bizim gibi klavye delikanlıların veremeyeceği karardır zira hiçbirimiz zannımca harp uzmanı değiliz.
tarihte kazanılan savaşların da iç yüzünü tamamıyla bilmiyoruz bu sebepledir ki hangi savaşın haklı olarak kazanıldığını bilmiyoruz.
yapacağımız tüm değerlendirmeler ideolojik ve devlet adamlığı üzerine olacaktır.
bununla beraber kumandanlar daha çok görev adamlığı kimlikleri ile bilinir. mareşal fevzi çakmak gibi
mustafa kemal atatürk, ismet inönü, fatih sultan mehmet,adolf hitler gibi kimlikler devlet adamlığı kimlikleriyle de değerledirilir.tarzlarını, düşüncelerini beğenip beğenmemek ayrı bir tartışma konusudur.
velhasıl-ı kelam sapla samanı karıştırmamak gerekir.
(bkz: faşizm belirtileri)
bu kadar çok sömürüye ve çeşitliliğe açık olmasının sebebi birçok ideolojinin sentezi olmasıdır.
milliyetçidir ama ırkçı değildir, türk dilinin, kültürünün öz haline dönüp, arap ve fransız özentiliğinden arındırılmasını ister.
devletçidir ama özgürlükçüdür, hem ekonomik hem de idari anlamda merkezi bir sistem kursa da bireysel girişimlere önem vermiş ve bürokraside esnekliği güdmüştür,
antiemperyalisttir ama sosyalist değildir,
laiktir ve dinin doğru bilinmesi, öğrenilmesi için gerekli atılımları yapmıştır.
toplamı alındığında sadece bir yerinden çekilip yorumlanabilecek bir akım veya adam değildir.20.yy başlarında bu topraklar için bize fayda sağlayabilecek en uygun reçeteyi bulmaya çalışmıştır.
şimdilerde ise bu çeşitlilik kimileri tarafından ya sömürülüyor ya da yerden yere vuruluyor..
milliyetçidir ama ırkçı değildir, türk dilinin, kültürünün öz haline dönüp, arap ve fransız özentiliğinden arındırılmasını ister.
devletçidir ama özgürlükçüdür, hem ekonomik hem de idari anlamda merkezi bir sistem kursa da bireysel girişimlere önem vermiş ve bürokraside esnekliği güdmüştür,
antiemperyalisttir ama sosyalist değildir,
laiktir ve dinin doğru bilinmesi, öğrenilmesi için gerekli atılımları yapmıştır.
toplamı alındığında sadece bir yerinden çekilip yorumlanabilecek bir akım veya adam değildir.20.yy başlarında bu topraklar için bize fayda sağlayabilecek en uygun reçeteyi bulmaya çalışmıştır.
şimdilerde ise bu çeşitlilik kimileri tarafından ya sömürülüyor ya da yerden yere vuruluyor..
kombine fiyatlarını yüksek meblağlardan belirleyen, taraftarı müşteri gibi gören zihniyetin yaşarken pek te şaşırmaması gereken şoktur.
taraftar inönü'ye gelirken sadece beşiktaş için geliyor ama taraftarın gelmesi yönetim için sadece para demek oluyor..yazık...
taraftar inönü'ye gelirken sadece beşiktaş için geliyor ama taraftarın gelmesi yönetim için sadece para demek oluyor..yazık...
sendikaların ya kapatıldığı ya da etkinsizleştirildiği,
yargının artık hükümetin öc alma aracı olarak kullanıldığı,
insanların popüler öğelerle koyunlaştırılıp, örgütlü yaşamdan uzaklaştırıldığı bir sistemdeyiz artık..
(bkz: yetmez ama evet)
yargının artık hükümetin öc alma aracı olarak kullanıldığı,
insanların popüler öğelerle koyunlaştırılıp, örgütlü yaşamdan uzaklaştırıldığı bir sistemdeyiz artık..
(bkz: yetmez ama evet)
diğer aylardaki alkol tüketiminden farklı olmayan olaydır, tercih meselesidir.
özellikle oruç tutulmuyorsa hiçbirşey farketmez çünkü ramazan ayında yapılan sevaplar katlarıyla yansıtılır, işlenen suçların herhangi bir katsayıyla çarpımı sözkonusu yoktur.tabi alkol almak ne kadar günahtır tartışılır..
ramazan cirosu= (yapılan sevap x günlük katsayı)- işlenen suç
özellikle oruç tutulmuyorsa hiçbirşey farketmez çünkü ramazan ayında yapılan sevaplar katlarıyla yansıtılır, işlenen suçların herhangi bir katsayıyla çarpımı sözkonusu yoktur.tabi alkol almak ne kadar günahtır tartışılır..
ramazan cirosu= (yapılan sevap x günlük katsayı)- işlenen suç
benim için yeri ayrı olan, her ne kadar yapılan her işlem için para isteseler de değdi be dedirten, yardımsever insanların olduğu şirkettir.
(bkz: evlenme teklifi mekanı olarak uçak)
(bkz: evlenme teklifi mekanı olarak uçak)
ikram edilen şarapları pek de fena olmayan ve her zaman yüksek kalitede yemek sunan gururumuz hava yolu şirketidir. diğer değerler, artılarımız gibi bari bu da kendini tüketmese diyerek kaygılandığımdır.
turizmin artık bir sektör haline geldiği, köylülerinin evlerini kiraya verdiği veya butik otellerin hakim olduğu köydür.
özellikle sevan nişanyan 'ın sahibi olduğu nişanyan evleri dekorasyonu, manzarası itibariyle ilgi çekici ve bir o kadar da pahalıdır.
özellikle sevan nişanyan 'ın sahibi olduğu nişanyan evleri dekorasyonu, manzarası itibariyle ilgi çekici ve bir o kadar da pahalıdır.
türk eğitim derneğinin kısaltması olan, mezunlarına "kolejli" denilen ve belli bir kültürü temsil eden, sıradan bir özel okul denilemeyecek iyi bir okuldur.
kumkapı'ya benzetebilecek mekandır.izmir'in yazlık mekanı olarak bilinir ve şehirden uzaktır.
gittiğinizde kesenize ve zevkinize göre istediğiniz miktarda balık alıp, oradaki restaurantlarda verirsiniz ve sizin için pişirirler.sonrasında da sizden meze, kuver ve pişirme ücretini alırlar.
deniz kenarında olması ise ayrı bir keyif sebebidir.ücreti de gayet makuldur.
reyis ve ümit ismindeki restaurantlar en bilindik ve tercih edilendir.
gittiğinizde kesenize ve zevkinize göre istediğiniz miktarda balık alıp, oradaki restaurantlarda verirsiniz ve sizin için pişirirler.sonrasında da sizden meze, kuver ve pişirme ücretini alırlar.
deniz kenarında olması ise ayrı bir keyif sebebidir.ücreti de gayet makuldur.
reyis ve ümit ismindeki restaurantlar en bilindik ve tercih edilendir.
komunizmin etkisinden çabuk bir şekilde kurtulup, avrupa'nın liberal sistemine hızla ayak uydurabilmiş, çiçeği burnunda avrupa birliği ülkesidir.macaristan'la beraber gösterdikleri performans aday ülkeler için rehber olabilir ancak ekonomik durumları son zamanlarda pek parlak değildir.
dinledikçe isyana teşvik eden, dağlara çıkıp eşkıya olmayı düşündürten, mağrur, asi ve bir o kadar da umut dolu şarkı.
(bkz: en derinine saplayayım)
esasen bir soru ve istek cümlesidir.
rus : sen istiyor duj
osman : e evet
rus : o zaman verecek 100 dolar
rus : sen istiyor duj
osman : e evet
rus : o zaman verecek 100 dolar
--- spoiler ---
Yüz Yıl Savaşları, İngiltere kralı III. Edward'ın Fransa tahtında hak iddia etmesiyle 1337'de başlayan ve ancak 116 yıl sonra 1453'te sona eren savaşlar dizisidir.
Genel olarak 1337'de başlayıp 1453'te bittiği kabul edilen Yüz Yıl Savaşları, görünürde feodalite ve hanedan savaşıydı. Feodal nitelikteydi, çünkü İngiltere kralı aynı zamanda Arquitania dükü olduğundan, Arquitania'daki uyrukları dükle bir sorunları olduğunda onun süzerenine, yani Fransa kralına başvurabiliyorlardı. Hanedan çatışmalarının temelinde ise, Fransız baronlarının, Fransa kralı IV. Charles'ın ölümünden sonra yerine İngiltere kralı III.Edward'ı değil, VI. Philippe'i seçmeleri yatıyordu. Toprakları Fransa'nın olan ama ekonomisinin temeli İngiliz yününe dayanan Arquitani ve Flandr'daki olaylar, 1294'ten itibaren iki ülke arasındaki gerginliği sonunda iyice arttırdı. İngiltere kralı ilan edilen III. Edward, annesi İsabella of France'ı sürgüne gönderdi ve annesinin sevgilisi Mortimer'ı idam ettirdi (1330). Fransa kralı IV. Philippe'in anne tarafından dedesi olması gerçegine dayanarak Fransa tahtı üzerinde hak iddia etti; böylece Yüz Yıl Savaşları patlak verdi.
İlk saldırıyı başlatan İngiliz orduları Crécy'de Fransızları yendi (1346) ve Calais'yi ele geçirdi. Poitiers'de bir zafer daha kazanan (1356) İngilizler, Fransa Kralı II.Jean'ı esir aldılar. Çaresiz kalan Fransızlar 1360'taki Brétigny Antlaşması'yla çok büyük toprak kaybetti. V. Charles döneminde, krallık orduları komutanı Bertrand du Guesclin'in önerisiyle benimsedikleri yeni stratejiye göre, İngilizlerle çarpışmaktan kaçınarak ve sırayla kuşatma harekatı yürüterek, kaybettikleri toprakların hemen hepsini 1374'ten önce geri aldılar. Prensle arasındaki mücadeleyi fırsat bilen İngiltere kralı V.Henry yeniden Fransa üzerine yürüdü ve Agincourt Savaşı'nı (1415) kazanarak Normandiya'yı aldı. Fransa kralı VI. Charles'ın imzalamak zorunda kaldığı Troyes Antlaşması'na (1420) göre, Fransa tahtının varisi İngiltere kralıV. Henry'nin oğlu VI. Henry olacaktı. Lorraine'li genç bir kızın, Jeanne d'Arc'ın inancı ve coşkusuyla yeni bir güç kazanan Fransız orduları Orléans'ı kurtardılar ve Reims'de veliaht VII. Charles'a taç giydirdiler. Jeanne d'Arc'ın İngilizler tarafından diri diri yakılmasından (1431) sonra Fransa kralı, İngiltere'nin müttefiki Bourgogne ile Arras Antlaşması'nı (1435) imzaladı, orduda reform yaptı ve güçlü bir topçu sınıfı kurdu. Bu sayede Fransızlar sırasıyla Paris'i (1436), Normandiya'yı (1450) ve Arquitania'yı (1453) geri aldılar. Böylece, herhangi bir anlaşma imzalanmadan savaş fiilen sona erdi.
--- spoiler ---
(bkz: hz.wikipedia)
Yüz Yıl Savaşları, İngiltere kralı III. Edward'ın Fransa tahtında hak iddia etmesiyle 1337'de başlayan ve ancak 116 yıl sonra 1453'te sona eren savaşlar dizisidir.
Genel olarak 1337'de başlayıp 1453'te bittiği kabul edilen Yüz Yıl Savaşları, görünürde feodalite ve hanedan savaşıydı. Feodal nitelikteydi, çünkü İngiltere kralı aynı zamanda Arquitania dükü olduğundan, Arquitania'daki uyrukları dükle bir sorunları olduğunda onun süzerenine, yani Fransa kralına başvurabiliyorlardı. Hanedan çatışmalarının temelinde ise, Fransız baronlarının, Fransa kralı IV. Charles'ın ölümünden sonra yerine İngiltere kralı III.Edward'ı değil, VI. Philippe'i seçmeleri yatıyordu. Toprakları Fransa'nın olan ama ekonomisinin temeli İngiliz yününe dayanan Arquitani ve Flandr'daki olaylar, 1294'ten itibaren iki ülke arasındaki gerginliği sonunda iyice arttırdı. İngiltere kralı ilan edilen III. Edward, annesi İsabella of France'ı sürgüne gönderdi ve annesinin sevgilisi Mortimer'ı idam ettirdi (1330). Fransa kralı IV. Philippe'in anne tarafından dedesi olması gerçegine dayanarak Fransa tahtı üzerinde hak iddia etti; böylece Yüz Yıl Savaşları patlak verdi.
İlk saldırıyı başlatan İngiliz orduları Crécy'de Fransızları yendi (1346) ve Calais'yi ele geçirdi. Poitiers'de bir zafer daha kazanan (1356) İngilizler, Fransa Kralı II.Jean'ı esir aldılar. Çaresiz kalan Fransızlar 1360'taki Brétigny Antlaşması'yla çok büyük toprak kaybetti. V. Charles döneminde, krallık orduları komutanı Bertrand du Guesclin'in önerisiyle benimsedikleri yeni stratejiye göre, İngilizlerle çarpışmaktan kaçınarak ve sırayla kuşatma harekatı yürüterek, kaybettikleri toprakların hemen hepsini 1374'ten önce geri aldılar. Prensle arasındaki mücadeleyi fırsat bilen İngiltere kralı V.Henry yeniden Fransa üzerine yürüdü ve Agincourt Savaşı'nı (1415) kazanarak Normandiya'yı aldı. Fransa kralı VI. Charles'ın imzalamak zorunda kaldığı Troyes Antlaşması'na (1420) göre, Fransa tahtının varisi İngiltere kralıV. Henry'nin oğlu VI. Henry olacaktı. Lorraine'li genç bir kızın, Jeanne d'Arc'ın inancı ve coşkusuyla yeni bir güç kazanan Fransız orduları Orléans'ı kurtardılar ve Reims'de veliaht VII. Charles'a taç giydirdiler. Jeanne d'Arc'ın İngilizler tarafından diri diri yakılmasından (1431) sonra Fransa kralı, İngiltere'nin müttefiki Bourgogne ile Arras Antlaşması'nı (1435) imzaladı, orduda reform yaptı ve güçlü bir topçu sınıfı kurdu. Bu sayede Fransızlar sırasıyla Paris'i (1436), Normandiya'yı (1450) ve Arquitania'yı (1453) geri aldılar. Böylece, herhangi bir anlaşma imzalanmadan savaş fiilen sona erdi.
--- spoiler ---
(bkz: hz.wikipedia)
her ne kadar kartal yuvalarından kısıtlı bir ürün portföyü olsa da içerdiği anlam itibariyle hoş olan eylemdir.hem kulübe destek anlamında da faydası vardır.
çiğköftenin varoluş sebebine ters bir sentezdir.ismini veren şey etin çiğ olması iken eti iptal ederek köfte kısmını nasıl elde edecekler..
eğer çiğ et yemeyen varsa bunu da yemesin olsun bitsin..yoksa canım çiğköfteyi mundar etmenin bir anlamı yok..
eğer çiğ et yemeyen varsa bunu da yemesin olsun bitsin..yoksa canım çiğköfteyi mundar etmenin bir anlamı yok..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?