"emma nü elle" şeklinde birçok gizli kodları ve subliminal mesajları adında ve içerisinde barındıran erotik film serisi. bir kuşağa, aileyi yatırdıktan sonra salona damlayıp elde kumanda, kulak koridorda, tetikte beklerken yarım yamalak tatmin olma duygusunu yaşatmıştır.
ergenliğimin vahşi geçmesinin, zamanında yüzümün arı saldırısına uğramış gibi görünmesinin saikasıdır sylvia kristal. binlerce erkeğin emmanuelle filmiyle tanıdığı usta oyuncu, nazarımda gene de gizli bir masumiyetin timsalidir. ölümüne dayımınkinden daha çok üzüldüğümü içtenlikle söyleyebilirim. eller günahkârdı seninle be sylvia! ölümünle peçeteyi bana farklı bir şekilde kullandırdın; yazık.
gittikleri ülkelerde o ülke kültürüne ait türlü lakayt şarkıyı askeri disiplinde söyleyerek şarkıdan daha absürt bir hale bürünen rus ordusunun fasıl heyeti. bu heyetin, senkron ve üniformaları dışında hiçbir militarist tarafları yoktur. bunlar yıl aşırı türkiye'ye gelir, bi oynama şıkıdım, iki mehteran düeti, katuşya, kalinka, polyushka pole okur; bi'kaç soytarılıktan sonra memleketlerine geri dönerler.
kızıl ordu korosu'nun bolca ekmeğini yediği pek bilindik rus folk şarkısı.
bir erkeğin söylemesi gerekirken ajda pekkan'ın tercih edildiği sevdiğim bir şarkı.
sözleri ise;
" bir sevgilim var ki on yedi yaşında,
her akşam bekliyorum köşe başında.
elele dolaşırken orada burda,
aşkımız hep masallarda.
gözlerim gözlerinde daldım gittim,
bilmem nasıl söylesem bu kıza bittim.
cinden periden hep medetler umdum,
kokladım onu yudum yudum.
herkes ayıp sana dedi,
akranın mı ki senin on yedi?
kalbin onunla hiç dolmaz,
çocukla aşk olmaz, ah aşk olmaz.
döndüm bir gün yine o köşe başına,
sevgilim basmıştı on dokuz yaşına,
bir gençle geldi dedi, merhaba,
evleniyorum elveda.
ağladım ah ben ağladım,
o giderken ben el salladım.
aşkım kaldı işte şimdi yarım,
yalnız kaldım, yalnız kaldım.
şimdi köşe başında bir ben bir gölgem,
penecerede yok bakmıyor neden bilmem.
canı isterse ben de bir daha gelmem,
kırıldım vallahi dönmem.
söz veriyorum yıkıldım artık hiç gelmem,
mahvoldum zaten gelemem.
hayır hayır hiç gelmem,
elveda. "
şeklindedir.
sözleri ise;
" bir sevgilim var ki on yedi yaşında,
her akşam bekliyorum köşe başında.
elele dolaşırken orada burda,
aşkımız hep masallarda.
gözlerim gözlerinde daldım gittim,
bilmem nasıl söylesem bu kıza bittim.
cinden periden hep medetler umdum,
kokladım onu yudum yudum.
herkes ayıp sana dedi,
akranın mı ki senin on yedi?
kalbin onunla hiç dolmaz,
çocukla aşk olmaz, ah aşk olmaz.
döndüm bir gün yine o köşe başına,
sevgilim basmıştı on dokuz yaşına,
bir gençle geldi dedi, merhaba,
evleniyorum elveda.
ağladım ah ben ağladım,
o giderken ben el salladım.
aşkım kaldı işte şimdi yarım,
yalnız kaldım, yalnız kaldım.
şimdi köşe başında bir ben bir gölgem,
penecerede yok bakmıyor neden bilmem.
canı isterse ben de bir daha gelmem,
kırıldım vallahi dönmem.
söz veriyorum yıkıldım artık hiç gelmem,
mahvoldum zaten gelemem.
hayır hayır hiç gelmem,
elveda. "
şeklindedir.
sen yine iyisi mi çal söyle, bildiğin gibi bu gece... diye devam eden 70'lerin rezzan yücel şarkısı.
mesajlı tişört giyen atkuyruklu adamların kutsallarından olan douglas adams eseri kitap serisi. ilk ortaya çıktığında kitap değildi bu yalnız.
(vurgula: "beni ebesinin amına götürün") üzerine kurulu melankolik bir aznavour parçası.
ermeni asıllı fransız sanatçı. annesi vakti zamanında türkiye'de yaşamış. nedeni annesinin türklerden gördüğü zulüm müdür bilmiyorum ancak türklere kıldır bu bastı bacak moruk.
emmenez moi, la boheme ve daha niceleri...
emmenez moi, la boheme ve daha niceleri...
hem fiziği, hem zihni, hem de vicdanı olmayan pestenkerani bir zat. son iki özellik olmayınca insan da olmuyorsun galiba. hırsıza ateş etmek - hem de pompalı tüfekle deniyor- nasıl bir dimağın fiili? bir de kımıltının geldiği yerdeki silüeti ayırt etmeden silahını şüphelinin kafasına doğru ateşlemesi de ayrı takdir edilesi bir salaklık.
kortta omuzlarında iki tane çalılıkla mücadele etmesiyle hatırlarda kalan vasat ancak sempatik eski ispanyol basketbolcu.
medya mitolojisinde reklam tanrısı.
pestenkerani ve toplum için tehlikeli bir ideolojiyi yaratmış reklamcıların tapındığı bu yazar hanımabla.
bir ayn rand romanı.
anı taşı, abide.
birleşik krallık'ın hülya avşar'ı. her yol var abide[ybkz]swh[/ybkz], abide by.
beyaz fonlu temada hakikatten görülmeyen zımbırtı. görülmediği için de verilmesi anlamsız. kimin nerede verdiğini, ne verdiğini göremiyorum. tam kinaye olmuş.
müstear adları aşigolar olan güruh. hatırladığım kadarıyla vakti zamanında türkiye kupasında kupa hasreti çeken türkiye'nin en güçlü takımı fenerbahçe'yle eşleşmişlerdi de yağmurlu bir havada kendi sahalarında oynanan maçta selçuk bunlara orta sahadan yerleştirmişti.
belirtilen anın ferdası; zarf.
türk ligine üç gömlek fazla olduğunu her zamanki gibi ilk yarıyı lider bitirmesiyle kanıtlayan avrupa fatihi şanlı galatasaray'ın bu üstün konumuyla yetinmeyip kendi nihai kulvarı olan avrupa için büyük transferler yapmasıyla peydahlanan akıl çelen vaziyet. adeta diğer kulüplere nazire yaparcasına onların ömürlerinde göremeyecekleri isimleri türkiye'ye getirerek millî bir hizmet gerçekleştiren galatasaray, bir kez daha bizlere yüceliğini kanıtlamış oldu. football manager'de hile yapıldığı halde dahi alınması zor olan bu isimler sayesinde bence diğer takım taraftarlarını ayartmışa benziyor aslanlar. nitekim bana göre akhisar, kayserispor, vanspor, sarıyer, zeytinburnuspor, beşiktaş, uşakspor ve tekirova belediye gibi diğer küçük takım taraftarlarının desteğini galatasaray'a yöneltmeleri haklı bir tepki, doğal seleksiyon olacaktır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?