la bebe

bir kişinin yaşama amaçlı ilişki içerisinde olduğu yer/yaşam alanı.

muhtardan onaylı belgesi için (bkz: ikametgah ilmuhaberi)

eğlenmek için gittiği mekanda demet akalın çalmaya başladığı vakit, tek elini havaya kaldırmak suretiyle şarkıya eşlik etmiyordur.

facebook'ta eski sevgiliye laf sokmalı iletiler paylaşmıyor, hatta allah sizi inandırsın "en qapaq nicqlerrr" grubuna bile üye olmuyordur.

cep telefonunda mavi gözlü bebek fotoğraflarını wallpaper yapmıyor, ebru gündeş makyajının ne anlama geldiğini bilmiyor, göz altlarına beyaz şeyler sürüp ay doğmuş görüntüsü vermiyor, suratını turuncuya boyamıyor ve düzenli olarak bıyıklarını alıyordur.

güzel kızın menajeridirler.
bu sebepten de, kıza ulaşmak için ilk önce kendisinin gözüne girmek icap eder.

(bkz: icq)

duş esnasında irkilme yaratan detaylar içerisinde, (i: birtakım yerlerin soğuk fayansa değmesi)nin ardından 2. sıraya yerleşen trajedi.

farkında olmadan bir cafeden yürüttüğüm zamazingo.

elimde çay kaşığıyla hesabı ödemem, oradan çıkmam ve takriben 1 km yol yürüdükten sonra dolmuş parası çıkaracakken kendisinin elimde olduğunu fark etmiş olmam yanık devrelerime dair bir küçük enstantanedir, paylaşmak istedim.

gerçekleşmemesi durumunda teşhisi "hoca bana taktı" olan varsayım.

sabahat tuncel klonu karısına gittiğini düşündükçe hayatı sorgulamama sebebiyet veren kalp.

doğruluğunu başından sonuna kadar desteklediğim beyanattır.

zira yıldırım demirören sayesinde beşiktaş;

içerisinde "(i: iflas)" geçen cümlelerin yanından bile geçmiyorken, fifa yetkililerinin sürekli ihtar çektiği bir kulüp haline gelmiş, ekonomik açıdan kepaze bir durumun tam da içerisine düşmüştür.

hiçbir türlü para etmeyecek kalitede, anadolu takımlarına konulduğunda bile sırıtacak çapta futbolculara nice paralar dökmüş; açığımızı kollayanları ise kelimenin tam manasıyla oturma organlarıyla güldürmüştür.

kendisini iyi gün-kötü gün ayrımı olmaksızın ölümüne destekleyen ve insanların eleştirirken bile içten içe imrendiği taraftarını kanser illetiyle tanıştırmış, gencecik insanların ömründen ömür götürmüştür.

ve en önemlisi; sabrın ne demek olduğunu öğretmiş, cefaya alışmanın nasıl bir şey olduğunu tattırmış, en sikko başarılarla bile küçük tatminler yaşamaya alıştırmıştır.

hülasa-i kelam; beşiktaş, yıldırım demirören'e çok şey borçludur. Doğrudur.

hiçbir şeyden korkmamak, fakat bel arkasından da silahı eksik etmemektir.

bim'den alışveriş yapan asker emeklisi kemalist amca gibidir. yalnızca işine geleni yapıyordur.

bira bardağını ele aldığınızda bardakla birlikte gelmeyenler bozuktur, kullanmayınız.

14 şubat 2012 sc braga beşiktaş maçı sonrası yaptığı yorumla, doğru zamanı göstermiş olan bozuk saat.

---------------alıntı---------------

Beşiktaş'ın Avrupa'da Süper Lig'den bu kadar farklı bir görüntü çiziyor olmasının nedeni çok basit; çünkü tekme yemiyorlar.

---------------alıntı---------------

artık kelimenin tam manasıyla "kötü" oynayan futbolcumuz.

14 şubat 2012 sc braga beşiktaş maçında attığı golü tekrar tekrar izlersek, şansının kendisine ne denli yardım ettiğini de rahatlıkla görebiliriz. ha tabi aslolan sonuçtur, o ayrı.

eserini temizletmeden yollamayacağım misafirdir.

hem atalarımız ne demiş? misafir umduğunu değil, kustuğunu yer.

genelde başlığına yazan yazarlar haricinde kimseyi yarmayan tweetlerdir.
Fakat bu gerçekten komik;

---------------ayırıcı---------------

Feriha 1.50 Emir 1.85 Beraberlik 3.30

---------------ayırıcı---------------

selvi boylum al yazmalım adıyla bildiğimiz şaheserin hikaye yazarıdır.
daha doğru bir ifadeyle; malum film, kendisinin "kırmızı eşarp" romanından uyarlamadır.

(bkz: leia)

kızı michael scofield'e kaptırmakla sonuçlanacak eylem.

lütfen gerçekçi olalım.

sahaya giren 7. yabancıyı görmeyen hikmet karaman'ın, kurmaylarının, dördüncü hakemin ve penaltı kaçırıp üstüne bir de kendi kalesine gol atan ivelin ivanov popov'un kafa güzelliklerine fena halde imrendiğim, sonrasında da ciddi ciddi kalkıp dolaptan bir bira alıp açtığım maç olmuştur.

halen şaşkınım.