğru yap ki diskolar çalsın biraz da soyun miss. ama demişler ki;
"magazinimi bırak gerçeklerime soyun" [ybkz]swh[/ybkz]
1'e örnek : ceza vs sagopa
2'ye örnek : rapangels vs atakan
3'eörnek : her şeye rağmen
4'e örnek : pit10
5'e örnek : sansar salvo
not : tek tek link de verebilirdim ama zaten her şeyi başlıklarına yazmışız. rap aslında sensin, benim, siyaset ve halk; hayatın ta kendisi. yoğun olduğu için tercih edilmiyor olabilir, ancak kalitesi tartışılamaz.
hakkında denilebilecek tek şey bu. çünkü; kimi 10 yıllık dostluk bitince şarkılarda kavga eder üstelik 10 yıl kadar sürer,[ybkz]swh[/ybkz] kimi eski karı koca şarkıyla dövüşür,[ybkz]swh[/ybkz] kimi 3 dakikalık hayat dersi verir[ybkz]swh[/ybkz], kimi başbakanla davasını yazar,[ybkz]swh[/ybkz] kimi elinde 2000 cd ile gezip sanatını yaymaya çalışırken yakalandığı kanseri ve hayat savaşını yazar.[ybkz]swh[/ybkz] bu liste uzar gider..
şimdi gülben ergen ve hülya avşar kavgasını aklınıza getirin, petek dinçözle kocasını aklınıza getirin, hayat dersi veren bir pop şarkısı düşünün, şu şarkıcı şu yanlışa şu tepkiyi koydu ve davalık oldu diyerek bi popçu bulun, şu popçu müziği uğruna akıl hastanesine yatıp kanser veya hayati bir hastalık atlattığını düşünün..
rap kültürünün poptan nefreti yine bu gerçeklik de saklıdır;
"bebekte 3-5 turunda şeytan diyo bi track yap yaza denk gelsin" [ybkz]swh[/ybkz]
bebekte 3-5 tur at annem sen, yaza doğru yap ki diskolar çalsın biraz da soyun miss. ama demişler ki;
"magazinimi bırak gerçeklerime soyun" [ybkz]swh[/ybkz]
1'e örnek : ceza vs sagopa
2'ye örnek : rapangels vs atakan
3'eörnek : her şeye rağmen
4'e örnek : pit10
5'e örnek : sansar salvo
not : tek tek link de verebilirdim ama zaten her şeyi başlıklarına yazmışız. rap aslında sensin, benim, siyaset ve halk; hayatın ta kendisi. yoğun olduğu için tercih edilmiyor olabilir, ancak kalitesi tartışılamaz.
rapangels grubundan eski karısı pi yani pınar tarafından tüeh şarkısında yerin dibine defalarca sokulup çıkartılan şehrim rapçisi. tampon adlı şarkısıyla pi'ye cevap vermiş ;
http://www.youtube.com/watch?v=_4G-zUdFleQ
yorumlarım;
-ses, giriş ve tarz çok iyi.
- eski karısı pi'nin kendine yazdığı "kadınlık hakkımı hiç veremedin" dizesine rağmen cevap verebilmesi büyük başarı, ben olsam intihar etmiş yada yurt dışına kaçıp yeni bi kimlik almıştım.
- düet ile cevap vermesi rezalet. sigarasını o çocuğa aldırdıysa ok, ama yok "bro gel ben eski karıma 1 verse yazdım sende gir" deyip aldıysa dicek söz yok.
edit : ilk kıvılcım yani eski karısı pi'den gelen şarkı tüeh ise şurdan yakılabilir;
http://www.youtube.com/watch?v=pjd6prKlL_8
http://www.youtube.com/watch?v=_4G-zUdFleQ
yorumlarım;
-ses, giriş ve tarz çok iyi.
- eski karısı pi'nin kendine yazdığı "kadınlık hakkımı hiç veremedin" dizesine rağmen cevap verebilmesi büyük başarı, ben olsam intihar etmiş yada yurt dışına kaçıp yeni bi kimlik almıştım.
- düet ile cevap vermesi rezalet. sigarasını o çocuğa aldırdıysa ok, ama yok "bro gel ben eski karıma 1 verse yazdım sende gir" deyip aldıysa dicek söz yok.
edit : ilk kıvılcım yani eski karısı pi'den gelen şarkı tüeh ise şurdan yakılabilir;
http://www.youtube.com/watch?v=pjd6prKlL_8
ikidir kaybettiğimiz gs basket maçlarını izliyorum. ismine aşina olsam da yeni yeni görüyorum chris lofton, bajramovic, doron perkins nedir ne değildir. ama iki maç nedir fikir sahibi olmak için bari ekşi'de isimlerine bakayım da, ortak bir gözle izliyeyim bu adamları diyorum. sonra ahmet kandemir'e iğrenç teknik fauller aldırdığı için kızan gidiyorum bu aklıma gelince evet diyorum, siktir et şimdi ekşiyi mekşiyi sen bizim gidiyorum bu'yu bir oku.
özet : özellikle beşiktaş basketbol takımındaki yorumları pas geçiyorsanız sözlükte sadece yazmak için varsınız ve iğrençsiniz.
tanım : iyi yazar.
özet : özellikle beşiktaş basketbol takımındaki yorumları pas geçiyorsanız sözlükte sadece yazmak için varsınız ve iğrençsiniz.
tanım : iyi yazar.
haksız bir sıfat. şöyle ki;
süt hayatın her yerinde, çikolatadan kahveye kadar. alkolün dibine vurulan sektör turizmde bile biradan sonra en çok kullanılan şeydir süt. pina colada'dan tutun cappuccino'ya, sütlü nargileden çıkın milkshake'i dolanın white russian'a kadar her yerde vardır. doğrusu sanki ; meyve suyu çocuğu yada alkolsüz kokteyl çocuğu olabilirmiş. yada benim kafam gayet iyi sözlük, idare falan et.
süt hayatın her yerinde, çikolatadan kahveye kadar. alkolün dibine vurulan sektör turizmde bile biradan sonra en çok kullanılan şeydir süt. pina colada'dan tutun cappuccino'ya, sütlü nargileden çıkın milkshake'i dolanın white russian'a kadar her yerde vardır. doğrusu sanki ; meyve suyu çocuğu yada alkolsüz kokteyl çocuğu olabilirmiş. yada benim kafam gayet iyi sözlük, idare falan et.
uğruna çalıştığım ve spor yapmama rağmen koyduğu iğrenç göbekten rahatsız olduğum içki.
ayhan güner konuşmalarından sonra boşol boşol boşol çektiğim kan emici taraftar grubu, yeter. çocukluğumda "bak bizimkiler nası bastı kadıköy'ü asıl biziz en büyük taraftar grubu" diye savunduğum ve canım gibi sevdiğim sizlerin namınızı sikeyim, dünyanın en boktan taraftar grubu olsanız sikimde değil.
tam sideli insan. evet evet, sideli.
doğma büyüme sideliyim ben, bizim burda heeeeerkes güzel insandır. açın beraber içkiyi, öyle güzel insanlardır ki benim köylülerim anlatacak o kadar çook şeyi vardır, o kadar güzel muhabbeti vardır ki kahkahalarla güzel bir gece geçirir bağımlısı olursunuz side ve sideli insanın, hep uğrarsınız o güzel insanları görmek muhabbet edebilmek için.
ancaaaaaaaaak;
söz konusu azim, icraat ve başarıysa; kendi köylüsüne siktiri çeker benim köylülerim. kıskanç, illet. belediye izin verir "o sandalye niye sokakta?" der gider belediyeye şikayet eder seni, cafendeki barındaki restoranındaki müşteride gözü vardır. bilen bilir, 10 işletmeden birinden sideli insan para kazanır ve hayatını kimseye muhtaç kalmadan idame ettirir. gerisi hep diyarbakır mardin konya antep işletmecisidir. sideli insan kiraya verir taşını toprağını 20 kazanacağına 3 kazanır kafası rahattır. ama sen 20 kazanmaya karar ver bakalım orospu çocuğu hariç yemediğin yafta kalmıyor, dedim ya güzel insanlarız şükür, onu en kötü sideli yapmaz. ama ister ki 20 kazanacağına 3 kazan başkası gelsin 15-20 kazansın, sende babandan kalanı deli gibi eğlenerek harca. çocukların, torunların rızkı hak getire!
bu ayhan abimizde öyle biri. güzel insan, belli. aynı levent erdoğan ve tayfası gibi.http://www.kartalsozluk.com/sozluk.php?t=%23353274
ama bak abi, beşiktaş babasından kalanla geçinemiyor. bir evladı gelmiş ve boşluğu kapatıp olabildiğince doldurmak istiyor. icraat saymayacağım, bunun farkında olmayan insanları siklemeyeceğim bile. af edersin ama beşiktaş geçinemezse sende geçinemezsin; sen kimsin (bkz: çarşı).
yani beşiktaş'ı beşiktaş yapan, çarşı da dahil tüm taraftarını sevince boğan aldığı kupalardır.
beşiktaş'ın en büyük sorunu hastalıklı kongre üyeleri demiş ayhan abi. ne diyeyim, 3 yıl demirören'i seçmek gördüğüm en büyük hastalık evet. ama burda taşını toprağını 3 liraya kiraya verip, 20 lira kazanmaya çalışana şeytan olan köylüm gibi olma, 30 gün rakı içeceğine 3 gün rakı iç ve git kongreye üye ol. bana sadece beşiktaş için bişeyler yap, seni desteklemem için başka şey istersem benim orospu çocuğu.
doğma büyüme sideliyim ben, bizim burda heeeeerkes güzel insandır. açın beraber içkiyi, öyle güzel insanlardır ki benim köylülerim anlatacak o kadar çook şeyi vardır, o kadar güzel muhabbeti vardır ki kahkahalarla güzel bir gece geçirir bağımlısı olursunuz side ve sideli insanın, hep uğrarsınız o güzel insanları görmek muhabbet edebilmek için.
ancaaaaaaaaak;
söz konusu azim, icraat ve başarıysa; kendi köylüsüne siktiri çeker benim köylülerim. kıskanç, illet. belediye izin verir "o sandalye niye sokakta?" der gider belediyeye şikayet eder seni, cafendeki barındaki restoranındaki müşteride gözü vardır. bilen bilir, 10 işletmeden birinden sideli insan para kazanır ve hayatını kimseye muhtaç kalmadan idame ettirir. gerisi hep diyarbakır mardin konya antep işletmecisidir. sideli insan kiraya verir taşını toprağını 20 kazanacağına 3 kazanır kafası rahattır. ama sen 20 kazanmaya karar ver bakalım orospu çocuğu hariç yemediğin yafta kalmıyor, dedim ya güzel insanlarız şükür, onu en kötü sideli yapmaz. ama ister ki 20 kazanacağına 3 kazan başkası gelsin 15-20 kazansın, sende babandan kalanı deli gibi eğlenerek harca. çocukların, torunların rızkı hak getire!
bu ayhan abimizde öyle biri. güzel insan, belli. aynı levent erdoğan ve tayfası gibi.http://www.kartalsozluk.com/sozluk.php?t=%23353274
ama bak abi, beşiktaş babasından kalanla geçinemiyor. bir evladı gelmiş ve boşluğu kapatıp olabildiğince doldurmak istiyor. icraat saymayacağım, bunun farkında olmayan insanları siklemeyeceğim bile. af edersin ama beşiktaş geçinemezse sende geçinemezsin; sen kimsin (bkz: çarşı).
yani beşiktaş'ı beşiktaş yapan, çarşı da dahil tüm taraftarını sevince boğan aldığı kupalardır.
beşiktaş'ın en büyük sorunu hastalıklı kongre üyeleri demiş ayhan abi. ne diyeyim, 3 yıl demirören'i seçmek gördüğüm en büyük hastalık evet. ama burda taşını toprağını 3 liraya kiraya verip, 20 lira kazanmaya çalışana şeytan olan köylüm gibi olma, 30 gün rakı içeceğine 3 gün rakı iç ve git kongreye üye ol. bana sadece beşiktaş için bişeyler yap, seni desteklemem için başka şey istersem benim orospu çocuğu.
utanmasa evimizde gol yedirtmeyecek adam;
kasımpaşa stadındaki maçlarda;
beşiktaş 0-0 karabük
beşiktaş 3-1 konya torku
beşiktaş 1-1 sivasspor
beşiktaş 4-1 elazığspor
olimpiyat stadındaki maçlarda;
beşiktaş 2-0 trabzonspor
beşiktaş 1-2 galatasaray
beşiktaş 0-0 rizespor
beşiktaş 3-2 erciyesspor
beşiktaş 1-0 bursaspor
beşiktaş 1-0 antalyaspor
beşiktaş 1-0 eskişehirspor
beşiktaş 3-0 akhisar bld spor
beşiktaş 2-1 kayserispor
beşiktaş 1-1 fenerbahçe
beşiktaş 2-1 kasımpaşa
beşiktaş 1-1 gençlerbirliği
evimizde oynadığımız 17 maçta 11 gol yemişiz. bunlardan 5 tanesi kazanılmış maçların son dakikasında gelen goller; elazığ,kasımpaşa,kayseri,erciyes 2 olmak üzere. vodafone arena'da 7-8 e kadar düşeceğini tahmin etmek zor değil.
kasımpaşa stadındaki maçlarda;
beşiktaş 0-0 karabük
beşiktaş 3-1 konya torku
beşiktaş 1-1 sivasspor
beşiktaş 4-1 elazığspor
olimpiyat stadındaki maçlarda;
beşiktaş 2-0 trabzonspor
beşiktaş 1-2 galatasaray
beşiktaş 0-0 rizespor
beşiktaş 3-2 erciyesspor
beşiktaş 1-0 bursaspor
beşiktaş 1-0 antalyaspor
beşiktaş 1-0 eskişehirspor
beşiktaş 3-0 akhisar bld spor
beşiktaş 2-1 kayserispor
beşiktaş 1-1 fenerbahçe
beşiktaş 2-1 kasımpaşa
beşiktaş 1-1 gençlerbirliği
evimizde oynadığımız 17 maçta 11 gol yemişiz. bunlardan 5 tanesi kazanılmış maçların son dakikasında gelen goller; elazığ,kasımpaşa,kayseri,erciyes 2 olmak üzere. vodafone arena'da 7-8 e kadar düşeceğini tahmin etmek zor değil.
defansif oyun kurucu mevkinde forvet arkasında oynadığından daha iyi oynayan oyuncu.
bana 100. yıl zamanları hariç en fazla huzur veren takım. 17 mayıs 2014 beşiktaş gençlerbirliği maçına çıkan 11 oyuncudan 4 tanesi 1991 ve üzeri doğumluydu.
pedro franco : 1991
oğuzhan özyakup : 1992
gökhan töre : 1992
kerim frei : 1993
ve yakında ölü yiyicilerin bitiremeyeceği yetenek eklenince [ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] kemik kadrosunun büyük çoğunluğunu türk oyunculardan, ve piyasadaki en iyi türk oyunculardan kurarak başarıya yürüyecek, ayağa kalkıp taraftarına güneşi gösterecektir.
edit : biraz fantezi yapalım, sezon bittiyse demek ki;http://www.footballuser.com/997740/Besiktas_JK
bu 5 türk ve 1 yabancı kemik kadrosuna 1 tane taş türk oyuncu ve 4 tane taş yabancı oyuncu serpiştirmiş bir beşiktaş izlemek istiyorum, özellikle önümüzdeki sezon olmasa bile 2015-2016 yılından başlayarak giden bi 8-10 yıllık süreçte, silip süpürür.
pedro franco : 1991
oğuzhan özyakup : 1992
gökhan töre : 1992
kerim frei : 1993
ve yakında ölü yiyicilerin bitiremeyeceği yetenek eklenince [ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] kemik kadrosunun büyük çoğunluğunu türk oyunculardan, ve piyasadaki en iyi türk oyunculardan kurarak başarıya yürüyecek, ayağa kalkıp taraftarına güneşi gösterecektir.
edit : biraz fantezi yapalım, sezon bittiyse demek ki;http://www.footballuser.com/997740/Besiktas_JK
bu 5 türk ve 1 yabancı kemik kadrosuna 1 tane taş türk oyuncu ve 4 tane taş yabancı oyuncu serpiştirmiş bir beşiktaş izlemek istiyorum, özellikle önümüzdeki sezon olmasa bile 2015-2016 yılından başlayarak giden bi 8-10 yıllık süreçte, silip süpürür.
danny ve passolig gibi akla mantığa uymayan hatalar yapan, ancak hiç bir zaman ağzından bir futbolcu transferi çıkmayan kişi, başkan. beşiktaş'ı gazete manşetlerinden takip etmek yerine en birincil ağız olan fikret orman'ın videolarını izlemenin artısı kişileri haksız yere eleştirmemek olarak bireye dönüyor.
1 mayıs 2014 günü istanbul'dan antalya'ya dönerken bozüyük petrol ofisinde karşılaştığım kişi ;
http://i.hizliresim.com/nPlE9M.jpg
ve resimden görüleceği üzere hediye forma ve rozet verdi.
anımız şöyle geçti;
mola için durduğum petrol ofisinde hemen dibimde levent erdoğan'ı gördüm. konuşmaya çekindim ve tuvalete gittim. tuvalette masadaki tek gözlüklü abinin elini yıkarken yanındakine "duydun mu yalçın'ı[ybkz]swh[/ybkz] nasıl esti gürledi" şeklinde konuşmasını fırsat bilip stadın bir seneye bitip bitmeyeceğini sordum. "valla bekliyoruz görücez bakalım" şeklinde bi cevap verdi ve akabinde dışarda "levent abine sor" gibi şık bi davet cümlesi kullandı bu gözlüklü abi. gösterdikleri hoşluk karşısında "başkanım stat biticek mi" gibi bi soru sordum. levent erdoğan soruyla pek ilgilenmedi, şöförüne "rozet getir" dedi ve "bakalım" dedi. laps diye soruyu yapıştırdım;
fikret orman'ı destekliyor musunuz?
"öeh" gibi bir ifadeyle hayır dedi levent erdoğan, gözlüklü abi de "yok desteklemiyoruz" minvalinde takıldı. "nasıl yani yaa o bizim umudumuz" şeklinde bir cümle kurdum ve gözlüklü abimiz "başkan seçilene kadar bizim de umudumuzdu" cevabını verdi. "eski beşiktaşlılara saygım sonsuz" demekle yetindim haddimi aşmamak adına. bunu duyunca levent erdoğan şöför reyize bağırdı; "forma da ver" bana da gayet sıcak kanlı bir şekilde bedenimi söylememi söyledi. şöför reyizin yanına gidip bedenimi söylerken "parasını veriyim mi ki böyle hiç olmadı ya" deyince "ayıp olur" cevabını aldım. gidince yineledim, şöför reyizin de hakkını vererek "ustaya söyledim ayıp olur dedi ama malum feda sezonları başkanım ayıp olmazsa parasını verebilirim".. ben iyi davrandıkça onlar da iyi davranıyor "yok yok" şeklinde cevap verdikten sonra yolculuğun nereye olduğunu sorup antalya olduğunu öğrenince "cumartesi derneğe gel levent erdoğan'ın misafiriyim de beraber izleyelim" diyordu. artık gitmeye yakın anı ölümsüzleştirmek için fotoğraf çekinmek geldi aklıma. işte orda kırıldı bu insanlara güvenim. fotoğraf deyince birisi atladı ve o iğrenç muhabbete başladı. inanın hatırlamıyorum kimin dediğini, belki gözlüklü abidir belki fotoğrafta olmayan biri.
(vurgula: çek çek levent erdoğan taraftara forma hediye ediyor!)
önce bi şok oldum ama çaktırmadım ve formayla fotoğrafımı çekindim, hediye olduğunun belli olması için de ambalajından çıkarmadım ve gösterdim.
"facebook'a atarsın" gibi bi cümle geldi, gençliğimden diyorlardır dedim. "tabi tabi, sözlüğe de atarım. sözlüğümüz var bizim; kartal sözlük." deyince ilk kez duymuş ancak bundan sonra takip edecekmiş havasını sezdiğim bir cümle söylendi ama tam hatırlamıyorum, ne olduğunu tam anlamak istiyorlardı. "ekşi sözlük uludağ sözlük var, bizim de kendi sözlüğümü var kartal sözlük diye" dedim. ve artık şüphe duymam gereken soru geldi ;
(vurgula: sen admin misin orada)
yok dedim. "bayadır yazıyorum, olabilirim. ama zaten aile ortamı var sözlükte, çok da şart değil" hemen "biliyoruz ya takip ediyoruz" cümlesi geldi. yavaş yavaş tanımaya başlamasam çok şık adamlar, bilmese bile kırmıyorlar derdim ancak benim sezgilerim levent erdoğan'ın veya bir adayının başkanlığa adaylık hazırlığında olduğu sözlük. yoksa; tam bir istanbul beyefendisi, beşiktaş aşığı ve icraatin kralına sahip adam fikret orman'a karşı olmak, ki özellikle eski beşiktaş'lılar ve şık insanlar olarak karşı olmak, karşısında olmadan imkansızdı. neyse onlar da rozetini verdiği kartalbakisi.com adlı sitenin kendilerine ait olduğunu "bilirsin" kelimesiyle söyleyince, mecbur "biliyorum okuyoruz takipteyiz" demek zorunda kaldım. neyse çok önemsiz detay zaten o.
giderken cumartesi beraber maç izleme davetini yineledi levent erdoğan. iyi yolculuklar diledikten sonra ayrıldım ve yola koyuldum. kısa bi süre düşündüm ve şahsi kanaatim ;
- özellikle gözlüklü abinin beşiktaş'tan uzak durması gerektiği, en tehlikelisi o. en muhabbetli, en sözlerimi kayda alan kişi oydu. teşekkür ediyorum. ancak bu durumun bi yolda olduklarından olduğunu düşünüyorum. makam onlarda olduğu zaman gelsin partiler dolsun egolar boşkoy bjk taraftarını tadında bir izlenim bıraktı, yanlışsa benim hatam ve önyargım.
-levent erdoğan ise daha çok "güç merkezi". derneklere hakim oluşundan mıdır maddi gücünden midir bilinmez oradaki asıl adam levent erdoğan. ancak genel itibariyle kendi dalgasında yaşayan ve buna rağmen aldığı tavsiyeler[ybkz]swh[/ybkz] ile başkanlığa adaylığını koyacak gibi. yok öyle değilse, gözlüklü abi tecrübesiz yaver ve levent erdoğan organize eden komutan şekline giriyor. bu şekilde de en tehlikeli sıfatını gözlüklü abiden alıyor.
- benim yanımda olan, sol kolumu sırtına sardığım adam harika. sessiz ve arkadaşlarının yanında. tek cümlesi foto çekinirken "kolumu atabilir miyim" sorusunu sorduğumda, hiç sormamam gerekmiş gibi verdiği "tabiki" cevabıydı.
- sağ öndeki mavi gömlekli hakkında hiç bir fikrim yok.
dedikleri gibi burayı takip ediyorlarsa bir çift lafım olacak kendilerine;
çok şık insanlarsınız, hediye formanız ve muhtemelen 2-3 sene içinde kapanacak sitenizin rozeti ömrümün sonuna dek iyi bi hatıra. gerçekten minnettarım. ancak egolar ile beşiktaş' talip olmaktan vazgeçin. bu bir kere denendi, yapıldı ve beşiktaş senelerce geri gitti. hazır toplanma sürecine girmişken, zor ama; seçilirseniz dönem sonunda "tarihin en sevilmeyen adamları" listesinde başa oynarsınız, beşiktaş'ımızın sekme şansı yok. bırakın adam gibi adam, canım başkanım fikret orman yürüsün.
not: cumartesi maç izlemeye gidemedim. 2 dakikalık bu muhabbetle bu entry çıkıyorsa, iyi ki de gidememişim.
neyse sayın levent erdoğan ve arkadaşları; forma ve rozet için teşekkürler, beşiktaş'a engel olmayın. sevgiler.
ekleme 1 : foto çekinecekken gözlüklü abi sandalyeyi bana bıraktı. yahu dedim olur mu siz oturun, öyle oturdu. nacizane analizim; iyi insan olmak ile iyi yönetici olmak arasındaki farka basit örnek. ayrıca başkan sadece iyi bi yönetici değil iyi de bi insan bunu da bildiğimizi bilin lütfen taam mı.
http://i.hizliresim.com/nPlE9M.jpg
ve resimden görüleceği üzere hediye forma ve rozet verdi.
anımız şöyle geçti;
mola için durduğum petrol ofisinde hemen dibimde levent erdoğan'ı gördüm. konuşmaya çekindim ve tuvalete gittim. tuvalette masadaki tek gözlüklü abinin elini yıkarken yanındakine "duydun mu yalçın'ı[ybkz]swh[/ybkz] nasıl esti gürledi" şeklinde konuşmasını fırsat bilip stadın bir seneye bitip bitmeyeceğini sordum. "valla bekliyoruz görücez bakalım" şeklinde bi cevap verdi ve akabinde dışarda "levent abine sor" gibi şık bi davet cümlesi kullandı bu gözlüklü abi. gösterdikleri hoşluk karşısında "başkanım stat biticek mi" gibi bi soru sordum. levent erdoğan soruyla pek ilgilenmedi, şöförüne "rozet getir" dedi ve "bakalım" dedi. laps diye soruyu yapıştırdım;
fikret orman'ı destekliyor musunuz?
"öeh" gibi bir ifadeyle hayır dedi levent erdoğan, gözlüklü abi de "yok desteklemiyoruz" minvalinde takıldı. "nasıl yani yaa o bizim umudumuz" şeklinde bir cümle kurdum ve gözlüklü abimiz "başkan seçilene kadar bizim de umudumuzdu" cevabını verdi. "eski beşiktaşlılara saygım sonsuz" demekle yetindim haddimi aşmamak adına. bunu duyunca levent erdoğan şöför reyize bağırdı; "forma da ver" bana da gayet sıcak kanlı bir şekilde bedenimi söylememi söyledi. şöför reyizin yanına gidip bedenimi söylerken "parasını veriyim mi ki böyle hiç olmadı ya" deyince "ayıp olur" cevabını aldım. gidince yineledim, şöför reyizin de hakkını vererek "ustaya söyledim ayıp olur dedi ama malum feda sezonları başkanım ayıp olmazsa parasını verebilirim".. ben iyi davrandıkça onlar da iyi davranıyor "yok yok" şeklinde cevap verdikten sonra yolculuğun nereye olduğunu sorup antalya olduğunu öğrenince "cumartesi derneğe gel levent erdoğan'ın misafiriyim de beraber izleyelim" diyordu. artık gitmeye yakın anı ölümsüzleştirmek için fotoğraf çekinmek geldi aklıma. işte orda kırıldı bu insanlara güvenim. fotoğraf deyince birisi atladı ve o iğrenç muhabbete başladı. inanın hatırlamıyorum kimin dediğini, belki gözlüklü abidir belki fotoğrafta olmayan biri.
(vurgula: çek çek levent erdoğan taraftara forma hediye ediyor!)
önce bi şok oldum ama çaktırmadım ve formayla fotoğrafımı çekindim, hediye olduğunun belli olması için de ambalajından çıkarmadım ve gösterdim.
"facebook'a atarsın" gibi bi cümle geldi, gençliğimden diyorlardır dedim. "tabi tabi, sözlüğe de atarım. sözlüğümüz var bizim; kartal sözlük." deyince ilk kez duymuş ancak bundan sonra takip edecekmiş havasını sezdiğim bir cümle söylendi ama tam hatırlamıyorum, ne olduğunu tam anlamak istiyorlardı. "ekşi sözlük uludağ sözlük var, bizim de kendi sözlüğümü var kartal sözlük diye" dedim. ve artık şüphe duymam gereken soru geldi ;
(vurgula: sen admin misin orada)
yok dedim. "bayadır yazıyorum, olabilirim. ama zaten aile ortamı var sözlükte, çok da şart değil" hemen "biliyoruz ya takip ediyoruz" cümlesi geldi. yavaş yavaş tanımaya başlamasam çok şık adamlar, bilmese bile kırmıyorlar derdim ancak benim sezgilerim levent erdoğan'ın veya bir adayının başkanlığa adaylık hazırlığında olduğu sözlük. yoksa; tam bir istanbul beyefendisi, beşiktaş aşığı ve icraatin kralına sahip adam fikret orman'a karşı olmak, ki özellikle eski beşiktaş'lılar ve şık insanlar olarak karşı olmak, karşısında olmadan imkansızdı. neyse onlar da rozetini verdiği kartalbakisi.com adlı sitenin kendilerine ait olduğunu "bilirsin" kelimesiyle söyleyince, mecbur "biliyorum okuyoruz takipteyiz" demek zorunda kaldım. neyse çok önemsiz detay zaten o.
giderken cumartesi beraber maç izleme davetini yineledi levent erdoğan. iyi yolculuklar diledikten sonra ayrıldım ve yola koyuldum. kısa bi süre düşündüm ve şahsi kanaatim ;
- özellikle gözlüklü abinin beşiktaş'tan uzak durması gerektiği, en tehlikelisi o. en muhabbetli, en sözlerimi kayda alan kişi oydu. teşekkür ediyorum. ancak bu durumun bi yolda olduklarından olduğunu düşünüyorum. makam onlarda olduğu zaman gelsin partiler dolsun egolar boşkoy bjk taraftarını tadında bir izlenim bıraktı, yanlışsa benim hatam ve önyargım.
-levent erdoğan ise daha çok "güç merkezi". derneklere hakim oluşundan mıdır maddi gücünden midir bilinmez oradaki asıl adam levent erdoğan. ancak genel itibariyle kendi dalgasında yaşayan ve buna rağmen aldığı tavsiyeler[ybkz]swh[/ybkz] ile başkanlığa adaylığını koyacak gibi. yok öyle değilse, gözlüklü abi tecrübesiz yaver ve levent erdoğan organize eden komutan şekline giriyor. bu şekilde de en tehlikeli sıfatını gözlüklü abiden alıyor.
- benim yanımda olan, sol kolumu sırtına sardığım adam harika. sessiz ve arkadaşlarının yanında. tek cümlesi foto çekinirken "kolumu atabilir miyim" sorusunu sorduğumda, hiç sormamam gerekmiş gibi verdiği "tabiki" cevabıydı.
- sağ öndeki mavi gömlekli hakkında hiç bir fikrim yok.
dedikleri gibi burayı takip ediyorlarsa bir çift lafım olacak kendilerine;
çok şık insanlarsınız, hediye formanız ve muhtemelen 2-3 sene içinde kapanacak sitenizin rozeti ömrümün sonuna dek iyi bi hatıra. gerçekten minnettarım. ancak egolar ile beşiktaş' talip olmaktan vazgeçin. bu bir kere denendi, yapıldı ve beşiktaş senelerce geri gitti. hazır toplanma sürecine girmişken, zor ama; seçilirseniz dönem sonunda "tarihin en sevilmeyen adamları" listesinde başa oynarsınız, beşiktaş'ımızın sekme şansı yok. bırakın adam gibi adam, canım başkanım fikret orman yürüsün.
not: cumartesi maç izlemeye gidemedim. 2 dakikalık bu muhabbetle bu entry çıkıyorsa, iyi ki de gidememişim.
neyse sayın levent erdoğan ve arkadaşları; forma ve rozet için teşekkürler, beşiktaş'a engel olmayın. sevgiler.
ekleme 1 : foto çekinecekken gözlüklü abi sandalyeyi bana bıraktı. yahu dedim olur mu siz oturun, öyle oturdu. nacizane analizim; iyi insan olmak ile iyi yönetici olmak arasındaki farka basit örnek. ayrıca başkan sadece iyi bi yönetici değil iyi de bi insan bunu da bildiğimizi bilin lütfen taam mı.
Ismail ve mustafa severlerin gozune sokarcasina bi gol attigimiz mac. Cok temiz orta motta cok temiz kafa almeida. Aynen devam.
Besiktas'in olmus bolgesinin en iyisi. daha iyisi mi? Keske. ancak futbolcusunu itin gotune sokmaktan hoslananlarin atladigi sey besiktas'in almeida'ya postayi koymaktan daha buyuk aciliyetleri var.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?