risk budur diyerek direksiyon başında çekilmiş bir fotoğrafını paylaşan kadın.http://instagram.com/p/bDe1gYQZzL/
düzene karşı yazar. ayrıca arada bir paylaştığı şarkılarla psikolojimizin ırzına geçmektedir kendisi. yine de seviyoruz efenim. adam gibi adamdır [ybkz]swh[/ybkz]
bana beşiktaş jimnastik kulübü bisiklet şubesi'nin açılması için çaba sarfetme konusunda motivasyon sağlayan şubedir. bisiklet şubesi açılsın beş kuruş para almadan o formayı terletmezsem gelin karşıma.
dingoc, forzanarchy, maniac ve simsiyah ile yapılmış bir ankara seyahati ve çok değerli bir dost cihan tekin i bana kazandıran mubarek ay. hanemize yazılan sevap pointler de ekstra motivasyon sağlıyor.
(bkz: ay ben gülerim)
(bkz: ay ben gülerim)
kron tarafından üretilen xc500 modelinin v frenli versiyonudur. komple shimano altus set ile birlikte gelmektedir. kilitlenebilir ve ayarlanabilir maşaya sahiptir. bu güne kadar kullandığım en ekonomik ulaşım aracıdır ve trafik sorunu kesinlikle yoktur. yine de gerekli güvenlik önlemleri alınması şiddetle önerilmektedir. [ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
huzun kovan kartalının gelmesini talep ettiğim, angela için de özel uçağımı görevlendirip bulunduğu yerden aldırmak suretiyle gelmesine önayak olabileceğim organizasyondur efendim. simsiyah hoca efendimizin dualarıyla iftarımızı edecek, dingoc'un ilahileriyle şenleneceğiz [ybkz]swh[/ybkz]
castello bisikletleri bilen son nesil olma şerefine erişmek gibi bir ayrıcalığa da sahip olmaktır.
eski sevgili üzerine sorulan sorulardan yalnızca bir tanesi olmakla birlikte, soruya verilecek cevaplar muhatabına göre değişiklik göstermektedir.
hakkında yazılanları okuyunca tanışmak istediğim yazar. güldürdünüz yahu [ybkz]swh[/ybkz]
şairler parkında hurmalarla falan orucumuzu açtıktan sonra polisin ücretsiz olarak tazyikli su ve biber gazı servisi yapma olasılığı yüksek olan, eğlencesi, gırgırı bol, aksiyonu yüksek iftar organizasyonudur efendim.
benim de bir önerim olacak naçizane;
sofra duasını simsiyah yapsın [ybkz]swh[/ybkz]
benim de bir önerim olacak naçizane;
sofra duasını simsiyah yapsın [ybkz]swh[/ybkz]
hadi bakalım dediğim, beklediğim organizasyon. olursa katılırız efenim.
"omzumda iz bırakma, yüküm dünyaya yakın..." sözleri ile bizi hüzünlere gark eden şarkıdır.
e'den sonra gelen harf
youtube'da veronika'nın biala sam ve despina vandi'nin thelo na se do adlı parçalarını inceden inceden dinlerken karşıma çıkan g flow parçası. rahmetli üyeleri oflaz adına yazmışlar efendim. en azından malum ortamlarda verilen bilgiler bu yönde.
sözlerini de yazayım, tam olsun;
beni bana sor
yüreğime kor
düşüren sen
anılara sor bir dinle
sor yeni güne sor yankı'nın hatrına
beceremedim güne sensiz bakmaya
kıyamadı asla resmini yakmaya
sensiz dimdik ayakta kalmaya
alışamadım..
belki çalışamadım dersimi yeterince
bunu bana sormadan önce
söyle gökyüzü mavi mi hala sence?
her acının bir bedeli var
ama her tarafın bedeliyle dolu
barışık değilim günlere sayende
herbiri başka bir anlam yükledi takvimin üstüne
dolunay yok bu gece
yıldızlar şahit düşlerime
kızaran gözlerime bak..
alışık yaşlara karışık düşler
kalbimin aynası her bi keder..
eskiler üstüne yenisi biner
bu sefer farklı
bu beden sancı çekiyor ruhum kaygılı
kanıyor yaramın en sancılısı
en sancılısı...
beni bana sor
yüreğime kor
düşüren sen
anılara sor bir dinle
karanlık her yer baksana suskun sokaklara
sorsana halimi adı neydi? (oflaz)
karbeyaza büründü bak her yer
yine sensiz bir yaz beni bekler
yıldızsız geceler..
mavi mi olur gökyüzü
haydi kandıralım satalım gökyüzünü
bırak, utansın hayallerim
rest, çektim dünyaya
tuvalime işledim her bir kareni ve kast edilen her bir terimi
inat, vurdum fırçamı üstüne ve sövdüm sensiz geçen her güne
sensiz giden her cümleye bir eylem oldu adım (yeter)
utanmadın mı hala
adım adım adımladım sokaklarında şehrin bak
yaz yağmuru bastırdı yorgun dizlerim
her, ayın 1'ine küskün tüm sözlerim
yine de sana laf söyletmedim mavilim, mavilim.....
sokaklarda yankılandı adın
sensizliğe hiç alışamadım
tüm sözlerim küskün sana
yine yalnızım ay ışığında
klibine de şuradan ulaşabilirsiniz;http://www.youtube.com/watch?v=HzlllS7r18U
eklemeden edemeyeceğim;
40ını geçmiş, tipsiz yerel şarkıcıların kliplerini, bu kliplerde oynattıkları mankenleri, yaşadıkları aşkları falan göz önüne alınca bence tam da ayarında bir klip yapmışlar ve takdirimi kazanmışlardır.
sözlerini de yazayım, tam olsun;
beni bana sor
yüreğime kor
düşüren sen
anılara sor bir dinle
sor yeni güne sor yankı'nın hatrına
beceremedim güne sensiz bakmaya
kıyamadı asla resmini yakmaya
sensiz dimdik ayakta kalmaya
alışamadım..
belki çalışamadım dersimi yeterince
bunu bana sormadan önce
söyle gökyüzü mavi mi hala sence?
her acının bir bedeli var
ama her tarafın bedeliyle dolu
barışık değilim günlere sayende
herbiri başka bir anlam yükledi takvimin üstüne
dolunay yok bu gece
yıldızlar şahit düşlerime
kızaran gözlerime bak..
alışık yaşlara karışık düşler
kalbimin aynası her bi keder..
eskiler üstüne yenisi biner
bu sefer farklı
bu beden sancı çekiyor ruhum kaygılı
kanıyor yaramın en sancılısı
en sancılısı...
beni bana sor
yüreğime kor
düşüren sen
anılara sor bir dinle
karanlık her yer baksana suskun sokaklara
sorsana halimi adı neydi? (oflaz)
karbeyaza büründü bak her yer
yine sensiz bir yaz beni bekler
yıldızsız geceler..
mavi mi olur gökyüzü
haydi kandıralım satalım gökyüzünü
bırak, utansın hayallerim
rest, çektim dünyaya
tuvalime işledim her bir kareni ve kast edilen her bir terimi
inat, vurdum fırçamı üstüne ve sövdüm sensiz geçen her güne
sensiz giden her cümleye bir eylem oldu adım (yeter)
utanmadın mı hala
adım adım adımladım sokaklarında şehrin bak
yaz yağmuru bastırdı yorgun dizlerim
her, ayın 1'ine küskün tüm sözlerim
yine de sana laf söyletmedim mavilim, mavilim.....
sokaklarda yankılandı adın
sensizliğe hiç alışamadım
tüm sözlerim küskün sana
yine yalnızım ay ışığında
klibine de şuradan ulaşabilirsiniz;http://www.youtube.com/watch?v=HzlllS7r18U
eklemeden edemeyeceğim;
40ını geçmiş, tipsiz yerel şarkıcıların kliplerini, bu kliplerde oynattıkları mankenleri, yaşadıkları aşkları falan göz önüne alınca bence tam da ayarında bir klip yapmışlar ve takdirimi kazanmışlardır.
her akşam çıktığım ikişer saatlik bisiklet turları sayılırsa katılacağım organizasyon
(bkz: umut gelme zamansız)
vakt-i zamanında erdoğan alkan bir şiir yazmış; körler. neler hissetmiş, neler yaşamış, neleri görüp geçirmiş, nerelerden gelmiş bilemeyeceğimiz bir şiir olmuş bu. ancak ve ancak hissetiklerimiz, yaşadıklarımız, görüp geçirdiklerimiz, geçtiğimiz, geldiğimiz yerler ve hatrımıza düşenler olmuş bizim bileceklerimiz.
derken bir gün tozan alkan isimli biri çıkagelmiş, erdoğan alkan'ın körler adlı şiirini almış tezgahına, içerisinden tane tane seçmiş cümleleri, bir kağıda not düşmüş teker teker. sonrasında ise enstrümanını alıvermiş eline, tane tane dokunmuş telleri veya tuşlarına. belki bir ıslık çalmıştır ilk seferinde. ellerini birbirine vurarak ritm tutmuştur, bilemeyiz.
gelelim bize; yaşamaya devam etmekteyizdir her zamanki gibi. günler geceleri, ay güneşi, insanlar insanları kovalamaktadır. günler birer birer düşmektedir kum saatinin süzgecinden. hayatımızın rutin akışı güzel şeylerin birer birer son bulma evresine girmiştir. yitip giden dostlar, sevdalar vardır. bağlandığınız, belki biraz kafa dağıttığınız ama sevdiğiniz şeyleri bitirmek için uğraşmaktadır başkaları. ankara'yı da sevmişsinizdir mesela upuzun bir zaman sonra, ama ankara'yı sevme sebebinizi elinizden almaktadır bazıları.
işin aslı; veda vaktine çeyrek kalmıştır.
derken bir anda, ikili bir diyaloğun arkasındaki melodi çarpıverir kulaklarınıza. zaten en başından beri sevmişsinizdir eski radyoları. melodi de o çok sevdiğiniz radyolardan birinden gelmektedir. diyaloğu bırakıp da yoğunlaşamazsınız, aklınız da kalır hani...
arar, tarar bulamazsınız sonra o melodiyi. umudu keser, bırakırsınız. karşınıza çıkar ama...
"ölüleri gömüyorum kapı dibine.
su yükselme, su yükselme, su yükselme zamansız.
ölüleri gömüyorum derine.
gece gülme, gece gülme, gece gülme zamansız.
karanlığı sağdım dişine, akar.
umut gelme zamansız, ölülerimiz kalkar."
böyledir sözleri o melodinin, yani şarkının.
behzat ç.'nin finalinde hüseyin ile şule'nin konuşması esnasında arka planda çalmaktadır. dinlenir, dinledikçe daha çok sevilir. daha çok sövülür baskıcı zihniyete ve tüm ölüler acı bir tebessümle hatırlanır birer birer... yarım kalmış hayaller vardır, bir şekilde gerçekleştirilmesi umut edilir. daha da çok sevilir behzat ç.. bitirten zihniyete okkalı bir küfür savrulur yeniden. dinlemeye devam edilir, üst üste...
öyle de bir şarkıdır.
derken bir gün tozan alkan isimli biri çıkagelmiş, erdoğan alkan'ın körler adlı şiirini almış tezgahına, içerisinden tane tane seçmiş cümleleri, bir kağıda not düşmüş teker teker. sonrasında ise enstrümanını alıvermiş eline, tane tane dokunmuş telleri veya tuşlarına. belki bir ıslık çalmıştır ilk seferinde. ellerini birbirine vurarak ritm tutmuştur, bilemeyiz.
gelelim bize; yaşamaya devam etmekteyizdir her zamanki gibi. günler geceleri, ay güneşi, insanlar insanları kovalamaktadır. günler birer birer düşmektedir kum saatinin süzgecinden. hayatımızın rutin akışı güzel şeylerin birer birer son bulma evresine girmiştir. yitip giden dostlar, sevdalar vardır. bağlandığınız, belki biraz kafa dağıttığınız ama sevdiğiniz şeyleri bitirmek için uğraşmaktadır başkaları. ankara'yı da sevmişsinizdir mesela upuzun bir zaman sonra, ama ankara'yı sevme sebebinizi elinizden almaktadır bazıları.
işin aslı; veda vaktine çeyrek kalmıştır.
derken bir anda, ikili bir diyaloğun arkasındaki melodi çarpıverir kulaklarınıza. zaten en başından beri sevmişsinizdir eski radyoları. melodi de o çok sevdiğiniz radyolardan birinden gelmektedir. diyaloğu bırakıp da yoğunlaşamazsınız, aklınız da kalır hani...
arar, tarar bulamazsınız sonra o melodiyi. umudu keser, bırakırsınız. karşınıza çıkar ama...
"ölüleri gömüyorum kapı dibine.
su yükselme, su yükselme, su yükselme zamansız.
ölüleri gömüyorum derine.
gece gülme, gece gülme, gece gülme zamansız.
karanlığı sağdım dişine, akar.
umut gelme zamansız, ölülerimiz kalkar."
böyledir sözleri o melodinin, yani şarkının.
behzat ç.'nin finalinde hüseyin ile şule'nin konuşması esnasında arka planda çalmaktadır. dinlenir, dinledikçe daha çok sevilir. daha çok sövülür baskıcı zihniyete ve tüm ölüler acı bir tebessümle hatırlanır birer birer... yarım kalmış hayaller vardır, bir şekilde gerçekleştirilmesi umut edilir. daha da çok sevilir behzat ç.. bitirten zihniyete okkalı bir küfür savrulur yeniden. dinlemeye devam edilir, üst üste...
öyle de bir şarkıdır.
30.05.2013 itibarı ile dingoc ve konuşkankartal çiftiyle parktan canlı destek verdiğimiz eylem.
ibne galatasaray diyerek takdirimi kazanmış fransız cumhurbaşkanı, eski askermiş rahmetli.
http://www.youtube.com/watch?v=DPqeBneMn30&feature=share
http://www.youtube.com/watch?v=DPqeBneMn30&feature=share
öncelikle belirtmek isterim ki şu anki başkanımız sayın fikret orman'ı da, serdal adalı beyi de şahsen tanıyorum. bu nedenle yorumlarımı tanışıklığım üzerinden yazacak ve biraz da ikisini kıyaslayacağım. bol eksi yiyeceğim bir enty olacağından da adım gibi eminim. hatta silinebilir bile belki, bilemiyorum. neyse konumuza dönelim.
serdal adalı; çok beyefendi, ağırbaşlı, mütevazı, karakterli bir beyefendi. başarılı bir iş adamı ve türkiye jokey kulübünün şu anki başkanı. işini profesyonelce yapmayı beceren biri. pek çok kişi neden bir önceki seçimlerde aday olmadı da şimdi aday oluyor diyor ama empati yapıp yapmadıklarından şüpheliyim ben o kişilerin. hapisten çıkmışsınız, yapmadığınız bir suç yüzünden mahkum edilmişsiniz, siz olsanız ne yapardınız merak ediyorum. neyse...
gelelim fikret orman beyefendiye. kendisi de en az serdal adalı kadar beyefendi biri. işini o da profesyonelce yapıyor ve yine başarılı bir iş adamı. karakterinden şüphem yok.
serdal adalı başkan seçilir ise quaresma geri gelecek, fabregasla anlaşacağız falan gibi beyanatlarda bulunmuş. fabregas kısmını geçiyorum da haksız olarak gönderildiğini düşündüğüm quaresma'nın geri getirilmesi, iade-i itibarda bulunulması güzel bir davranış olacaktır kanımca. sonuçta beşiktaşlılık haksızlığa karşı durmak değil midir? ola ki serdal adalı başkan olur da quaresma'yı geri getirir ise, quaresma da adam olup çıkıp çatır çatır futbolunu oynar, takıma katkı sağlar ise ne ala.
not düşmek istiyorum buraya; quaresmasporlu değilim ama değerli bir oyuncunun bu şekilde kaybedilmesine karşı dururum arkadaş. o beşiktaşın çocuğu olan, zor zamanında görevden kaçmayan, beşiktaşın en büyük üç kaptanından biri olan(!) samet aydedeyi kimse savunmasın bana.
fikret orman da bazı taraftarların tepkisini çekmekle birlikte çok güzel bir önder özen hamlesi yapmıştır ki serdal adalı'nın bu hamleye ibrahim altınsay'la karşılık vermesi gerekir. ama bu karşılık önderi gönder ibrahimi getir şeklinde değil de önderle ibrahimin güçlerini birleştir şeklinde olmalıdır ki faydaları çok daha büyük olsun.
netice itibarı ile hakkında yönetim listesi ve projeleri netleştikten sonra daha rahat yorum yapabileceğim, beşiktaşımın başkan adayı olması muhtemel kişidir efendim.
serdal adalı; çok beyefendi, ağırbaşlı, mütevazı, karakterli bir beyefendi. başarılı bir iş adamı ve türkiye jokey kulübünün şu anki başkanı. işini profesyonelce yapmayı beceren biri. pek çok kişi neden bir önceki seçimlerde aday olmadı da şimdi aday oluyor diyor ama empati yapıp yapmadıklarından şüpheliyim ben o kişilerin. hapisten çıkmışsınız, yapmadığınız bir suç yüzünden mahkum edilmişsiniz, siz olsanız ne yapardınız merak ediyorum. neyse...
gelelim fikret orman beyefendiye. kendisi de en az serdal adalı kadar beyefendi biri. işini o da profesyonelce yapıyor ve yine başarılı bir iş adamı. karakterinden şüphem yok.
serdal adalı başkan seçilir ise quaresma geri gelecek, fabregasla anlaşacağız falan gibi beyanatlarda bulunmuş. fabregas kısmını geçiyorum da haksız olarak gönderildiğini düşündüğüm quaresma'nın geri getirilmesi, iade-i itibarda bulunulması güzel bir davranış olacaktır kanımca. sonuçta beşiktaşlılık haksızlığa karşı durmak değil midir? ola ki serdal adalı başkan olur da quaresma'yı geri getirir ise, quaresma da adam olup çıkıp çatır çatır futbolunu oynar, takıma katkı sağlar ise ne ala.
not düşmek istiyorum buraya; quaresmasporlu değilim ama değerli bir oyuncunun bu şekilde kaybedilmesine karşı dururum arkadaş. o beşiktaşın çocuğu olan, zor zamanında görevden kaçmayan, beşiktaşın en büyük üç kaptanından biri olan(!) samet aydedeyi kimse savunmasın bana.
fikret orman da bazı taraftarların tepkisini çekmekle birlikte çok güzel bir önder özen hamlesi yapmıştır ki serdal adalı'nın bu hamleye ibrahim altınsay'la karşılık vermesi gerekir. ama bu karşılık önderi gönder ibrahimi getir şeklinde değil de önderle ibrahimin güçlerini birleştir şeklinde olmalıdır ki faydaları çok daha büyük olsun.
netice itibarı ile hakkında yönetim listesi ve projeleri netleştikten sonra daha rahat yorum yapabileceğim, beşiktaşımın başkan adayı olması muhtemel kişidir efendim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?