bir önceki seçime göre barajı geçen tüm partilerin oyları +/- % 2 oynar.seçime katılım ise bir önceki seçime göre % 5 kadar düşer.partiler arası görüşmeler neticesinde akp-mhp koalisyonu kurulur tahminimce bakalım ne olacak ?
bugünkü lig maçında takımı liverpool'a 3-1 yenilerek iyiden iyiye suyu kaynayan portekizli antrenör.yakın zamanda bu sezona kötü başlayan juventus ile flört etme durumu olursa şaşırmam.
"profesyonel boks kiralık katildir" sözüyle boksa ilgi duyanların daima hatırlaması gereken bir insan.mekanı cennet olsun.
ilk geldiği döneme nazaran daha bilinçli ve takımın menfaati için oynamaya çalışsa da başına buyruk hareket etmenin verdiği rahatlığın kariyerini sekteye vurduğunu bildiğinden ve eskisine nazaran azcık daha güçsüz olduğundan ilk dönemindeki kadar tehditkar bir oyuncu değil artık.gücünü ekonomik kullanma konusunda kendini sorgulamasının zamanı geldi de geçiyor bile.
yazın katıldığı turnuvadan piyasası varken yollanması gereken oyuncu.finansal fair-play'in de transferde kulübü zorladığını düşünürsek türkiye kupasının ıvır zıvır maçlarında oynatıp şutlarsak çok yerinde bir hamle olur.bu düşüncem pedro franco ve motta için de geçerli.
içinde bulunduğu durumla kariyeri çıkmaza giren futbolcu.en azından sarıyer ya da istanbulspor gibi yukarı çıkmayı hedefleyen bir istanbul takımına kiralık gitse beşiktaş'ın oyuncu izleme komitesi kendisini daha yakından takip edebilirdi.muhtemelen şenol hocaya güvenerek beşiktaş'ın alt yaş takımlarından birinde çalışmaya devam ediyor.
sivok'un yokluğunu aradığımız maç desem yeridir.yine de 1 puanı kurtarmış olmamız iyi.penaltı da dürüst olmak gerekirse tartışmaya açık bence.
skor şu an 2-1 aleyhimize ama gomez ne yapar eder bugün en az 1 tane yazar
futbolcunun sakatlık geçmişi gibi ilk bakışta pek önemsenmeyen ama transfer döneminde hayati önem kazanan bilgileri barındırmasıyla diğer futbol içerikli sitelerden ayrılan site.
alman milli takımı antrenörü löw'ün de izleyeceği maç.
dünkü röportajın devamından beşiktaş ve milli takım hakkındaki görüşleri
“Hep söyledim, Gökhan Töre birçok Avrupa takımında forma giyebilir. O kaliteye ve geleceğe sahip. West Ham’la anlaştıktan sonra yöneticilerime onu almaları gerektiğini söyledim. Takıma büyük güç katacağını dile getirdim. Ada’da sükse yapabileceğinden emindim. Töre hareketli bir futbolcu kolay adam geçebiliyor ve sol ayağını iyi kullanıp sert şutlar atabiliyor. Burada seyircilerin hoşuna gidebilecek tüm meziyetlere sahip. Ama olmadı, iki kulüp yetkilileri anlaşamadı. Neden anlaşamadıkları fazla önemli değil ama bu iş belki gelecekte olur. Futbolda her şey mümkün...”
'Taraftarı hayatım boyunca unutmam'
“Kendi stadımız yoktu. Türkiye’nin birçok değişik yerinde maçlar oynamak zorunda kaldık. Ancak her yerde taraftarlarımız bizimleydi. Müthiş bir destek verdiler. Onların bize olan bu desteğini hayatım boyunca hiç unutmayacağım. Onlara bir kez daha sizin aracılığınızla teşekkür ediyorum”
‘Türkiye yine sürpriz yapabilir’
“Türk Milli Takımı’nın başarısı beni tabii ki sevindirdi. Tıpkı Hırvatistan’ın finallere katılmasına sevindiğim gibi. Türkiye’nin 2008’deki gibi Fransa’daki şampiyonaya da renk katacağını düşünüyorum. Türk seyircisi o dönem yaşattığı atmosferle zirve yapmıştı, yine Avrupa’nın birçok ülkesinden destek için gelecekler. Bu futbolun markası için çok değerli bir şey. İnanın tüm futbol otoriteleri böyle düşünüyor. Aynı zamanda ben 24 takımlı bu şampiyonada Türkiye’nin iyi bir grafik çizeceğini düşünüyorum. Sizin gerçekten bir turnuva takımınız var. Fatih Terim’in başında olduğu bu takım yine sürpriz yapacaktır.”
‘Atiba takımın her şeyi’
“Atiba benim dönemimde tartışmasız takımın en değerli oyuncusuydu. Sakın yanlış anlaşılmasın, belki çok yetenekli değildi, belki skora çok katkı da yapmadı ama takımın adeta balansıydı. Ahenkle defans-hücum arasında bir köprü kurdu. Basit oynardı, az hata yapardı, ona çok güvenirdim. Sigortamızdı. İnanın birçok takım arkadaşına önemli tecrübeler de aktardı. Onu alırken yapılan eleştirilerin ne kadar haksız olduğunu herkes şimdi anlamıştır. Onun hâlâ mükemmel performansını sürdürdüğünü duymak beni daha da keyiflendiriyor. Beşiktaş camiası onunla gurur duymalı.”
‘Tolgay’ın golü beni uçurdu’
“Türkiye’de inanın çok mutlu anlar yaşadım. Kendi evimiz yoktu, birçok değişik statta oynadık ama taraftarımızın bize olan desteğini hayatım boyu unutmayacağım. Onlara sonsuz teşekkürler ediyorum. Tüm bu süreçte de tabii ki inanılmaz maçlar oynadık. Hiç unutamadığım ve çok mutlu olduğum karşılaşmaların başında Liverpool maçı geliyor. İnanılmaz oynadık. İyi ve kaliteli bir takıma karşı mücadele verdik ve muhteşem seyircimizin desteğıyle rakibi boğduk. Tolgay’ın o anda o maçta attığı müthiş golle adeta uçuşa geçtim. O gol benim Beşiktaş’taki hiç unutamayacağım goldür.”
‘Mourinho’ya bakın!’
“Evet şu an West Ham’da işler iyi gidiyor. Ama emin olun sonuçlar iyi giderse hayat güzel. Bakın Mourinho’nun başına gelenlere. Ben o yüzden fazla ileriye bakmak istemiyorum. Burada üç yıllık anlaşmam var ama gelecekte ne olur bilinmez. Buraya gelmeden önce de çok teklifler aldım. Katar’dan, Almanya’dan ve İtalya’dan. Ama Ada’yı seviyorum, burada top koşturdum. West Ham beni bağrına bastı, taraftarlar da seviyor. Belki çok ince düşünüp uzun süreli bir sözleşme teklif ederler. Memnuniyetle West Ham’ın Alex Ferguson’u veya Arsene Wenger’i olmak isterim. Ama futbolda bu işler belli olmaz. Ben kendimi çok süper bir teknik adam olarak görmüyorum ama kötü bir hoca da değilim. Önemli maçlar kazandım burada, bu da benim popülaritemi iyice artırdı. Ama ben haddimi bilirim, gencim daha fazla başarı için çalışmaya devam edeceğim...”
Mehmet Demircan / Tunç Kayacı
devamını oku
“Hep söyledim, Gökhan Töre birçok Avrupa takımında forma giyebilir. O kaliteye ve geleceğe sahip. West Ham’la anlaştıktan sonra yöneticilerime onu almaları gerektiğini söyledim. Takıma büyük güç katacağını dile getirdim. Ada’da sükse yapabileceğinden emindim. Töre hareketli bir futbolcu kolay adam geçebiliyor ve sol ayağını iyi kullanıp sert şutlar atabiliyor. Burada seyircilerin hoşuna gidebilecek tüm meziyetlere sahip. Ama olmadı, iki kulüp yetkilileri anlaşamadı. Neden anlaşamadıkları fazla önemli değil ama bu iş belki gelecekte olur. Futbolda her şey mümkün...”
'Taraftarı hayatım boyunca unutmam'
“Kendi stadımız yoktu. Türkiye’nin birçok değişik yerinde maçlar oynamak zorunda kaldık. Ancak her yerde taraftarlarımız bizimleydi. Müthiş bir destek verdiler. Onların bize olan bu desteğini hayatım boyunca hiç unutmayacağım. Onlara bir kez daha sizin aracılığınızla teşekkür ediyorum”
‘Türkiye yine sürpriz yapabilir’
“Türk Milli Takımı’nın başarısı beni tabii ki sevindirdi. Tıpkı Hırvatistan’ın finallere katılmasına sevindiğim gibi. Türkiye’nin 2008’deki gibi Fransa’daki şampiyonaya da renk katacağını düşünüyorum. Türk seyircisi o dönem yaşattığı atmosferle zirve yapmıştı, yine Avrupa’nın birçok ülkesinden destek için gelecekler. Bu futbolun markası için çok değerli bir şey. İnanın tüm futbol otoriteleri böyle düşünüyor. Aynı zamanda ben 24 takımlı bu şampiyonada Türkiye’nin iyi bir grafik çizeceğini düşünüyorum. Sizin gerçekten bir turnuva takımınız var. Fatih Terim’in başında olduğu bu takım yine sürpriz yapacaktır.”
‘Atiba takımın her şeyi’
“Atiba benim dönemimde tartışmasız takımın en değerli oyuncusuydu. Sakın yanlış anlaşılmasın, belki çok yetenekli değildi, belki skora çok katkı da yapmadı ama takımın adeta balansıydı. Ahenkle defans-hücum arasında bir köprü kurdu. Basit oynardı, az hata yapardı, ona çok güvenirdim. Sigortamızdı. İnanın birçok takım arkadaşına önemli tecrübeler de aktardı. Onu alırken yapılan eleştirilerin ne kadar haksız olduğunu herkes şimdi anlamıştır. Onun hâlâ mükemmel performansını sürdürdüğünü duymak beni daha da keyiflendiriyor. Beşiktaş camiası onunla gurur duymalı.”
‘Tolgay’ın golü beni uçurdu’
“Türkiye’de inanın çok mutlu anlar yaşadım. Kendi evimiz yoktu, birçok değişik statta oynadık ama taraftarımızın bize olan desteğini hayatım boyu unutmayacağım. Onlara sonsuz teşekkürler ediyorum. Tüm bu süreçte de tabii ki inanılmaz maçlar oynadık. Hiç unutamadığım ve çok mutlu olduğum karşılaşmaların başında Liverpool maçı geliyor. İnanılmaz oynadık. İyi ve kaliteli bir takıma karşı mücadele verdik ve muhteşem seyircimizin desteğıyle rakibi boğduk. Tolgay’ın o anda o maçta attığı müthiş golle adeta uçuşa geçtim. O gol benim Beşiktaş’taki hiç unutamayacağım goldür.”
‘Mourinho’ya bakın!’
“Evet şu an West Ham’da işler iyi gidiyor. Ama emin olun sonuçlar iyi giderse hayat güzel. Bakın Mourinho’nun başına gelenlere. Ben o yüzden fazla ileriye bakmak istemiyorum. Burada üç yıllık anlaşmam var ama gelecekte ne olur bilinmez. Buraya gelmeden önce de çok teklifler aldım. Katar’dan, Almanya’dan ve İtalya’dan. Ama Ada’yı seviyorum, burada top koşturdum. West Ham beni bağrına bastı, taraftarlar da seviyor. Belki çok ince düşünüp uzun süreli bir sözleşme teklif ederler. Memnuniyetle West Ham’ın Alex Ferguson’u veya Arsene Wenger’i olmak isterim. Ama futbolda bu işler belli olmaz. Ben kendimi çok süper bir teknik adam olarak görmüyorum ama kötü bir hoca da değilim. Önemli maçlar kazandım burada, bu da benim popülaritemi iyice artırdı. Ama ben haddimi bilirim, gencim daha fazla başarı için çalışmaya devam edeceğim...”
Mehmet Demircan / Tunç Kayacı
fanatik'e röportaj vermiş eski hocamız.
“Beşiktaş’ın başındayken İngiliz takımları karşısında aldığım başarılı sonuçlar kariyerimi direkt etkiledi. Bu nedenle West Ham beni istedi”
“2 yılda 8 derbiden birinden bile galip ayrılamamamız şanssızlığa bağlanamaz. Bunun nedenini hâlâ düşünüyorum ama bulamıyorum”
“Oğuzhan Özyakup bana göre Türkiye’nin en iyi, en yetenekli futbolcusu. Mesut Özil’e bakınız, fiziği Oğuzhan’la tıpa tıp aynı”
“Şu an Beşiktaş’ı izlerken gerçekten keyif alıyorum. Mutlu oluyorum. Beşiktaş’ın şampiyon olmasını istiyorum”
Türkiye’ye geldiğinde “Tam da Beşiktaş’a göre bir hoca” denildi ama 8 derbinin birini dahi kazanamayınca acımasızca eleştirip gönderildi. Tıpkı birçok dünyaca ünlü teknik adamın değerini bilmeyip, kendi ülkelerine ‘postaladığımız’ gibi. Gerçi Beşiktaş camiası O’nu çok sevmişti, oynattığı futbol takdir görüyordu ama Türkiye’de takdirden daha önemli olan tabii ki şampiyonluktu. Bu güzel adam, şimdilerde Ada’da henüz ilk haftalarda gönüllerde taht kurdu, tarihe geçti. Yüz milyonluk bütçeli devlere kök söktürüyor. Arsenal, Manchester City, Liverpool ve son olarak da Chelsea’den 3 puanı koparan West Ham’ın teknik patronu Slaven Bilic’ten bahsediyoruz tabii ki de! Güzel Adam, iyi insan, futbolu biliyor ve bütün samimiyetiyle dışarıya yansıtıyor.
‘Beşiktaş bana yardımcı oldu’
“İtiraf etmeliyim ki, Beşiktaş benim İngiltere Premier Lig’de çalışmamda yardımcı oldu. Çünkü Arsenal, Tottenham ve özellikle Liverpool karşısında aldığımız muhteşem galibiyet Ada’nın dikkatini çekti. İngiliz futbol otoriteleri bu maçlarda takımımın oynadığı futbola hayran kaldı. Londra’da Tottenham’a karşı gösterdiğimiz performans ayakta alkışlandı. Bu nedenle West Ham beni istedi. Zaten burada bir futbol kariyerim vardı ama Beşiktaş’ın katkısı çok oldu. Benim ve takımımın performansı burada etkili oldu. Futbolcularımla o dönemde gurur duymuştum, hâlâ onları seviyorum ve onlarla ilişkimi kesmedim.”
‘Şampiyonluk detayda gizli’
“Bu derbi meselesi tabii ki hâlâ içimde bir ukte olarak kaldı. Belki derbi kazanmış olsaydım şampiyon olacaktık. Ben dürüst bir insanım. 2 yılda 8 derbiden birinde bile galip ayrılamamamız şanssızlığa bağlanamaz. Bunu açık yüreklilikle itiraf ediyorum. Ama bunun bir detayı var. O maçların tamamına teker teker baktığımızda gerçekten de şanssız olduğumuzu anlayanlar bana hak verir. Kritik maçlarda hep 10 kişi kaldık. Fener maçında 45 dakika 10 kişi oynadık. Galatasaray maçında Veli atıldı. Siz kolay mı zannediyorsunuz derbide 10 kişiyle mücadele etmeyi? Belki bunlar detay ama her derbide gelip bizi buldu.”
‘Olimpiyat’ta aceleciydik’
“Son Fenerbahçe karşılaşmasında inanılmaz üstünlük kurduk, rakibi adeta boğduk ama son dakikada Sow’la golü buldu rakip. Konya maçında Jones’a verilmeyen penaltı belki de kırılma anı oldu. İşte bunlar beni derinden etkiledi. Derbilerde hep iyi oynadık ama hep de biz zarar gördük. Kendi sahamızda oynadığımız derbilerde ise, yani Olimpiyat Stadı’ndaki maçlarda da çok aceleci ve heyecanlıydık. Bir türlü istediğimiz oyunu ortaya koyamadık. Bunun nedenini hâlâ düşünüyorum ama bulamıyorum...”
‘Hamza’nın soğukkanlılığına bayılıyorum’
“Türkiye’de son yıllarda genç teknik adamların büyük aşama kaydettiğini düşünüyorum. Gerçekten bu isimlerin başarılı olduğunu düşünüyorum. Mesela Ersun Yanal’ın çalışma felsefesine hayrandım Beşiktaş’ta çalıştığım dönemde. Pozitif futbolu benimsiyordu ve inanılmaz bir birikimi vardı. Tolunay Kafkas’ın hırsına mesela hayrandım. Kazanmak için herşeyi deniyordu. Ertuğrul Sağlam’ın oynattığı futbolu da beğeniyordum. Bir dikkat ettiğim konu da kamuoyuna futbolu, yani kendi oynattıkları futbolu daha iyi anlatabilmek için inanılmaz çaba sarf ediyorlardı. Yani futbolla yatıp futbolla kalkıyorlardı. Futbolu çok ciddiye alıyorlar. En sevdiğim hocaların başında da tabii ki Hamza Hamzaoğlu geliyor. Bir defa Antalya’da seminerde buluşmuştuk. İnanılmaz cool bir adam. Ama başarılarına bakıyorum ve onunla gurur duyuyorum. Genç ve hırslı. Saha kenarında çok hareketli ama genelde soğukkanlı, süper bir meslektaş...”
‘Burada önce aile geliyor’
“Beşiktaş’ı çalıştırdığım dönemde herkes çok iyi biliyor ki, stadımız yoktu. O nedenle göçebe gibi bir oraya bir buraya gidiyorduk. Beşiktaşlı futbolcular, özellikle de ailelerini çok takdir etmiştim o dönem. Oyuncularım aileleriyle çok az vakit geçirebiliyordu. Burada sistem biraz farklı. Sahamızda oynadığımızda zaten genelde maçtan önce arabalarını otoparka koyup direkt stada geliyorlar. Ama deplasmanlarda bazen kamp yapıyoruz. Ben kimseyi sıkmak da istemiyorum. Herkes ailesiyle daha fazla vakit geçirmek istiyor. Burada kültür biraz farklı. Belki futbolu çok seviyorlar ama aileyle beraber olmayı daha fazla seviyorlar. Türkiye’de futbolu çok ciddiye alıyorlar. Bazen bunu anlayışla karşılıyorum fakat açık söylemem gerekirse, bazen de çok gereksiz, futbolcuları strese sokacak işler yapılıyordu...”
‘Şenol hoca müthiş iş çıkarıyor’
“Şu an Beşiktaş’ı izlerken gerçekten keyif alıyorum. İnanın mutlu oluyorum. Benim dönemimde zaman zaman çok eleştirildim. Belki hatalarım da olmuş olabilir fakat biz imkanlar doğrultusunda iyi iş çıkarttık diye düşünüyorum. Seyirciyi, futbolseveri ve özellikle Beşiktaş taraftarını, camiasını mutlu ettiğimizi düşünüyorum. Şu an da çok mutlular. O nedenle Şenol Güneş’i tebrik ediyorum. Müthiş futbol oynatıyor. Teknik ve taktik olarak takım süper bir performans ortaya koyuyor. Zaten Şenol hocanın kariyeri ortada. Tecrübesi var. Takıma katkısı ortada. Taraftar memnun kalıyorsa problem yok. İnanın Beşiktaş’ın şampiyon olmasını çok istiyorum.”
‘Oğuzhan sahada tam bir yılan gibi’
“Türk Milli Takım ve Beşiktaş’ın maçlarını izlerken hâlâ ona hayranlığımı gizleyemiyorum. Evet, Oğuzhan Özyakup bana göre Türkiye’nin en iyi, en yetenekli futbolcusu. Sahadaki ahengi, rakiplerinden sıyrılışı, paslarındaki zeka ve kalitenin gerçekten takdir edilmesi gerekiyor. Onu bir yılana benzetiyorum, yılan gibi hareket edip, rakiplerini ekarte ediyor. Bazen onun fiziğiyle ilgili olumsuz yorumlar yapılıyor. Daha güçlenmesi gerektiği belirtiliyor. Evet, mental olarak güçlenmesi gerekir ama fiziği iyi. Daha fazla kas yaparsa zaten bu kadar kıvrak olamaz. Mesut Özil’e bakınız, fiziği Oğuzhan’la tıpa tıp aynı...”
‘Burada küfür yok, diyalog var’
“Saha kenarında Türkiye’de olduğu kadar hareketli olmadığım belki doğru ama bunun da bir nedeni var. Burada da zaman zaman itirazlarda bulunabiliyoruz tabii ki ama İngiltere’de hakemlerle konuşabiliyorsun. Türkiye’de itiraz ediyordunuz ama hakemler sizi fazla konuşturmuyordu. Çok sert bir şekilde sizi geri çeviriyorlardı. Burada diyalog kurabiliyorsunuz. Siz bir şey söylediğinizde hakem de size cevap verip, tartışabiliyorsunuz. Türkiye’de herkes hakemlerle tartışıyordu o yüzden ben de takımımın, Beşiktaş’ın menfaatini korumak için herkesle konuşmaya, hakkımızı aramaya çalıştım. Belki zaman zaman abarttığım da olmuştur ama herkes yapıyordu. Ne yaptıysam, Beşiktaş için yaptım!”
‘Rating uğruna zarar veriyorlar’
“Türkiye’deki TV spor programları da bana göre sporseveri, hakemleri, yöneticileri hatta futbolla işi olan herkesi etkiliyordu. Çünkü futbol, TV ekranlarında çok konuşuluyor. Fazla ciddiye alınıyor. O kadar çok konuşuluyor ki, herkes bundan olumsuz yönde etkiliyor. Bir pozisyonu 2-3 gün tartıştıkları oluyordu. Bunu bu şekilde abartmak herkese zarar veriyordu. Rating uğruna komiklik yapıyorlar ve bu, futbola zarar veriyor. Hakemlerin maçtan sonra da üzerine çok gidiliyor. Bakın size şunu söyleyeyim. Ben Chelsea maçının hakeminin ismini maçtan 1 saat önce öğrendim. Bilmiyordum, bilmem de gerekmiyor. Önemli olan o maçı iyi yönetip yönetmediğidir. Fakat maç bittiğinde ise o maç orada kalır, çünkü tartışsanız da tartışmasanız da o iş orada bitmiştir, skor tescillenmiştir...”
Mehmet Demircan / Tunç Kayacı
devamını oku
“Beşiktaş’ın başındayken İngiliz takımları karşısında aldığım başarılı sonuçlar kariyerimi direkt etkiledi. Bu nedenle West Ham beni istedi”
“2 yılda 8 derbiden birinden bile galip ayrılamamamız şanssızlığa bağlanamaz. Bunun nedenini hâlâ düşünüyorum ama bulamıyorum”
“Oğuzhan Özyakup bana göre Türkiye’nin en iyi, en yetenekli futbolcusu. Mesut Özil’e bakınız, fiziği Oğuzhan’la tıpa tıp aynı”
“Şu an Beşiktaş’ı izlerken gerçekten keyif alıyorum. Mutlu oluyorum. Beşiktaş’ın şampiyon olmasını istiyorum”
Türkiye’ye geldiğinde “Tam da Beşiktaş’a göre bir hoca” denildi ama 8 derbinin birini dahi kazanamayınca acımasızca eleştirip gönderildi. Tıpkı birçok dünyaca ünlü teknik adamın değerini bilmeyip, kendi ülkelerine ‘postaladığımız’ gibi. Gerçi Beşiktaş camiası O’nu çok sevmişti, oynattığı futbol takdir görüyordu ama Türkiye’de takdirden daha önemli olan tabii ki şampiyonluktu. Bu güzel adam, şimdilerde Ada’da henüz ilk haftalarda gönüllerde taht kurdu, tarihe geçti. Yüz milyonluk bütçeli devlere kök söktürüyor. Arsenal, Manchester City, Liverpool ve son olarak da Chelsea’den 3 puanı koparan West Ham’ın teknik patronu Slaven Bilic’ten bahsediyoruz tabii ki de! Güzel Adam, iyi insan, futbolu biliyor ve bütün samimiyetiyle dışarıya yansıtıyor.
‘Beşiktaş bana yardımcı oldu’
“İtiraf etmeliyim ki, Beşiktaş benim İngiltere Premier Lig’de çalışmamda yardımcı oldu. Çünkü Arsenal, Tottenham ve özellikle Liverpool karşısında aldığımız muhteşem galibiyet Ada’nın dikkatini çekti. İngiliz futbol otoriteleri bu maçlarda takımımın oynadığı futbola hayran kaldı. Londra’da Tottenham’a karşı gösterdiğimiz performans ayakta alkışlandı. Bu nedenle West Ham beni istedi. Zaten burada bir futbol kariyerim vardı ama Beşiktaş’ın katkısı çok oldu. Benim ve takımımın performansı burada etkili oldu. Futbolcularımla o dönemde gurur duymuştum, hâlâ onları seviyorum ve onlarla ilişkimi kesmedim.”
‘Şampiyonluk detayda gizli’
“Bu derbi meselesi tabii ki hâlâ içimde bir ukte olarak kaldı. Belki derbi kazanmış olsaydım şampiyon olacaktık. Ben dürüst bir insanım. 2 yılda 8 derbiden birinde bile galip ayrılamamamız şanssızlığa bağlanamaz. Bunu açık yüreklilikle itiraf ediyorum. Ama bunun bir detayı var. O maçların tamamına teker teker baktığımızda gerçekten de şanssız olduğumuzu anlayanlar bana hak verir. Kritik maçlarda hep 10 kişi kaldık. Fener maçında 45 dakika 10 kişi oynadık. Galatasaray maçında Veli atıldı. Siz kolay mı zannediyorsunuz derbide 10 kişiyle mücadele etmeyi? Belki bunlar detay ama her derbide gelip bizi buldu.”
‘Olimpiyat’ta aceleciydik’
“Son Fenerbahçe karşılaşmasında inanılmaz üstünlük kurduk, rakibi adeta boğduk ama son dakikada Sow’la golü buldu rakip. Konya maçında Jones’a verilmeyen penaltı belki de kırılma anı oldu. İşte bunlar beni derinden etkiledi. Derbilerde hep iyi oynadık ama hep de biz zarar gördük. Kendi sahamızda oynadığımız derbilerde ise, yani Olimpiyat Stadı’ndaki maçlarda da çok aceleci ve heyecanlıydık. Bir türlü istediğimiz oyunu ortaya koyamadık. Bunun nedenini hâlâ düşünüyorum ama bulamıyorum...”
‘Hamza’nın soğukkanlılığına bayılıyorum’
“Türkiye’de son yıllarda genç teknik adamların büyük aşama kaydettiğini düşünüyorum. Gerçekten bu isimlerin başarılı olduğunu düşünüyorum. Mesela Ersun Yanal’ın çalışma felsefesine hayrandım Beşiktaş’ta çalıştığım dönemde. Pozitif futbolu benimsiyordu ve inanılmaz bir birikimi vardı. Tolunay Kafkas’ın hırsına mesela hayrandım. Kazanmak için herşeyi deniyordu. Ertuğrul Sağlam’ın oynattığı futbolu da beğeniyordum. Bir dikkat ettiğim konu da kamuoyuna futbolu, yani kendi oynattıkları futbolu daha iyi anlatabilmek için inanılmaz çaba sarf ediyorlardı. Yani futbolla yatıp futbolla kalkıyorlardı. Futbolu çok ciddiye alıyorlar. En sevdiğim hocaların başında da tabii ki Hamza Hamzaoğlu geliyor. Bir defa Antalya’da seminerde buluşmuştuk. İnanılmaz cool bir adam. Ama başarılarına bakıyorum ve onunla gurur duyuyorum. Genç ve hırslı. Saha kenarında çok hareketli ama genelde soğukkanlı, süper bir meslektaş...”
‘Burada önce aile geliyor’
“Beşiktaş’ı çalıştırdığım dönemde herkes çok iyi biliyor ki, stadımız yoktu. O nedenle göçebe gibi bir oraya bir buraya gidiyorduk. Beşiktaşlı futbolcular, özellikle de ailelerini çok takdir etmiştim o dönem. Oyuncularım aileleriyle çok az vakit geçirebiliyordu. Burada sistem biraz farklı. Sahamızda oynadığımızda zaten genelde maçtan önce arabalarını otoparka koyup direkt stada geliyorlar. Ama deplasmanlarda bazen kamp yapıyoruz. Ben kimseyi sıkmak da istemiyorum. Herkes ailesiyle daha fazla vakit geçirmek istiyor. Burada kültür biraz farklı. Belki futbolu çok seviyorlar ama aileyle beraber olmayı daha fazla seviyorlar. Türkiye’de futbolu çok ciddiye alıyorlar. Bazen bunu anlayışla karşılıyorum fakat açık söylemem gerekirse, bazen de çok gereksiz, futbolcuları strese sokacak işler yapılıyordu...”
‘Şenol hoca müthiş iş çıkarıyor’
“Şu an Beşiktaş’ı izlerken gerçekten keyif alıyorum. İnanın mutlu oluyorum. Benim dönemimde zaman zaman çok eleştirildim. Belki hatalarım da olmuş olabilir fakat biz imkanlar doğrultusunda iyi iş çıkarttık diye düşünüyorum. Seyirciyi, futbolseveri ve özellikle Beşiktaş taraftarını, camiasını mutlu ettiğimizi düşünüyorum. Şu an da çok mutlular. O nedenle Şenol Güneş’i tebrik ediyorum. Müthiş futbol oynatıyor. Teknik ve taktik olarak takım süper bir performans ortaya koyuyor. Zaten Şenol hocanın kariyeri ortada. Tecrübesi var. Takıma katkısı ortada. Taraftar memnun kalıyorsa problem yok. İnanın Beşiktaş’ın şampiyon olmasını çok istiyorum.”
‘Oğuzhan sahada tam bir yılan gibi’
“Türk Milli Takım ve Beşiktaş’ın maçlarını izlerken hâlâ ona hayranlığımı gizleyemiyorum. Evet, Oğuzhan Özyakup bana göre Türkiye’nin en iyi, en yetenekli futbolcusu. Sahadaki ahengi, rakiplerinden sıyrılışı, paslarındaki zeka ve kalitenin gerçekten takdir edilmesi gerekiyor. Onu bir yılana benzetiyorum, yılan gibi hareket edip, rakiplerini ekarte ediyor. Bazen onun fiziğiyle ilgili olumsuz yorumlar yapılıyor. Daha güçlenmesi gerektiği belirtiliyor. Evet, mental olarak güçlenmesi gerekir ama fiziği iyi. Daha fazla kas yaparsa zaten bu kadar kıvrak olamaz. Mesut Özil’e bakınız, fiziği Oğuzhan’la tıpa tıp aynı...”
‘Burada küfür yok, diyalog var’
“Saha kenarında Türkiye’de olduğu kadar hareketli olmadığım belki doğru ama bunun da bir nedeni var. Burada da zaman zaman itirazlarda bulunabiliyoruz tabii ki ama İngiltere’de hakemlerle konuşabiliyorsun. Türkiye’de itiraz ediyordunuz ama hakemler sizi fazla konuşturmuyordu. Çok sert bir şekilde sizi geri çeviriyorlardı. Burada diyalog kurabiliyorsunuz. Siz bir şey söylediğinizde hakem de size cevap verip, tartışabiliyorsunuz. Türkiye’de herkes hakemlerle tartışıyordu o yüzden ben de takımımın, Beşiktaş’ın menfaatini korumak için herkesle konuşmaya, hakkımızı aramaya çalıştım. Belki zaman zaman abarttığım da olmuştur ama herkes yapıyordu. Ne yaptıysam, Beşiktaş için yaptım!”
‘Rating uğruna zarar veriyorlar’
“Türkiye’deki TV spor programları da bana göre sporseveri, hakemleri, yöneticileri hatta futbolla işi olan herkesi etkiliyordu. Çünkü futbol, TV ekranlarında çok konuşuluyor. Fazla ciddiye alınıyor. O kadar çok konuşuluyor ki, herkes bundan olumsuz yönde etkiliyor. Bir pozisyonu 2-3 gün tartıştıkları oluyordu. Bunu bu şekilde abartmak herkese zarar veriyordu. Rating uğruna komiklik yapıyorlar ve bu, futbola zarar veriyor. Hakemlerin maçtan sonra da üzerine çok gidiliyor. Bakın size şunu söyleyeyim. Ben Chelsea maçının hakeminin ismini maçtan 1 saat önce öğrendim. Bilmiyordum, bilmem de gerekmiyor. Önemli olan o maçı iyi yönetip yönetmediğidir. Fakat maç bittiğinde ise o maç orada kalır, çünkü tartışsanız da tartışmasanız da o iş orada bitmiştir, skor tescillenmiştir...”
Mehmet Demircan / Tunç Kayacı
zamanında viktor [ybkz]swh[/ybkz] gibi sağı solu belli olmayan bir kaleciye nasıl sabretmiş merak etmiyor değilim.
altyapıdan yeni oyuncular çıkmadıkça gelip geçici bir laftır.yeni ve kaliteli oyuncuların çıkması için gereken yatırımı yapmak ta yönetimin sorumluluğudur.
türk futbolunun emre belözoğlu ile beraber en antipatik ismi.
kış saati uygulamasına 1 hafta geç geçilmesine sebep olan belki de ilk seçimdir.fuat avni'nin seçim süreciyle alakalı yazdıklarına bakıldığında insan daha da merakla ve dikkatle bekliyor olacakları ister istemez.
gayet iyi oynadığımız maç.quaresma bu maçta da faydalıydı sadece ilk devre sonuna doğru topu çekip yanındaki oyuncuya pası verse bir gol daha atabilirdik.onun bu faydalı oyunu da olcay'ın performansını yukarı çekmiş oldu.gomez reyize zaten laf yok.ilk golde utanmasa adamın ağzına kramponu sokacaktı antalyalı topçu.ersan da kart görünce cezalı duruma düştü.muhtemelen haftaya tosic stoper oynar.şenol hoca milosevic'e pek güvenmiyor gibi.
şenol hocayla bu sene performansının üstüne daha da koymasıyla iyi yolda ilerleyen futbolcu.veli ve tolgay'ın olmadığı şu günlerde teknik anlamda olmasa da sertlik açısından yokluklarını aratmamasıyla takıma daha fazla faydası oluyor artık.
sözleşmesi feshedilen antrenörün gidişine üzülsem de yerine bu adamın tercih edilmesinin hiç fena bir tercih olmadığını düşünüyorum.kulübün yapısını finli hocaya göre daha iyi tanıyor olması kendisi için avantaj yaratabilir.
bugünkü performansıyla "o forma benim ricardo [ybkz]swh[/ybkz] kardeş" demesini beklediğim oyuncumuz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?