confessions

la vittoria sara nostra

1. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 2779
  2. takipçi 0
  3. puan 62550

yazmak isteyip de yazacak bir şey bulamamak

la vittoria sara nostra
şahsi bir konudur belki ama son dönemlerde yaşadıklarımın tarifidir efendim bu durum.

yazmak isteyip de yazacak bir şey bulamamak

gerçekten çok ironik gibi görünüyor buradan bakınca. sürekli olarak okuyan, gündemi bir şekilde takip eden, araştıran, "lan bir de şuna bakayım neymiş" diyen birinin yazacak bir şey bulamaması. ancak ne yazık ki durumum bundan ibarettir.

aşktan bahsedeyim diyorum mesela; bir de bakıyorum ki benden önce herkes aşktan söz etmiş. çektirdiklerinden, getirip götürdüklerinden falan bahsetmiş. leb demeden leblebiyi anlar olmuş. gerçi bu iyi bir şey de, sanırsın aşkı yalayıp yutmuş herkes. ortalık leyla'lardan, mecnun'lardan, dağları delen ferhatlardan, ferhata dağları deldiren şirinlerden geçilmiyor anasını satayım. gerçi ortalıkda dağları delme potansiyeline sahip çok ferhat var ama ne onlar gerçek ferhat ne de onlara dağı deldirecek olan aşk. o başka bir zaman tartışılacak bir konu.

adaletten söz edeyim diyorum, bir de bakıyorum ki ortalıkta öyle bir şey yok. bu durumda benim sözünü edeceğim şeyler ütopya muamelesi görecek. en azından george orwell'ın bin dokuz yüz seksen dört'ünden daha kayda değer bir ütopya olacak, bu şekilde teselli edebilirim kendimi ama düşünce suçundan yargılanmam da söz konusu olabilir tabi demokrasi ve cumhuriyet ile yönetilen güzel ülkemde.

sanattan konuşmaya kalkınca ucube damgası yiyoruz. hadi onu geçtim aynı heceyle biten kısa cümleleri küçük kağıtlara yazan, bu kağıtları bir torbaya attıktan sonra aralarından rastgele seçilen sekiz on tanesinde yazılanları alt alta yazıp şarkı yapan adamları sanatçı diye karşımıza çıkartanlar ve onların peşinden koşanlarla sanattan, sözden, müzikten ne konuşabilirim onu da bilmiyorum. işin görsel sanatlar boyutu zaten apayrı bir muamma. nitelikli eser sayısı bu alanda zaten oldukça az. nitelikli olabilecek eserlerde de toplumun gözüne hoş gelen modeller ve mankenler oyunculuk vasıflarına bakılmadan kadroya dahil edilerek potansiyelde var olan nitelik sıfıra indiriliyor. ne yazık ki toplumumuz da niteliğine bakmadan benimsiyor bu tarz yapımları. gerçi son dönemde sürekli yapımlardan bir kaçı gerçekten kadro bakımından da nitelik bakımından da oldukça doyurucu özelliklere sahip. ancak onlardan biri resmi olarak sonlandırılma tehdidi ile karşı karşıya bir diğeri de sezon finalini yaptı.

sıcaklardan bahsedecek olsam "be adam kışın soğuklardan şikayet ediyordun" diyecek çok insan var. hadi bunu demelerini anlayışla karşılarım da işi hakaret boyutuna taşıyanları hiç kimsenin anlayışla karşılayacağını sanmıyorum.

demem odur ki bu aralar sanki zevk alamıyorum hiç bir şeyden. aslında konuşulacak o kadar konu varken susmak bana göre bir şey değildir. fikir sahibi olduğum konularda yazmak isteyip de yazamamak, çok şey söylemek isteyip hiçbir şey söyleyememek pek sık yaşadığım bir durum olmadığı için de böyle bir iç dökme eyleminde bulundum.

kimseyi kırmak, incitmek, eleştirmek veya tenkit etmek niyetinde değildim bunları yazarken. okuyup da kırılanlar olur ise bu durumu göz önüne alsınlar lütfen.

saygı ve sevgilerimle

kartal sözlük 1. nesil yazarlarından siyahbeyazbiradam.

sevgilisine tamam başkan diye mesaj atan adam

la vittoria sara nostra
çok cana yakın adamdır. orta sahada manuel fernandes gibi adamdır vesselam. aralarındaki tek fark kaslarının farklı yerlerde oluşudur sanırsam. manuel fernandesin kasları adele, omuz ve bilimum eklem bölgelerinde yoğunlaşmış iken bu adamın kasları göbek bölgesinde had safhaya ulaşmaktadır.

ayrıca tamam başkan mesajını alan sevgili de çok saygı duyduğumuz biridir efendim. pek değerli pek hoş sohbet biridir.

sözlük yazarlarının birbirine pata küte laf sokması

la vittoria sara nostra
laf sokmanın da bi adabı, bir edebi olmalı efendim. kanımda bu adap ve edep çerçevesinde olduğu müddetçe, bir takım değer yargılarına hakaret edilmediği müddetçe ve iş hiciv çizgisini aşıp hakaret çizgisinin sınırları içine girmediği müddetçe olağan bir durumdur. sonuçta herkesin düşüncesi farklı olabilir. bana laf sokan biri olur ise ona laf sokmak için kendimi kasmam, fırsatını bulduğum zaman yapıştırırım golü. yine de bir akrep burcu erkeği olarak bana veya herhangi bir diğer akrep burcu erkeğine laf sokmak isteyen yazarın iyi bir düşünmesini, öyle laf sokmaya kalkmasını tavsiye ediyorum.

---------------alıntı---------------
boğa burcu kadını: sen ne burcuydun ?
siyahbeyazbiradam: ya açıkcası ben çok umursamıyorum burç muhabbetini.
boğa burcu kadını: olsun ya ben meraklıyımdır. hem belki özelliklerini duyunca senin de ilgini çeker.
siyahbeyazbiradam: akrep burcuyum ben.
boğa burcu kadını: aa! akrepler çok kinci olur, çok kötü olur, çok saldırgan olur, çok ketum olur. sürekli birilerinin arkasından kuyu kazarlar... ama siz boğa burcuyla çok iyi anlaşırsınız. bence boğa burcu birini bulursan kaçırma.
siyahbeyazbiradam: hadi ya iyiymiş. boğa burcu var mı bildiğin araştır bakalım.
boğa burcu kadını: ben varım, ama olmaz.
siyahbeyazbiradam: olsun başka yere olur
---------------alıntı---------------

mustafa denizli

la vittoria sara nostra
apoletlerinden, rütbelerinden, başarı ve başarısızlıklarından daha önceki entrylerde sıklıkla bahsedilmiş teknik adamdır. bu sebeple o konulara hiç girmeyeceğim.

benim gözümde beşiktaş'ın şu anki durumuna en uygun teknik adam kendileridir. elindeki kaynakları kullanmasını bilen ve gittiği ortama çok çabuk adapte olup, ortamda köklü değişiklikler yapmadan başarılı olabilecek bir adamdır denizli[ybkz]swh[/ybkz].

şöyle ki; mustafa denizli, beşiktaş'a geldiğinde elimizde bulunan kadro defans açısından oynamaya daha elverişli bir kadroydu. iyi savunma yapabilen oyuncular vardı beşiktaşımızda ancak ofans futbolu oynamak için takımın hücum yollarının köklü bir değişiklikten geçmesi gerekiyordu. denizli ne yaptı? defans futbolunu çok çok iyi oynayan, ama ileriyi de görebilen bir adet fabian ernst ile orta sahaya müthiş bir takviye yaptı. ardından da ofansif yönden iyi bir oyuncu olan ama biraz ağır da kalsa defanstan gelen topu ileriye paslarla çıkarabilecek olan yusuf şimşek alındı takıma. şüphesiz ki ara transfer döneminde yıldız transfer etmek pek de iyi olmazdı, denizli de bunu yaptı. sonrasında özellikle ernst ve belli anlarda yusuf'un katkıları ile beşiktaşımız o sezon çifte şampiyon oldu. üstelik alt yapıdan genç oyuncu yetiştirmek yerine şişirme yıldızlarla [ybkz]swh[/ybkz] şampiyonluk isteyen bir başkan ve yönetimine rağmen.

sonrasında ne oldu?

çift kupayla şampiyon olmuş bir beşiktaş'ın artık çok daha büyük işler yapması, çok büyük transferler yapması lazımdı diye düşünmüş olacak ki sayın yıldırım bey, takımı gençleştirme adına beşiktaş'ın çocuğu nihat kahveci takıma katıldı. tabata geldi, o oldu, bu oldu.

çifte kupa kazanmış takımdan elde pek bir şey de kalmadı açıkçası. başta denizli.

ardından eldeki takımın kapasitesi göz önüne alınmadan schuster getirildi takımın başına. sayın schuster'e de çok büyük saygım var ancak; defans ağırlıklı oynayan ve ağır futbolculardan kurulmuş bir takıma üç dört tane müthiş ofans özelliği olan, dünya çapında yıldızları bile alsanız, başlarına da schuster gibi ofans futbolunun kitabını yazmış bir adamı getirseniz bile başarılı olamazsınız. sebebi ise bellidir açıkça; hatlar arasındaki kopukluk.

şimdi elimizde iyi kötü iki sezonunu tamamlamış, az çok oturmuş bir takım var. carvalhal ile iyi ya da kötü bir takım olma bilinci de yakaladılar üstelik. sonrasında tayfur alt üst etse de bütün dengeleri şu anki beşiktaş için en ideal hoca denizlidir.

çok değil sadece orta saha ve defansın kanatlarına, ileride hücum futbolu oynayacak adamlarla birlikte oynayacak ayarda üç bilemedin dört transfer ile her türlü şampiyonluğa ambargo koyacak bir takımdan söz ediyorum size.

kadro kalitesine bakın, bir iki nokta transferle o kadronun geleceği hale de bir bakın. sonrasında ise denizli gibi bir futbol antrenörü ve entelektüelinin o kadronun başında olacağına, oyunculara katacağı motivasyona da bir göz atmakta fayda var. üstelik herhangi bir avrupa kupasında mücadele edemeyecek olmamız da işin tuzu, biberi, hazırlanma sürecidir kanımca.

hayırlı ve de uğurlu olsun efendim.

play card

la vittoria sara nostra
yapı ve kredi bankası anonim şirketi'nin üniversite öğrencilerini hedef alarak satışını gerçekleştirdikleri kredi kartıdır efendim. 500 liraya kadar limit vermekteler. ayrıca öğrenci kimliğinizde fakülte yazması gerekmekte. yani yüksek okul öğrencileri alamıyor bu kartı.

limitleri, bir öğrenci için yeterli düzeyde. ne çok fazla ne de çok az. kampanyaları açısından oldukça doyurucu bir kart. ay içerisinde yaptığınız her dört temassız alışverişten -(b: 35 liraya kadar tabi)- birini banka size hediye ediyor. muhtemelen en düşük tutarlı olanı hediye ediliyor ama (i: 35-35-35-34) şeklinde yaparsanız gayette faydalı olabiliyor. ayrıca aynı bankaya ait[ybkz]swh[/ybkz] world card'ın da tüm özelliklerini taşımakta ve aynı kampanyalarda geçerlilik göstermektedir.

puan kazandırma sistemini de oldukça beğenmekteyim. çok aşırı bir harcamam olmamasına rağmen sadece kampanyalarından kazandığım puanlarla toplamda 90 litreye yakın shell gtl+ eurodiesel aldım. ayrıca bu alışverişi yaparken de shell club smart card ile de başka bir sistemde puan kazanmaya devam ettim.

demem odur ki bir öğrenciyseniz eğer alabileceğiniz en iyi kredi kartı budur. ha kredi kartının iyisi olur mu o da ayrı bir tartışma konusu ama kötünün en iyisi budur.

cardfinans go

la vittoria sara nostra
finansbank'ın gençlere ve genç gibi görünen üniversite öğrencilerine satmak için uğraştığı kredi kartıdır efendim. 1000 liraya kadar limit vermekteler ve oranla öğrenciye verilen en yüksek kredi limitini belirlemektedirler diye biliyorum. daha yükseği varsa belirtiniz lütfen.

puan kazandırma sistemi çok da iyi değildir aslında. çok harcama da yapsanız puan konusunda notu kıt hocalar gibidir. puanlama ve kampanya sistemlerini bir kenara bırakır isek yüksek limitli kart ihtiyacını kapatabilme özelliği sayesinde alınabilir ve çok dikkatli bir şekilde kullanılabilir bir yapısı vardır. özellikle biraz pahalı bir şey alınacağı zamanlarda kartın limiti ve taksit özelliği cazip gelmektedir.
60 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol