(bkz: akp yandaşlarının cahil olması)
edit:fazla sert oldu biraz yumuşattım..
vay vay kütüphane müdürü gelmiş.de birde kütüpanemiz olsa değil mi?
rakamın uğursuzluğunu hiç görmedim.sanırım insanlar illaki birşeylerin de kötüyü çağrıştırmasından hoşnut oluyorlar ki böylece o çağrışımlardan uzak durabilsinler.hiç boşuna uğraşmayın 13ten zarar çıkmaz.
(bkz: aynı kaynımda da var)
(bkz: aynı kaynımda da var)
alakanın en ilginci.
(bkz: herşeyi beşiktaşla kıyaslamak)
(bkz: herşeyi beşiktaşla kıyaslamak)
olayı "selam dostum burdan yazışalım" moduna getirmedikçe benim için "Banane yaa nabıyım oturup ağlıyımmı?" durumudur.
seslendirdiği eserleri yaşamasıyla ve aynı şeyi banada yaşatmasıyla mükkemmel bir sanatçıdır.Sanat güneşi diye boşuna denmez.bir sorma ne haldeyimi vardır ki her türlü hissi size tattırır...
sahte sahte gülmesine yeğdir.dumur edicidir yinede."ulen çok düşündüm ben bunun için halbuki bana çok komik gelmişti" dedirtir.arkadaşım önemli olan espiri değil uslupmuş valla bak..
aklıma gelen en sağlam repliklerinden biri...
---------------alıntı---------------
Women! What can you say? Who made 'em? God must have been a fuckin' genius. The hair... They say the hair is everything, you know. Have you ever buried your nose in a mountain of curls... just wanted to go to sleep forever? Or lips... and when they touched, yours were like... that first swallow of wine... after you just crossed the desert. Tits. Hoo-ah! Big ones, little ones, nipples staring right out at ya, like secret searchlights. Mmm. Legs. ı don't care if they're Greek columns... or secondhand Steinways. What's between 'em... passport to heaven. ı need a drink. Yes, Mr Sims, there's only two syllables in this whole wide world worth hearing: pussy. Hah! Are you listenin' to me, son? ı'm givin' ya pearls here.
---------------alıntı---------------
---------------alıntı---------------
Women! What can you say? Who made 'em? God must have been a fuckin' genius. The hair... They say the hair is everything, you know. Have you ever buried your nose in a mountain of curls... just wanted to go to sleep forever? Or lips... and when they touched, yours were like... that first swallow of wine... after you just crossed the desert. Tits. Hoo-ah! Big ones, little ones, nipples staring right out at ya, like secret searchlights. Mmm. Legs. ı don't care if they're Greek columns... or secondhand Steinways. What's between 'em... passport to heaven. ı need a drink. Yes, Mr Sims, there's only two syllables in this whole wide world worth hearing: pussy. Hah! Are you listenin' to me, son? ı'm givin' ya pearls here.
---------------alıntı---------------
scent of a woman filminde Al Pacino'nun sürekli içtiği ve kendisinden John Daniels diye bahsettiği içkidir de ayrıca.
(bkz: Ona benim kadar yakından tanısaydın)
(bkz: Ona benim kadar yakından tanısaydın)
(bkz: scent of a woman)
toplumda yaygınlaşırsa insanların birbirine karşı bir "özel"liği kalmayacağına inandığım olgu.Namusu bacak arasında aramam asla.Ama yinede herkesce benimsenmesi yanlış sonuçlar doğurabilir.ha bu demek değildirki yapanı vuralım.
yazıları takip edip teşekkür etmek ister.fakat forum tarzı enrty girmekten pek çekinir.
anarşi diye küfür eden topluluk.kendilerince doğru bana göre yanlış.
insanın etrafında kartallar varken evinde hissetmesinin sonucu olarak doğan sözlüktür benim için.rahat sakin bir ortam.karışan yok birşey yok..
James'in[ybkz]swh[/ybkz] aralarda "Yeeaahh" diye bağırması ile bizi iyice moda sokan parçadır.Ayrıca gitarda çalabildiğim bir parçadır.
1982 yılında Kill 'Em All ile piyasaya giren efsanevi gruptur...efsanevi derken james'in sesini,kirk'in sololarını,cliff'in bas gitarını,lars'ın drumlarını kastediyorum...yada hit the ligths ile delirirken;orion'la düşünmeyi falan...yeni bir tarzı hatta bir felsefeyi ortaya koyabilen bir isimden söz ediyorum ya işte...Metallica böyledir işte,her bir parçasında aynı metallica hazzını yaşatıp;ayrı şeyler hissettirmek...nothing else mattersda dinletir,franticte,master of puppetste,orionda,unforgivenda,hit the ligthsda,low man lyricde,tuesdays goneda,the day that never comesda,turn the pagede,lovermande...uzar gider bu liste...
Endüstriyel tasarım,3d animasyon,oyun geliştirme gibi amaçlar dahilinde üstün olan da bir program.programın render kısmı sahneyi tamamlama adına önemli bir faktördür.çalışmaların yapısına göre süresi değişebilir.
schuster'in "Tipik bir Alman, öyle bir ciğeri var ki, sanki hiç benzini bitmeyecekmiş gibi oynuyor." sözleriyle anlattığı istikrar abidesi adam.
Hızlıdır.meyva olarak elma yendiğinde uyku da açar.lakin klasik ve uzun uzun olan kahvaltıya yeğ olamaz,olmamalıdır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?