confessions

newcastle

2. nesil Moderatör - - Moderatör -

  1. toplam entry 5452
  2. takipçi 1
  3. puan 123726

31 çeken aylar

newcastle
tespit edilmesi çok kolay olan aylardır.

şöyle ki; iki elini yumruk yapıp bitiştirip vurulan kısım ileriyi gösterecek şekilde tutarsın ve soldan sağa saymaya başlarsın:

sol serçe parmak kemiği: ocak (31)
serçe parmak ve yüzük parmağı arasındaki çukur: şubat (28/29)
yüzük parmak kemiği: mart (31)
yüzük parmak ve orta parmak arasındaki çukur: nisan (30)
...
...
sol işaret parmağı kemiği: temmuz (31)
sağ işaret parmak kemiği: ağustos (31)
sağ işaret parmak ve sağ orta parmak arasındaki çukur: eylül (30)
...
...


ha "ama hocam bu gerçek hayatta ne işimize yarayacak?" diye sorarsan da, "konuşma kendi aranda, dön önüne!" diye azarlarım seni sözlük.

feda tişörtü

newcastle
gün itibarıyla satış adedi (b: 27.316) dır. yüklen yüklen yüklen... alın, aldırın, hediye edin, bir şeyler yapın. kaç hafta oldu, daha sayı 27 bin.

ayrıca internetten sipariş veren ellerime sıçayım. bir haftayı geçti ulan.

yahya kemal beyatlı

newcastle
davetlere ve yemeğe hayli düşkün olduğu ve borcuna sadık olmadığı rivayet edilen; parasızlıktan otel odalarında yaşamak zorunda kalmış büyük şair. her ne olursa olsun;

(i: ölmek değildir ömrümüzün en feci işi
müşkül budur ki ölmeden çok evvel ölür kişi)

diyebilen birine saygı duyarım ben.

sessiz gemi

newcastle
yahya kemal beyatlı'nın ölüm temalı şahane şiiri.

(vurgula: artık demir almak günü gelmişse zamandan
meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.

rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,

biçare gönüller ne giden son gemidir bu
hicranli hayatın ne de son matemidir bu.

dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
bilinmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.)

o gemi bir gün gelecek

newcastle
altında süper bir mesaj yattığına inandığım yıllar geçse de unutulmayacak bir ismail abi repliği.

denize doğru durmaksızın el sallanır ve soranlara bu cevap verilir. yalnızca gittiği bilinen bir gemidir ve her daim dönüşü büyük bir inançla beklenir. tıpkı yahya kemal beyatlı nın şiirinde olduğu gibi.[ybkz]swh[/ybkz]

(vurgula: "dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
bilinmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.")

beşiktaş kanseri

newcastle
aramıza yeni katılmış 3. nesil yazar.

öncelikle hoşgelmiştir. sonralıkla, nick altında yalnızca kendisine yazılmış entryler görmek dileğiyle diyorum ve sözü ankara stüdyolarına bırakıyorum.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]

edit: henüz aktif değilmiş ya la... neyse neticede;

(bkz: o gemi bir gün gelecek)

nick mason

newcastle
pink floyd un bateristi. her daim tekniğinin yetersiz olduğu yönünde yerilmiştir, hatta çok yaygın bir söylenceye göre bazı ataklarına kendisi bile şaşırmaktadır. ama bana göre pink floyd un dokusuna tam anlamıyla uyum sağlayan bir tarzı vardır. ben her dinlediğimde bunu bir kez daha hissediyorum.

roger waters

newcastle
pink floyd'un vitrini diyebileceğim müzisyen. kendisini grubun elemanlarından daima daha önde tutmuştur. bana göre egoları yüzünden grubun dağılma nedenidir. müzisyen tarafından ziyade söz yazarlığı ve vokali daha etkileyicidir. bass çalmayı on senede öğrendiği rivayet edilir.

her ne olursa olsun, sesi duyulanda yüregi cız ettirendir.

beşiktaş'ın avrupa kupalarından 1 yıl men edilmesi

newcastle
türk hukukunda isminin sonunda "aş" ibaresi bulunan bir şirketin kanuni sorumluları vardır. dosdoğru söylemek gerekirse bir sıkıntı olduğunda direk o adamı alırsın aşağı, evet. yasa değişecek falan bunları bir kenara bırakacak olursak, bunun altında yatan uluslarüstü mantığın iyi özümsenmesi lazım. bu kulübün işleyişinden sorumlu kim kardeşim? hepimizin bildiği isimler. türk yasaları buna göre anasını siksin sorumlu kimlerse.

ama iş uefa olduğunda işler değişir, bunu bir defa iyi anlamamız lazım. yani uefa nın kendi yapısını ve meşruiyetini korumak için kişisel sorumluluğa gitmesi herhangi bir anlam ifade etmez ve gerçekçi değildir. bu nedenle uefa ceza verecekse kulübe vermek zorundadır. her davayı kulüp bazında ele almak durumundadır. yargılama usulü bakımından, camiaları dikkate alır. sen orada istediğin kadar "başımızda kansızın biri vardı, burnumuzu boka sokup sokup çıkardı." de, fark etmez. uefa dönüp de "hmmm... bu bokları yiyen pezevenk şu an kulüpte değil, o halde adamın yaptığından dolayı kulübe ceza vermeyelim" diyemez.

senin o duruşmaya çıkarken yapabileceğin tek bir şey vardır; o da kulübün olumlu bakış açısını ve uzlaşmacı tavrını orada iyi anlatmaktır. yani beşiktaş ın bu konularda hassas olduğunu ve olacağı kanaatini yaratman gerekir karşı tarafta ki, ilk karardaki gibi bir ertelemeyle yırtabilesin. emin bozkurt iyi bir avukattır. bilgisini tartışmam kendisine saygısızlık olur, mevzuata ilişkin söylenmesi gereken her şeyi muhakkak ki söylemiştir. çok da yırtık bir adamdır. orada uygulanması en doğru stratejiyi seçmiştir kendine illa ki. ama bu durum olması beklenen bir durumdu bana göre.

cas aşamasına geçilecek şimdi. cas ta türk avukatlar da var[ybkz]swh[/ybkz]. bize şu an kulis lazım, derdimizi net bir şekilde karşı tarafa aktarabilmemiz lazım. bunu yapabilirsek şansımız olabilir. yoksa geçmiş olsun.

her şeyin ötesinde bana göre tek sorumlu vardır. o da; "gölge etmeyin, uefa ya gidelim" diyen taraftardır benim gözümde.

hep ettiğim dua/bedduadır:allah demirören in ömründen alsın, seba nınkine koysun.

bir grup işadamının ansızın kasımpaşaspor yönetimine girmesi

newcastle
şahsen sevinçle karşıladığım gelişmedir. bu heriflerin zaten kesinlikle hayrı olmadığı gibi kamburdan başka bir şey değildiler bu camia için.

ne seba nın bırakmasına yakın, ağzından köpükler saçarak beşiktaş ı süleyman seba dan kurtaracağını müjdeleyen (!) ve yakın zamana kadar kulüpteki her kaos ortamını değerlendirmenin yollarına bakan ihsan kalkavan[ybkz]swh[/ybkz]; ne kulübü kirli çıkarlarına kurban etmek için devamlı uygun zemin kollamış olan mübariz mansimov; ne de kulübü reklam mecrası olarak gören turgay ciner...

diğerleri hakkında pek bir fikrim yok ama özellikle bu üçü şu an artık layık oldukları yerdeler. bizden uzak, allaha yakın olmaları temennisiyle...

http://www.karakartal.com/futbol/kasimpasaya-var-besiktasa-yokSXHBQ48267SXQ

yaran din dersi diyalogları

newcastle
örgenci: hocam kılıç kalkan oynamak dinen caiz midir?
hoca: sorunuzu anlamadım arkadaşım.

iki öğrenci hey diye bağırıp sıranın altından çıkardıkları mukavvadan yapılmış, tahta kalemiyle desenleri çizilmiş birer kılıç ve kalkanla bir anda kılıç kalkan oynayarak hocanın yanına kadar "gurbette yorgun düştüm be ceylan" eşliğinde giderler. sonra hocanın önünde tek diz üstüne çöküp elleri iki yana açarak hey diye bağırırlar.

h: napıyosunuz evladım?
ö: değerlerimize sahip çıkıyoruz hocam.
h: gidin teneffüste sahip çıkın lan!
219 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol