confessions

pepük

3. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 10053
  2. takipçi 0
  3. puan 131509

tolga zengin

pepük
artık üzerine gelen topların dışında, muslera misali gol olmaya yakın pozisyonları kurtarmalı ki Beşiktaş'ın kalecisi diyebilelim.
aslında bursa maçından sonra günay'a şans vermek gerekiyor.

şenol güneş

pepük
takımı tek sıraya dizip tırnak kontrolü yaparcasına futbolcular ile göz göze gelmeli.
Kasımpaşa ve lokomotiv beraberliklerinden sonra zorlu Bursaspor deplasmanı var.
İşimiz hiç kolay olmayacak.

gökhan töre

pepük
ayarı yok. oyunbozan arkadaşımızın çıtlattığı gibi; bu adamın stop tuşu olmalı.
boğa gibi kırmızıyı görünce amansızca koşuyor. tekniğinin olduğundan hiç şüphemiz yok. lakin bunu kullanmayı becerebilmeli. necip'e yapıldığı gibi iki maçta üzerine gidilsin küsüp takımdan gitmekte ister, koşmamaya da başlar.
Beşiktaş taraftarı olarak futbolcularımızın götlerini çabuk kaldırıyoruz. sonra bağırınca küsüyor beyefendiler.
hepiniz necip'in bokunu yiyin.

necip uysal

pepük
son haftalardaki yükselişi ile güven veren canavar. beşiktaş'lı futbolculara bakarken beni en çok etkileyen isimdir kendisi. topu ayağına her aldığında, köşeye her indiğinde öyle inanılmaz bir şey yapsın da yoktan varedip gol attırsın istiyorum.
bu sezon ilk defa mevkisinde çakılı oynuyor. haliyle kendisini geliştirme imkanı buluyor.
Atiba'dan bir şeyler kaptığı kesin. bire birde adam eksiltmeyi de atiba kadar iyi yapsa tadından yenmeyecek.

luiz rhodolfo

pepük
çakılı defans oyuncusu. ağır kanlı. devre arasında zor olacak ama sezon sonunda kesinlikle 1. sınıf stoper gerekiyor.

edit:alınacak stoper rhodolfonun yerine değil, ersan veya milosevic'in yerine olmalıdır. ve bu oyuncu hızlı olmalıdır.

5 kasım 2015 beşiktaş lokomotiv moskova maçı

pepük
maçı almamamız için ortada hiç bir neden yok. gerçi hafta içi hazırlık maçında as takım yedek kadrodan 5 gol yemiş. az tedirgin etmedi değil ama şenol hoca toparlamıştır takımı. kasımpaşa maçındaki düşüşte göze oldukça çarptı.
3 puanı almamız halinde avrupa arenasındaki istikrar dahada perçinleşecek.
buna oldukça ihtiyacımız var.

unutulmayan çocukluk anıları

pepük
5-6 yaşlarında ana okulunda...(başka nerede olacaksam)
diş fırçalamayı öğretiyor öğretmen. dişleri en beyaz olana da ödül var.
hızla lavaboya koştum ve dişlerimi fırçalamaya başladım.
döndüğümde sınıfta kimse yoktu. bende masanın altına saklanıp öğretmeni korkutmaya karar verdim.
mine öğretmen... hiç unutmam.
sosyal medyada aradım bulamadım. bir çift lafım olacaktı kendisine...
neyse bütün öğrenciler yerine geçti ve öğretmen geldi.
oturduktan 2 dakika sonra sınıfta benim olmadığımı anlayınca arkadaşlarıma beni sordu.
en önce o çıktı diye çığırıyor bebeler.
tam o esnada bacaklarına sert şekilde vurarak korkuttum onu.
sen sapık mısın diye kafamda şemsiye kırmıştı. ufacıktım daha halbuki.
zır zır ağlayarak sınıftan kaçtım. babam sağlık memuru olduğundan hemşireler ve doktorları iyi tanıyorduk.
ben ağlayarak koşarken bahar hemşire görmüştü beni. elimden tuttu ve koştur koştur hastaneye götürdü.
iki dikiş atmıştılar kafama. sonra hemşire odasında oturuyorduk.
babamı bekliyorlar beni teslim edecekler ama ödüm kopuyor birde babamdan.
ama durumu anlattım diye hemşireler bir yandan gülüyorlar bir yandan da öğretmenin ağzını yırtacaklarını söylüyorlar.
babam geldi aldı eve götürdü daha bir şey sormadan ne bok yedin yine dedi bana.
sesimi çıkarmadım. babamda herhalde düştü diye üzerine gitmedi. çünkü haftada bir, bir tarafımı kırıyordum.
ertesi gün bahar hemşire götürdü okula beni.
mine öğretmen görmüştü kafam sarılı halde. kafama bakmaya niyetlendi.
ittim elini. bahar hemşire de ne biçim öğretme olduğunu sorguluyordu o sıra.
tartışma alevlenmişti.
mine öğretmenin bir cümlesi çakılı aklımda hala.
-ne boka gönderdiler beni allah'ın dağına, kürt değiller mi ne gerek var öğretmene doktora...
anlamamıştım tabi o sıra. bahar hemşire ile sürtüşmeleri uzun sürmüştü.
ana okul bitene kadar 2 kere daha dayak yemiştim.
orta okulun sonlarına doğru incitmeye başlamıştı kafamdaki yarık.
kafamdan soluma işlemişti aslında. lise çağında hala beynimde trilyon tur atıyordu aynı cümle.
aklıma geldikçe canım yanıyor hala. kafamda yarık olan yerde saç çıkmıyor artık.
ufak bir yarık belki ama geçmiyor işte.






112 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol