kaptan

"istanbulda deplasmanda...
koştuk her zaman yanına...
beşiktaşı sevmeyenin, koyayım...
taaaaa a.... a....."

diye devam eden efsane beste...
artık en büyük emanet tırnak makası...
yaşlanıyoruz, o günleri de özlüyoruz...

hocamız giovanni van bronckhorst'un, pivot ve pırpır santrafor isteği doğrultusunda nabzı yoklanan, kapısı çalınan, whatsapp son görülmesi kontrol edilen eski futbolcumuz...
ben şahsen gollerinden sonraki müziği çok seviyorum...
zaten farklı gol müziği çalabileceğimiz oyuncumuz da kalmadı...
bir ara ne güzel, golden sonra stat nergis aile çay bahçesi gibi oluyordu...
bizi biraz incitmişti ama, gelsin yani...

bizi galatasaray ile kardeş gibi gösteren, kardeş sanan, kardeş iması yapan beşiktaşlılardan...
galatasarylılardan olduğundan daha çok tiksiniyorum...
şöyle ellerimi evvela buzlu soğuk suda bekletip, iyice yayvanlaşmasını sağladıktan sonra, tam böyle kulağının çatısına "çaaaaaaat" diye bir tane koyasım geliyor ki...
çınlamasıyla bir 3-5 yıl, bu rengi bozukların bizden çaldıklarını unutmasınlar...

arkasından "götoğlanı galatasaray" denmediği sürece bir boka yaramayan üçlemedir...
şunun üstüne statta çalınan bir şinanay, belli atraksiyonların ardından yakılan bir sigara, bir puro gibidir...
ama hangi atraksiyonlar olduğunu söyleyemeyecek kadar evliyiz...
burada da kahkaha var...

"dışarda yüz bin apachi...
daniael amokachi kachi..." bestemizin en nadide yeri...
efsane kanatımsız forvetimizdir...

gol sevinci esnasında ellerini iki kulağının arkasından, havaya doğru kaldırıp indirmesi bana hep cenaze namazlarını hatırlatır...
olsa da iki tane alsak dediğimdir...

daha büyük olmasına rağmen, asla filistin kadar konuşulmayan katliamdır...
katliam her nerede ve nasıl yapılırsa yapılsın, en büyük cinayettit ama, bence bu ülkede son 20 yılda oluşturulan çok ciddi bir türk'lük sorunu var...
utanmayın oğlum, hepimiz türk'üz lan...

beşiktaşlı kadınların, hayatımda duymadığım, gün yüzü görmemiş küfürlerle, cezalı olduğumuz maçta, tekrar ceza almamızı sağladıkları acayip bir uygulama...

neyse ki kalktı, vallahi biz erkeklerin edebi, adabı bozulmuştu...
ulan hangi kadın;

"çıktım taşın üstüne,
açtım bacaklarımı...
altından geçen fener,
yesin taşaklarımı..." diye bağırır...

bu olmamışlıkla bu inanmışlık...
vallahi helal olsun...

fark edildiği anda "civcivler uçabiliyor mu" deneyi uygulanması gereken misafir türüdür...
bilime katı verir...
cildi gençleştirir...
kemikleri kuvvetlendirir...
dişleri güçlendirir...
yok lan bu reklam sloganıydı...

burası mevlana türbesi değil beyler, ne olursanız gelmeyin...
ne olursalar getirmeyin...

bu tabiri kullanarak, mevcut kadrodaki yeteneksizliklerine göre en az 12 oyuncuyu kemiksiz alabileceğimiz transfer kalıbımız...
(bkz: kıymetini bilemedim)

türk futbol tarihindeki en troll futbolcudur...
ulan fener taraftarının bu hayatta yiyeceğin en büyük trol, bizim korkak tavuk ortega pankartı diyordum ama, herif civcivlere 32 kere siuuuuu çektirdi...
ulan burada kahkaha var, hajsahsdhsadjasd yazmayı da sevmiyorum...
adminler, eski forza admini olaralk, benim için gülücük koyun lan buraya...
doğan görünümlü şahinler sizi... ahsdjasdsadsadh

tarihin tekerrürden ibaret olduğunu hatırlatan tezahürat..

çebi geldiğinde "ahmet başkan bunların alayını sat..."
ahmet gitti, "hasan arat bunların alayını sat..."
demek ki herkes gitmeden önce enkaz bırakacak bir dip sıyırma operasyonu çekmiş...

Hasan Arat yönetiminde Kamu İle İlişkilerden Sorumlu Yönetim Kurulu üyesidir...

Burak Aslan İstanbul'da doğdu...
Lisans eğitimini Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi Kamu Yönetimi'nde tamamladıktan sonra Hukuk Fakültesi'ni bitirdi...
Columbia Üniversitesi Uluslararası Hukuk programına katıldı...
Kamu bürokrasisinde çeşitli görevler üstlenen Burak Aslan, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nda Özel Kalem Müdürlüğü, Spor Toto Teşkilat Başkan Yardımcılığı ve Dış İlişkiler Başkanlığı yaptı...
Spor kulüplerinin büyümesi ve tesisleşmesinde projeler geliştirdi...
Spor Federasyonları'nın Özerklik Kanunu ile 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Dair Kanun'un hazırlanması çalışmalarında görev aldı...
Formula 1, MotoGP, Basketbol Dünya Şampiyonası, WTA, Universiade Erzurum Kış Oyunları, Akdeniz Oyunları gibi uluslarası organizasyonların ülkemize kazandırılması sağlayan ekipte görevler üstlendi...
TFF Dış İlişkiler İcra Kurulu Üyeliği, Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği ve Tenis Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı...
2020 İstanbul Olimpiyat Oyunları adaylığında devlet tarafındaki koordinasyon sürecini yürüten başkanlığı yönetti...
2004 Atina, 2008 Pekin, 2012 Londra Olimpiyat Oyunları'nda Türk kafilesinde görev aldı...
Sonrasında Başbakanlık'ta Özel Kalem Müdürlüğü ve danışmanlık yaptı...
Başbakanlık'taki görevi süresince göç ve insani yardımlar projelerini yürüttü...
Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği Mülteciler Yüksek Konseyi toplantılarına katıldı...

Hasan Arat yönetiminde Kulüp İçi İlişkilerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesidir...

Kadir Kılıç, 1963 yılında Ankara'da doğdu; ilk, orta ve lise eğitimini Ankara'da tamamladı...
Lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünde aldıktan sonra Fransa'da Paris Sorbonne IV Üniversitesi'nde Fransız Edebiyatı ve Uygarlığı üzerine bir yıl eğitim aldı...
1989 yılından bu yana deri ve kürk sektöründe faaliyet gösteriyor...
Üç dönem sektör başkanlığı yapan Kadir Kılıç, sektörün uluslararası federasyonunda yönetim kuruluna seçilerek 2 yıl uluslararası federasyonda görev almıştır...
Halen deri ve kürk sektöründe faaliyet gösteren Kadir Kılıç, Beşiktaş Jimnastik Kulübü kongre üyesi olup 2007 yılında Divan Kurulu'na seçilmiştir...
Fransızca, İngilizce ve Rusça dillerini bilen Kadir Kılıç, iki çocuk babasıdır...

Hasan Arat yönetimindeki Beşiktaş'ta Kulüp İçi İlişkilerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesidir...

Ekrem Keçoğlu, 1959 yılında Rize'de doğdu...
Beşiktaş Jimnastik Kulübü Divan Kurulu Üyesi olan Ekrem Keçoğlu, 1998-2000 yılları arasında Süleyman Seba başkanlığındaki Beşiktaş JK yönetim kurulunda görev yaptı...
İlk öğrenimini Rize'de, orta ve lise öğrenimini İstanbul'da tamamladıktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği bölümünden mezun oldu...
Keçoğlu Makina Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu üyeliğini üstlenen Ekrem Keçoğlu evli ve iki çocuk babasıdır...

Hasan Arat yönetiminde, İletişimden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi...

Prof. Dr. Işıl Zeybek, 1971 yılında doğdu...
Saint-Benoit Fransız Lisesi'ni bitirdikten sonra lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü Fransız Dili ve Eğitimi Anabilim Dalı'nda aldı...
Yüksek lisansını ve doktorasını İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tanıtım ve Halkla İlişkiler Anabilim Dalı'nda tamamladı...
İstanbul Kültür Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Sanat Yönetimi Bölümü'nde 1998-2002 yılları arası araştırma görevlisi, 2002-2005 yılları arası öğretim üyesi, 2005-2008 yılları arası yardımcı doçent doktor, 2009-2014 yılları arası doçent doktor unvanıyla görev yaptı...
Halen İstanbul Kültür Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi İletişim Sanatları Bölümü'nde profesör doktor unvanıyla bölüm başkanlığı yapmaktadır...

cumhuriyet içerisinde cumhuriyet olmak, ya da cumhuriyetçi gibi görünüp, yıkmak isteyenlerin himmetleriyle, dualarıyla götüne yer eden kulüplere inat...
ailesini bize emanet eden, selanikli yetim mustafa'nın yolundan giden beşiktaş'ın, yıllar evvel açtığı ders niteliğindeki pankart...

bu sadece bir pankart değil, beşiktaş ve beşiktaşlının yaşam tarzıdır...

(bkz: golün var'dan dönmesi)

bilhassa atan beşiktaş olduğunda, anasının düttürüğüne kadar incelenen gollerimiz nedeniyle son 2 yıldır sıkça yaşadığımız durum...
hele sıkıntılı giden bir maçta gelen, ve bir daha asla atılamayacağını bildiğin o golden sonra...

15 yıl evvelki üyeliğimi, stefo olduğuma ikna edemediğim için hiç eden sözlük...

allahın dingilleri, ulan türkiye'de zaten 3 tane stefo var...
bir tanesinin götünün kılları kadayıfa dönmüş...
diğeri daha doğru konuşmayı beceremiyor...
mehmet mi lan bu 855.000 tane olsun...

neyse, kaptan adıyla, çaylak olarak bekliyoruz daha...
ibineler...

günümüzde "maç önü pakedi" adı altında SATILAN bir ürüne dahil edilmiş olan uygulama...
eskiden kulübe dilekçe yazardın, kimin çocuğu olduğun, ailenin varlıklı ya da varlıksız olmasının bir önemi yoktu...
önemli olan tek şey, beşiktaşlı bir aileden gelmek ve beşiktaşlı olmaktı...

şimdi, maç önü seremonisi, forma, bir aile bireyi ile birlikte numaralı bileti, hepsi 20.000 tl...
aşk satılıktır tezgahlarda...