eski adı, aik solna olan kulüp. yakınen tanıyoruz kendilerini.
(bkz: 23 kasım 1947 beşiktaş aik solna maçı)
beşiktaş formasının çok yakıştığı müthiş karakter. istikrarlı futbolunun yanı sıra bir gün olsun başımızı öne eğmemize, utanmamıza sebep olmadı. ronaldo-zago ikilisinden bir eksiği yoktu; tek eksiği, net bir partner idi. işte o zaman daha çok perçinlemiş olurdu ismini beşiktaş tarihine; bu da onun şanssızlığı olarak kalacak.
bunun ötesinde beşiktaş formasını en uzun süre giymiş yabancı futbolcudur. o nedenle bize yakışır şekilde yönetim tarafından kendisine teşekkür edilmelidir.
bunun ötesinde beşiktaş formasını en uzun süre giymiş yabancı futbolcudur. o nedenle bize yakışır şekilde yönetim tarafından kendisine teşekkür edilmelidir.
herkesin dilinde olan film. bugün iki ayrı kişiden, "olm muhakkak izlemen lazım" cümlesini duydum. hayırdır inşallah!?
başkanı tam bir gestapo olan futbol kulübü. artık aziz yıldırım'a mı özeniyordur nedir; hali, tavrı, psikopatlığı bire bir aynı. hyundai elantra'sıyla gelişi gidişi falan sâfi rüzgar.
gök gürültüsü fobisinin bilimsel adı.
(bkz: brontofobi)
(bkz: caretta caretta )
(bkz: bunu bilen liseli değildir)
(bkz: buralar hep entry dolacak)
2014-2015 sezonunun bana göre parlayan yıldızlarındandır. her tottenham maçında gözüm kendisinde. henüz 21 yaşında ama belki de kiralık olarak 4 ayrı takımın havasını solumak kendisine iyi gelmiş.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
daily mirror'da falan bir maç sonunda (vurgula: hurrikane) gibi bir başlık görmemiz yakındır.
2014-2015 sezonunun bana göre parlayan yıldızlarındandır. her tottenham maçında gözüm kendisinde. henüz 21 yaşında ama belki de kiralık olarak 4 ayrı takımın havasını solumak kendisine iyi gelmiş.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
daily mirror'da falan bir maç sonunda (vurgula: hurrikane) gibi bir başlık görmemiz yakındır.
birbirine zıt iki kavramın bir arada kullanılmasıyla elde edilen bir çeşit edebi anlatım. çoğunlukla iğnelemlerde iyi gider. misal; soğuk cehennem.
(bkz: beşiktaş futbol takımının başına geçebilecek en ideal teknik direktör)
bak işte buna her daim katılırım... seviyorum desem yeridir.
bak işte buna her daim katılırım... seviyorum desem yeridir.
#387589
adama sorarlar, "11 aralık 2014 beşiktaş tottenham hotspur maçı büyük maç değil miydi?" diye ya da sorarlar, "bugün bilic'in evrilemediğini veya değişemediğini söylerken neden 23 ekim 2014 fk partizan beşiktaş maçından sonraki yayında bilic methiyeleri düzüyordun?" diye...
ya bu kadar esiri olmayın dahili çalkantılarınızın. burada mühim olan bakış açısı. "birçok konuda aşama kaydetti. artık şu derbi maçlar konusunda da kendisini geliştirmesi lazım." demek var; bir de "bilic büyük takım teknik direktörü değil." demek var.
ya karşılaştırdığınız, örnek verdiğiniz adam ismail kartal lan! bak bundan, kendi kulağımla duyduğum için bahsediyorum; adamların yorumcularından biri geçenlerde şöyle bir cümle kurdu: "ismail hoca artık basın önünde biraz daha rahat. bu güzel bir şey kendisi adına." hani daha teknik becerilerinden konuşulamıyor bile, "hele şu herifin pr problemini bir çözelim de..." kafasındalar ve buna rağmen kendi teknik direktörlerini her mecrada yüceltebilmeyi başarıyorlar. biz ise anca var olanı da yerin dibine sokalım. sonra elin iti, köpeği bizim hocamızın özrüyle dalga geçtiğinde ah vah ederiz işte anca.
bu sezonun sonunda hamza hamzaoğlu için "tam bir salon erkeği" benzetmesi yapılır, ismail kartal'ın taktik dehası konuşulur, slaven bilic kovulursa hiç şaşırmam.
adama sorarlar, "11 aralık 2014 beşiktaş tottenham hotspur maçı büyük maç değil miydi?" diye ya da sorarlar, "bugün bilic'in evrilemediğini veya değişemediğini söylerken neden 23 ekim 2014 fk partizan beşiktaş maçından sonraki yayında bilic methiyeleri düzüyordun?" diye...
ya bu kadar esiri olmayın dahili çalkantılarınızın. burada mühim olan bakış açısı. "birçok konuda aşama kaydetti. artık şu derbi maçlar konusunda da kendisini geliştirmesi lazım." demek var; bir de "bilic büyük takım teknik direktörü değil." demek var.
ya karşılaştırdığınız, örnek verdiğiniz adam ismail kartal lan! bak bundan, kendi kulağımla duyduğum için bahsediyorum; adamların yorumcularından biri geçenlerde şöyle bir cümle kurdu: "ismail hoca artık basın önünde biraz daha rahat. bu güzel bir şey kendisi adına." hani daha teknik becerilerinden konuşulamıyor bile, "hele şu herifin pr problemini bir çözelim de..." kafasındalar ve buna rağmen kendi teknik direktörlerini her mecrada yüceltebilmeyi başarıyorlar. biz ise anca var olanı da yerin dibine sokalım. sonra elin iti, köpeği bizim hocamızın özrüyle dalga geçtiğinde ah vah ederiz işte anca.
bu sezonun sonunda hamza hamzaoğlu için "tam bir salon erkeği" benzetmesi yapılır, ismail kartal'ın taktik dehası konuşulur, slaven bilic kovulursa hiç şaşırmam.
tanım: dünya üzerinde var olmayan karakter.
başka bir galakside falan yaşamın varlığına rastlanırsa ilk olarak bu konunun üstüne gidilmeli bence; çünkü bu dünyada sanıyorum ki böyle bir teknik direktör yok.
"- bilic'ten hiç memnun değilim ben.
- valla? neden ki ya, ne güzel işte gitar çalıyo, küpeli falan?
- yok abi, beşiktaş'ı küçük görüyor adam!
- yok yaauw??? essah mı ya??
- he ya... çok da gergin maç esnasında, takımına hiç güvenmiyor.
- yapma be üzüldüm. halbuki ne güzel moskofçu da bir abiydi.
- e nolacak peki, napılması lazım?
- yanına ibrahim üzülmez'i verelim!"
(bkz: allahuekber wuhu)
fikri olarak iş artık baya çığrından çıktı dostlar. bu durum, ister istemez beni daha derin düşünmeye sevk ediyor. beşiktaş'ın başına kim geçse eleştirilmezdi acaba? var mı acaba o çeşit biri? ben çok düşündüm, bulamadım.
tamam derbi mağlubiyeti hezeyanını bir yere kadar anlayabiliyorum ama ortaya bir alternatif sunmak lazım o zaman, değil mi? "madem ki bilic derbi kazanamıyor, o zaman götüne teneke bağlayıp gönderelim" deyip kenara çekilmekle olmuyor maalesef.
not: muhakkak oradan bir mehmet özdilek diyen çıkacaktır. kendisine şimdiden teessüflerimi iletirim. şu tarih itibarıyla şifo'nun kafasına sıkın ama bu kötülüğü ona yapmayın abiler.
başka bir galakside falan yaşamın varlığına rastlanırsa ilk olarak bu konunun üstüne gidilmeli bence; çünkü bu dünyada sanıyorum ki böyle bir teknik direktör yok.
"- bilic'ten hiç memnun değilim ben.
- valla? neden ki ya, ne güzel işte gitar çalıyo, küpeli falan?
- yok abi, beşiktaş'ı küçük görüyor adam!
- yok yaauw??? essah mı ya??
- he ya... çok da gergin maç esnasında, takımına hiç güvenmiyor.
- yapma be üzüldüm. halbuki ne güzel moskofçu da bir abiydi.
- e nolacak peki, napılması lazım?
- yanına ibrahim üzülmez'i verelim!"
(bkz: allahuekber wuhu)
fikri olarak iş artık baya çığrından çıktı dostlar. bu durum, ister istemez beni daha derin düşünmeye sevk ediyor. beşiktaş'ın başına kim geçse eleştirilmezdi acaba? var mı acaba o çeşit biri? ben çok düşündüm, bulamadım.
tamam derbi mağlubiyeti hezeyanını bir yere kadar anlayabiliyorum ama ortaya bir alternatif sunmak lazım o zaman, değil mi? "madem ki bilic derbi kazanamıyor, o zaman götüne teneke bağlayıp gönderelim" deyip kenara çekilmekle olmuyor maalesef.
not: muhakkak oradan bir mehmet özdilek diyen çıkacaktır. kendisine şimdiden teessüflerimi iletirim. şu tarih itibarıyla şifo'nun kafasına sıkın ama bu kötülüğü ona yapmayın abiler.
#387583
eğer hakikaten varsa böyle bir şey, söz konusu scout'ın ciddi ciddi bizim forzaquila olabileceğini düşünüyorum. rahmetli pek severdi iskandinavyalı genç yıldızları izlemeyi; martin linnes'i de bu sayede bulmuştu.
eğer hakikaten varsa böyle bir şey, söz konusu scout'ın ciddi ciddi bizim forzaquila olabileceğini düşünüyorum. rahmetli pek severdi iskandinavyalı genç yıldızları izlemeyi; martin linnes'i de bu sayede bulmuştu.
orijinal adı "the gods must be crazy" olan ve afrikalı bir yerlinin başından geçen olayları anlatan 1980 yapımı komedi serisi.
ilk filmde "n xau" adlı yerli [ybkz]swh[/ybkz], bir helikopterden atılan kola şişesini dünyanın sonundan aşağı atmaya ve böylece ondan kurtulmaya karar veriyordu.
ikinci filmde ise n xau'nun oğluyla tanışıyorduk. çok şeker bir sıpaydı.[ybkz]swh[/ybkz] özellikle bir kavuşma sahnesinde bu ufaklık hepimizi hüzünlendirmiştir.
ama muhtemelen en akılda kalıcı karakter, 3. filmdendir diye tahmin ediyorum. zira bu filmde, n xau'nun kabilesine çinli bir vampir geliyordu. iki kolu, vücuduna 90 derece açı yapmak suretiyle önde olacak şekilde her seferinde 40-50 metre zıplayarak yol alıyordu.
ilk filmde "n xau" adlı yerli [ybkz]swh[/ybkz], bir helikopterden atılan kola şişesini dünyanın sonundan aşağı atmaya ve böylece ondan kurtulmaya karar veriyordu.
ikinci filmde ise n xau'nun oğluyla tanışıyorduk. çok şeker bir sıpaydı.[ybkz]swh[/ybkz] özellikle bir kavuşma sahnesinde bu ufaklık hepimizi hüzünlendirmiştir.
ama muhtemelen en akılda kalıcı karakter, 3. filmdendir diye tahmin ediyorum. zira bu filmde, n xau'nun kabilesine çinli bir vampir geliyordu. iki kolu, vücuduna 90 derece açı yapmak suretiyle önde olacak şekilde her seferinde 40-50 metre zıplayarak yol alıyordu.
"bütün venedikliler yalancıdır. ben de bir venedikliyim." şeklinde örneklendirilebilecek zihinsel deformasyon.[ybkz]swh[/ybkz]
bir türlü anlaşılamayan işlere imza atan bir tuhaf adam. 30 kasım 2013 fenerbahçe beşiktaş maçında emmanuel emenike, tomas sivok'a kafa atacak[ybkz]swh[/ybkz], ilave hakem "at" diyerek uyaracak, sen de "ben gördüm" diyerek yalnızca sarı kart göstereceksin; 4 ocak 2014 beşiktaş galatasaray maçında ise veli kavlak'ın pozisyonuna kırmızı kart vereceksin... ve bu adam dünya kupasında maç yönetmiş bir hakem hani.
bence bende var bir tuhaflık...
bence bende var bir tuhaflık...
beşiktaş futbol takımı için önemli bir artı değerdir, 4 ocak 2015 beşiktaş galatasaray maçı bu durumu değiştiremez.
ama şunu da belirtmekte fayda var; mesela atiba hutchinson'ın bir önceki hafta atılmasıyla birlikte galatasaray maçına oğuzhan özyakup ile başlayacağından emindim. hatta belki sözlükte de yazmışımdır, hatırlayamadım şimdi. e bunu ben tahmin edebiliyorsam hamza hamzaoğlu da pek ala tahmin edebilir, öyle değil mi? bunu ve daha fazlasını tahmin etmiştir hatta. tahmin etmiş ki, ona göre bir oyun planıyla oyunun özellikle ilk yarım saatinde çok iyi sindirdiler bizi, oyun dahi kuramadık.
e hal böyleyken, sen çift forvet çık bu maça gümbür gümbür. orta alanda yaratıcı oyuncu sıkıntın yok ki senin. beğenilmeyen olcay şahan bile bir sürü asist yapıyor. kendi evinde oynuyorsun, biraz zorla bakalım rakip defansı. zaten demba ba yeni taburcu olmuş, hiç top alamadığı gibi erkenden yoruldu oğlan. orta sahayı garantiye almak istedin evet ama bunun için kullandığın, daha doğrusu kullanmak zorunda kaldığın adam oğuzhan. tam allahlık...
yani bilemiyorum, derbi maçlar da diğer maçlar gibi 3 puanlık ama mağlubiyet çok can yakıyor ve bunun ötesinde bizim kaybettiğimiz 3 puan onların hanesine yazılıyor.
önünde uzunca bir dinlenme periyodu var hocanın, herkes gibi o da oturup ciddi ciddi bu konuyu düşünmeli. çünkü bu çağıldayan takımın bence artık tek eksiği derbi galibiyetleri.
ama şunu da belirtmekte fayda var; mesela atiba hutchinson'ın bir önceki hafta atılmasıyla birlikte galatasaray maçına oğuzhan özyakup ile başlayacağından emindim. hatta belki sözlükte de yazmışımdır, hatırlayamadım şimdi. e bunu ben tahmin edebiliyorsam hamza hamzaoğlu da pek ala tahmin edebilir, öyle değil mi? bunu ve daha fazlasını tahmin etmiştir hatta. tahmin etmiş ki, ona göre bir oyun planıyla oyunun özellikle ilk yarım saatinde çok iyi sindirdiler bizi, oyun dahi kuramadık.
e hal böyleyken, sen çift forvet çık bu maça gümbür gümbür. orta alanda yaratıcı oyuncu sıkıntın yok ki senin. beğenilmeyen olcay şahan bile bir sürü asist yapıyor. kendi evinde oynuyorsun, biraz zorla bakalım rakip defansı. zaten demba ba yeni taburcu olmuş, hiç top alamadığı gibi erkenden yoruldu oğlan. orta sahayı garantiye almak istedin evet ama bunun için kullandığın, daha doğrusu kullanmak zorunda kaldığın adam oğuzhan. tam allahlık...
yani bilemiyorum, derbi maçlar da diğer maçlar gibi 3 puanlık ama mağlubiyet çok can yakıyor ve bunun ötesinde bizim kaybettiğimiz 3 puan onların hanesine yazılıyor.
önünde uzunca bir dinlenme periyodu var hocanın, herkes gibi o da oturup ciddi ciddi bu konuyu düşünmeli. çünkü bu çağıldayan takımın bence artık tek eksiği derbi galibiyetleri.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?