confessions

metin tekin

3. nesil Yazar - uzman yazar - Yazar -

  1. toplam entry 35
  2. takipçi 0
  3. puan 4900

deivson rogerio da silva bobo

metin tekin
çok genç yaşta takıma gelip, sanki kendi özkaynağımızdan çıkmış gibi sevdiğim oyuncudur. Eşi ve menajeri Figer'in para hırsları yüzünden Beşiktaş'tan ayrılmıştır. Kan emici Figer yüzünden kariyeri sekteye uğramış, şu an düzenli forma giyememektedir. Bugün itibariyle yine bizle haberleri çıkmıştır. O menajerden kurtulmadığı sürece rahat yok Bobo'ya.

nihat kahveci

metin tekin
Genç kardeşlerimizin, arkadaşlarımızın eleştirirken kantarın topuzunu kaçırdığı Beşiktaş çocuğudur. Nihat'ın da hataları olmuştur, gereksiz yere kendini ispatlama çabası harcamıştır. Bu çaba hem kendisine hem de takıma zarar vermiştir. Topuz transferi sonucunda tepkileri azaltmak için YD tarafından karşı hamle olarak getirilmiştir. YD'nin yediği adamlar hanesinde yerini almıştır ne yazık ki. Beşiktaş özkaynağından çıkan, attığı gollerden sonra kendine özgü sevinci ile kısa sürede sevgimizi kazanan, ispanya'da Beşiktaşlı Nihat olarak hayatına devam eden ve ahlaksız Turgay Demir yüzünden Beşiktaş'tan ayrılan oyuncu olmuştur. önümüze gelene Beşiktaş'ın çocuğu dediğimiz dönemlerde Beşiktaş'ın gerçek evladıdır.

beşiktaş hentbol takımı

metin tekin
Son 10 seneye bakıldığında Beşiktaş'ın açık ara en başarılı şubesidir. Namağlup şampiyonluk, üstüste şampiyonluk, Türkiye Kupası, düzenli olarak Avrupa'da boy gösterme.

Bütün bu başarılara rağmen kendi taraftarının gözüne bir türlü girememiştir. çokça zaman semtin göbeğindeki salonda çok az taraftar desteğini alır.

süleyman seba

metin tekin
Başkanlığı bırakırken yaptığı veda konuşması ile dersin alasını vermiş güzel adam.

“Sayın kongre başkanlık divanı, muhterem üyeler basınımızın değerli temsilcileri

yönetim kurulu arkadaşlarımın çalışma programlarını takdiminden sonra sizlere hitap etmek için söz almış bulunuyorum.

Hepinizi sahsım ve yönetim kurulu arkadaşlarım adına selamlıyorum. ülkemizin karsılaştığı deprem felaketi ile hayatını kaybedenlere rahmet, hastalarımıza şifa diliyorum. Böylesi bir felaketi bir daha vatandaşlarımıza göstermemesini ulu tanrıdan niyaz ediyorum. 2000′lı yılların ülkemize, ulusumuza ve Beşiktaş camiasına sağlık, mutluluk ve basarı getirmesini diliyorum.

Beşiktaş kulübünde hak ve söz sahibi olan ve hesap verilecek tek organ durumunda bulunan sız değerli genel kurul üyelerine hesap verebilmek amacı ile söz almış bulunuyorum.

Ayrıca son 2 yıllık yönetim döneminde göreve geldiğimiz günden başlayarak bugüne dek gerek sahsıma ve gerek yönetimdeki arkadaşlarıma reva görülen ağır hakaretlere cevabın ancak kurulunuzda verilebileceğinin bilincinde

bulunmaktayım. Bütün bu saldırı ve hakaretlere cevap vermekten aciz değildik. Ancak sahsımı ve

yönetim kurulumuzu rencide edecek boyutlara ulasan beyanlar karsısında koyacağımız tepkinin, Beşiktaş için hayırlı olmayacağı görüsü ile içimize sindirememekle beraber sessiz kalmayı tercih ettik. Ancak, her hesabın görüleceği bu genel kurulda o günlerde duyduğum üzüntüyü sizlerle paylaşma isteğimi de normal karşılayacağınızı tahmin ediyorum. Beşiktaş kulübünün hiç kimsenin tasarrufunda olmadığını, kulübün tek sahibinin sız değerli genel kurul üyeleri olduğu, malûmunuzdur. Kulüp idaresinin ise prensipler manzumesi çerçevesinde, kulübümüzün tüm manevi değerlerini göz önüne alarak yapılması gerektiğine inanmaktayız. Aslında kulübümüzün kamuoyundaki saygınlığı buradan kaynaklanmaktadır. Her zaman temel kural olan “usul, esastan önce gelir ” prensibine bağlı kalarak üyelerin üretici, yapıcı ve kulüplerine faydalı olabilmeleri için söylemek istediklerini yönetimin içinde usul ve esaslara uygun, Beşiktaşlılık nezaketi ve asaleti içinde söylemeleri beklenen temel konudur.

Görev alan başkan ve yönetim kurulları 2 yıl çalışıp yeniden genel kurulun önüne gelirler ve hesap verirler. Yüce kurulunuz bana 8 kere başkanlık görevini vermiştir.

Hatalarımıza anlayış gösterdiniz, sevaplarımıza destek verdiniz, hoşgörülü davrandınız, sabır gösterdiniz, sizlere teşekkür borçluyum. Bana 16 sene tahammül eden sizlere su andaki samımı hislerimi anlatmak isterim.

1943 yılında Beşiktaş kulübüne geldim. 1945′de a takımında oynamaya başladım.

Mütevazı futbol yaşantımdan sonra, 1954′de futbolu bıraktım ve çeşitli dönemlerde değerli başkanlarla çalışma onurunu elde ettim. Hayatta olmayanlara tanrıda rahmet diliyorum.

1984 yılında Sayın Mehmet üstün kaya ile girdiğimiz centilmence bir yarışta tensiplerinizle kulüp başkanlığına getirildim. 16 yıl geçti. 8 kongre geçirdik. itimat attınız, göreve devam attım. Kısaca anlatmaya çalıştığım su üç cümle 97 yıllık kulübümüzün 57 yılında var olduğumu ifade etmektedir. Hepiniz biliyorsunuz, tüzüğümüzde de belirtildiği gibi, bizim düşüncelerimiz ve hedefimiz sporu desteklemek ve geliştirmek, ülkeye başarılı sporcular yetiştirmek, başarılı olmanın anahtarlarını gençlere sunmak, geleceklerini hazırlamak sosyal ortamlarını ve iletişimlerini, kültür, sanat ve sporla geliştirmek ve kulübümüzü, ulu önder Atatürk’ün ifade ettiği gibi ” ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklı olanını severim.” düsturunu ilke edinerek Bjk’nın vizyonundan ödün vermeden yolumuza devam etmek idi. Hiç hata yapmadık mı? Hata insanlar içindir. Zaman zaman hatalar yaptık.

Bugünkü kulübümüz, kısır döngüden çıkmış, sağlıklı yapıya kavuşarak her geçen gün daha da güçlenmektedir. Bugünün Beşiktaş’ı artık ne dedikodulardan medet umacak kadar güçsüz, ne de gerçek dışı bazı şeyleri Beşiktaşlılık diye etrafa empoze etmeye çalışanların himayesine muhtaç olacak kadar sahipsizdir. Daha önce de ifade ettiğim gibi kulübümüzün hakiki sahipleri sizlersiniz. Bu noktalara beraberce vardık. Geriye dönmekte artık fayda yoktur. Yönetimde bulunanlar veya yönetime talip olanlar: talip olmak için kurulan guruplar, sız kongre üyelerine inandırmanın yollarını aramalı ve icraatları ile ispatlamalıdırlar.

Geleceğimiz için yeni ufuklar açmalıdırlar. Her zaman söyledik, kişilerin tek tek birçok problemi halletmesine imkân yoktur. Hepimiz, dönmesi gittikçe hızlanan bu çarkın birer unsurlarıyız. Bu unsurlar eğer Beşiktaşlılık felsefesinin temel tarifinde birleşmiş, anlaşmış ise, çarkın teklemesi artık mümkün değildir. Bu düşüncelerden hareketle, 16 sene içinde gerçekleştirdiğimiz tapuları kulübümüze ait, bugünkü ekspertiz değeri 125 milyon dolar olan fulya tesisleri, Bjk Plazamız ve modern kulüp binamız var. Bu arada Bjk’nın geleceği için çok önemli olacağına inandığımız ve tüm Beşiktaşlıların duyarlı olması gereken fulya projesi önemli gelişmeler göstermektedir. ”Bu proje benim en büyük hayallerimden birisidir.”

Gerçekleştiğini görmek tüm Beşiktaş camiasını mutlu edecektir. Ayrıca 49 yıllığına devletten kiraladığımız ümraniye’de 145 dönüm ” Bjk’nın geleceğini hazırlayacak olan ” ve öncelikle çim saha yapımına başlanılan tesislerimiz var. Zamanında asla alınamaz diye dedikodular çıkartılan, açılısında, ilk golü atmak bana nasıp olan, isimleri, zaman zaman Mithat Pasa, Dolmabahçe, inönü Stadı olarak anılan stadın, seneler sonra yine bizim dönemimizde, büyük mücadelelerle camiamıza Bjk inönü Stadı olarak mal edilmesi, benim ve hepimiz için en büyük gurur ve prestij kaynaklarından biridir. Rahmetli hakkı yeten stadımızın hemen üstünde açtığımız kapalı spor salonumuz, tüm salon sporlarına hizmet vermektedir ve gelecekte başarılı sporcularımızın yetiştiği yuva olacaktır. Yıllarca kulübümüze kazandırılması için uğraşılan Akatlar tesislerindeki hukuki davalar, kulübümüz lehine sonuçlanmıştır. Bu konuda büyük emekler veren, Sayın Erdoğan Tuncer’e teşekkür ediyorum yine çeşitli vesilelerle zaman zaman aralarında bulunmaktan mutluluk duyduğum, temelinde eğitim, kültür ve spor yatan, ülkemizin gurur kaynağı eğitim kurumlarından birisi olmaya aday hayata geçirdiğimiz Bjk Koleji var. Bjk akaryakıt istasyonu, mart ayında faaliyete geçecektir. Beşiktaş belediyesinden kiraladığımız, üyelerimizin ayrıca sosyal ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çilekli tesislerimiz sosyal yaşantımızın bir parçasıdır. Bu ara gerçekleştirdiğimiz projelerden birisi olup, büyük üzüntülere sebebiyet veren Yeşilköy projesi hazine ve varisler arasında bizim de müdahil olduğumuz dava uzun yıllar devam etmiş, mahkemenin varisler lehine karar vermesi dolayısıyla tarafımızdan kullanılamaz hale gelmiştir ancak 2007 yılına kadar kullanma hakkı bize ait olduğu için yeni mal sahipleri ile görüşmelerimiz devam etmektedir. Beden terbiyesi genel md. ‘Den 49 yıllığına kiraladığımız Pendik kürek tesislerimizin önündeki denizin doldurularak sahil yolu geçmesi dolayısıyla kürek sporu fevkalade zorluklarla yapılmaktadır. üyelerimizden gelen önerileri dikkate alarak çözümü için kartal belediyesi ile temaslar sürdürülmektedir. Futbol alt yapımız özünde söylenenlerin aksine en fazla dikkat ettiğimiz bir husustur. Neticeleri ortadadır. ”Dünya karsılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getirmediğinle ilgilenir.”bütün bu gelişmelere rağmen tesisleşmeyi bir yana bırakıp, başarıyı sadece profesyonel futbolla ölçenlere sesleniyorum:

16 senelik dönemimizde kulübümüz profesyonel futbol takımına yapılan haksız eleştirilere, rağmen aralıksız her sezon şampiyon kulüpler, şampiyonlar ligi, kupa galipleri ya da UEFA kupasına katılma başarısı göstermiştir.

Hizmet dönemimizde profesyonel futbol takımımızın kazandığı toplam 9 lig şampiyonluğunun 5 ini, toplam 5kez kazandığımız Türkiye kupasının 4 ünü toplam 7 kez kazandığımız cumhurbaşkanlığı kupasının 5 ini, toplam 6 kez kazandığımız başbakanlık kupasının 2 sini ve toplam 11 kez kazandığımız tsyd kupasının 6 sini müzemize götürdük. Toplamı 22 kupadır. üzülerek ifade etmek isterim ki, ” 16 yıllık bu bilanço ortada iken, bu başarıları birlikte yasadığımız ve birlikte yönetimde yaşanan güzelliklerin kararlarına imza atan ve yine Bjk sayesinde toplumda yer tutan, meslek edinen, ayrıca futbol oynadıkları dönemde emeklerinin karşılığı Bjk tarafından en iyi şekilde verilen bazı kısılırın basın kanalıyla kulüplerini, şahsımı ve sahsımda yönetim kurulu arkadaşlarımı suçlaması nankörlük değil de nedir?

“insanlarla yasadım, insanı öğrendim

insanlarla yasadım, insanlığı öğrendim

insanlarla yasadım ,

insanlardan nankörlüğü gördüm ”

dostlarım, dostlarım…

Ama ben dostlarımdan çok korkarım”

diyen düşünürlere hak vermemek elde değil!

Sayın üyeler;

bizler de muhalefette bulunduk kulübe hizmeti geçen hiçbir kimseye hakaret etmedik. Dolayısıyla camiayı yıpratmadık. Endi futbolcularımıza sahada arkamızı dönmedik. Böyle çirkin organizasyonları muhalefetin bir yolu olarak görmedik. Bizim camiamız farklı dedik. Vefa hislerinin maddi değerlerden çok önde olduğunu her zaman belirttik. Simdi bu kazandığımız malvarlıklarını, kulübümüzün eriştiği noktaları bir kenara

bırakıyorsanız, 16 sene zarfında kulübün ne kadar büyüdüğünü görmek istemiyorsanız, 55 milyon dolarlık bütçeye erişmeyi görmezlikten geliyorsanız, hizmetimizin karşılığını sadece profesyonel futbol takımı basarı veya başarısızlıklarıyla ölçüyorsanız yapılaşmayı, kurumsallaşmayı bir kenara bırakıyorsanız, o zaman sizlere tamamlanması gereken hizmetleri de hatırlatmak isterim:

” eğitim faaliyetlerine ağırlık verip bir an önce vakıf kurma çalışmaları Bjk’nın lehine olacak şekilde tamamlanmalıdır.”

“kulübümüzün 100 üncü yıl kutlamaları için acilen genel kurulca tasvip edilen bir komisyon kurulup çalışmalarına başlamaları lazımdır.”

“modern çağın şartları altında kulübümüzün tüm menfaatlerine zarar gelmeyecek şekilde şeffaf, adıl, dünyadaki örneklerinde olduğu gibi şirketleşmesinin gerekli olduğu da bir gerçektir.”

Sevgili Beşiktaşlılar;

bu kongreyi ben herhangi bir kulübün kongresi havası içinde düşünmüyorum. Kulübümüz bizim yuvamız. Hepimiz gözümüzü bu kulüpte açtık. Belki de çoğunuzun çocukları sizlerin sayesinde gözlerini dünyaya Beşiktaşlı açtı. Büyüdüler, büyümekteler. Sizlerin görevi bu noktadan sonra kulübümüze sahip çıkmaktır. Kulübümüz yeni yüzyılda geçmişimizden elde ettiği güçle yeni adımlar atmak zorundadır. Değerli genel kurul üyeleri, kulübümüzün vizyonunu, bu vizyondan hiçbir tavız vermediğini, bu vizyona yabancı hiçbir oluşumun maskesi olma durumuna düşmediğimizi ifade ettim. Beşiktaş’ın saygınlığının temel tasları bunlardır.

Bu şartlar ”olmazsa olmaz” şartlardır!

Bu vizyona yabancı oluşumların zırhı durumuna gelmenin Beşiktaş’ımızın saygınlığına büyük darbe vuracağı kuskusuzdur. Ben geçen dönem Beşiktaş’ın bu niteliklerinden asla tavız verilmeyeceği inancı ile konuştum. Bu eğilimlere girme tehlikesine karsı konulması, bunun için her türlü fedakârlığın yapılması hepimizin vazgeçilmeyecek görevidir.

Biz bugün bize karsı yapılan, organize edilen saldırı ve hareketlerin hırçın ve saygıdan yoksun tutumların temelinde yukarıdaki tehlikenin yattığını düşünüyoruz.

Değerli üyeler,

Onaltı yıl boyunca üzerime gelen okyanus dalgalarının bende yaratmış olduğu hüznü, genel kurulunuzun sessiz ve sakın sahilinde sizlerle paylaşmaya çalıştım. Bunca seneler boyunca bana göstermiş olduğunuz sabır, anlayış, hoşgörü ve desteğe tekrar tekrar teşekkür ediyorum. 1984 yılında, ilk defa huzurlarınıza çıktığımda, kongre konuşmamın basında söylemiş olduğum sözleri hatırlatmak istiyorum:

”Herkesi bir zaman için aldatabilirsiniz,

bazı kişileri her zaman aldatabilirsiniz,

ama herkesi her zaman aldatamazsınız! ”

Ben kimseyi hayatım boyunca aldatmadım!

1984 yılında huzurlarınıza hangi heyecan ve duygularla gelmişsem bu gün de huzurlarınızda aynı heyecan ve duygularla basım dik gönlüm rahat ve huzur içerisinde sizlere veda ediyorum!”

Süleyman Seba

13 şubat 2000

atkı koleksiyonu

metin tekin
Hobi olarak başlayıp, hastalığa dönüşen tutkudur. Beşiktaş atkıları ile başlayıp, Siyah-Beyaz atkılara çevirdiğim koleksiyonumdur ayrıca. şu da atkıları yayınladığım blog:
http://siyahbeyazatkilar.blogspot.com/

aslolan hayattır hayat da beşiktaş

metin tekin
inatla "hayatta beşiktaş diye yazılmalıdır. çünkü bu söz "hacı baba" ile özdeşleşmiştir. hacı baba, her lafının başına (vurgula: hayatta)yı eklermiş. konu ne olursa olsun. birol abi (yelken birol) de anılarında bundan bahsetmiş:

"ben, bekir, musa, ismail, musa'nın çay ocağında oturuyoruz. birkaç arkadaş daha var ertesi gün kırıkkale maçı var. eskişehir'de hadi gidiyoruz dedik. doğru kazan'a milleti topladık, yaklaşık 100 kişi haydarpaşa'ya bindik trene. hacı baba vardı rahmetli. dayımın çocukluk arkadaşı o da bizle. her lafının başında "hayatta" kelimesini kullanırdı. trende tutturdu "hayatta eskişehir'de ne işimiz var. maç kırıkkaleyle."”diye. kafası kelle, "kırıkkale'nin cezası var" diyoruz. anlamıyor. bu sefer tutturdu "hayatta beşiktaş" diye. o günden sonra bu laf meşhur oldu"

birol abinin anlattıklar ile durum netleşiyor. aslolan hayattır, hayatta beşiktaş ile aslolan hayattır hayatta beşiktaş cümleleri arasında bambaşka bir fark vardır.

"hayatta beşiktaş" derken "-ta"nın bitişik yazılmasının sebebi hacı baba'ya selam yollamaktır, onunla özdeşlemiş sözü ölümsüzleştirmektir. ayrıca bitişik yazıldığında başka, ayrı yazıldığında başka anlamlar ifade eder cümle. tabii bitişik olan da hacı baba ile olan ilişkiyi bilmekte fayda var. kafalardaki karmaşayı yok etmek için. ayrıca tdk kurallarında da karşılığı vardır. hayat da beşiktaş ile hayatta beşiktaş birbirinden farklı iki anlam içermektedir.

(vaktiyle konuyla ilgili forza'ya yazmıştım. aynı satırları buraya taşımakta da bir sakınca yoktur sanırım.)

sabri dino

metin tekin
Fena geliyor top
uç sabri dino

Sola vurur
atla Sabri Dino

Dokuz numaraya dikkat
aman Sabri Dino

Kalemizde ışıl ışıl
canım Sabri Dino

Gönlümüzde ışıl ışıl
atlama dur Sabri Dino

Vedat özdemiroğlu

En güzel 1 numara, ruhun şad olsun.
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol