türkiye'nin yetiştirdiği en önemli müzik adamlarından biri. aranjör kimliğiyle tanınırlığa ulaşmış olsa da ne denli efsane bir bassçı olduğu dilden dile dolaşmakta.
90lardan anlamsız beyaz şapkasıyla hatırladığımız pop sanatçısı.
---------------alıntı---------------
bum bum bum daldan hop dala uçtum
---------------alıntı---------------
[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
---------------alıntı---------------
bum bum bum daldan hop dala uçtum
---------------alıntı---------------
[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
(b: sonuna kadar), (b: üzülme), (b: yaralıyım) gibi bence ultra nefis parçalara ses veren pop müzik sanatçısı. 90lar denilince akla gelenlerin başında gelir.
mfö'nün ö'sü 1953 doğumlu müzisyen, oyuncu. bana göre komple bir sanatçı.
her insanın içinde biraz manyaklık vardır ama bu abimiz içindeki manyaklığı sergilemekten çekinmeyenlerden. o nedenle m'den[ybkz]mazhar alanson[/ybkz] ve f'den[ybkz]fuat güner[/ybkz] biraz daha fazla sevmekteyim kendisini.
kaç insan "yambaleley yambaleo oo ley ya" diye şarkı yapar la?[ybkz]swh[/ybkz]
genelde iki milyon altı yüz bin satan, bana göre en iyi mustafa sandal albümü. fatih erkoç, levent yüksel gibi isimleri beğenenler bu albümü de kesin beğenirler.
albüme vokal olarak katkıda bulunanlara bak:
(bkz: özkan uğur)
(bkz: ferda anıl yarkın)
(bkz: seden gürel)
(bkz: aykut gürel)
(bkz: reyhan karaca)
(bkz: izel)
albüme vokal olarak katkıda bulunanlara bak:
(bkz: özkan uğur)
(bkz: ferda anıl yarkın)
(bkz: seden gürel)
(bkz: aykut gürel)
(bkz: reyhan karaca)
(bkz: izel)
boluspor'un isteğiyle abant tv dahil herhangi bir kanaldan yayınlanmayacak olan maç.
sakatlıklardan bir türlü yakasını kurtaramayarak dünya futbol sahnesinde bence hak ettiği yere ulaşamamış şilili eski forvet. ss lazio performansını bilen, neden böyle söylediğimi anlar diye düşünüyorum.
http://golsuzesitlik.files.wordpress.com/2009/03/75105956-6187_zamorano.jpg
benim aklıma direkt marcelo salas'ı getiren şilili eski forvet. ayrıca;
(bkz: karizmatik futbolcu isimleri)
benim aklıma direkt marcelo salas'ı getiren şilili eski forvet. ayrıca;
(bkz: karizmatik futbolcu isimleri)
sözlük formatının kulak memesinin "helel...helel..." efektiyle yalandığı başlıktır.[ybkz]swh[/ybkz]
neyse...
bana göre en önemli 2 konu şu;
1- kartal yuvası'nın kendi kendine işleyen ayrı bir şirket gibi ele alınması gerekir. yani standart bir giyim mağazası zinciri nasıl çalışıyorsa kartal yuvalarına da aynı hareket kabiliyeti kazandırılmalı. kendi modacıları, tedarik ağı, çalışanları, müdürü, yıllık hedefleri, kar/zarar tabloları... siyasi bakımdan özerklik gibi düşünün. yani kartal yuvaları beşiktaş a.ş. grup şirketlerinden biri gibi olmalı.[ybkz]swh[/ybkz]
bu, muhtemelen başlığa konu görüşmenin çapını biraz aşacaktır ama fikir işte.
2- kartal yuvası, ürün politikası anlamında kabuğunu kırmalı. şöyle ki, yalnızca beşiktaş armalı ürünler satmamalı. en fanatiğinin de, en mutedilinin de almak isteyeceği ürünleri olmalı. tabi ki pembeli yeşilli, allı morlu şeyler satılsın demiyorum ama her üründe muhakkak beşiktaş ibaresi, amblemi, yazısı, kartalı vs. olmak zorunda değil. yani ben kendime birşeyler almak istediğimde aklıma ilk kartal yuvası gelmeli, günlük hayatta sadece sokakta değil, işyerinde de kullanılabilecek ürünler bulunmalı.
3- formaların kadınlara özel kesimleri de üretilmeli. kütük gibi erkek kesimli formalar giyiyorsunuz ey cıvırlar. en azından bir sene bu uygulama denenmeli. o üretici firmaya[ybkz]swh[/ybkz] da söyleyin artistlik yapmasın. başka takımlara bu hizmeti veriyorlar.
4- son olarak; kaleci forması artık... lütfen...
edit: "en önemli 2 konu" deyip 4'ü bulmuşum yine amk.[ybkz]swh[/ybkz]
neyse...
bana göre en önemli 2 konu şu;
1- kartal yuvası'nın kendi kendine işleyen ayrı bir şirket gibi ele alınması gerekir. yani standart bir giyim mağazası zinciri nasıl çalışıyorsa kartal yuvalarına da aynı hareket kabiliyeti kazandırılmalı. kendi modacıları, tedarik ağı, çalışanları, müdürü, yıllık hedefleri, kar/zarar tabloları... siyasi bakımdan özerklik gibi düşünün. yani kartal yuvaları beşiktaş a.ş. grup şirketlerinden biri gibi olmalı.[ybkz]swh[/ybkz]
bu, muhtemelen başlığa konu görüşmenin çapını biraz aşacaktır ama fikir işte.
2- kartal yuvası, ürün politikası anlamında kabuğunu kırmalı. şöyle ki, yalnızca beşiktaş armalı ürünler satmamalı. en fanatiğinin de, en mutedilinin de almak isteyeceği ürünleri olmalı. tabi ki pembeli yeşilli, allı morlu şeyler satılsın demiyorum ama her üründe muhakkak beşiktaş ibaresi, amblemi, yazısı, kartalı vs. olmak zorunda değil. yani ben kendime birşeyler almak istediğimde aklıma ilk kartal yuvası gelmeli, günlük hayatta sadece sokakta değil, işyerinde de kullanılabilecek ürünler bulunmalı.
3- formaların kadınlara özel kesimleri de üretilmeli. kütük gibi erkek kesimli formalar giyiyorsunuz ey cıvırlar. en azından bir sene bu uygulama denenmeli. o üretici firmaya[ybkz]swh[/ybkz] da söyleyin artistlik yapmasın. başka takımlara bu hizmeti veriyorlar.
4- son olarak; kaleci forması artık... lütfen...
edit: "en önemli 2 konu" deyip 4'ü bulmuşum yine amk.[ybkz]swh[/ybkz]
devletin bakanı[ybkz]swh[/ybkz] tarafından pakistan'da, hindistan'da sıklıkla meydana gelen olaylara benzetilerek anlatılmaya çalışılmış olay.
"ya hani oluyo ya hep, filmlerde görüyoruz. hindistan'da, pakistan'da hani... hani adam geliyo kızın yanına 'sandayiii kundaaa' diye şarkı söylemeye başlıyolar bir anda... neyse canım işte filmlerdeki gibi... ya terörist saldırı değil tabi ki. sen hiç terörist saldırı gördün mü son günlerde? geçen günkü konvoy mu? yahu onlar kaza yaptı."
böyle olayların kaza olmayacağını bilecek kadar tecrübeli olduğumuzu düşünüyorum milletçe. ve bence eğer 1-2 kişi ölmüş olsaydı haberimiz dahi olmayacaktı olan bitenden.
"ya hani oluyo ya hep, filmlerde görüyoruz. hindistan'da, pakistan'da hani... hani adam geliyo kızın yanına 'sandayiii kundaaa' diye şarkı söylemeye başlıyolar bir anda... neyse canım işte filmlerdeki gibi... ya terörist saldırı değil tabi ki. sen hiç terörist saldırı gördün mü son günlerde? geçen günkü konvoy mu? yahu onlar kaza yaptı."
böyle olayların kaza olmayacağını bilecek kadar tecrübeli olduğumuzu düşünüyorum milletçe. ve bence eğer 1-2 kişi ölmüş olsaydı haberimiz dahi olmayacaktı olan bitenden.
bana göre getireceği puanların ötesinde takım havası açısından hayati önem taşıyan maçtır.
olası bir puan kaybı, geçen sezonların kasvetini tekrar başımıza toplamaya fena halde gebe duruyor bana göre. bu her ne kadar yanlış bir yaklaşım olsa da bana bunu söyleten, camianın sahip olduğu psikoloji açıkçası.
her ne kadar kolay bir maç gibi görünse de galip geldiğimiz takdirde hava biraz daha değişecek. gsye karşı iyi futbol, karabük'e karşı alınan net galibiyet[ybkz]swh[/ybkz] bu maçta alınacak bir 3 puanla daha da arttıracaktır takımın özgüvenini. oluşacak bu özgüven, teknik kadro tarafından sağlıklı bir şekilde budanırsa[ybkz]swh[/ybkz] biraz daha kendinden emin ve ne istediğini bilen bir beşiktaş izlemeye başlarız.
olası bir puan kaybı, geçen sezonların kasvetini tekrar başımıza toplamaya fena halde gebe duruyor bana göre. bu her ne kadar yanlış bir yaklaşım olsa da bana bunu söyleten, camianın sahip olduğu psikoloji açıkçası.
her ne kadar kolay bir maç gibi görünse de galip geldiğimiz takdirde hava biraz daha değişecek. gsye karşı iyi futbol, karabük'e karşı alınan net galibiyet[ybkz]swh[/ybkz] bu maçta alınacak bir 3 puanla daha da arttıracaktır takımın özgüvenini. oluşacak bu özgüven, teknik kadro tarafından sağlıklı bir şekilde budanırsa[ybkz]swh[/ybkz] biraz daha kendinden emin ve ne istediğini bilen bir beşiktaş izlemeye başlarız.
geldiği takdirde gerek oyun stiliyle gerek oyuna katkısıyla hücum gücümüzü katlayacağına inandığım futbolcudur.
"la noliy" demeye kalmadan beni de önüne katan salgındır.
ula olm ben daha geçen hafta çıktım hastalıktan, bu nasıl bir mantık sayın metabolizma?
ula olm ben daha geçen hafta çıktım hastalıktan, bu nasıl bir mantık sayın metabolizma?
bir de almeida'nın hava topuna çıktıktan sonra kollarını iki yana açması gibi bir konu da var ki, ona hiç girmiyorum.
vedat özdemiroğlu'ndan yakaroğlu bir kısa film. adeta goodbye lenin'e selam çakmıştır.
o'henry - hikayeler II
gerçek adı william sydney porter olan amerikalı edebiyatçı o'henry nin kısa öykülerinin derlendiği bu kitapta hakikaten farklı bir kafayla ele alınmış konulara rastlayacaksınız. gerçi yazıldıktan yıllar sonra bu hikayelerden bazıları referans gösterilmeden aynen yahut kısmen taklit edildiği için tarz çok yabancı gelmeyecek olsa da, hikayelerinde temas ettiği meseleler okurken insanı cezbedecek cinsten.
kısa hikaye sevenlere mutlaka tavsiye ederim.
not: çevirisi çok önemli. zira kötü çevrilmişse koca o'henry bir anda gop[ybkz]swh[/ybkz] şanzelize kafede djlik yapıyormuş izlenimi yaratabilir.[ybkz]swh[/ybkz]
gerçek adı william sydney porter olan amerikalı edebiyatçı o'henry nin kısa öykülerinin derlendiği bu kitapta hakikaten farklı bir kafayla ele alınmış konulara rastlayacaksınız. gerçi yazıldıktan yıllar sonra bu hikayelerden bazıları referans gösterilmeden aynen yahut kısmen taklit edildiği için tarz çok yabancı gelmeyecek olsa da, hikayelerinde temas ettiği meseleler okurken insanı cezbedecek cinsten.
kısa hikaye sevenlere mutlaka tavsiye ederim.
not: çevirisi çok önemli. zira kötü çevrilmişse koca o'henry bir anda gop[ybkz]swh[/ybkz] şanzelize kafede djlik yapıyormuş izlenimi yaratabilir.[ybkz]swh[/ybkz]
stoacıların bayraklaşmış düşüncesidir. "öleceğini unutma" gibi bir anlamı vardır. yani temelde carpe diem e tepki olarak söylenegelmiştir.
bir de bunun negatifi olan memento mori vardır ki, dağılın lan havası uyandırabilir.
yorgun bünyemin artık dayanamadığı gerçeğiyle yüzleştiğim şu dakikalarda dillendirdiğim cümle.
not: güzel bir-iki başlık bıraktım buraya. âkil aforz[ybkz]swh[/ybkz] görünce çok sevinecek bence.
ayrıca sevda çekmek güzeldir be sözlük...[ybkz]swh[/ybkz]
not: güzel bir-iki başlık bıraktım buraya. âkil aforz[ybkz]swh[/ybkz] görünce çok sevinecek bence.
ayrıca sevda çekmek güzeldir be sözlük...[ybkz]swh[/ybkz]
karikatürlerden tanıdığımız göz kırpma efekti.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?