-oyuncularına maçın ikinci yarısında giyilmek üzere yedek forma tedarik edemeyecek kadar kötü durumda olmak.[ybkz]swh[/ybkz]
-oyuncuların antrenman sonrası duş alamayacakları kadar yetersiz bir tesiste antrenman yapmak zorunda kalmak. antrenman bitiminde ise, duşlarını alamamış terli futbolculara doğu soğuğunda yarım saat yol kat ettirmek.[ybkz]swh[/ybkz]
-amatör branşlar imkansızlıktan kırılıyor iken; portekizli bir zibidiye[ybkz]swh[/ybkz], balkondan el sallaması için 170.000 vermekte sakınca görmeyen bir başkana sahip olmak. [ybkz]swh[/ybkz]
-takıma gönül veren insanların gözünden sakındığı özkaynak meyvelerini, yok pahasına küçük kulüplere satacak kadar dar vizyonlarla yönetilmek.[ybkz]swh[/ybkz]
ve son olarak 100 yılı aşkın tarihleri olmasına rağmen, güzelim kulüplerin; yönetim kademesinde bir kaç şahsın kişisel rant çabalarına malzeme olmaları, siyasi birtakım dayılanmalara kurban gitmeleri ve bok yoluna iflasın eşiğine gelmeleri.
renkler ne olursa olsun, birilerinin bu detaylardan muzdarip olması iç sızlatıyor.
çok yazık.
sevgiliyi, "(i: benden ayrılırsan herkese gay olduğunu söylerim)" diyerek tehdit etmek.
denemedim fakat %100 çalışacağından eminim.
denemedim fakat %100 çalışacağından eminim.
şu fani dünyadaki yegane aktivitem, doldurulması en öncelikli uktem.
bir diğeri ise, bittabi aynada fotoğraf çekmektir.
gün gelecek onu da yerine getireceğim, sıkı durun.
bir diğeri ise, bittabi aynada fotoğraf çekmektir.
gün gelecek onu da yerine getireceğim, sıkı durun.
genelde sert kadın mizacıyla özdeşleştirilen, fakat doğru kıyafetle tamamlandığında kırmızı oje ile kapışabilecek potansiyele erişebilen oje.
fakat kendisini silerken, kaportacı çırağı ellerine sahip olmayı da göze almanız gerekmektedir. ne kadar uğraşmış olursanız olsun, 1-2 gün boyunca tırnak kenarlarınızda siyahlıklar kalacak, "bi daha sürersem iki olsun" minvalinde büyük cümleler kuracaksınızdır. sonrasında bir şekilde yutar ve tıpış tıpış sürersiniz kendisini, o ayrı.
fakat kendisini silerken, kaportacı çırağı ellerine sahip olmayı da göze almanız gerekmektedir. ne kadar uğraşmış olursanız olsun, 1-2 gün boyunca tırnak kenarlarınızda siyahlıklar kalacak, "bi daha sürersem iki olsun" minvalinde büyük cümleler kuracaksınızdır. sonrasında bir şekilde yutar ve tıpış tıpış sürersiniz kendisini, o ayrı.
temizleme esnasındaki zorluğu açısından bir siyah oje olmayan ojedir.
değişkenleri ayak ile yorgan olan, çok bilinmeyenli fonksiyondur.
eğer ayın birinde alınan maaş, diğer ayın birinde tükeniyorsa; insana, yemeği ile içeceğini aynı anda bitirmişçesine mutluluk verir. hassasiyet gerektirir, denge meselesidir.
eğer ayın birinde alınan maaş, diğer ayın birinde tükeniyorsa; insana, yemeği ile içeceğini aynı anda bitirmişçesine mutluluk verir. hassasiyet gerektirir, denge meselesidir.
solaryumda uyuyakaldığını düşündüğüm popçu.
boyu posu eyvallah da, yakışıklı asla değildir. kemalist teyze fönü çektiriyor olması da çabası.
boyu posu eyvallah da, yakışıklı asla değildir. kemalist teyze fönü çektiriyor olması da çabası.
kadınları rus kadınlarından çok çok daha güzel olan insanlar.
iyi insan, vasat hoca.
ha gitmesini ister miyim? hayır.
ha gitmesini ister miyim? hayır.
neye şaşırdığıyla alakalı olarak değişkenlik gösteren hallerdir.
şaşkınlıktan afilli bir cümle kurmuş olması kıyamet alameti olmakla birlikte, şaşkınlıklarının asıl dışa vurumu cümle kuramamak şeklinde kendini göstermektedir.
kendisinin çok genç ve öğrenmeye ziyadesiyle aç bir kardeşiniz olmasından sebep de; yenilikler karşısındaki şaşkınlıkları mazur görülmeli, olağan dışı bir durumla karşılaştığınız vakit ise düzelmesi için bir süreliğine kapatıp kendiliğinden şarj olması beklenmelidir.
şaşkınlıktan afilli bir cümle kurmuş olması kıyamet alameti olmakla birlikte, şaşkınlıklarının asıl dışa vurumu cümle kuramamak şeklinde kendini göstermektedir.
kendisinin çok genç ve öğrenmeye ziyadesiyle aç bir kardeşiniz olmasından sebep de; yenilikler karşısındaki şaşkınlıkları mazur görülmeli, olağan dışı bir durumla karşılaştığınız vakit ise düzelmesi için bir süreliğine kapatıp kendiliğinden şarj olması beklenmelidir.
##170800 Hastasıyım.[ybkz]swh[/ybkz]
hassas bir mevzuda, yazmaya cesaret edilemeyen fakat herkesin aklından geçtiği aşikar olan bir entrynin kim tarafından girileceğini merakla bekleme durumudur. patlamış mısır ile iyi gider.
kendisinin oynadığı tüm maçları 10 kişiyle tamamladığımız futbolcumuz.
11'i ismiyle tamamlıyor, cismi allah'a emanet.
11'i ismiyle tamamlıyor, cismi allah'a emanet.
ankara tayfasının son neferi olduğunu tahmin ettiğim taze yazar. hoş gelmiş.
20 ocak 2012 mp antalyaspor beşiktaş maçının 94. dakikasında ve skor 2-0 iken, kaleye yönelen topa elini uzatarak rakibe penaltı kazandırmış, üstüne bir de bok yoluna kırmızı kart yemiş olan sakar.
23 yaşına girmek üzere olan, yeteneğinin tam olarak ne olduğunu halen kestiremediğimiz bu çocuktan profesyonellik beklemek, emre belözoğlu'nun fair play ödülü almasını beklemek gibi bir şey oldu artık. Tamam iyi niyetlisin, tamam çok efendisin, tamam sıfır yetenek değilsin, tamam gelişmeye müsait bir yaştasın ama; gaziantepspor'dan geldikten sonra ne kattın üstüne allaşkına bir söyle bre ismail?
bari maçlardan önce abdest al çocuğum. lütfen.
23 yaşına girmek üzere olan, yeteneğinin tam olarak ne olduğunu halen kestiremediğimiz bu çocuktan profesyonellik beklemek, emre belözoğlu'nun fair play ödülü almasını beklemek gibi bir şey oldu artık. Tamam iyi niyetlisin, tamam çok efendisin, tamam sıfır yetenek değilsin, tamam gelişmeye müsait bir yaştasın ama; gaziantepspor'dan geldikten sonra ne kattın üstüne allaşkına bir söyle bre ismail?
bari maçlardan önce abdest al çocuğum. lütfen.
1 yıl kapalı olması durumunda anası ağlayacak istanbul halkının, 3. köprünün yapılması için rıza göstermek zorunda kalacağı köprü.
taktik güzel, taktik şahane.
taktik güzel, taktik şahane.
istanbul'a ayak basar basmaz yaptığı yorumla, google denen arkadaşı tek kalemde hiçe saymış olan abla.
"(i: bu şehrin hiç böyle olacağını tahmin etmemiştim. kasaba sanıyordum istanbul'u. ama burada büyük bir şehirleşme ve endüstri var. her yerde çok bina var böyle beklemiyordum.)" demiş.
boşuna dememişler; bir dirhem güzellik, bin salaklık örter diye.
henüz dememişlerse bile artık desinler, lütfen.
"(i: bu şehrin hiç böyle olacağını tahmin etmemiştim. kasaba sanıyordum istanbul'u. ama burada büyük bir şehirleşme ve endüstri var. her yerde çok bina var böyle beklemiyordum.)" demiş.
boşuna dememişler; bir dirhem güzellik, bin salaklık örter diye.
henüz dememişlerse bile artık desinler, lütfen.
hrant dink'in evini ziyaret ettikten sonra gözlemlerini bizlerle paylaşmış olan gönül(!) adamı.
"(i: evlerine gittim, aynı bizim gibi yaşıyorlar. bir anadolu evinden farkı yoktu, bizim gibiler.)"
"biz" derken neyi/kimi kastettiğini bilmememe rağmen şunu çok net şekilde söyleyebiliyorum ki;
hayır efendim, hiç de sizin gibi değiller. anadolu insanı oldukları doğru, ama emin olun sizden çok farklılar. ve sizler şu insanlara "yabancı" muamelesi yapmaktan vazgeçmediğiniz takdirde de, daha nice ogün'ler türeyecek, nice hrant'lar ölecek.
çok yazık!
"(i: evlerine gittim, aynı bizim gibi yaşıyorlar. bir anadolu evinden farkı yoktu, bizim gibiler.)"
"biz" derken neyi/kimi kastettiğini bilmememe rağmen şunu çok net şekilde söyleyebiliyorum ki;
hayır efendim, hiç de sizin gibi değiller. anadolu insanı oldukları doğru, ama emin olun sizden çok farklılar. ve sizler şu insanlara "yabancı" muamelesi yapmaktan vazgeçmediğiniz takdirde de, daha nice ogün'ler türeyecek, nice hrant'lar ölecek.
çok yazık!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?