confessions

oyunbozan

1. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 3011
  2. takipçi 0
  3. puan 58374

beşiktaş semti

oyunbozan
taksim gezi parkı direnişinden sonra 01.06.2013 tarihli #direnbesiktas hareketi ile eylemimize devam ettiğimiz istanbul'un en güzel insanlarını içinde barındıran semt. burada anlatmak istediklerimi cümleye dökmek gerçekten çok zor çünkü taksim direnişine pek benzemiyordu yaşananlar. taksim de zordu, haklı olduğumuz mücadeleyi geri adım atmadan tamamlayabilmek en büyük umudumuzdu ve iyisiyle kötüsüyle başarıyla tamamlandı. beşiktaş ise bu işin rövanşı gibiydi. üsküdardan vapura binip beşiktaş'a indiğimiz hatta daha adımımızı attığımız an yüzlerce polis vapur çıkışına gaz bombaları atmaya başladı açıkçası benim aklımda çok büyük eylemlere karışmak yoktu bu defa çünkü benim nazarımda maçı kazanmıştık ve sorun bitmişti, öyle değilmiş. polis bu rövanşa daha sağlam hazırlanmış taksim de eğlenin ama orada yarım kalan işimizi burada bitireceğiz tutumuyla üstümüze bir savaş halindeymişiz gibi saldırıyordu. dakika bir gol bir yediğimiz gazın etkisiyle bahçeşehir üniversitesine doğru kaçmaya başladık, küçük daha 7 - 8 yaşlarında çocukların ellerinden tutup ağzılarını kapatmaya , kadınları cafelerin içene sokmaya ve en sonunda kendimizi kapalı bir yerin içinde attıktan sonra biraz nefes aldık gecenin uzun olacağı belliydi ancak bu kez içimizde semt aşkı vardı galiba duygusal yaklaştık ve semt bizim aşk bizim sesleriyle kazanın önüne geçtik. kazandan köyiçi derken direnişin en sert yaşanacağı polisin en orantısız gücüyle saldıracağını bildiğimiz şairler parkına en az beş badire atlatarak ( yaklaşık bu beş badirede yirmi yirmbeş dakika nefes alamadık ) ulaştık. inanılmaz bir kalabalık vardı ve inanın bir tane bile provokatör yoktu. eylemi bilen yaşayan ve nasıl yapılması gerektiğini insanlara iyi izah eden kişilerin önderliğini yaptığı, barikatlar kurarak neredeyse hiç küfürlü slogan atmayarak sesimizi duyurmaya çalışıyorduk. polis sağlı sollu saldırıya geçmişti tomolar biber gazları aşağıdan yukarıya doğru yavaş yavaş ilerliyordu ve inanmayacaksınız belki bir tek taş dahi atılmadı kalabalık tarafından. polise verilen en güçlü mesaj kaskını çıkart copunu bırak delikanlı kim bakalım? oldu. taksim de veya daha önce gördüğüm / katıldığım eylemlere benzemiyordu gök yüzünden sürekli gaz bombaları yağıyor beş dakika nefes alabiliyorsak on dakika alamıyorduk. bu esnada kartal sözlüğün diğer yazarları taksimdeydi onların yanına gitmek istiyor ve gidemiyor olmamız oldukça üzdü neyse gerek mesaj gerek telefon sayesinde güle oynaya iletişimi kesmeyerek hepimiz birbirimizin canını merak ediyor ve iletişim halinde kalabilmeyi başardık. devam edelim. polis şairlere çok yaklaştı sinirden herkesin eli ayağı titriyor ama elinden kimsenin bir şey gelmiyordu en sonunda şairler düştü, hayatımın en kötü günlerinden biriydi diyebilirim bu sahneyi görmek. artık yapacak bir şey yoktu semtten oldukça uzaklaşmıştık, nişantaşı tarafına dönerek semte yeniden inmeye gayret gösteriyorduk düşünebiliyor musunuz? başka alternatifiniz yok. oradan fulya fulyadan taksi ve beşiktaş'ın ara sokaklarında taksi yolculuğu bitti. bir yandan eve dönmemiz gerekiyor diğer yandan semtte kalmamız gerektiğini düşünüyorduk. işte işin iç yüzünü bu arayışlarda anladık. polis nedir? dağılın. peki nasıl? cevap yok arkadaşlar anamız ağlamış eve dönmek mümkün değil vapurlar iptal dolmuşlar iptal, hiçbir şansımız yok anadolu yakasına geçmek için. bu esnada iki arkadaşımızı kabataştan almak için dolmabahçeden öyle ya da böyle yürümeye karar verdik polislerin yanından geçerken telsiz konuşmalarına şahit oluyoruz, gaz bombaları tükendi acil takviye lazım, böyle giderse meydana gelecekler diye veryansınlarını dinledik. inşallah dedik yüreğimizi kabartarak. dolmabahçe ne halde biliyor musunuz? savaş alanı stada yaklaştığımız yerde taksimden inenleri sıkıştırmışlar ve öldürmek için saldırıyorlar. geri dönelim dedik akaretlerin önünden geçiyoruz taş taş üstünde kalmamış. bir polise nasıl döneceğiz diye sormak durumunda kaldık. canı bitmiş çocuğun aman diyor dikkat edin kendinize bize emir geldi siz dağılmadan biz gidemiyoruz bir yere şuradan gidin şu sokağa dönün diye tembihlerde bulunuyor. haberi yok gidemiyoruz. paşama demişler ki eylemci grup başbakanlık çalışma ofisine saldıracak o da orayı kolluyor aklı sıra zavallı tüm telsiz anonsları bu yönde. halbuki kitlenin başbakanlıkla alakası yok. çok uzattım anlatırken sinirlerim yine alt üst oldu. geceyarısı saat 1 - 1:30 gibi dönebilme fırsatını yakaladık. herkesin evine dönebildiğini duyduk, uyuduk. semt semt olalı böyle mevzu böyle haksız yaptırım görmemiştir.

diknot : fener - galatasaray - trabzonspor atkılılar her yerdeydi ve işin tadını çıkarta çıkarta beşiktaş ilçesinde semti savundular. hatta hepsi semt bizim aşk bizim siktirin gidin diye bağırdı kendileri başlatarak. dün akşam herkes beşiktaşlıydı bunu bilir bunu söylerim. gelen, gelemeyen herkesin ayaklarına sağlık.

şerefli yayın yapmak

oyunbozan


--spoiler--

alman kanalları: "türkler savaşırsa kazanır."

italyan kanalları: "bir ağaç için bunu yapan türkler'in neler başarabileceğini siz düşünün."

londra kanalları: "onlar atatürk'ün çocukları ve onlar uyandılar!"

kanada kanalları: "onlar her savaşı kazanırlar."

rusya kanalları: "türkler inanılmaz, her şeyi başarıyorlar."

ingiltere kanalları: "türkler harika, onların yaptığını şu ana kadar hiç bir yerde görmedik."

norveç kanalları: "dünya sizi izliyor, asla geri adım atmayın."

türkiye kanalları: "ahmet amca 45 yaşında, 2 evlilik yapmış.''


--spoiler--

çarşı

oyunbozan
28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi ile harekete geçen ve 1 haziran tarihinde emniyet görevlilerinin telsizini ele geçiren taraftar grubu. - merkez... beyaz desene?

taksim gezi parkı direnişi

oyunbozan
sözlük yazarları ayrı ayrı yerlerde direniş gösterdi. bir araya gelmek mümkün olmadı ne yazık ki. saat 16:30 civarı bostancıdan deniz otobüsü vasıtasıyla avcarlıçürük ile buluşarak kabataş'a geçtik. kabataş'a iner inmez rüzgarın etkisiyle taksimde atılan biber gazının etkisinin sahile kadar geldiğini gördük durumun ne derece vahim olduğu buradan belliydi. yaklaşık 163548787 basamak merdiven çıkarak taksim meydanına 17:30 saatlerinde ulaşabildik. bir grup istiklali tamamen polisin elinden almıştı bunu görmek sevindiriciydi bir diğer grup ise yani bizim aralarına katıldığımız grup meydanın diğer tarafındaydı. iki grup birleşmek üzere harekete geçtiğinde polisin öldürmeye yönelik müdahalesi ile bu birleşme ne yazık ki gerçekleşmedi. atılan biber gazlarından korunmak için marmara otelinin yanından ara sokaklara kaçmak zorunda kaldık. sürekli meydana çıkma hamleleri polisin biber gazı sayesinde engelleniyor ve yüzümüz, cildimiz, gözlerimizde acıdan başka hiçbir şey hissetmiyorduk. avukatlar olası bir tutuklama anında neler yapılması gerektiğini anlatıyor, eylemci diğer insanlarda nasıl hareket etmemiz gerektiği konusunda sürekli fikir tartışmaları yaşıyordu. bu arada belediyeciliğinizin allah belasını versin yirmibeş basamaklı ve her basamak arası yarım metre olan merdiven çalışmanız yüzünden insanlar birbirlerini ezerek öldürecekti. neyse hamlelerin sertleşeceği belliydi ve yavaş yavaş polis biber gazını bulunduğumuz ara sokaklara kadar atmaya devam etti bir iki polis hamlesinden apartmanlara sığınarak atlattık. bize evini / ofisini açan o güzel insanlara buradan samimi bir selam çakıyorum. sayenizde tuvalet yüzü gördük. bu arada 5. biramı bitirmeye başlıyordum size tavsiyem biber gazını yediğiniz anda bira için inanılmaz bir şekilde genzinizi rahatlatıyor. yanımda gelen bir arkadaşım daha fazla dayanamadı ve eve dönmek zorunda kaldı. dönmesi zaten gerekiyordu bünyesi zayıftı ve inanılmaz endişeleniyorum ben bu tip durumlarda kişileri koruyacağım diye. diren gezi parkı diyerek meydana bir hamle daha yaptık 3 kişi polis ikişer üçerli gruplara müdahale etmiyordu sadece yoldan geçen kızlara çelme takma laf atma vs. hamlelerin dışında.! artık önlenemez bir direniş isteği ciğerlerimize kadar işledi bu tutuma bir cevap vermeliydik ve bir şekilde istiklale ulaşmamız gerekiyordu. meydandan tarlabaşı bulvarını kullanarak istiklale ulaşmıştık. halk bir iki küfürün dışında inanılmaz güzel ve samimi sloganlar atıyor hükümete gerekli mesajı gönderiyordu. bir şey dikkatimi çekti genel sloganlara biber gazı atılmıyor ancak hükümet istifa sesi yükselmeye başladığı anda yağmur gibi plastik mermiler tazyikli sular ve gaz bombaları yağıyor üstümüze. buradan bir kez daha anladık polis devleti olduğumuzu ve polisin halkın değil hükümetin polisi olduğunu. istiklalde sinirler geriliyordu artık ön saflara geçmemek için zor tutuyorduk kendimizi ki meğersem tutamamışız zaten. en ön saflara kadar ilerlemişiz. bir şekilde insanları alanda tutma görevini dahi üstlendik. kaçmayın, dönmeyin direnin! diyerek. yavaş yavaş geri çekilmek zorunda kalıyorduk. gözlerimizi biraz olsun bir nebze de nefes alabilmek için bir ara sokağa girdik. kafamı arkama çevirip baktığımda bir anda bütün halk bizim girdiğimiz ara sokağa akın ediyordu. inanın ben filmlerde böyle sahneler görmedim kafamıza biber gazı kapsülleri yağıyordu her yer bembeyaz. nefes almak imkansız sokaklara açılan çukurların etrafında zerre önlem alınmamış kişilerin düşmemesi için büyük mücadele veriyoruz. direnişi geçtim canımızı koruyamıyoruz devletimizin polisinden. dönme vakti gelmişti bu arada beynim hepten uyuşmuştu. günü 3 litre süt, 7 bira, iki paket sigara, ciğerlerimize çektiğimiz bolca gazla ve en önemlisi gururla evlerimize döndük. bu gün akşam yine orada olacağız. yarında.

ay bana bakın nasıl da savunuyorum parkı

oyunbozan
en az oturduğu yerden ay bana bakın nasıl savunuyorum parkı gösterişi yapan insanları tespit edip, onların sırtından kelime üretip cümleler kurmak ve bu cümleler sayesinde gündeme gelmek için için hazır kıta bekleyen insanlar kadar kıttır her iki kitlede.

yoksa ben hepinizi seviyorum benlik bir şey yok.
92 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol