spor medyasının klişelerden ibaret olduğunun en net göstergesi olan şablon haldeki izlenimlerdir.
eğer bu izlenimler televizyonda yayınlanan bir habere konu ise arkada muhakkak (b: günü izinli geçiren) futbolcuların, elleri ceplerinde yürüdüğü görüntüler kullanılır.
takımın tecrübeli oyuncularının performans ve azimleriyle (b: parmak ısırttığı) ve gençlere örnek olduğundan bahsedilir.
takıma eğer yeni bir kaleci alındıysa takımın yedek kalecisi yaptığı kurtarışlarla bu sene yeni kalecinin (b: işinin hiç de kolay olmadığını) ve rekabete hazır olduğunu gösterir. ancak o sezon devamlı surette yedek oturur.[ybkz]swh[/ybkz]
ayrıca daha kamp bitiminde yapılan yıldız tablosundan bahsetmedim bile.[ybkz]swh[/ybkz]
bu klişeler futbolcu beyanatlarına da yansımış durumdadır gerçi. hangi futbolcu ağzını açsa, kamp boyunca takımdaki arkadaşlık ortamının ne kadar üst düzeyde olduğundan dem vurur. önceki sezon muhtelif sebeplerle tatmin edici bir performans sergileyemeyen futbolcu eline geçirdiği mikrofona yeni sezona çok iyi hazırlandığını ve bu sezon (b: taraftar desteğinin karşılığını sahada vermek istediğini) anlatır. şampiyon takımın futbolcusu, artık kendilerinden beklenenin daha fazla olduğu ve şimdi daha çok çalışmaları gerektiğinden bahsederken, önceki sezon başarısız olmuş takımın futbolcusu takım olarak taraftarlarına geçen sezonu unutturmak istediklerini ifade eder ve bu her sene aynı şekilde sürüp gider...
yapılacak siyah-beyaz bir ziyaretten fevkalade mutlu olacağını düşündüğüm eski kalecimiz.[ybkz]swh[/ybkz]
tabi ki beşiktaş tarafından alınacak futbolcu. izleyin, görün:
---------------farazi alıntı---------------
... samet aybaba bucaspor dan tanıdığı eski öğrencisinin alınması konusunda ısrarlı ...
---------------farazi alıntı---------------
edit: haksız çıkmak güzeldir.
gerilerden gelen edit: keşke batuhan karadeniz geleceğine bu arkadaş gelseydi amk.
---------------farazi alıntı---------------
... samet aybaba bucaspor dan tanıdığı eski öğrencisinin alınması konusunda ısrarlı ...
---------------farazi alıntı---------------
edit: haksız çıkmak güzeldir.
gerilerden gelen edit: keşke batuhan karadeniz geleceğine bu arkadaş gelseydi amk.
teknik bir mani yoksa[ybkz]swh[/ybkz] beşiktaş inönü stadyumu için uygulanması gerekendir.
bak fenerin hiç stat konusu gündemi meşgul etmiş miydi zamanında yok orada oynayacak, burada oynayacak diye? bence bizim de eğilmemiz gereken model bu olabilir.
bak fenerin hiç stat konusu gündemi meşgul etmiş miydi zamanında yok orada oynayacak, burada oynayacak diye? bence bizim de eğilmemiz gereken model bu olabilir.
hali hazırda zenit saint petersburg'u çalıştırmakta olan 1959 doğumlu italyan teknik direktör. zamanında as roma'da denediği 4-6-0 ile saygımı kazanan teknik direktördür aynı zamanda.
(bkz: luciano spalletti)
filip holosko nun herkesi şaşırtıp bir anda süper oynamaya başlamasını istiyorum, bekliyorum ve nedense bununla ilgili umudum var.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
filip holosko yu yeniden oynatacak sistemdir. hemen kızmayın, önce bir düşünün. bu herif ilk geldiğinde bu kadar kötü değildi.
sırf oscar cordoba referansıyla bile heyecanlandırmış kaleci. ha bu arada oscar abi seni çok özledim.
galatasaray başkanı nın pazarlamada çığır açtığını belgeleyen beyanat.[ybkz]swh[/ybkz]
galatasaray yönetimini seks kölesi haline getiren futbolcu.
(bkz: galatasaray'ın çok seksi bir kulüp olması)
(bkz: galatasaray'ın çok seksi bir kulüp olması)
(bkz: nihat kahveci)
fenerbahçe altyapısında yetişmiş, bir dönem beşiktaş'ta da oynamış 1983 doğumlu futbolcu.
7-8 senede belki bir kez falan gerçekleşen hadise.
(bkz: fahri tatan)
belki de bugün meteliğe kurşun atıyor olmamızın nedeni budur. hep tükettik, hiç üretmedik ki.
(bkz: fahri tatan)
belki de bugün meteliğe kurşun atıyor olmamızın nedeni budur. hep tükettik, hiç üretmedik ki.
gitmesine neden bu kadar sevinildiğine anlam veremediğim futbolcu. ulan ekrem yeni beşiktaş kadrosunun starı olacaktı, şimdi gelecek olanların daha kaliteli olacağını falan mı sanıyorsunuz?[ybkz]swh[/ybkz]
sözlüğün en önemli butonu olabilir.
birine çok mu kızdın? bas gitsin. kartal sözlükten umduğunu bulamıyor musun? bas anasını satayım. ya da sözlük bugün sana karşı çok mu soğuk? daya imleci götüne ah derse şerefsizim.
yanlış anlaşılmasın, akıl vermek değil; benim de bu alışkanlığı edinmem lazım.
birine çok mu kızdın? bas gitsin. kartal sözlükten umduğunu bulamıyor musun? bas anasını satayım. ya da sözlük bugün sana karşı çok mu soğuk? daya imleci götüne ah derse şerefsizim.
yanlış anlaşılmasın, akıl vermek değil; benim de bu alışkanlığı edinmem lazım.
kullanımında ciddi yanlışlıklar yapılan kelime.
her topluluk güruh değildir. sürü gibi hareket eden, zeka ve kalite ortalaması düşük topluluklar için güruh kelimesi kullanılır, beşiktaş taraftarı için değil.
her topluluk güruh değildir. sürü gibi hareket eden, zeka ve kalite ortalaması düşük topluluklar için güruh kelimesi kullanılır, beşiktaş taraftarı için değil.
fenerbahçe ye wildcard sağlayan gelişmedir.
artık ciddi bir sabır taşkınlığı yaşayan taraftar grubudur. güruh değil, gürül gürül bir gruptur.
biraz sakin olmak lazım. her şey tamamen düzelecek gibi bir yaklaşım içinde olamayız belki günün getirdiği yılgınlıkla ama böyle devam etmeyeceği kesin. ben inanıyorum ki, yine golden sonra 11 kişi el ele hocasına ve yedek kulübesine koşan; sahada birbirinin ayakkabısını bağlayan; takımın daha tecrübelileri olarak genç olanın almak istediği araba için para toplayacak bir grup elbette gelecek; tıpkı 90ların ikinci yarısından önce olduğu gibi...
amma ve lakin taraftarın artık biraz futbolcunun değil, takımın taraftarı olduğunu hatırlaması lazım. yani evet hepimiz bir şeyler biliyoruz, takip ediyoruz, yazıp çiziyoruz ve birilerini daha çok seviyoruz ama takıma müdahaleyi saha içinde gereği gibi yapıp, bestelerimizi söyleyip evlerimize dağılmamız lazım gibi geliyor artık. yani taraftar olmanın getirdiği duygusallığı dizginlemek çok önemli diye düşünüyorum, buna yönelik bir tavıra dönüş yaşansın da çok isterim şahsen.
söz temsili, bu sene artık hiçbir futbolcunun ya da başka branştan sporcunun kendi taraftarımızca ıslıklanmasını, yuhalanmasını duymak veya görmek istemiyorum. kulübün iki gelirinden biri olan stat gelirlerinin önüne, saha kapattırarak set çeken bir taraftar grubu görmek istemiyorum. bu benim istemememle olacak iş mi? hayır tabi ki ama artık yönetimden, sporcudan, hocadan falan bir şeyler beklerken bizim de kendimize çekidüzen vermemiz lazım. gayrısı yüzsüzlük gibi gelmeye başladı artık bana.
mesela artık şu futbolcu karşılama işine de bir son versek mesela? görüyorsunuz işte; geliyorlar, ellerinde altın külçesi kadar ağır kontratlarla kah güldürüyorlar, kah ağlatıyorlar. iyi ya da kötü bu formayı terletip sevgimizi kazanıyorlar. sonra sağda solda büyük büyük sevgi cümleleri kurup hepimizin gözlerini dolduruyorlar.
sonra bir anda gidiyorlar...
hem de tam "adam", "beşiktaş ın çocuğu" gibi payeler kazanıp, üçlüler çektirdikleri bir dönemde... her gelen geçip gidiyor bir şekilde ve onlar gittiğinde geriye yine siyah-beyaz sevdamız kalıyor. daha büyüğü var mı? ya da şöyle sorayım; uğruna sırt çevirebileceğimiz daha üstün bir sportif değer var mı? bence yok. o halde gelip gidenlerdense, beşiktaş taraftarının artık (b: kalıcı) olana yakın durması hepimizin selameti için daha doğru olur.
biraz sakin olmak lazım. her şey tamamen düzelecek gibi bir yaklaşım içinde olamayız belki günün getirdiği yılgınlıkla ama böyle devam etmeyeceği kesin. ben inanıyorum ki, yine golden sonra 11 kişi el ele hocasına ve yedek kulübesine koşan; sahada birbirinin ayakkabısını bağlayan; takımın daha tecrübelileri olarak genç olanın almak istediği araba için para toplayacak bir grup elbette gelecek; tıpkı 90ların ikinci yarısından önce olduğu gibi...
amma ve lakin taraftarın artık biraz futbolcunun değil, takımın taraftarı olduğunu hatırlaması lazım. yani evet hepimiz bir şeyler biliyoruz, takip ediyoruz, yazıp çiziyoruz ve birilerini daha çok seviyoruz ama takıma müdahaleyi saha içinde gereği gibi yapıp, bestelerimizi söyleyip evlerimize dağılmamız lazım gibi geliyor artık. yani taraftar olmanın getirdiği duygusallığı dizginlemek çok önemli diye düşünüyorum, buna yönelik bir tavıra dönüş yaşansın da çok isterim şahsen.
söz temsili, bu sene artık hiçbir futbolcunun ya da başka branştan sporcunun kendi taraftarımızca ıslıklanmasını, yuhalanmasını duymak veya görmek istemiyorum. kulübün iki gelirinden biri olan stat gelirlerinin önüne, saha kapattırarak set çeken bir taraftar grubu görmek istemiyorum. bu benim istemememle olacak iş mi? hayır tabi ki ama artık yönetimden, sporcudan, hocadan falan bir şeyler beklerken bizim de kendimize çekidüzen vermemiz lazım. gayrısı yüzsüzlük gibi gelmeye başladı artık bana.
mesela artık şu futbolcu karşılama işine de bir son versek mesela? görüyorsunuz işte; geliyorlar, ellerinde altın külçesi kadar ağır kontratlarla kah güldürüyorlar, kah ağlatıyorlar. iyi ya da kötü bu formayı terletip sevgimizi kazanıyorlar. sonra sağda solda büyük büyük sevgi cümleleri kurup hepimizin gözlerini dolduruyorlar.
sonra bir anda gidiyorlar...
hem de tam "adam", "beşiktaş ın çocuğu" gibi payeler kazanıp, üçlüler çektirdikleri bir dönemde... her gelen geçip gidiyor bir şekilde ve onlar gittiğinde geriye yine siyah-beyaz sevdamız kalıyor. daha büyüğü var mı? ya da şöyle sorayım; uğruna sırt çevirebileceğimiz daha üstün bir sportif değer var mı? bence yok. o halde gelip gidenlerdense, beşiktaş taraftarının artık (b: kalıcı) olana yakın durması hepimizin selameti için daha doğru olur.
bu kadar kör cahil bir piyasa kimsesidir işte, yapacak hiçbir şey yok. bu adamın bakış açısı nasıl okunmaya değer bulunur da takip edilir ki? radikal'de yazıyor olması sahiden çok enteresan.
---------------alıntı---------------
mahkemenin aziz yıldırım'ın şike ve teşvik gibi gülünç gerekçelerle suçlu olduğuna hükmetmesi onu suçlu kılmamaktaymış.
---------------alıntı---------------
(bkz: bir tepki olarak hasiktir)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?