confessions

lazarus

2. nesil Yazar - uzman yazar - Yazar -

  1. toplam entry 6
  2. takipçi 0
  3. puan 5135

oyuna sonradan giren oyuncu

lazarus
Küçüklüğümden beri hep dikkatimi çekmiştir. çünkü başkaları gibi sap değil sorgulayan, ne istediğini bilen, zeki bir çocuktum. Bu nedenle küçüklüğümden itibaren toplumsal tespitler yapıyorum. Ana temadan fazla uzaklaşmayalım. ilk onbir, her ne kadar futbolda bir futbolcu için çok şey ifade etse de sonradan oyuna giren oyuncudaki asalet bambaşkadır gözümde. Dakika 60 takım 2-1 geride sen giriyorsun oyuna. Benim lan bu takımın kurtarıcısı, yine bi bok yediniz ama bakın ben kurtarmaya giriyorum havası.

iyi izleyin, hızlı adımlarla dördüncü hakemin yanına gelir girerken şöyle bir çayıra sürter baş parmağını sonra onu öper, bir de girdikten sonra sağa sola hemen talimat verirler. Hamdi sen siktir git. Küçük Cemil sen top toplayıcıyla değiş. Domingez Domaldagez sen de gel iki sakso at yavrum vs. vs. Ben olsam kalecinin yanına gider. Sonradan oyuna girsem futbolda takım yenik durumdayken. Bak evlat şu karşıki ufak tribünü ben yarattım. Oralar eskiden armutluktu, çayır çimendi falan derim. Galiba böyle profesyonellikten nasip almayan biri olduğum için asla futbolcu olamayacam.

Amma velakin; Sümüğüyle uğraşan bir Servet pek oyuna da bu hisse de muktedir olamaz. Daha çok rakip takımın forvetlerine talimat verir sağımdan atın solumdan geçin diye. Yok yok direk sağımdan atın sağımdan geçin o kadar uğraşmanıza da lüzum gelmez der.

Hülasa, güzel şeydir oyuna sonradan girmek.

paradoks

lazarus
"Bir zaman makinesi icat ederseniz geçmişe gidip kendinize hediye edeceksiniz. Böylece onu icat etmenize gerek kalmayacak" gibi örneklerndirebiliriz. Gelde çık işin içinden.

beşiktaş

lazarus
6 yaşındaydım. üst katımızda bir senatör oturuyordu. haftada bir bize geliyor ve bana çarpım tablosu (kerrat cetveli) soruyordu. kabus gibi...
bir akşam yine geldi. '0002 sen hangi takımı tutuyorsun?' dedi.
'bilmiyorum.' dedim.
'biliyorsun. sen beşiktaşlısın.' dedi. elindeki paketi verdi. açtım içinde siyah beyaz çubuklu bir forma vardı. tam üzerime göreydi. arkasında 6 yazıyordu.
'ama ben seneye 7 yaşında olacağım. o zaman ne olacak?' dedim. güldü. bana formanın arkasındaki numaranın anlamını açıkladı.
6 numarayı o zamanlarda sava paunoviç giyiyordu. o günden sonra 6 numaralı çubuklu forma benim en değerli kıyafetim oldu.
çeyrek asırdan fazladır, bu takım bana çok değişik duygular yaşattı. genelde üzdü beni ama 8-0'lık skor da dahil olmak üzere hiç utanç duymadım.
teşekkür ederim muzaffer amca. formamın arkasında hala 6 numara yazıyor ve kerrat cetvelini artık ezbere biliyorum.

bernd schuster

lazarus
Lazarus olarak schuster'in evladı olacak yaştayım. Lütfen bu söyleyeceklerimi bi piç tavsiyesi olarak aklınıza yazın... Medya da sağda solda görüyoruz, eline kalem alan her orospu çocuğu bu adamı eleştiriyor. Yok efendim "niye accreditation kartını takmıyomuş" ta yok efendim niye taşşaklarını avuçluyomuş ta falan filan diye. Bunların hepsi dallamanın önde gideni. çünkü bunların hepsi futbol felsefesini çözememiş embesil sürüsü. Seni anlayamamış ibibikler bunlar. Tabi schuster zaten bunları sikine takmıyor, o konuda ayrıca tebrik ediyorum...

Gelelim "1960 ların futbolu" lafına. Bu lafta haklı olmayabilir. Ama sen schuster olduğun için bunu söylemen oldukça normal çünkü sen schuster'sin... R.madrid gibi bi takımda hocalık yaparken "barca bizi yenecek" diye açıklama yapan da sensin... Barca kulübüne üye olup R.madrid de hocalık yapan da sensin. O yüzden böyle açıklamalar yapması normal. Ayrıca bu ülkenin en cesur antreönürü. Defansını ortaya sahaya çekecek kadar da yüreklii her lafı söylemekten haklı sonuna kadar.

Gelelim Fatih Tekke olayına. Bu herif zaten dinci herifin tekidir. Schuster'den aşağı olmasın bunun da bi deli tarafı var. Neyse, bu fatih piçine fuck you demeni de normal karşılıyorum. Zaten bu sokak jargonunda küfür olarak ta geçmez. Ama o cücüğü sağcı Fatih te seni anlayacak akıl nerde...

Gelelim taşşaklarını avuçlamasına. He işte biz seni böyle seviyoruz Schuster... çünkü bu medya, bu yazarlar, çizerler falan laftan anlamaz. Ancak senin gibi bazı şeyleri göstermek gerekiyo onlara. Yine anlamazlar ama olsun...

Sonuç olarak beşiktaş a oynattığı futboldan dolayı kutluyorum... varsın gitsin şampiyonluk... varsın gitsin kupalar... sonuçta sen beraberlikte 1 puanın kazanç değil 2 puanın kayıp olduğunu düşünen bir adamsın... ama bu ülke seni anlayamaz.

jose mourinho

lazarus
Felix oğlu Jose. 26 Ocak 1963 yılında Portekiz'in Setubal bölgesinde anasının amından tahliye oldu. Futbola ilk adımını oyuncu olarak attı. Baktı ki bi beceri yok, teknik kadroda çalışmaya karar verdi. Asistan menejer ve genç takımlarda teknik adamlık yaptı. Sonra Sir Bobby Robson'un tercümanlığını yapmaya başladı. Robson'la birlikte Lizbon,Porto,Barcelona'da birlikte çalıştı.

Kariyeri:
2 Portekiz ligi
1 Portekiz Kupası
1 Portekiz Süper Kupası
1 UEFA Kupası
1 şampiyonlar Ligi
2 ingiltere Premier Lig
2 Carling Kupası
1 FA Kupası
1 italya Süper Kupası
1 italya Serie A

Ayrıca çalıştırdığı hiçbir takım kendi sahasında mağlup olmamış. Enteresan...
Maç öncesi konuşmalar, girdiği polemikler ve siklemez tavrıyla gıcık insanların gönlünde taht kurmuş. Laf dalaşına girdiği adamları gayet güzel sikiyor. Hoş bişey. Herkese meydan okuyan bir teknik adamınız olduğunuzu düşünsenize.

ibrahim üzülmez

lazarus
ibrahim üzülmez çok kral adamdır, türlü güzelikleri vardır.

ama benim aklımda antrenörün terlik giyilmesini tüm takıma yasaklamasına rağmen ibrahim toraman'ın terlikle yemeğe inmesine kızıp, tepki görünce de bir güzel pataklamasıyla ve sonrasında kadro dışı kaldıklarında ''teyyik giyilmeyecek dendi, giyilmeyecek. bir daha teyyikle göreyim, yine döverim!'' konuşmasıyla ve teyyik vurgusuyla kalacak.

büyük adamsın lan delibo!

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol