asla bir çikolatalı puding olamayan sanki bebe muhallebesi görünümündeki öylesine bir tatlı havasındaki puding çeşidisidir.
içinde çikolata olan her şey yenebildiğine göre hem çikolata,hem süt,hem puding kısaca parmaklarınızı bile yalamaya değer olan en sevilesi puding çeşididir.
yapılışı:
-anneeeeeeeeeeeeee canım puding çekti
-tamam yaparım kızım
yapılışı:
-anneeeeeeeeeeeeee canım puding çekti
-tamam yaparım kızım
11 kasım 2011 demektir.birbirini tekrar eden ve en hatırda kalacak sayılar olarak hatırlanacak tarihtir.
sırf bugünde doğum,düğün,nişan ayarlamış olan insanlar mevcuttur.[ybkz]swh[/ybkz]bir de saat 11.11 olduğunda...gerçekten sayıların güzel bir buluşması bence.
sırf bugünde doğum,düğün,nişan ayarlamış olan insanlar mevcuttur.[ybkz]swh[/ybkz]bir de saat 11.11 olduğunda...gerçekten sayıların güzel bir buluşması bence.
Baş tanrı Zeus, tanrıların ateşini Olympos Dağından çalıp, insanlara götürerek ilk devrimi gerçekleştiren Prometheusu ve ona yardım eden suç ortaklarını (erkekleri) cezalandırmak için binbir kötü düşünceye dalar. Bütün kötülükleri beyin süzgecinden geçirdikten sonra aklına, bu kötülükleri içinde barındıran bir varlık yaratma fikri gelir. Bütün kötülükleri içinde barındıran bu varlığın adı ise kadındır. Tabi bu varlığa kadın demeden önce yaradılış öyküsünü anlatmak yerinde olacaktır.
Baş tanrı Zeus, kadın yaratma fikrini hemen gerçekleştirmek için kolları sıvar. ilk olarak, oğlu olan demirci tanrı (sanatçı olarak da bilinir) Hephaistos a bir parça toprağı suyla karıştırarak bir kadın yapmasını söyler. Hephaistos, Zeusun dediğini anında yapar ve usta becerisiyle kadına şeklini verir. Daha sonra ise bilgeliğin tanrıçası Athena, bu kadına el işlerini, beceriyi (dokuma, el sanatları vs.) öğretir ve süslü kuşağını bu kadının beline sarar.
Sıra kadını kadın yapan özellikleri bu kadına vermeye gelince, devreye aşk ve güzellik tanrıçası Aphrodite girer. Aphrodite, bu kadının yüreğini arzularla doldurur, yüzüne zerafet serper, tutku, heyecan, güzellik, şehvet hepsini bu kadına adeta yükler.
Zeusun kötü olarak nitelendirdiği bu kadına şeytani duyguları, yalanı, düzenbazlığı ise haberci tanrı Hermes verir. Son olarak ise Zeus, bu kadına can versinler diye dört rüzgarın esmesini emreder. Bu rüzgarlar esince kadına can gelir. Böylelikle kadının yaradılışı gerçekleşir. Bu kadın yaratıldıktan sonra sıra onu süslemeye gelir. Bu süsleme görevini ise birbirinden güzel periler üstlenir. Periler onu süslü gerdanlıklarla, kemerlerle ve de çiçeklerle donatırlar. Onu akıllara durgunluk verecek bir güzelliğe büründürürler.
Son olarak sıra bu kadına isim vermeye gelir. Haberci tanrı Hermes ona bütün tanrıların armağanı anlamına gelen PANDORA adını verir.
Zeus Pandoraya can verdikten sonra ve onun bütün kötülüklerle, çirkefliklerle aynı zamanda güzelliklerle donandığını gördükten sonra sıra Prometheustan ve insanlıktan öc almaya gelir. Zeus Pandoranın eline kapalı bir kutu verir ve onu Prometheusun kardeşi Epimetheusa (aklı başına sonradan gelen, geç uyanan anlamına gelir) gönderir.
Olacakları önceden görebilen kahin Prometheus bunun üzerine kardeşi Epimetheusu Zeustan gelecek hiç bir hediyeyi almaması hususunda uyarır. Fakat Epimetheus hediyeyi elinde tutan güzel Pandorayı görünce kardeşinin nasihatlerini unutur ve bunun karşılığında insanlığa en büyük kötülüğü getirir (güya bu kötülük kadındır). Epimetheus, Pandoranın çekiciliğine karşı koyamaz ve yapacağı en son şeyi ilk sıraya koyarak onunla evlenir. O zamana kadar insanlar (erkekler) kötülüğü, hastalığı, sıkıntıyı, yalanı bilmiyorlardır. Yeryüzüne bütün kötülükler Pandora ile birlikte bu kutuyla gönderilmiştir. Tek yapılmaması gereken ise bu kutunun açılmasıdır.
Zeusun eline tutuşturduğu kutuda ne olduğunu merak eden Pandora bu merakına daha fazla dayanamayarak bu kutuyu açar. Bu kutu açılınca ne kadar kötülük, dert, kıskançlıklar, hastalıklar, açlık, yaşlılık, delilik, ahlaksızlık varsa yeryüzüne yayılır. Pandora bu kutunun kapağını kapatmak istese de çok geç olmuştu artık yeryüzü bu kötülüklerle olumsuzluklarla çevrelenmiştir. Buna rağmen Pandora, kutunun kapağını son hamleyle kapatır. Kutunun içinde tek kalan ise insanları bu kadar olumsuzluk karşısında avutan, insanlığın tek ilacı olan UMUT tur.
[ybkz]swh[/ybkz]
[ybkz]swh[/ybkz]
Baş tanrı Zeus, kadın yaratma fikrini hemen gerçekleştirmek için kolları sıvar. ilk olarak, oğlu olan demirci tanrı (sanatçı olarak da bilinir) Hephaistos a bir parça toprağı suyla karıştırarak bir kadın yapmasını söyler. Hephaistos, Zeusun dediğini anında yapar ve usta becerisiyle kadına şeklini verir. Daha sonra ise bilgeliğin tanrıçası Athena, bu kadına el işlerini, beceriyi (dokuma, el sanatları vs.) öğretir ve süslü kuşağını bu kadının beline sarar.
Sıra kadını kadın yapan özellikleri bu kadına vermeye gelince, devreye aşk ve güzellik tanrıçası Aphrodite girer. Aphrodite, bu kadının yüreğini arzularla doldurur, yüzüne zerafet serper, tutku, heyecan, güzellik, şehvet hepsini bu kadına adeta yükler.
Zeusun kötü olarak nitelendirdiği bu kadına şeytani duyguları, yalanı, düzenbazlığı ise haberci tanrı Hermes verir. Son olarak ise Zeus, bu kadına can versinler diye dört rüzgarın esmesini emreder. Bu rüzgarlar esince kadına can gelir. Böylelikle kadının yaradılışı gerçekleşir. Bu kadın yaratıldıktan sonra sıra onu süslemeye gelir. Bu süsleme görevini ise birbirinden güzel periler üstlenir. Periler onu süslü gerdanlıklarla, kemerlerle ve de çiçeklerle donatırlar. Onu akıllara durgunluk verecek bir güzelliğe büründürürler.
Son olarak sıra bu kadına isim vermeye gelir. Haberci tanrı Hermes ona bütün tanrıların armağanı anlamına gelen PANDORA adını verir.
Zeus Pandoraya can verdikten sonra ve onun bütün kötülüklerle, çirkefliklerle aynı zamanda güzelliklerle donandığını gördükten sonra sıra Prometheustan ve insanlıktan öc almaya gelir. Zeus Pandoranın eline kapalı bir kutu verir ve onu Prometheusun kardeşi Epimetheusa (aklı başına sonradan gelen, geç uyanan anlamına gelir) gönderir.
Olacakları önceden görebilen kahin Prometheus bunun üzerine kardeşi Epimetheusu Zeustan gelecek hiç bir hediyeyi almaması hususunda uyarır. Fakat Epimetheus hediyeyi elinde tutan güzel Pandorayı görünce kardeşinin nasihatlerini unutur ve bunun karşılığında insanlığa en büyük kötülüğü getirir (güya bu kötülük kadındır). Epimetheus, Pandoranın çekiciliğine karşı koyamaz ve yapacağı en son şeyi ilk sıraya koyarak onunla evlenir. O zamana kadar insanlar (erkekler) kötülüğü, hastalığı, sıkıntıyı, yalanı bilmiyorlardır. Yeryüzüne bütün kötülükler Pandora ile birlikte bu kutuyla gönderilmiştir. Tek yapılmaması gereken ise bu kutunun açılmasıdır.
Zeusun eline tutuşturduğu kutuda ne olduğunu merak eden Pandora bu merakına daha fazla dayanamayarak bu kutuyu açar. Bu kutu açılınca ne kadar kötülük, dert, kıskançlıklar, hastalıklar, açlık, yaşlılık, delilik, ahlaksızlık varsa yeryüzüne yayılır. Pandora bu kutunun kapağını kapatmak istese de çok geç olmuştu artık yeryüzü bu kötülüklerle olumsuzluklarla çevrelenmiştir. Buna rağmen Pandora, kutunun kapağını son hamleyle kapatır. Kutunun içinde tek kalan ise insanları bu kadar olumsuzluk karşısında avutan, insanlığın tek ilacı olan UMUT tur.
[ybkz]swh[/ybkz]
[ybkz]swh[/ybkz]
sevgiliden ayrılmış kişilerin başvurdukalrı ve artık hayatta klasikler arasına girebilecek davranışlardır.
çoğunun belli bir aşaması vardır erkeklerde nasıl olur bilemem ama kadınlar da şöyle başlar:
-önce telefon kapatılır.yaklaşık en az 5 en çok 10 dk sonra geri açılır.hmmm aramamış daha....
-ararsa asla açmayacağım tribine girilir.arasın dursun...
-ararsa çok soğuk konuşacağım.hatta skimde değilmiş gibi davranacağım...
-ararsa sen aç merve ve yok de!merak etsin biraz pislik...
-arasa ya artık!
-allahım ya ne olur arasın yalvarıyorum!
çoğunun belli bir aşaması vardır erkeklerde nasıl olur bilemem ama kadınlar da şöyle başlar:
-önce telefon kapatılır.yaklaşık en az 5 en çok 10 dk sonra geri açılır.hmmm aramamış daha....
-ararsa asla açmayacağım tribine girilir.arasın dursun...
-ararsa çok soğuk konuşacağım.hatta skimde değilmiş gibi davranacağım...
-ararsa sen aç merve ve yok de!merak etsin biraz pislik...
-arasa ya artık!
-allahım ya ne olur arasın yalvarıyorum!
ankara'da ki kimyası güzel zirve dostum.ayrıca oturduğum semtin ilerisindeki cafeyi bile bulamayan ben yön özürlü insanı yoldan almaya gelebilecek kadar kibar güzel insan.haa birde asla çok konuşmuyor.
not:o atkı verdiğim bebe de eğer sözlüğe hala üye olmadıysa atkıya büyü yaptığımı ve gece başına çok kötü şeyler geleceğini söyleyerek ürkütürsen sevinirim [ybkz]swh[/ybkz]
not:o atkı verdiğim bebe de eğer sözlüğe hala üye olmadıysa atkıya büyü yaptığımı ve gece başına çok kötü şeyler geleceğini söyleyerek ürkütürsen sevinirim [ybkz]swh[/ybkz]
Fakir bir Alman ailenin çocuğu olan ve "Matematiğin Prensi" olarak anılan Gauss'un (1777-1855) dehası çok erken yaşlarda kendini göstermiş ve konuşmayı öğrenmeden önce toplama ve çıkarma yapmayı öğrenmiştir.
16 yaşında Eukleides Geometrisi'nin alternatifi olacak yeni bir geometri tasarlamış ve 18 yaşındayken Lagrange ve Newton'un eserlerini incelemiştir.
üniversitede öğrenciyken, sadece pergel ve cetvel kullanarak 17 kenarlı düzgün bir çokgenin çizilmesi metodunu bulmuştur. Bu buluşundan çok mutlu olmuş ve mezarının üzerine bu çokgenin oyulmasını istemiştir. Archimedes tarafından başlatılan bu geleneğin birçok matematikçiyi etkilediği anlaşılmaktadır.
Sayılar teorisi üzerine yazmış olduğu ilk büyük eseri "Disquistiones Arithmeticae" (Aritmetik Araştırmaları) ona şimdiki ününü kazandırmıştır. Eseri okuyan Lagrange, Gauss'a şunları yazmıştır: "Eseriniz sizi bir anda birinci sınıf matematikçiler arasına yükseltmiştir. Uzun zamandan beri yapılmış en güzel analitik keşfi ihtiva eden son bölümü çok önemli kabul ediyorum."
Gauss'un bu yapıtı modern sayılar teorisine temel olmuştur. Ona göre, sayılar teorisi çok önemlidir: "Matematik, bilimlerin kraliçesi olduğu gibi, sayılar teorisi de matematiğin kraliçesidir." Yeni yüzyılın ilk gününde (1 Ocak 1801) Ceres adı verilen gezegenciğin bulunması, Gauss'un astronomiye ilgisini uyandırmıştır; az sayıda gözlemden yararlanarak bu gezegenciğin yörüngesini hesaplama sorununu, Gauss, 8. dereceden bir denklem yardımıyla çözmüştür.
1833 yılında Weber ile birlikte bir elektrik telgrafı kurmuş ve bununla düzenli mesajlar göndermiştir. Onun elektromagnetizm ile ilgili araştırmalarının 19. yüzyılda fizik biliminin gelişmesine büyük katkısı olmuştur.
n dereceli bir polinomun n tane kökü vardır.Cebirsel bir denklemin kökünün a + ib şeklinde olduğunu da Gauss göstermiştir. Böylece, karmaşık düzlemi kurmuş ve karmaşık sayılar bu düzlemde gösterilmiştir. Bu düzleme Gauss Düzlemi de denir. Ayrıca, i·i = i² = -1 gösterimini o kullanmıştır.
[ybkz]swh[/ybkz]
16 yaşında Eukleides Geometrisi'nin alternatifi olacak yeni bir geometri tasarlamış ve 18 yaşındayken Lagrange ve Newton'un eserlerini incelemiştir.
üniversitede öğrenciyken, sadece pergel ve cetvel kullanarak 17 kenarlı düzgün bir çokgenin çizilmesi metodunu bulmuştur. Bu buluşundan çok mutlu olmuş ve mezarının üzerine bu çokgenin oyulmasını istemiştir. Archimedes tarafından başlatılan bu geleneğin birçok matematikçiyi etkilediği anlaşılmaktadır.
Sayılar teorisi üzerine yazmış olduğu ilk büyük eseri "Disquistiones Arithmeticae" (Aritmetik Araştırmaları) ona şimdiki ününü kazandırmıştır. Eseri okuyan Lagrange, Gauss'a şunları yazmıştır: "Eseriniz sizi bir anda birinci sınıf matematikçiler arasına yükseltmiştir. Uzun zamandan beri yapılmış en güzel analitik keşfi ihtiva eden son bölümü çok önemli kabul ediyorum."
Gauss'un bu yapıtı modern sayılar teorisine temel olmuştur. Ona göre, sayılar teorisi çok önemlidir: "Matematik, bilimlerin kraliçesi olduğu gibi, sayılar teorisi de matematiğin kraliçesidir." Yeni yüzyılın ilk gününde (1 Ocak 1801) Ceres adı verilen gezegenciğin bulunması, Gauss'un astronomiye ilgisini uyandırmıştır; az sayıda gözlemden yararlanarak bu gezegenciğin yörüngesini hesaplama sorununu, Gauss, 8. dereceden bir denklem yardımıyla çözmüştür.
1833 yılında Weber ile birlikte bir elektrik telgrafı kurmuş ve bununla düzenli mesajlar göndermiştir. Onun elektromagnetizm ile ilgili araştırmalarının 19. yüzyılda fizik biliminin gelişmesine büyük katkısı olmuştur.
n dereceli bir polinomun n tane kökü vardır.Cebirsel bir denklemin kökünün a + ib şeklinde olduğunu da Gauss göstermiştir. Böylece, karmaşık düzlemi kurmuş ve karmaşık sayılar bu düzlemde gösterilmiştir. Bu düzleme Gauss Düzlemi de denir. Ayrıca, i·i = i² = -1 gösterimini o kullanmıştır.
[ybkz]swh[/ybkz]
(bkz: carl friedrich gauss)
daha çok reklamlarıyla popüler olan jean markasıdır.
önceleri burası istanbul reklamıyla şimdilerde kıvanç tatlıtuğ ile popüler durumdalar.mağazalarına girdiğinizde kocaman kıvanç posterleriyle ne kota ne de başka bir şeye bakmanız mümkün bile değil.
önceleri burası istanbul reklamıyla şimdilerde kıvanç tatlıtuğ ile popüler durumdalar.mağazalarına girdiğinizde kocaman kıvanç posterleriyle ne kota ne de başka bir şeye bakmanız mümkün bile değil.
hayvanların bazılarında savunma amacıyla kullandıkları uzuvlarıdır.
ayrıca aldatılan insanda da çıktığı,çıkmak üzere olduğu söylenir...
ayrıca aldatılan insanda da çıktığı,çıkmak üzere olduğu söylenir...
giderken nasıl gittiğine bağlı olarak söylenecek sözlerdir.aklınıza söz gelmediyse bi sürahi su falan da dökülebilir.
götü sevimli hale sokmaya çalışanların başvurduğu kelimedir.
sağ lob=po
sol lob=po
taraf tarafa toplanırsa popo
sağ lob=po
sol lob=po
taraf tarafa toplanırsa popo
michael jackson efsanesinin yanına slash'i de katarak seslendirdiği mükemmel şarkısıdır.
http://www.youtube.com/watch?v=LJ7qXHjxj_0
http://www.youtube.com/watch?v=LJ7qXHjxj_0
''moderasyon ekibinin kime artı kime eksi verdiğini görmesi ve bunu konu ne olursa olsun deşifre etmesi'' kesinlikle benim sözlüğümde olmayandır!
oluyorsa da lütfen bana yalan söyleyiniz! zira böyle bir şey ne duymak ne de konuşmak ne de tartışmak isterim!
oluyorsa da lütfen bana yalan söyleyiniz! zira böyle bir şey ne duymak ne de konuşmak ne de tartışmak isterim!
üçgende kenarortayların kesim noktasıdır.ağırlık merkezi de denilir.
önce bir üçgen çizilir.kenarların orta noktaları alınır.karşı köşeden orta noktalara kenarortaylar çizilir.3'ünün birden kesiştiği noktaya denir.
öğrencilere anlatırken zor oluyor bir türlü nedenini anlayamıyorum[ybkz]swh[/ybkz]
-g noktasının koordinatları (1,2)......
-ne noktası hocam?
-g noktası
-ahahhaaaaaaa [ybkz]swh[/ybkz]
önce bir üçgen çizilir.kenarların orta noktaları alınır.karşı köşeden orta noktalara kenarortaylar çizilir.3'ünün birden kesiştiği noktaya denir.
öğrencilere anlatırken zor oluyor bir türlü nedenini anlayamıyorum[ybkz]swh[/ybkz]
-g noktasının koordinatları (1,2)......
-ne noktası hocam?
-g noktası
-ahahhaaaaaaa [ybkz]swh[/ybkz]
dini bayramların olmazsa olmazları arasında yer alan her insan evladının başına gelmiş ya da ileride mutlaka gelecek olan klasiklerdir.
-kaçan danalar ve onları kovalayanlar
-acıklı şeker reklamları
-trafik canavarları
-daha okul bitmedi mi?
-sen evlenmiyor musun daha?
-kaçan danalar ve onları kovalayanlar
-acıklı şeker reklamları
-trafik canavarları
-daha okul bitmedi mi?
-sen evlenmiyor musun daha?
delilerin her günü aynı şekilde yaşamasından dolayı bayram olsa da olmasa da farketmemesinden ötürü söylenen cümledir.
ayrıca her bayram mutlaka en az 5 kişiden duyarsınız.
-abii bayramın kutlu olsun
-amaan ne bayramı be recai bana her gün bayram! [ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
ayrıca her bayram mutlaka en az 5 kişiden duyarsınız.
-abii bayramın kutlu olsun
-amaan ne bayramı be recai bana her gün bayram! [ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
''değer vermek sadece matematikte işe yarar'' diyerek fazlasına bile gerek olmadığını belirtmek istediğim durumdur.
matematiksel olarak zaten her düğün 2 bayram arasında gerçekleşmektedir.yani demek istiyorum ki saçmalıktır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?