Kendisiyle alakalı yorumlar genelde şu minvalde gitmekte: "Olum adam Anadolu takımına gittiğinde önüne top atıyorlar, büyük takımda sırtı dönük oynayan forvet lazım."
Bu örneği farklı kelimeler kullanarak veren bir dolu "yorumcu" görürsünüz televizyonlarda. Bu adamların futbol bilgisi mi bu kadar yoksa maç mı izlemiyorlar bilemiyorum.
Bir merkez forvet oyuncusu yeri geldiğinde sırtı dönük oynar. Kaleye sırtı dönük oynamayı şiar edinip çok başarılı olan kaç forvet var günümüzde? Böyle bir oyun felsefesi olabilir mi? Pivot özelliklerine sahip olmak başka bir şeydir. Lewandowski pivot özelliklerinin hepsine sahip bir forvettir mesela; ama bunları yeri geldiğinde kullanır.
Eneramo da bu özelliklerin bir kısmına sahip bir forvet oyuncusu. Bizde az şans buldu. Bu şansları değerlendiremediği doğrudur; ama bunun nedeni sırtı dönük oynayamıyor olması falan değil. Beşiktaş'ın mevcut oyun stilinde oynayacak olan forvetin kesinlikle ve kesinlikle kanat forvetlerine alan yaratabilmesi lazım. Bu alanı boş koşularla ve top dağıtarak yaratabilirsiniz. Bu sene Almeida'da görülen çıkış iki konuda da sorumluluk almasıyla alakalı. Eneramo'da iki özellik de yok. Ancak oyun planını onun üzerine kurduğunuz zaman kendisi Anadolu takımları seviyesinde gayet iyi bir forvet. Karabük'te frikikten gol attı adam. Beşiktaş'ta duran topun başına geçebilmek de ayrı bir meziyet ister. Şahsi fikrim Eneramo'yu en iyi form durumuyla Beşiktaş ilk 11'ine yazsanız dahi kendisinden anlamlı bir katkı alamazsınız.
Ha şunu eklemek lazım: Ben Eneramo'nun bonservisi yokken alınmasını yanlış bulmuyorum. Türkiye pazarında her Anadolu kulübüne satılabilecek bir oyuncu. Beşiktaş hep Anadolu kulüplerine transfer bedeli ödüyor; artık bizim de yerli piyasa içinde para edecek oyuncuları pazarlayabilmemiz lazım. Bunu becermek kolay iş değil ama denemeye değer.
Çaykur Rizespor ile çıktığı ilk maçta iki güzel gol atmış forvet oyuncusu. Hannover'ın B takımından geldiğini hatırlatmak ligimizin kalitesi hakkındaki malumu bize tekrar hatırlatacaktır. Hoş Binya iki golde de bir stoperin nasıl pozisyon almaması gerektiğinin dersini vermiş oldu ama sonuçta tabelaya +2 yazdı adam. Kendisine inanıp onu memlekete getiren spor yöneticisine tebrikler.
Aklımda Metin-Ali-Feyyaz'ın bir parçası olarak kalması için çok çaba sarfediyorum. Yaptığı Adalı yandaşlığı, bilmediği konularda fikir beyan etmesi gerçekten çok üzüyor beni.
Son yazısında Olcay'ın sözleşmesinin uzatılması hakkında yine eksik bilgiyle yorumlarda bulunmuş. Olcay'a 2 yıl yetmezmiş daha uzun sözleşme yenilenmesi lazımmış. Oysa Olcay'ın zaten bu sezondan sonra 2 sene daha sözleşmesi var. Yapılan görüşmeler bu 2 yılı 4 yıla çıkarmak adına yapılıyor. Sen koskoca Beşiktaş efsanesi ol takımın en golcü 2. oyuncusunun kontratını bilme, üzerine bir de eleştiri getir. Yazık, çok yazık...
Son yazısında Olcay'ın sözleşmesinin uzatılması hakkında yine eksik bilgiyle yorumlarda bulunmuş. Olcay'a 2 yıl yetmezmiş daha uzun sözleşme yenilenmesi lazımmış. Oysa Olcay'ın zaten bu sezondan sonra 2 sene daha sözleşmesi var. Yapılan görüşmeler bu 2 yılı 4 yıla çıkarmak adına yapılıyor. Sen koskoca Beşiktaş efsanesi ol takımın en golcü 2. oyuncusunun kontratını bilme, üzerine bir de eleştiri getir. Yazık, çok yazık...
Vicdan sahibi olan insanlar için pek yeni bir durum değildir. Çünkü her vicdan sahibi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, son 30 yılın en önemli halk hareketine karşı ideolojik yapısı ne olursa olsun kayıtsız kalmaz ve bu hareketi incelemeye değer bulurdu. Bu incelemeyi ön yargılarından arınarak yapan vicdan sahibi tek bir insan bu yalana inanmamıştır zaten. Bu laflar başbakanın ağzından çıkar çıkmaz patlamıştı. Ancak kalbi taş olanlar için bu görüntüler gerekliydi sanırım. Onların hepsine selam olsun.
Ayrıca bu yalana alet olan ve ajitasyon dolu bir şekilde köşesine taşıyan Balçiçek İlter'e ayrıyeten selam olsun. Umarım kendisinde azıcık da olsa utanma duygusu kalmıştır. Zira hiçbir özür yaptığı ayıbı kapatmaya yetmez. Özrü vicdanında olanın özrü kabul olunmaz.
Ayrıca bu yalana alet olan ve ajitasyon dolu bir şekilde köşesine taşıyan Balçiçek İlter'e ayrıyeten selam olsun. Umarım kendisinde azıcık da olsa utanma duygusu kalmıştır. Zira hiçbir özür yaptığı ayıbı kapatmaya yetmez. Özrü vicdanında olanın özrü kabul olunmaz.
Kendisini severdim son bir iki haftaya kadar. Eminim iyi Beşiktaşlıdır. Ancak sanırım o da rüzgarın estiği yöne doğru gitmeye başlamış.
1-2 ay önce Ertem Şener denen dallamaya Twitter üzerinden giydiriyordu. Her şeyi dine bağlayıp; sonra insanların tipiyle alay ettiği için. Çok da haklıydı. Hiçbir ilahi dinde insanı dış görünüşünden dolayı aşağılamak kabul edilemez. Hakan Gündoğar da bu konuda "Ben en azından senin gibi sürekli Allah demiyorum" demişti bu dallamaya. Neden sonra bu abimiz haftada iki üç kere hadis-ayet falan paylaşır oldu. Ben dini inancı olmayan biri olarak insanın ya göründüğü gibi olmasını ya da olduğu gibi görünmesini beklerim. Rakı masasından kalktığımı herkese ilan edip ondan sonra yine bu herkese dua-ayet twit'i falan atmam; atana da saygı duymam. Bütün inançlara ve inançsızlıklara yaşama hakları üzerinden saygı duyabilirim; ama iki taraflı oynayanlara asla. Sanırım bu abimizi de kaybettik. Kim bilir neyin alt yapısını hazırlıyor. İşsiz tabii epeydir, onun da hakkı.
Ama ben de 6 aydır işsiz bir İletişim Fakültesi mezunuyum... Neyse.
1-2 ay önce Ertem Şener denen dallamaya Twitter üzerinden giydiriyordu. Her şeyi dine bağlayıp; sonra insanların tipiyle alay ettiği için. Çok da haklıydı. Hiçbir ilahi dinde insanı dış görünüşünden dolayı aşağılamak kabul edilemez. Hakan Gündoğar da bu konuda "Ben en azından senin gibi sürekli Allah demiyorum" demişti bu dallamaya. Neden sonra bu abimiz haftada iki üç kere hadis-ayet falan paylaşır oldu. Ben dini inancı olmayan biri olarak insanın ya göründüğü gibi olmasını ya da olduğu gibi görünmesini beklerim. Rakı masasından kalktığımı herkese ilan edip ondan sonra yine bu herkese dua-ayet twit'i falan atmam; atana da saygı duymam. Bütün inançlara ve inançsızlıklara yaşama hakları üzerinden saygı duyabilirim; ama iki taraflı oynayanlara asla. Sanırım bu abimizi de kaybettik. Kim bilir neyin alt yapısını hazırlıyor. İşsiz tabii epeydir, onun da hakkı.
Ama ben de 6 aydır işsiz bir İletişim Fakültesi mezunuyum... Neyse.
Fransa'nın futbolcu fabrikası sayılabilecek olan futbol kulübü. Son 5 yılda sadece bir sezonda 10 milyon euro üzerinde futbolcu satamadıkları olmuş. Hem yetiştiricilik hem de geliştiricilik anlamında önemleri çok büyük.
Ancak sattıkları yetenekli genç oyuncu sayısı takımda bıraktıklarından çok daha fazla olduğundan son yıllardaki yükselişini bir kademe ileriye taşıyamadı. Başlarında bir şeyh olmasa da maddi olarak kesinlikle kötü durumda olmamalılar. Çünkü transferden çok para kazanıyorlar. eden hazard başlı başına büyük örnek. Son iki senede 70 milyon euro'ya yakın kar ettiler transferden.
Geçtiğimiz sene Hazard'ı 40 milyon euro'ya satıp Martin Marvin dışında ciddi paralar vermeden transferler yaptılar. Bonservis ödeyerek aldıkları oyuncuların yaş ortalaması 21'di. Aynı sene 3.5 milyon euro'ya Bastia'dan aldıkları florian thauvin'i bir maç bile oynatmadan Bastia'ya geri kiraladılar. Bu sene başında da hiç oynatmadıkları oyuncuyu 15 milyon euro'ya Marsilya'ya sattılar. Yine bu sene başında 17 yaşındayken profesyonel sözleşme imzalattıkları lucas digne'yi 15 milyon euro'ya PSG'ye sattılar.
Aynı şekilde aurelien chedjou, dimitri payet gibi önemli futbolcularını da sattılar. Ama para verdikleri tek transfer simon kjaer'i yok pahasına aldıkları transfer oldu. 10 milyon ederi olan oyuncuyu 2.5 milyon'a aldılar.
Şu an ligde üçüncü sıradalar. Yaşadıkları düşüş olmasa ikinci olmaları işten değildi. Monaco'yu ezerek yenmişlerdi 2-0. 18-19 yaşındaki futbolculara şans vermekten vazgeçmiyorlar. Sezon başında A takıma çıkardıkları divock origi, muhtemelen geleceğin yıldızlarından olacak. Son vuruşlarda kendi yaş grubunda daha soğukkanlı olabilen çok az forvet vardır. Mesela:
http://www.youtube.com/watch?v=VJ_XCaAjSxg
Goldeki alan paylaşımı ve oyuncuların koşu aksiyomları ders diye okutulsa yeridir. Set oyununda nasıl hızlı hücum yapılır sorusuna çok iyi bir cevap. Geleceği parlak takım.
Ancak sattıkları yetenekli genç oyuncu sayısı takımda bıraktıklarından çok daha fazla olduğundan son yıllardaki yükselişini bir kademe ileriye taşıyamadı. Başlarında bir şeyh olmasa da maddi olarak kesinlikle kötü durumda olmamalılar. Çünkü transferden çok para kazanıyorlar. eden hazard başlı başına büyük örnek. Son iki senede 70 milyon euro'ya yakın kar ettiler transferden.
Geçtiğimiz sene Hazard'ı 40 milyon euro'ya satıp Martin Marvin dışında ciddi paralar vermeden transferler yaptılar. Bonservis ödeyerek aldıkları oyuncuların yaş ortalaması 21'di. Aynı sene 3.5 milyon euro'ya Bastia'dan aldıkları florian thauvin'i bir maç bile oynatmadan Bastia'ya geri kiraladılar. Bu sene başında da hiç oynatmadıkları oyuncuyu 15 milyon euro'ya Marsilya'ya sattılar. Yine bu sene başında 17 yaşındayken profesyonel sözleşme imzalattıkları lucas digne'yi 15 milyon euro'ya PSG'ye sattılar.
Aynı şekilde aurelien chedjou, dimitri payet gibi önemli futbolcularını da sattılar. Ama para verdikleri tek transfer simon kjaer'i yok pahasına aldıkları transfer oldu. 10 milyon ederi olan oyuncuyu 2.5 milyon'a aldılar.
Şu an ligde üçüncü sıradalar. Yaşadıkları düşüş olmasa ikinci olmaları işten değildi. Monaco'yu ezerek yenmişlerdi 2-0. 18-19 yaşındaki futbolculara şans vermekten vazgeçmiyorlar. Sezon başında A takıma çıkardıkları divock origi, muhtemelen geleceğin yıldızlarından olacak. Son vuruşlarda kendi yaş grubunda daha soğukkanlı olabilen çok az forvet vardır. Mesela:
http://www.youtube.com/watch?v=VJ_XCaAjSxg
Goldeki alan paylaşımı ve oyuncuların koşu aksiyomları ders diye okutulsa yeridir. Set oyununda nasıl hızlı hücum yapılır sorusuna çok iyi bir cevap. Geleceği parlak takım.
Galatasaray maçından[ybkz]swh[/ybkz] psikolojik olarak en çok etkilenen insan olmuştu belki de. Yaptığı akıl almaz tercih hatalarını buna bağlamak istiyorum. Hoş, Kasımpaşa maçında Holosko değişikliği de kesinlikle yanlış bir değişiklikti; ama skoru aldığımız için bu hatalı tercih bizi etkilemedi. Ömer Şişmanoğlu'nu tekrardan rotasyona katması çok mühim; zira mevcut kadroda bu takımın ikinci forveti kesinlikle Ömer'dir. Ne yalan söyleyeyim kendisinden umudu kesmek üzereydim. Tam o sıralarda Fernandes'i kulübeye çekerek tekrar kalbimi kazandı. Umuyorum kendini geliştirmeye devam edecek ve birlikte nice kupalar kazanacağız. Kendisini sürekli eleştirelim; ama eleştirirken unutmayalım: Bilic gelişmekte olan, potansiyel sahibi bir teknik direktör.
Beşiktaş'a maddi olarak sınıf atlatacak stadyum. Ancak bu bizim için yeterli mi olmalı? Görünen o ki Vodafone Arena zenginlerin girebileceği bir stadyum olacak. Beşiktaş'ı yönetenler herhangi bir ürün/hizmet için fiyat belirlerken Beşiktaş'ın kazandığı bütün sponsorluk gelirlerini büyük taraftarı sayesinde kazandığını unutmamalı. Ancak görüyoruz ki endüstriyel futbol sistemine eklemlenmeye çalışan Beşiktaş taraftarına karşı yaklaşım biçimini de değiştiriyor. Oysa ki Altınsay'ın söylediği gibi "dünya çapında bir semt kulübü" olmamız gerekir ve bu stadyuma sadece zenginleri alarak olmaz.
Beşiktaş kendi öz değerlerini bu ücretlendirme politikaları ile kaybediyor. Vodafone Arena'da da belli ki benzer bir ücretlendirme sistemi kullanılacak. Bu şekilde değerlerimizi kaybettikten sonra var olmamızın bir anlamı kalacak mı emin değilim. O stadyuma asgari ücretle çalışan ve çocuğunu maça götürmek isteyen bir baba giremeyecek muhtemelen. O babanın çaresizliğini hiçbir sponsor geliri affettiremez.
Beşiktaş kendi öz değerlerini bu ücretlendirme politikaları ile kaybediyor. Vodafone Arena'da da belli ki benzer bir ücretlendirme sistemi kullanılacak. Bu şekilde değerlerimizi kaybettikten sonra var olmamızın bir anlamı kalacak mı emin değilim. O stadyuma asgari ücretle çalışan ve çocuğunu maça götürmek isteyen bir baba giremeyecek muhtemelen. O babanın çaresizliğini hiçbir sponsor geliri affettiremez.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?