newcastle

çok önemli dersler çıkarılması gereken bir maç olmuştur.

beşiktaş'ın kısıtlı taktiksel çeşitliliğinde oynanabilecek tüm oyunların temelinde orta alanda manny dışında kalan diğer oyuncuların oyuna katkısı yatıyor bence. yani mesela bugün necip'e veli ve olcay eşlik edebilseydi fernandes bu kadar etkisiz görünmeyecekti bence.

holosko'yu hiç katmıyorum işin içine, ileri uçta oynamadığı sürece de asla katmayacağım. "holosko sağ açıkta bugün çok kötüydü" demek, "ali tandoğan bugün iyi oyun kuramadı" demek gibi bir şey bence. zira holosko, iyi şut çeker-di; golü koklayıp doğru yerde topla buluşup topu fazla gevelemeden kaleye vurur-du; çapraz koşularla defansı ciddi anlamda yıpratır-dı. sağ açık holosko ise, kendine biçilen rollerin hiçbirini yerine getiremiyor. adam geçemiyor, orta yapamıyor, çizgide dikine gidemiyor, onu da geçtim çizgiyi yanına aldığında pas bile veremiyor. mircea lucescu, daniel gabriel pancu'dan ileri dönük bir orta saha oyuncusu yaratmıştı, zira pancu oyun zekası çok yüksek bir oyuncuydu ama aynı durumda aynı verimliliği başka oyunculardan bekleyemeyiz diye düşünüyorum.

hasan türk

ilk kez izledim, şahsen beni çok heyecanlandırdı. a takım tecrübesi erkan kaş ya da kadir arı kadar esasında ama bu çocukta farklı bir şey var. top ayağında sırıtmıyor bir kere; topu ayağına aldığında gayet kendinden emin. olacak bence.

uğur boral

son derece dağınıktı kafası. kalemizde ve karşı kalede solumuzdan gelişen her pozisyonda bunu rahatlıkla gözlemleyebiliriz. konsantrasyonu inanılmaz düşüktü. asla eskisi gibi olamayacak evet ama en azından ismail dönene kadar karabük maçındaki kadar hatta gs maçındaki kadar oynasa yeter. gerçi ismail'in dönüşü de ayrı bir konu ya, şimdi zamanı değil sanırım.

ben şahsen takımdan ocak ayına kadar hiçbir şey beklemiyorum. samet aybaba elinden geleni yapıyor ama olay onu aşıyor. ocak ayında iki takviye ile biraz daha beli doğrultur, en azından uefa vizesi alırız. belki kulağa çok saçma geliyor, belki söylemesi insana çok zor geliyor ama bu senenin beşiktaş adına gerçeği bu.

ha bu arada yeri gelmişken hem taraftarın hem de yönetimin sonuna kadar samet aybaba'nın arkasında durması gerekiyor. gelişi başta ben olmak üzere kimsenin hoşuna gitmemiş olabilir ama bence beşiktaş bu denli kısıtlı imkanlara rağmen geçen seneki kadar karaktersiz değil. eğer müsaade edilirse, 2-3 sene içinde beşiktaş fırtına gibi bir takım olabilir. ama işte müsaade edilirse!..

not: bu q7 meselesini her mağlubiyette gündeme taşımak ne kadar mantıklı, sahiden merak ediyorum. quaresma'nın kaliteli bir futbolcu olması, dertlerin çözümü olduğu anlamına gelmiyor. bunu defalarca kez yaşamadık mı? allah aşkına uyanın artık.

şahsi fikrim, aykut kocaman tarafından kıymeti bilinmeyen futbolcu. keşke türkiye'ye gelişi beşiktaşım sayesinde gerçekleşmiş olsaydı.

başka bir sözlük yazarı tarafından gerçekleştirildiği takdirde, affı olmayacak davranış.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]

madem camia içerisinde, taraftar bakış açısı çerçevesinde ahlaki anlamda oturtmaya çalıştığımız, gidişatından memnun olmadığımız şeyler var; o halde her beşiktaşlı yapılanma gibi kartal sözlük de bu konuda üzerine düşeni yapmalıdır; tıpkı bugüne kadar olduğu gibi.

umarım mesaj yerine ulaşmıştır.

genellikle takım, parti[ybkz]swh[/ybkz] yahut herhangi başka bir topluluk içinde yaşanan huzursuzlukların dışarı aksettirilmemesi gerektiğini anlatan atasözü.

kol kırılır yen içinde kalır'ın vegas özeline indirgenmiş ecnebicesi. ha bana sorarsan, reklam kokan hareketler bunlar.

çölün ortasına inşa edilmiş bir abd şehri. "günah şehri" olarak da bilinir.

(bkz: what happens in vegas stays in vegas)

edit: ha bu arada öksüz başlık sevmeyen birkaç iyi adam was here...

ne olursa olsun kazanmamız gerektiği hususunda herkesin aynı fikirde olduğu karşılaşmadır. filip holosko'nun sağ açık değil, forvet olarak düşünülmesi halinde -tıpkı gs maçından önce söylediğim gibi- gol ya da goller atacağı karşılaşma olacaktır aynı zamanda.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]

eric cantona'nın, takım kaptanı olduğu yıllarda takım arkadaşlarına devamlı öğütlediği "rakip defansçılardan her zaman bir doz daha sert olmak zorundasınız. size tekme atmak için iki kere düşünmeliler." düsturunu futbolculuk yıllarında bir adım ileriye götürmüş kişilik.

her ne kadar hırsını, takıma ve arkadaşlarına sahip çıkmasını takdir edilesi bulsam da kasti tekmelerini ve rakibi provoke etmeye yönelik hareketlerini unutmak pek olası değil. bu nedenle sevmediğim pek az irlandalı'dan biridir.

ha bu arada kasımpaşa diyolla. adam demek ki stadın bir kaç sokak üstünde irish pub olduğunu duymuşsa...

ne izleyebildiğim ne de başka bir yerden takip edebildiğim karşılaşma.

işbu entry'nin yazılma sebebi yalnızca sezon öncesi kazanılan kupalara şahsi alerjim bulunmasıdır. sezona kupayla başlamak tabi ki güzeldir, ancak narkoz etkisi yaratması açısından bazen ürkütür beni. hani bir laf vardır ya, "eksiklerimizi görmemiz açısından iyi oldu." diye; işte bu tür maçlar kimi zaman göze perde etkisi yaratabilir, uyanık olmak lazım.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]

umarım benim izlemediğim bu son maç dışında hazırlık safhasında ortaya çıkan ve herkesçe kabul edilen eksikler kısa zamanda giderilir ve bir kez daha paranın değil, inancın ve zekanın kazandığı bir sezon (b: geçiririz).[ybkz]swh[/ybkz]

beşiktaş hentbol takımında oynayan 1977 doğumlu sol kanat oyuncumuz.

(bkz: gunesekosan)

taraftarın çileden çıkmasına anlam veremediğim maç.

##229219

yani bunun için müneccim olmaya gerek yok. her sene, her büyük takım bu tür maçlarda aynı sorunları yaşar. seneye de aynısı olacak. tahminen berbat bir zemin, gündüz maçı olmasının verdiği algı kayması, yedek kadro, canını dişine takan amatör ruhlu rakip, rakibin küçük takım olduğunu bilmenin verdiği toplu rehavet... oyun karakteri olarak sonucun bundan farklı olmasına ihtimal yok.

amaç; kazasız, belasız kötü oyun, bir fark da olsa galibiyet olmalı, beklenti de buna göre belirlenmeli.

geçen sezon galatasaray altyapısında forma giymekteyken bu sezon beşiktaş a2 takımı için ter döken 1994 doğumlu genç kaleci.

a2 takımımızda oynayan 1994 doğumlu futbolcumuz. aynı zamanda coca cola akademi ligi 2011 yılı gol kralı.

gollerimizi recep akkemik ve mertcan demirer'in attığı, kalecimiz melikhan kasım kılıçarslan'ın son dakikalarda bir penaltı kurtardığı maç.

http://tinyurl.com/bt9zqhn

misalen eğer işyerinde böyle bir durum yaşıyorsanız derhal esneme taklidi yapın ve gerinin. bu durum hem size zaman kazandırıp anlık gözyaşı hücumundan korunmanıza yardımcı olacak, hem de gözünüzde biriken yaşlara mantıklı bir açıklama getirilmiş olacaktır.[ybkz]swh[/ybkz]

(i: ing.) italyan aygırı.

aynı zamanda rocky balboa'nın lakabı.

(bkz: italian stallion)

[ybkz]swh[/ybkz]anadolu insanına özgü tevazu, üretkenlik, saygı, itidal gibi niteliklerin hep birlikte tek bedende can bulduğu türk halk müziği üstadı.

kendisini belki de diğer üstatlardan ayıran en önemli özelliklerden biri, hayranının olmaması. yani "muharrem'in neşet"in hayranları değil, sevenleri vardır.

sabahtan beri neden bilmem, neşet ertaş türküleri dinleyip duruyorum. dinleyip dinleyip rahmetli dedemi andım bugün. çünkü bana dedemi hatırlatır hep aşık mahzuni şerif ile neşet ertaş.

ne zamandır sağlık sorunların var biliyorum ama yapma üstat nolur, çok erken olur. ne ben hazırım böyle bir şeye, ne diğer sevenlerin.

galibiyetten başka bir şey beklemediğimiz karşılaşma.

bu tür maçların karakteri ezelden beri bellidir. favori takım asla doyurucu bir futbol sergileyemez, hatta şok bir yenilgiye uğramak suretiyle elendiğine çokça şahit olmuşuzdur. velhasıl umarım teknik heyet buna göre hazırlıyordur futbolcuları.