confessions

oyunbozan

1. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 3011
  2. takipçi 0
  3. puan 58371

şutmesafesişutpozisyonu

oyunbozan
kendileriyle özelden haftada bir kez beşiktaş'ı tartışıyoruz. çoğu fikrine katılmasam dahi üslubuyla anlattığım zaman beni anlamasına rağmen katılmıyorum demeye çalışıyor. çok eleştirdiği önder özen'in "katılmıyorum" cevabı gibi geliyor [ybkz]swh[/ybkz] .
adam gerçekten beşiktaş aşığı. sadece biraz fazla sinirleniyor ve toz konduramıyor. ben karşıt fikir olarak yazılarını severek okuyor ve kendimce evetler çıkartıyorum. sözlüğün olmazsa olmaz isimlerinden.

zeki önder özen

oyunbozan
şu aşamaya kadar kendisi hakkında çıkan tüm söylentilere nezaketiyle cevap verdi. beşiktaşla ilgili medyanın karşısına maymunluk yapmak için çıktığını hiç görmedim. aksini gösterebilen varsa gelsin göstersin.
ben çok güveniyorum. alt yapı için bahsettiği "milan tarzı" yapılanma hayaller gerçekleşecekse alır bağrıma basarım kendilerini.
temkinli, çok ağır eleştirmeden, dikkatlerin üzerinde olduğunu bilmesini sağlayarak zaman tanımalıyız.

22 aralık 2013 tff'yi protesto yürüyüşü

oyunbozan
çarşı gurubunun resmi internet sitesi olan forzabesiktas.com üyesi olan bir arkadaşın "artık abilerden hayır yok ne yapıyorsak kendi başımıza yapmalıyız" diyerek başlattığı protesto yürüyüşü.

sonra forza sahip çıkmış ve yürüyüşü üstlenmiştir. doğruda yapmıştır. ancak şu tepkiyi siz cesaret edip gündeme baştan koysaydınız hiç fena olmazdı.

su çürüdü

oyunbozan
Ahmet telli'nin 12 eylül döneminde, hücreye girmesiyle birlikte yaşadıklarını anlattığı kitap.



1

Yetmiş iki gündür bir dolapta kilitliyim. Yalnızca anahtar
deliğinden hava giriyor ve ölü bir ışık sızıyor içeri. Yalnızlık
hiç de tanrısal değil, görkemli değil. O yalnızca geçmişle
gelecek, ölümle yaşam arasında kocaman bir karanlık nokta.
Geçmişi ve geleceği olmayan, ölümle yaşam arasında irinli bir
leke yalnızlık denilen. Şimdi ne varsa, anahtar deliğinden sızan
havayla ışıkta... (Farkına varsalar, kapatırlar mıydı onu da?)
Bütün belleğimdekileri yokettim. Elektrikli bir aygıyla yaktım,
jiletle kazıdım. Çığlıkların aralığından uçurdum hepsini, kül
edip savurdum.

Adımdan gayrısını bilmiyorum.

2

Zamanı yiyip bitirdi karanlık. Gece yoktu. Güneş çoktan
kömürleşmiş ve yeryüzü yapışkan bir karanlıkla örtülmüştü.
Yabanıl sesler geliyordu derinlerden ve karanlığı ince bir bıçak gibi
yırtıyordu. Saklayan kırbaç gibi... Acı duvarını aşan bu
sesler, madeni bir gürültüye dönüyor ve yerkabuğunu
zorluyordu artık. Sesim yoktu. Karanlığın karnında yitirdim
sesimi. Kör bir kuyuda unutulan Yusuf'tum belki. Ama
durmadan soruyorlardı. Tanrılar bilmiyordu sordukları şeyleri,
peygamberler büsbütün hain çıkmıştı. Ama yine de soruyorlar,
soruyorlar, soruyorlar...

Adımdan gayrısını bilmiyorum.

3

Iki şeyi bilmek istiyorum. (Belki aynı şeyi iki kere bilmek
istiyordum.) Duvarların rengi neydi? Derimin rengi neydi?
Dokunuyorum duvarlara; parmak uçlarımla, avuçlarımla,
dilimle dokunuyorum. Duvarların bir rengi olmalı. Ama hiçbir
duvarcının, hiçbir ressamın bu rengi bildiğini sanmam. Adı
yoktu bu rengin, kimyası yoktu. Belki renksizliğin rengiydi bu.
Çürüyen bir bedenin kokusuydu duvarların rengi...

Adımdan gayrısını bilmiyorum.

4

Bir böcek gibi antenlerimi gezdiriyorum bedenimde. Anahtar
deliğinden sızan ölü ışıkta ellerime bakıyorum. Ellerim... Sanki
bir kadının memelerini hiç okşamamış, sicaklığını duymamış.
Ellerim... Her dizesi çığlık olan şiirleri hiç yaratmamış sanki. Ne
beyaz tenliyim artık, ne esmer, ne de kara... Cüzzamlının,
vebalının bir rengi vardır. Irinin bir rengi... Ölünün bile bir
rengi vardır ama derimin rengi yoktu. Belki çürüyen bir kentin
rengiydi bu. Çürüyen bir dünyanın...

Adımdan gayrısını bilmiyorum.

5

Kıllı, ayakları üzerinde duramayan bir yaratıktım artık.
Soyumun neye benzediğini unuttum. "Insana benziyorlardi"
diye duymuştum bir vakitler. Demek ki şimdi maymun
halkasında insanlık...

Adımdan gayrısını bilmiyorum.

6

Ağzımı anahtar deliğine dayayıp havayı emiyorum. Böcek
sokması gibi bir yanma duyuyorum boğazımda. Oysa kuru bir
yaprağı bile dalından düşürecek gibi değil bu esinti. Belki
çöle dönmüş toprağa tek yağmur damlasının düşüşü yalnızca.
Çamur gibi bir yağmur damlası... Ama toprak, bu damlayla
çatlatacak bağrındaki tohumu. Çöl, bütün vahalarını bu
damlayla yeşertecek... Genzim yanıyor. Ince bir kan şeridi
sızıyor dudaklarımdan. Kirli, sıcak ve simsiyah...

Adımdan gayrısını bilmiyorum.

7

Suyum, bir litrelik karton süt kutusu içinde. Yetmiş iki gündür
sakındığım ve hergün ancak bir kere dudaklarımı
değdirdiğim... Dilimi bir köpek gibi değdirdiğim. (Dilin suya
dokunuşu... Bir süngerin denizi yutuşu yani. Bir çölün seraba
kesilmesi bir an için.) Her gün ancak bir kere değdiriyorum
dudaklarımı suya. Dilimi kaçırıyorum artık. Sünger, bütün
vantuzlarını birden uzatmasın diye... Bataklıktaki suyun da bir
su yanı vardır. Çürüyen bir bedenin bile dayanılabilir
kokusuna. Kutuda kalan son bir yudum su, bu bile değildi
artık. Küstü, öldürdü kendini su...
Su çürüdü...

Adımdan gayrısını bilmiyorum…

şarap

oyunbozan
vallahi sevip sevmediğimi bir türlü anlayamadığım alkol çeşidi. şu çok pahalı diye bahsedilenlerden içip yoluma devam edeceğim. dün akşam anlamak için iki şişe devirdim bu böyle olmayacak.

17 aralık 2013 büyük yolsuzluk operasyonu

oyunbozan
operasyon sürecine dahil olan üst düzey emniyet müdürleri görevlerinden alınmaya başlanmış.


alıntı--

İstanbul Emniyeti’nin operasyon yetkisine sahip 5 üst düzey emniyet müdürü görevden alındı.

Görevden alınan isimler şunlar:
Mali Şube Müdürü Yakub Saygılı
Kaçakçılık Şube Müdürü Tuğrul Turhal
Organize Şube Müdürü Nazmi Ardıç
Terörle Mücadele Şube Müdürü Ömer Köse
Asayiş Şube Müdürü Ertan Erçıktı

alıntı--

17 aralık 2013 büyük yolsuzluk operasyonu

oyunbozan
deshaneler konusunda hükümeti diz çöktüremeyen abd güdümlü bilgilerle hareket eden cemaat kanadınının başlattığı göz dağıdır.

siz bizim sözümüzü dinlemezseniz biz de sizin en büyük kaynağınızı keseriz dediler. yani türkiye'nin en büyük lokomotif sektörü olan inşaat sektörüne el attılar. bakın bu çok tehlikeli bir hamle. sektörün bir oyuncusu olarak duyumlarımız çok tehlikeli ve ülke, ekonomi vs. hiçbir şey cemaatin umrunda değil gibi görülüyor. zekeriya öz bu konuda biçilmiş kaftan.

az önce emrullah turanlı'nın da göz altına alındığını öğrenmekle birlikte inşaat sektöründe göz altına alınan patron sayısı 3 oldu. hepsi ak partiye çok yakın isimler. ak partiye kim dokunduysa bir bir içeri alıyorlar. suçlu suçsuz noktasında çok kişi yanacak.

ancak bu göz dağından öteye geçmeyecek bir hareket. asıl şimdi işin arka planda tiyatrosu oynanıyor. suçlamalar ve videolarla tehdit ediliyor ak parti. senelerce kime ne yaptıysa aynısını kendilerine uyguluyorlar. pazarlık masasından şu gidişata göre cemaat güçlü çıkacak gibi görünmekte. ak parti kanadının kozu bitmez bunu unutmayalım. ancak ak partinin kaybedeceği çok şeyi var. cemaatin ise kaybedecek hiçbir şeyi yok. hakan şükür aracılığıyla verilen mesaja dün akşam hiç gülüp geçememiştim. hatta yarın ortalık karışır diyego dergen bu kadar karışacağını tahmin bile edemezdim.

şimdi gidişat ak partinin medya gücünü kullanarak mağdur edebiyatı yapacağını gösteriyor. cemaate yakın medya kurumları ise bangır bangır bu edebiyatı yapmaya başladı.

taraf seçmeyen herkes yanar gibi geliyor.

bu ülkenin altındaki dinamitlerden en küçüğü patladı. bu sarsıntılara ekonomi ne cevap verir bilmiyorum ama durum halk açısından pek iç açıcı olmayacaktır.

susup izlemek lazım.

bir bjk taraftarı hastalığı olarak formsuz futbolcuyu itin kıçına sokmak

oyunbozan
yıllardır çile çeken beşiktaş taraftarının hatta top oynayan futbolcusuna her zaman sahip çıkan beşiktaş taraftarına yapılan haksız eleştiri.

top oynayan futbolcudan kastım iyi gününde yanında olup kötü gününde itin kıçına sokulması değil. beşiktaş taraftarı formsuz futbolcusuna her zaman gerekli desteği ve sabrı gösterdiğine çoğu kez şahit olmuşumdur. ancak ukala tavırlara, kendisini takımdan üstün görmesine, dini imanı takım zor durumdayken para olman futbolcusuna hiçbir zaman tahammül edilmemeli.

şunu inkar edecek değilim. bu taraftar her zaman haklı tepkiler vermiyor. yeri geldiğinde gerçekten gereksiz tepkiler hatta destekler veriyorlar, veriyoruz. ancak tahammül sınırları çok zorlanıyor bu taraftarın. kaybedeceği hiçbir şey yok modunda tepkiler veriyor. bence biraz da biriktiriyor bu taraftar. büyük olaylara sabır gösterirken bir yerde kayışı koparıyor.

yıllardır bu taraftarın üzerine oynan oyunlardan sonra gereksiz gösterdiği bir çok reaksiyona kızmıyorum.
54 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol