newcastle

ilk 11'imizin belli olduğu maç. tolgay ali arslan'ın neden yedek olduğunu anlamadım mesela şu an. rakip lig sonuncusu. orta üçlün bitmiş durumda. tolgay'a bu sezon çok ihtiyacımız olacak; onunla başlasana işte. hem oğuzhan özyakup da dinlenirdi?

peki hocam... maçtan sonra hakemler, zemin, rüzgar falan deme de yine...

beşiktaş balık pazarı çevresindeki mekanların nasıl bir dönüşüm süreci geçirdiği ve müşterilerini nasıl düdüklediği herkesin malumu. tavırları ve geçirmeleriyle gecemizi zehir edebileceklerini falan da biliyoruz zaten de kadın müşterisini darp etmeye varacak kadar gözleri döndüğünü bilmiyordum.

konuyu iki taraflı dinlemek isterdim açıkçası ama benim de ne zamandır gözlemlediğim bir yığın olumsuz durum söz konusu. o nedenle, "yapmamışlardır" diyemiyorum. tüm duvarlarında beşiktaş olan, buram buram "semt" kokan bir mekanı savunabilmeyi çok isterdim.

kendisinin birçok avrupa maçını izlemiş biri olarak beklenti içinde olduğum kaleci. neyse ki, yalnız değilmişim.

http://www.karakartal.com/boykoya-kotu-kaleci-diyen-SXHBQ75321SXQ

manuel fernandes'in ve tomas sivok'un gidişinden sonra sona ermiş alışkanlık.

iyi kaleci, kötü ayrımını aşmamızı gerektiren kaleci. alternatif olarak katkılı kaleci, katkısız kaleci ayrımını öneriyorum.

şu an katkısız ama bu demek değil ki alışmayacak. ha alışamayabilir de ama şimdiden bir yargıya varmak doğru değil. gerçi bunu söylemeye gerek bile yok ama bazen gerekiyor işte.[ybkz]swh[/ybkz]

fernando muslera ilk geldiğinde saçmasapan goller yiyordu. "eli küçük, o yüzden" gibi bir açıklama duymuştum bir yerde. bu açıklama ne kadar komikse, devre arasında transfer olduğu takımdaki ilk iki maçında çok kötü performanslar göstermiş bir yabancı kaleciyi gömmek de aynı mizahi seviyeye sahip bence.

29 şubat 2016 fenerbahçe beşiktaş maçında net bir şekilde dökülmüştür ama nedeni benim açımdan bellidir:

#431322

beşiktaş'ı şampiyon yapacağına inandığımız hocadır.

bakın benim amacım şenol güneş üzerinden slaven bilic övgüsüne uzanmak değildir. o kısmı önemli değil hatta. ancak 29 şubat 2016 fenerbahçe beşiktaş maçında birtakım fahiş yanlışlar yapmıştır şenol hoca, bunu kabul etmek gerekir.

oynadığın futbol belli, buna alınabilecek önlemler belli. atiba hutchinson -ki beşiktaş'ın en çok isabetli pas yapan futbolcusu olur- dün neredeyse en fazla pas hatası yapan futbolcusu oldu. neden? çünkü atiba topu aldığı gibi 3 adam kapattı onu dün her seferinde. atiba oğuzhan'ı bulamadı, sosa'yı bulamadı. uzun topa mahkum olduk. eğer necip uysal atiba hutchinson ikilisi ile başlamış olsaydık, daha farklı bir maç izlerdik diye düşünüyorum. bir kere zaten böyle maçların ilk 30 dakikasının deplasman takımı adına kabus gibi geçmesi her zaman çok muhtemel. önemli olan maç içerisinde sıra bize geldiğinde kendi oyunumuzu oynayabilmek.

olcay şahan ile başlamak, defans katkısı anlamında mantıklı[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]. ikinci yarıya başla yine gökhan töre ile. sen maç boyunca yor abicim fener orta sahasını necip ile atiba ile. duruma göre 60'ta oğuzhan'ı necip ile değiştir ve arkana yaslan izle. senin quaresma'n var, gomez'in var. bir de 75'te cenk tosun dokunuşu... bırak beraberliği, maçı bize getirirdi bile.

yani fikir olarak orta sahayı dirençli adamlardan kurarak maçı tutup sonra yaratıcı orta sahalarla maç almak yeni bir hikaye değil ki. hatta bizzat şenol güneş bu filmi daha önce bizzat görmüştü.

(bkz: 5 mayıs 1996 trabzonspor fenerbahçe maçı)

29 şubat 2016 fenerbahçe beşiktaş maçında caner erkin'i atmamak için çırpınmıştır adeta. fener'in ilk golünden önceki faulü kendi yaratmıştır. maçın gidişatına doğrudan tesir etmiştir. bir maçın gidişatına başka nasıl tesir edilir ki?

29 şubat 2016 fenerbahçe beşiktaş maçını kendi elleriyle hediye etmiştir, bu konuda bir anlaşalım. tek maçla tu kaka ilan da etmiyoruz, şenol güneş'in beşiktaş'ı şampiyon yapacağına çok inanıyorum; yani bu konuda hemfikiriz.

"bilic tek kritik maç kazanmamış" diyen birine ben sabaha kadar anlatsam da olmayacağına göre, o yüzden tamamdır yani dağılabilirsiniz; buradan polemik çıkmaz.

cüneyt çakır'ın üzerine düşeni eksiksiz olarak yerine getirdiği maçtır. futbol konuşacak pozisyonda olduğumuzu düşünmüyorum. hiçbir fenerli, mağdur edebiyatı yapmasın abi artık. amına koduğumun şikeci köpekleri federasyon binasını sarı-laciverte boyayın da bu iş artık huzur içinde çözülsün.

29 şubat 2016 fenerbahçe beşiktaş maçı göstermiştir ki, takımın en güçlü silahıdır. mental açıdan kariyerinin en güçlü dönemini geçirmektedir. resmen takımın ayakta kalan tek futbolcusuydu bana göre.

ah o karşı karşıya pozisyonu da atsan ve maçı çevirsen... ahhh...

29 şubat 2016 fenerbahçe beşiktaş maçında tetikçi cüneyt çakır'dan sonra futbol konuşmaya başladığımızda sorumlu tutacağım ilk ve tek kişidir;

- 83 dakika boyunca, sahada ruh gibi gezinen oğuzhan özyakup'a tahammül ettiği için,
- 80 dakika geride oynayıp tek değişiklik yaptığı için,
- kerim frei'ı kadroya dahi almadığı için[ybkz]swh[/ybkz],
- vitor pereira gibi bir futbol cahili karşısında ondan daha cahil göründüğü için,
- koskoca beşiktaş'ı, bir derbi maçına hem fiziksel hem de mental açıdan bu kadar kötü hazırladığı için,
- 1-2 metrede kendi arasında 6-7 pas yaparak bize oley çektiren topçulara faul dahi yapamayacak durumda olan futbolcuları olduğu için,

slaven bilic'e derbi fakiri diyenler, şimdi gelsin de dünkü şenol güneş'i anlatsınlar biraz. bilic hiç değilse 3 değişiklik yapıyordu derbilerde. ota boka antipatik yorumlar yapmakla olmuyor maalesef şenol hoca. senin futbol bilginden şüphemiz yok tabi ki ama şimdi lütfen biraz özeleştiri... maçı sen verdin maalesef fener'e.

bugüne kadar sözlükte var olmaması ile şaşırtan başlık. zira, her yazarın ideal bir futbol takımı hayal ederken stoperi teslim edeceği bir ikilidir. 100. yılımızdır, canımızdır.

benim kalemde oscar cordoba olur.
tandem tabi ki guiaro ronaldo antonio carlos zago ikilisi
sol beke mecburiyetten marcus münch derim, sağ beke ise yine mecburiyetten roberto hilbert[ybkz]swh[/ybkz]
ben açıkçası orta sahanın göbeğinde federico giunti - atiba hutchinson ikilisine yer veririm. çok sevdiğim fabian ernst'i kesin ikinci yarıda oyuna alırım ama.[ybkz]swh[/ybkz]
önündeki üçlü; alan walsh, daniel pancu, daniel amokachi gibi olur.
ilerdeyse ben demba ba'ya formayı veririm ama ikinci yarı kesin gomez'i oyuna alırım.[ybkz]swh[/ybkz]

hugo almeida gollerinden sonra basılan buton. o nedenle butona basıldığında hangi parçanın çaldığını pek kimse bilmiyor.

tüm beşiktaşlılar'ı şöyle bir geçmişe götürmüş pankarttır. beni ise derin derin düşündürmüştür.

sevinmek için sevmedik sloganını bazen eleştiriyorlar ya, kızıyorum içten içe. evet abi sevinmek için; yani kupa için, şampiyonluk için değil; o formanın dokusu için seviyoruz biz bu takımı. o dokuda hep bahsettiğimiz kolej havası var, o dokuda şerefli bir devlet memuru gibi o formayı yıllarca giymiş onlarca futbolcu var, o dokuda şampiyonluk da var elbette ama karanlık geçen 70'ler de var.

2015-2016 da dahil olmak üzere son 3 sezondur "güzel" bir beşiktaş izliyoruz sahada ve saha dışında. egoist, isteksiz veya şovmen paralı askerler değil; birbirine kenetlenmiş, formanın kıymetini bilen, şen çocuklar izliyoruz bu takımda. her ne kadar arada kızıp bağırsak da, hatta yer yer içten içe sövsek de her birini çok ama çok seviyoruz; hepsi iyi ki beşiktaş forması giyiyor. bu hissiyat, basit bir taraftar olarak benim en büyük zenginliğimdir. ben öyle görüyorum en azından.

şampiyonluğu sadece maddi kaygılarla çok isterim, bir de çocukları eğlenirken izlemeyi çok seviyorum; o yüzden.[ybkz]swh[/ybkz] hani böyle taraftara üçlü çektirip yavru köpek sürüsü gibi birbirlerinin üstüne falan zıplıyorlar ya, mest oluyorum onları öyle görünce.

ha bu arada evet, hakikaten 2015-2016 sezonunda havada metin-ali-feyyaz kokusu var sanki.[ybkz]swh[/ybkz]

yapıldığı ilk günden son güne kadar hakemler üzerinde hiçbir etki bırakmamış pasif serzeniş.

bir nevi, rüştü çift yumruk hadisesi. bir de şu versiyonu var;

(bkz: almeida'nın hava topuna çıktıktan sonra ensesini tutması)

neyse ki, o günler çok geride kaldı;

(bkz: demba ba)
(bkz: mario gomez)

karanlık bir dönemdir. ancak neyse ki sonrası aynı olmamıştır.

(bkz: mario gomez)

şahsen asla unutmayacağım golcüdür. bunu ne mario gomez değiştirebilir ne de başka herhangi bir golcü.

beşiktaş adına avrupa kupalarında hat-trick yapmış tek futbolcu olan demba ba, halen beşiktaş tarihinin bir sezonda en çok resmi gol atmış olan yabancı futbolcusudur[ybkz]swh[/ybkz] ve bir sezonda en çok avrupa golü atmış yabancı futbolcusudur[ybkz]swh[/ybkz].

2015-2016 sezonunda muhtemelen bu rekoru, mario gomez tarafından kırılacaktır ama kendisi aynı zamanda beşiktaş adına süper lig'de bir sezonda en çok gol atmış olan yabancı futbolcudur.[ybkz]swh[/ybkz]

ne güzel bir şeymiş la geçmişi güzel anmak. demba ba geldi, bütün rekorları alt üst etti gitti. şimdi belki de daha fazla verimi mario gomez'den alıyoruz. gerçi kara tren son haftalara doğru baya yavaşlamıştı ama büyük golcüydü. şimdi yine büyük bir golcü var kadroda.

güzel güzel, aynen böyle devam beşiktaş[ybkz]swh[/ybkz]