an itibarıyla atv de yayınlanmakta olan yavuz turgul filmi.
atv belki de türk televizyonculuğunda bir çığır açarak gay kelimesini sansürlemiş.
(bkz: daha neler göreceğiz ne rezillikler)
atv belki de türk televizyonculuğunda bir çığır açarak gay kelimesini sansürlemiş.
(bkz: daha neler göreceğiz ne rezillikler)
negatifleri bir araya geldiğinde öksüz başlık sevmeyen birkaç iyi adamı oluştururlar.
rivayet odur ki, her kim başlık açıp kaçtıysa kısmeti bağlanır, kırk gün kırk gece gözüne uyku girmez imiş.
rivayet odur ki, her kim başlık açıp kaçtıysa kısmeti bağlanır, kırk gün kırk gece gözüne uyku girmez imiş.
"ölümle birlikte yiten yaşamın kendisidir, anlamı değil."[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
gayet normal karşıladığım beyan.
zamanında birkaç kişiyle birlikte çok ama çok mücadele ettiğim gidişat artık vuku buldu. gelişimi tamamlandı, meyveler artık toplanmaya başlanacak.
o dönem ankara ya kadar eyleme gidip, gitmekle kalmayıp 2 otobüs adamı da beraberimde götürdüğümde, bu gidişata tüm gücümle karşı durmaya çalıştığımda benimle alay edenler, ulusalcı olmakla, statükocu olmakla itham edenler anasının amını gördü şimdi.
benim kendi adıma bu milletin anasını sikseler umrumda olmaz bu saatten sonra, çok ciddiyim. yani bir koyun kesilmeyi istemişse ona sabaha kadar da anlatsan nasıl bir göt altına gitmekte olduğunu, o yine döner sana "ama bana ara ara yem veriyor şimdi allah için" der.
o yüzden kazanabildiğim kadar çok para kazanıp, hayatımın geri kalanında bir kez olsun haber bülteni izlememek, hep böyle maç, belgesel, film falan izleyerek, türlü bilgisayar oyunlarıyla yalnızca kafama esen kitapları ve karikatür dergilerini okuyup zamanı gelince hadi eyvallah deyip siktir olup gitmek gibi bir hayat planı koydum kendime.
neymiş, "4+4+4 her okulun imam hatipleştirilmesi için iyi bir adım oldu" imiş, yarrakmış, kürekmiş... banane amk... banane... halk domalmaya bu kadar meraklı olduktan sonra götü için bu kadar endişelenmeme ne gerek var!
not: ağzımı bu kadar bozduğum için affola.
not2: sakinim.[ybkz]swh[/ybkz]
zamanında birkaç kişiyle birlikte çok ama çok mücadele ettiğim gidişat artık vuku buldu. gelişimi tamamlandı, meyveler artık toplanmaya başlanacak.
o dönem ankara ya kadar eyleme gidip, gitmekle kalmayıp 2 otobüs adamı da beraberimde götürdüğümde, bu gidişata tüm gücümle karşı durmaya çalıştığımda benimle alay edenler, ulusalcı olmakla, statükocu olmakla itham edenler anasının amını gördü şimdi.
benim kendi adıma bu milletin anasını sikseler umrumda olmaz bu saatten sonra, çok ciddiyim. yani bir koyun kesilmeyi istemişse ona sabaha kadar da anlatsan nasıl bir göt altına gitmekte olduğunu, o yine döner sana "ama bana ara ara yem veriyor şimdi allah için" der.
o yüzden kazanabildiğim kadar çok para kazanıp, hayatımın geri kalanında bir kez olsun haber bülteni izlememek, hep böyle maç, belgesel, film falan izleyerek, türlü bilgisayar oyunlarıyla yalnızca kafama esen kitapları ve karikatür dergilerini okuyup zamanı gelince hadi eyvallah deyip siktir olup gitmek gibi bir hayat planı koydum kendime.
neymiş, "4+4+4 her okulun imam hatipleştirilmesi için iyi bir adım oldu" imiş, yarrakmış, kürekmiş... banane amk... banane... halk domalmaya bu kadar meraklı olduktan sonra götü için bu kadar endişelenmeme ne gerek var!
not: ağzımı bu kadar bozduğum için affola.
not2: sakinim.[ybkz]swh[/ybkz]
ismail air iftiharla sunar.
yayınlandığı gazeteden ziyade kim tarafından yapıldığı önemli olan haberdir. her seferinde söylüyorum; ismail er, orhan yıldırım gibi adamların yazdıklarına inanmayın. zira genelde bu gibi adamlar haber yapmayı, sıklıkla yaptıkları (b: pislemek) fiiliyle karıştırırlar.
mesela örneklendirmek gerekirse;
"bir ismail er haberi" : yanlış kullanım,
"bir ismail er pisliği" : doğru kullanım.
yayınlandığı gazeteden ziyade kim tarafından yapıldığı önemli olan haberdir. her seferinde söylüyorum; ismail er, orhan yıldırım gibi adamların yazdıklarına inanmayın. zira genelde bu gibi adamlar haber yapmayı, sıklıkla yaptıkları (b: pislemek) fiiliyle karıştırırlar.
mesela örneklendirmek gerekirse;
"bir ismail er haberi" : yanlış kullanım,
"bir ismail er pisliği" : doğru kullanım.
tüm yazarların ciddiye alması gereken sıralama.
yaratıcı beşiktaş taraftarının hiçbir yere gitmediği, aksine kulübüne ve kulübüne ait herhangi bir oluşuma sahip çıktığının herkes tarafından bilinir olması elzemdir.
yaratıcı beşiktaş taraftarının hiçbir yere gitmediği, aksine kulübüne ve kulübüne ait herhangi bir oluşuma sahip çıktığının herkes tarafından bilinir olması elzemdir.
benim gibi hesabını bilmeyen adamların elinde pimi çekilmiş el bombasından farkı olmayan gereç. bak şimdi kombine alacağım diye göbeğim çatlıyor.
(bkz: gelin bu insanlık dramına bir son verelim)
(bkz: gelin bu insanlık dramına bir son verelim)
94 dünya kupasıyla zihinlerde yer etmiş, rumen kaleci.
eylülün ilk yarısında gerçekleştireceğim muhtemel izmir ziyaretinde[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] tanışıp kaynaşmayı dilediğim taife.
benim için çubuklu bir beşiktaş formasıdır. çakma ama ha, öyle hologramı, bandrolü vs yok yani. daha sonra arkasına büyükçe bir bezden kendimce düzgün bir biçimde kestiğim harfleri kumaş boyasıyla kırmızıya boyamak suretiyle soyadımı yazmıştım.
en sevdiğim formamdır, çünkü üstünde emeğim vardır.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
en sevdiğim formamdır, çünkü üstünde emeğim vardır.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
"zafer bizim olacak" manasına gelen italyanca söz.
tamamen kişisel bir iletidir, öncelikle bunu söyleyeyim.
ben, etrafında pek de fazla beşiktaşlı arkadaşı olmayan biriyim.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] benim arkadaşlarımın alayı ya fenerli, ya galatasaraylıdır.[ybkz]swh[/ybkz] bir derdim var bin dermana değişmem asla bestesine internette denk gelmemin akabinde, "ulan yemişim ekşisözlük ü. zaten günden güne bozulan bir platformda durmadan fikir masturbasyonu yapacağıma, kendi renkdaşlarımla ve belli ki üreten tarafta duran renkdaşlarımla belli bir bakış açısı oluşturmak hayalinin peşinden koşarım daha iyi." diyerek[ybkz]swh[/ybkz] dahil oldum bu ortama.
kendimi bu kadar süper insanlarla böylesi samimi bir aile ortamının içinde bulabileceğime hiç de ihtimal vermemiştim halbuki. (b: sarışın) bir kardeşim olacağını, küçük bedenli ama koca yürekli bir (b: abi)m olabileceğini falan hiç tahmin edemezdim mesela. yani sözün özü, artık bir sürü (b: beşiktaşlı) arkadaşım var benim.
farkında olmadan hayatıma böylesi önemli bir dokunuş yaptıkları için, arada sırada yaptığımız aşırılıkları hoşgörüp bizim de kendimizden küçüklere nasıl davranmamız gerektiği konusunda ince mesajlar verdikleri için, adam ayırmayıp adamlıklarını perçinledikleri için, en önemlisi buralarda olmaya devam edecekleri için bu sözlüğün kurucuları olan primus inter pares ve forzanarchy ye binlerce kez teşekkür ederim kendi adıma.
bu dakikadan sonra her birimize büyük iş düştüğüne inanıyorum. kendilerinin de söylediği gibi eğer bu bir bayrak yarışı ise bugüne kadar bu sözlüğe kelime kelime, harf harf verilen emeklerin boşa gitmemesi adına her birimize teker teker büyük iş düşüyor. ha bu emekler ne için diye soracak olursanız, benim kendi adıma belirlediğim hedef bir kişi bile olsa beşiktaşlıyı tribün yozlaşmasından uzak tutmaktır; sizi bilmem. siz de kendi hedefinizi belirleyin, yalnızca sonuç hep beşiktaş olsun yeter.
ne demiş duman, "şarkını seç gel benimle, beraber bağıralım."
tanım: kartal sözlük için hayırlı olmasını dilediğim değişikliktir.
ben, etrafında pek de fazla beşiktaşlı arkadaşı olmayan biriyim.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] benim arkadaşlarımın alayı ya fenerli, ya galatasaraylıdır.[ybkz]swh[/ybkz] bir derdim var bin dermana değişmem asla bestesine internette denk gelmemin akabinde, "ulan yemişim ekşisözlük ü. zaten günden güne bozulan bir platformda durmadan fikir masturbasyonu yapacağıma, kendi renkdaşlarımla ve belli ki üreten tarafta duran renkdaşlarımla belli bir bakış açısı oluşturmak hayalinin peşinden koşarım daha iyi." diyerek[ybkz]swh[/ybkz] dahil oldum bu ortama.
kendimi bu kadar süper insanlarla böylesi samimi bir aile ortamının içinde bulabileceğime hiç de ihtimal vermemiştim halbuki. (b: sarışın) bir kardeşim olacağını, küçük bedenli ama koca yürekli bir (b: abi)m olabileceğini falan hiç tahmin edemezdim mesela. yani sözün özü, artık bir sürü (b: beşiktaşlı) arkadaşım var benim.
farkında olmadan hayatıma böylesi önemli bir dokunuş yaptıkları için, arada sırada yaptığımız aşırılıkları hoşgörüp bizim de kendimizden küçüklere nasıl davranmamız gerektiği konusunda ince mesajlar verdikleri için, adam ayırmayıp adamlıklarını perçinledikleri için, en önemlisi buralarda olmaya devam edecekleri için bu sözlüğün kurucuları olan primus inter pares ve forzanarchy ye binlerce kez teşekkür ederim kendi adıma.
bu dakikadan sonra her birimize büyük iş düştüğüne inanıyorum. kendilerinin de söylediği gibi eğer bu bir bayrak yarışı ise bugüne kadar bu sözlüğe kelime kelime, harf harf verilen emeklerin boşa gitmemesi adına her birimize teker teker büyük iş düşüyor. ha bu emekler ne için diye soracak olursanız, benim kendi adıma belirlediğim hedef bir kişi bile olsa beşiktaşlıyı tribün yozlaşmasından uzak tutmaktır; sizi bilmem. siz de kendi hedefinizi belirleyin, yalnızca sonuç hep beşiktaş olsun yeter.
ne demiş duman, "şarkını seç gel benimle, beraber bağıralım."
tanım: kartal sözlük için hayırlı olmasını dilediğim değişikliktir.
saffet sancaklı - hakan şükür ikilisini akıllara getirendir.
türkiye de çaykur rizespor ve trabzonspor formaları giymiş, bir dönem adı tabi ki beşiktaş ile de anılmış fransız defans oyuncusu.
böyle bir alışkanlığı olmamasına rağmen anlık bir hareketiyle;
(bkz: samet aybaba)
oumar dieng e "neden kırmızı gördün lan?" diyerek kameraların önünde tokat attığında aslında kendisi de oyundan atıldığı için oradan geçmekteydi. hani oumar dönüp, "hoca hadi ben futbolcuyum, peki sen niye kırmızı gördün?" dese yeri idi.
(bkz: samet aybaba)
oumar dieng e "neden kırmızı gördün lan?" diyerek kameraların önünde tokat attığında aslında kendisi de oyundan atıldığı için oradan geçmekteydi. hani oumar dönüp, "hoca hadi ben futbolcuyum, peki sen niye kırmızı gördün?" dese yeri idi.
bu sezon[ybkz]swh[/ybkz] veli kavlak kurbanı olmasından korktuğum oyun kurucu.
samet hoca, yapmazsın değil mi öyle birşey?
peşin not: ikisinin aynı özelliklerde olmadığını ben de biliyorum ama korku işte. arkayı sağlama alacağım diye keser keser yani, belli mi olur.
samet hoca, yapmazsın değil mi öyle birşey?
peşin not: ikisinin aynı özelliklerde olmadığını ben de biliyorum ama korku işte. arkayı sağlama alacağım diye keser keser yani, belli mi olur.
masabaşı olarak nitelenebilecek, parayla hani derler ya, kedinin fareyle oynadığı gibi oynayan bir meslek.[ybkz]swh[/ybkz]
var bir tane bildiğim. tanımak için 25 sene geçmesine içten içe kahrettiğim, şu ara burnumda tüten, ramazan bittiği gibi ilk fırsatta şairler de buluşacağım canım (i: abi'm)...
(bkz: dingoc)
var bir tane bildiğim. tanımak için 25 sene geçmesine içten içe kahrettiğim, şu ara burnumda tüten, ramazan bittiği gibi ilk fırsatta şairler de buluşacağım canım (i: abi'm)...
(bkz: dingoc)
takımla ilk idmanına çıkmış yeni forvetimiz.
şöyle bir bakıyorum insanların yazdıklarına, yorumlara, duygulara da tıpkı sergen yalçın hikayesinde olduğu gibi gelişiyor herşey. hala hatırlarım gunesekosan'a bir gün heyecanla kurduğum cümleyi: "sergen'in koşarak oynadığını ilk kez görüyorum abi." hep bir terbiyesizlik yapardı. ondan sonra iki kulağı bükülürdü, en yakın gazeteye çıtırdan bir demeç: "herkese bambaşka bir sergen izleteceğim.", "bu sene herşey bambaşka olacak." 3-5 maç harikalar yaratıp yine aptalca bir çıkış yapıp herşeyi bok ederdi.
hatırlar mısınız bilmem, rıza çalımbay'ın jübile maçında beşiktaş hırvatistan'ın varteks takımıyla oynamış, sergen yalçın o maçtaki oyunuyla hepimizi epey heyecanlandırmıştı. o maçta yaptığı hareketlere klip dahi yapılmıştı.[ybkz]swh[/ybkz] ancak çok değil bir-iki ay sonra dönemin asbaşkanı ahmet hamoğlu ile ağız dalaşına girmiş ve seba'nın gazabına uğrayarak takımdan gönderilmişti.
an itibarıyla batuhan hikayesinden de sergen de olduğundan fazlasını beklemiyorum maalesef.
ama inşallah hatalarından dönerek yanıltır goc'oğlan beni, ben de "iyi bir insan olmadan iyi bir beşiktaşlı olunmaz" gibi bir örneği çılgınca öne sürdüğüm için pişmanlık duyarım.
şöyle bir bakıyorum insanların yazdıklarına, yorumlara, duygulara da tıpkı sergen yalçın hikayesinde olduğu gibi gelişiyor herşey. hala hatırlarım gunesekosan'a bir gün heyecanla kurduğum cümleyi: "sergen'in koşarak oynadığını ilk kez görüyorum abi." hep bir terbiyesizlik yapardı. ondan sonra iki kulağı bükülürdü, en yakın gazeteye çıtırdan bir demeç: "herkese bambaşka bir sergen izleteceğim.", "bu sene herşey bambaşka olacak." 3-5 maç harikalar yaratıp yine aptalca bir çıkış yapıp herşeyi bok ederdi.
hatırlar mısınız bilmem, rıza çalımbay'ın jübile maçında beşiktaş hırvatistan'ın varteks takımıyla oynamış, sergen yalçın o maçtaki oyunuyla hepimizi epey heyecanlandırmıştı. o maçta yaptığı hareketlere klip dahi yapılmıştı.[ybkz]swh[/ybkz] ancak çok değil bir-iki ay sonra dönemin asbaşkanı ahmet hamoğlu ile ağız dalaşına girmiş ve seba'nın gazabına uğrayarak takımdan gönderilmişti.
an itibarıyla batuhan hikayesinden de sergen de olduğundan fazlasını beklemiyorum maalesef.
ama inşallah hatalarından dönerek yanıltır goc'oğlan beni, ben de "iyi bir insan olmadan iyi bir beşiktaşlı olunmaz" gibi bir örneği çılgınca öne sürdüğüm için pişmanlık duyarım.
son zamanlarda sözlükte büyük artış gösteren entry tipi.[ybkz]swh[/ybkz]
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?