piyasaya doctor khumalo olarak sürülmüştür. kamerunlu françois omam-biyik ile pek mest ederdi beni bu bafana[ybkz]swh[/ybkz]. forma arkasında da doctor khumalo olarak yazıyordu yanlış hatırlamıyorsam.
sadece beşiktaş yönetiminin değil, barcelona yönetiminin de önemli kararları alırken irşat dolu harikulâde entry'lerinden faydalanma şansına malik olduğu sözlüğün tanrısı.
öyle entry'ler yazıyor ki ülkelerin savunma bakanlıkları incelese üç günde dünya barışı sağlanacak.
öyle entry'ler yazıyor ki ülkelerin savunma bakanlıkları incelese üç günde dünya barışı sağlanacak.
tam bir odun ve hâlâ sümüğünü yiyen biri olarak ezkaza bir sevgili edinmiştim ticaret lisesi önünde köpeğim kuçi'yle beklerken. liselim bir ara ağzındaki sakızı yayarak bana (i: "ayy keramiii ben yokken ne yapıyordun boş vakitlerinde?") diye sormuştu. ben de (i: "ne yapacağım, sen yokken sürekli tek kürekle mehtaba çıkıyordum cancağazım") diye cevap vermiştim. (i: "ayy çok romantiksin") demişti sakızı eliyle oynarken. ben de (i: "sen ben yokken nasıl vakit geçiriyordun") diye sormadım çünkü tüm okul liselim'i tanıyordu. belli ki arkadaşlarıyla muhabbet ediyor, çay bahçelerinde geziyordu.
şimdi öğrendim ki yanında çalıştığı muhasebecinin metresi olmuş.
şimdi öğrendim ki yanında çalıştığı muhasebecinin metresi olmuş.
fransa'nın okan bayülgen'i. manisa tarzan'ı misali bunda da bir tane jane vardı. koca metropolitanda ormandaymış gibi yaşarlardı marjinal ve cıbıl. şimdi fransa'nın okan bayülgen'i dedim ya, bizimkinin kulağına gitse iyice götü kalkar.
modern şirinler köyü.
2.02 cmlik lenduha boyumla ergenliğimi yaşadığım şu yıllarda üç sene önce on üç yaşımda ve 1.76lık boyumla kendime seçtiğim en münasip meslekti jokeylik. veliefendi'ye gittiğimde gördüm. "ben de jokey olmak istiyorum" dediğimde arkamdan küfredip balya attılar. hepsi çok şeker ve sempatik. bence jokeylik sirk cüceliğinden sonraki en şirin meslek.
70'lerin 45'lik tadında kadın şarkıcısı. seni iyi tanırım diye pestenkerani bir parçası vardır.
ingiltere'nin olduğu kadar genel anlamından mütevellit birkaç ülkenin daha ulusal marşıdır god save the queen. yurttaşların monarşiye sadakatini, kraliçeye bağlılıklarını tasdikler. bilmemkaçıncı george zamanlarında marş, queen yerine king şeklinde söylenmekteydi.
ayrıca the sex pistols'un bu marşı taşağa aldığı aynı adı taşıyan parçası da paylaşım sitelerinde indirilmeyi beklemektedir.
ayrıca the sex pistols'un bu marşı taşağa aldığı aynı adı taşıyan parçası da paylaşım sitelerinde indirilmeyi beklemektedir.
sevişmek.
eğer gecenin bir saati eve dönüyorsam, muhakkak yol kenarında durup yaptığım çiftleşme merasimi.
kitap okumayı 9 yaşında kemalettin tuğcu'nun mazoşist hikâyeleri nedeniyle bırakan bir birey olarak yazdığı kitapların kalınlığını görünce içimi şişiren bir yazar olduğu kanaatine vardım yaşar kemal'in. pipim ile ensem arasındaki kalınlıkta yazdığı romanlarında neden bahseder, hangi dünyaları anlatır hiçbi'sik bilmem. tek bildiğim fransa'dan leblebi gibi nişanlar, plaketler, madalyonlar toplayıp yurda döndüğüdür. mamafih bir kere bile o madalyonları kemal özkan gibi takmaz. zaten taksa da bi' yaştan sonra o ağırlıktaki takıyı taşıyamaz, ölür.
attığı sayılardan daha çok ipe dizdiği kadınlarla gündeme gelmesinin tek nedeni averajaltı bir basketbol melekesine vakıf olmasıydı. kadınların bu herifçioğluna seks amaçlı ilgi duymasının nedeni boyunun uzun olmasından daha çok bacaklarının flamingo gibi olmasıdır. kesif bir seks çağrışımı yapan bacakları sayesinde orta çağ hükümdarlarına muadil kadınla birlikte olmuştur. bu durumuyla bana da göz kırpmıyor değil.
;)
;)
99 depremini takip eden günlerde satanistler tarafından şeytana kurban etmek amacıyla öldürülen kişi. bu cinayetin ardından istanbul genelinde cadı avı başlamış, bilumum barlar denetlenmiş, medya metal müziği günah keçisi ilan etmişti.
şeytana insan kurban etme ayağına önce içlerinden birisinin birlikte olduğu, ardından öldürdükleri şehriban coşkunfırat'ın katil zanlılardan birisi. bu da yetmezmiş gibi ölüsüne de tecavüz etmişlerdi kızın. anlamadığım niçin antik çağ ritüeli olarak bakireyken değil de siktikten sonra öldürdüler. o zaman bu durumu yadırgamış, fehriye erdal'ın gülüşüne olduğum gibi kapüşonlu cool tavrına tutulmuştum.
siyah giyinmeyi marifet sanan, yarak kıllarımdan daha düzensiz saç stilleri ve her dem anaya isyan eden, babanın karşısında bacak bacak üstüne atan asi bünyeleri ve çürümüş ciğerleriyle köşe başında bali çekmeyi marifet sanan pestenkerani abazanların dinlediği müzik türü.
rock müziği dinleyenlere bir örnek:
(bkz: zinnur gülşah dinçer)
rock müziği dinleyenlere bir örnek:
(bkz: zinnur gülşah dinçer)
sabri sarıoğlu.. sabri sarıoğlu.. sabri sarıoğlu; artık bıktırandır.
sadece sözlük bir spor sözlüğü olduğu için kadının futbolla ilgilenmesi onun diğer pestenkerani vasıflarına oranla iyi bir şeymiş gibi görünsün diye ama bağlacı koydum. yoksa biliyorsunuz ki sevgili holigan arkadaşlar, benim için bir kadında ne kadar futbol bilinci varsa, o kadın o kadar iğrenç ve pestenkerani bir kadındır. bira içtikten sonra rahatlıkla üzerine geğirilmeli hatta kusulmalıdır. aman allahım, ne boktan bir kadındır o öyle. hele bir de ateistse, üzerine sarımsakla gidilmeli, kafasına tespihle vurulmalıdır. tövbeler tövbesi nidaları atarak o sıfatsız suratına tükürülmelidir. nasıl esmer ve çirkin olması onun günahı değilse, ateist olması da onun suçu değildir. belli ki hastalıklı bir ortamda kalıp şifayı kapmıştır o kaknem kadın. dünyamızda dinsizlik ve hristiyanlık en büyük hastalıktır. bön olduğu için de doğru yolu bulamayan çirkin kadın demek ki geldiğini iddia ettiği maymunlara[ybkz]swh[/ybkz] benzediği için bu fasaryalara inanmıştır.
taşaklı bir futbolcunun kariyerinin tamamında anca atabileceği tüm spektaküler golleri 2011 fifa 17 yaş altı dünya kupası'nda atmayı başarabilmiş yavru futbolcu.
yaptırmaktan çok büyük haz aldığım bağırsak temizleme faaliyeti. lavmandan sonra en sevdiğim tıbbi müdahale ise fitil yemektir. mamafih, lavman bir kurtarıcı, bir süper kahramandır.
ekran başına oturduğum zaman tek solukta izlediğim efsane program. almanya'da duvarlarında cami silüetinin bulunduğu dünya kültürleri konseptli randevuevinden tutun da, cami ile duvarını müşterek kullanan bir başka randevuevinin haberlerini gizli kamera ile çekerek verirlerdi. niyedir bilinmez, programın yapımcıları kafayı fahişelerle felâket bozmuşlardı. aidsli fahişelerin türk erkeklerinin sağlığını ciddi tehlikeye attığının haberi on programın sekizinde işleniyordu. bir ara da sapık işveren teması işlenmişti. adam iş başvurusu yapan kadınlara (i: "meme başın nasıl? kimisi pembe çileğe benziyor, kimisi üzüm gibi, bazısı da kahverengi, sanki fındık.") merkezli tacizlerde bulunuyordu. şimdi göğüs uçlarımı ovuşturdum da oradan aklıma geldi bu program.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?