confessions

khalkedonian

6. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 1359
  2. takipçi 0
  3. puan 20628

100 dolar için 100 takla atar

khalkedonian
kendisine vaat edilen parayı istemeyi paragöz davranışı gibi gösterip çamur atmaya kalkan nankör bir kulüp başkanı açıklaması.unuttuğu bir başka unsur ise süleyman seba gibi özel bir karakter değilseniz eğer bir futbol kulübünün tarihi başkanlarıyla değil futbolcularıyla anılır.

şenol güneş

khalkedonian
(vurgula: Ali Ece: Lig tarihinin en çok maç kazanan hocasısınız ve sürekli kendinizi yeniliyorsunuz. Sizce en değerli yeniliğiniz hangisi? )

Ben futbola sokak arasında dönemin yokluklarıyla başladım. O zaman bana "Futbol serserilerin işi" dediler. Bunca yıl çalıştıktan sonra bunun aksini kanıtlamak en büyük başarımız. Futbol serserilerin oyunu değil. Artık büyük bir hizmet sektörü. Futbolu sürekli beslemek lazım. Bunun için de sürekli yenilik ve emek gerek. Başladığım dönemdeki yoklukları asla unutmadım, onlar en büyük direnç kaynağım oldu. Futbol, hayalgücümü çok geliştirdi. Beşiktaş için de benim, yönetimin, oyuncuların büyük hayalleri var.

(vurgula: Sezon öncesi hayallerinizin planlarınızın hangileri istediğiniz gibi değil gerçekleşti, hangileri gerçekleşmedi?)

SEZON başlamadan önce olumsuz hislerim vardı. Şu anda ise çoğu yok oldu. İyi bir uyum yakaladık. Sanki burada daha önce yıllarca çalışmışım gibi hissediyorum. Hiç yabancılık çekmedim. Bu ortamı hep beraber sağladık. Bunu da 3T formülüyle başardık: Tespit, teşhis, tedavi. Tespit: Ben göreve gelmeden önceki 3 yılda bu yönetim ve Slaven Biliç büyük işler yaptılar. Teşhis: Henüz düşündüğümüz, hedeflediğimiz seviyede değiliz, alışkanlıkların pozitif tarafları da negatif tarafları da var. Tedavi: Oyuncuların oynaması, benim çalıştırmam yetmez, takımı, oyunumuzu daha da büyütmemiz lazım.

(vurgula: Ali Ece: Hocam, Mario Gomez sizi teknik direktör olarak Bayern Münih’i son Şampiyonlar Ligi şampiyonu yapan Jupp Heynckes’e benzetti… Siz Gomez ile ilgili ne düşünüyorsunuz?)

Benim kalecilik yaptığım dönemde Heynckes çok iyi bir Alman forvetti. Teknik direktörlükte de çok başarılı oldu. Gomez de çok iyi bir Alman forvet ancak şu ana kadar Türkiye’de oynadığından daha da iyi bir oyuncu Gomez. Mario’dan daha da fazlasını bekliyorum. Çok iyi çalışıyor, çok iyi profesyonel. Albenisi olan bir oyuncu mesela Heynckes takımın parçası olarak çok iyi bir forvetti. Gomez ise rakibi korkutan bir oyuncu. Gol vuruşları kadar fiziğiyle de rakipleri rahatsız eden, korkutan bir oyuncu Gomez. Hem golleri usta vuruşlarla atıyor hem de takım için boğuşuyor, rakibin sert savunmasından yılmıyor aynı sertlikle cevap verebiliyor.

Gomez’in beni teknik adamlık açısından Heynckes’e benzetmesiyle ilgili de şunu söylemek isterim: Futbolun doğruları her yerde aynıdır, birdir. Ben mesela Trabzon’da genç futbolcuyken o esnada dünyanın en iyileri olan Brezilyalılar da aynı şeyi çalışıyordu zaten, biz bunu sonradan fark ettik. Oyuncuyla ilişkinde çalışma niyetin karşılıklı olarak iyiyse, Şenol Güneş, Heynckes, Mustafa Denizli, Fatih Terim fark etmez, beraber başarılı olursun. Mesela en başta idmanlarda Gomez çalışmaları fazla buluyordu, ona ağır geliyor gibiydi; bunu hissediyordum. O yüzden antrenman planlamasını oyuncuya göre de modifiye etmek gerek. Oyuncudan maksimum verim almanın formülü her yerde aynıdır. Her antrenörün farklı bir tarzı vardır: Demokratik antrenör vardır, otoriter antrenör vardır. Herkesin stiline saygı duymak gerek çünkü belirleyici olan oyuncudan alınan verim düzeyidir. Mesela Özkan Sümer kuralcıydı, sertti ama Ahmet Suat Özyazıcı tam tersiydi. Benim şansım ikisinin de talebesi olmak oldu. Zaten her zaman kendiniz olun, kimsenin peşinden ezbere gitmeyin.

(vurgula: Ali Ece: Lokomotiv Moskova, Beşiktaş maçından sonra oynadığı 3 maçı da kaybetti. Bugün Corluka cezalı, Pejcinovic ve Tarasov’un sakatlıkları var. Beşiktaş, bu eksiklere göre de oynayacak mı?)

Bu 3’ü devamlı oynayan, Lokomotiv’in banko oyuncuları. Aslında onlar da ağır oyuncular, biz Moskova’daki maçta da bundan istifade etmeliydik. Burada kapanacakları için son tahlilde bu eksikler, çok büyük sıkıntı değil. Biz kazanmak için oynayacağımız için kontra toplarda dikkatli olmak zorundayız. Sporting karşısında o kontraları çok iyi yaptılar. Niasse, Samedov, Kasaev üçlüsü kontrataklarda çok etkili oyuncular. Kasaev yerine bize karşı oynayan Maicon da bu oyun tarzında etkili. Rusya ligi ve kupasında üst üste 3 maç kaybetmeleri, bizim maçı çok etkilemez. Ha, moral değer açısından bu 3 yenilgi nasıl etki yapar, onu bilmiyoruz, o ayrı bir konu. Ancak bizim grupta lider Lokomotiv ve beraberlik onlar için avantajlı bir skor gibi gözüküyor. O yüzden bizim işimiz daha zor. Bizim için çok önemli bir maç, kazanırsak ibre tamamen bize döner. İçeride İskenderbey’i de yenersek son maça kalmadan gruptan çıkarız.

(vurgula: Ali Ece: Hocam, ligde de eski takımınız Bursa ile karşılaşacaksınız. Son yıllarda iki kulüp arasında çoğu kişiye suni gözüken bir gerginlik var. Ertuğrul Sağlam ve siz ise her iki camianın ortaklaşa saygı duyduğu isimlersiniz. Bu gerginliği azaltmak için hayırlı bir vesile olabilir mi?)

Ben bu gerginliği hiçbir zaman anlayamadım. Mesela Bursa şampiyon olurken son maçta Beşiktaş’ı yendi. İşin aslı bu birilerinin kaşıyıp nemalandığı bir şey. Bursa taraftarı da Beşiktaş taraftarı da futbolu çok seviyor, ikisine de kavga değil tam aksine başarılar yakışır. Bu kavga hiç doğru değil. Zaten işin aslı Bursa’da da Beşiktaş’ta da hem yönetim hem taraftar bazında birbirine saygı duyan insan sayısı, saygı duymayanlardan daha fazla. Yani kavga isteyenlerin sayısı, istemeyenlerin sayısından çok daha az. Zaten negatif şeylere ben de değerli meslektaşım Ertuğrul Sağlam da izin vermeyiz. Aynı şekilde bu sezon Ertuğrul Sağlam’a haksızlık yapanların sayısı da hocanın değerini bilenlere göre çok küçük bir azınlık. O olaya çok üzüldüm. Hepimiz örnek olacak şekilde davranmak zorundayız, öyle de yapacağız.

UEFA Kupası'nı kazanmayı tabii ki isterim. Takımdaki dengeler önemli. Mesela Mustafa Pektemek çok duygusal. Onu satacağımız yazılıyor ama kalacak. Sağlıklı bir kadroyu henüz oluşturamadık. Başarı bize rakip. Stopere hızlı bir oyuncu alacağım. Rhodolfo ve Milosevic, Pedro Franco'ya göre bir iki adım önde. Bunlardan biri ayrılacak.



5 kasım 2015 beşiktaş lokomotiv moskova maçı

khalkedonian
bizim için iyi skor olmadı ama sporting maçını alırsak gruptan çıkmamız garanti en azından.[ybkz]swh[/ybkz] sporting'in iddiasını sürdürmesi lokomotiv ile oynayacakları maçın berabere bitmesine vesile olabilir.mevzu grup maçı oldu mu son dakikaya kadar umudu korumak mühimdir.bu sene de gruptan erken havlu atmamız ligi şampiyon bitirmemize vesile olacaksa da eğer elenelim gitsin.

şenol güneş

khalkedonian
Beşiktaş’ın ‘bilge adam’ olarak anılan teknik direktörü Şenol Güneş, “‘Bilge adamlık’ benim haddime değil, bilgelere saygısızlık olur. Ama herkesin bir hikâyesi vardır, dolayısıyla herkes bir romancıdır” dedi.

Gezi eylemleri sürecinde hükümetin gençliğin önünü keserek hata yaptığını savunan Güneş, “O gençlik, fikrini söyleme hakkını kullanmalıydı. Biz futbolcuya “Kafanı kaldır, önünü gör” deriz. Gençliğe ne diyeceğiz? Yine ‘Kafanı kaldır’ dememiz lazım ama sen kafayı bastırıyorsun! Bastırmayla gelişme olur mu?” diye sordu.

‘Düşünen Spor Dergisi’ Socrates’in son sayısında Kutay Ersöz’e konuşan Güneş, başında olduğu Türkiye milli takımının üçüncü olarak tamamladığı 2002 Dünya Kupası’nın ardından saçına ve kıyafetine yöneltilen eleştirileri hatırlatarak şunları söyledi: “Dünya Kupası’na giderken yalnız, dönerken kalabalıktım. Giderken kıyafetim konuşulmadı ama dönerken konuşuldu. Oysa benim kıyafetim hep aynıydı. Saçımı eleştirdiler mesela… Berberim Balmumcu’da, çok eskiden beri ona giderim. Dedim ki: “Bak beni eleştirmiyorlar, seni eleştiriyorlar.” Bu, işin magazin tarafı. Kötü olan, halkın bir kesimi bu tarafa daha çok takılıyor.”

‘Genel kültür parayla büyümez’

“İşler iyi gittiği zaman ‘bizden’, kötü gittiği zaman ‘senden’ bilinir” diyen Güneş şöyle devam etti: “Bizim eğitim düzeyimiz düşük. Eskiden örf ve ananelere bağlı “Otur, kalk!” düşüncesi vardı. O gün için geçerliydi. Yaratıcılığı kısıtladığını düşündükten sonra bunu değiştirdik. Ama yeni döneme geçerken hayatla ilgili kanunlar koyamadık. Onun boşluğunu yaşıyoruz. Ekonominizi büyütebilirsiniz ama genel kültür parayla büyümez, satın alınacak bir şey değil o. Çocukluğumuzda kıtlık vardı. Bir gömlekle üç sene okudum. Şimdi her gün değiştiriyorsun. Ama o çocuğa ne veriyorsun, zihnini/davranışlarını nasıl geliştiriyorsun? Bunların hepsini verebilsek, o zaman başka şeyler konuşmaya başlayacağız.”

‘Zenginlik düşünceyle olur’

Suruç ve Ankara katliamlarına atıfla, “Türkiye’de çok sorun var ama artık sıra canlara geldiği için öbürlerini unuttuk. Bombalanma olayları mesela; böyle bir ülkede, ne çalıştığınızı, ne kazandığınızı düşünebilir misiniz?” sorusunu yönelten Güneş, “Ben çocukken fakirdim ama isyankâr değildim. Şimdi durumum iyi ama çocuğuma daha iyi bir imkân sunabiliyor muyum? Hayır, tam tersi… O günkü imkanlar inanın daha iyiydi. Çünkü daha huzurlu, daha mutluyduk. Parayla, ekonomiyle zenginlik olmaz. Düşünceyle olur. Ama ekonomi yardımcı olur, buna katılıyorum” ifadelerini kullandı.

‘Acını acıyla unutturamazsın’

‘Vahşet’ olarak adlandırdığı Ankara katliamını gerçekleştirenlerin insan olamayacağını söyleyen Güneş, “Kim olduğu da önemli değil, kimin yaptığı da… Zaten öyle bakıldığı için bu sıkıntılar oluyor. Dünya da böyle bakıyor. Benim teröristim, senin teröristin… Sorsan barış için gelip savaşıyor. Yok ya, ölenlere ne oluyor? Acını acıyla unutturamazsın. Başka bir adım atmalısın. Onun için daha barışçı olmalısın. Kavgayla büyüyemezsin” diye konuştu.

‘Başbakan da cumhurbaşkanı da halkın içinde olmalı’

Makamın, paranın gücünü kullanarak başkasına eziyet etmeyi büyük ayıp olarak gördüğünü vurgulayan Güneş, “Ben sıradan insan olurum, kuyruğa girerim, hiç rahatsız olmam. Sen bakansın, toplantın var, yetişeceksin. Tamam. Ama halkı rahatsız eden bir yapıyı istemiyorum. Başbakan da cumhurbaşkanı da halkın içinde olmalı. Ama biz onu ilahlaştırıyoruz, uzaklaştırıyoruz kendimizden. Sonra al başına belayı” dedi.

‘Bastırmayla gelişme olur mu?’

“Sendika döneminden bahsettiniz, hala solculuk var mı?” sorusuna “Bu dönemlerde ben sağ-sol konuşmam. Oyuncuyken de bana “Konuşma!” dediler. Artık bunları daha iyi anlıyorum. Görüşleri bir tarafa sıkıştırmayı doğru bulmuyorum” karşılığını veren Güneş, Gezi eylemlerine ilişkin ise şunları söyledi: “Gezi olaylarında bir hata yapıldı, bir şeyler karıştırıldı. Genç bir nesil, oraya düşüncesini söylemeye gitti, bir şeyler yapmak istedi. Kimlik arayışındaydı. Ve bu, doğru bir kimlik arayışıydı ama olay siyasi tarafa çekildi. Hükümet onların önünü kesti. Bence o noktada hata yapıldı. O gençlik, fikrini söyleme hakkını kullanmalıydı. Biz futbolcuya “Kafanı kaldır, önünü gör” deriz. Gençliğe ne diyeceğiz? Yine “Kafanı kaldır” dememiz lazım ama sen kafayı bastırıyorsun! Bastırmayla gelişme olur mu?”

robin van persie

khalkedonian
vitor pereira'nın liderlik vasfı olmadığından fenerbahçe'nin verim alamadığı portakal.pierre van hoojdonk, 33 yaşında türkiye'ye geldiğinde daum sayesinde fenerbahçe'nin maksimum verim aldığını göz önüne koyarsak kişisel performanslarda antrenörün ne derece önem kazandığı daha net belli oluyor.
37 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol