kanayan

gazeteciler arasında, sanırım tek sevdiğim galatasaraylı kendisi olur. güzel adamdır.

kendi kendilerine dayak atabilen taraftar. ekstradan ankara'ya gidip dövülmelerine hiç gerek yok.

rahat bir galibiyet alacağız gibi bir hissiyat uyandıran maç.

(bkz: hadi bakalım)

kadronun dışında kalmasıyla, özlediği performansa geri dönmüş futbolcu. evlat olsa sevilmeyengillerdendi. selametle paşam.

''..sabahın bir sahibi var
sorarlar bir gün sorarlar..''

25.dakikada 10 kişi kalmış ve çoluk çocukla sahaya çıkmış rakibinden 4, aynı rakibinin tam kadro sahada olduğu maçlarda ise 6 gol yiyebilen takım. toplamda yediği 10 gol ile de fezaya selam çakmayı ihmal etmemiştir. afferin avrupa fatihime benim, hanimiş de hanimiş çoccuğumun uefa kupası.

facebook sayfası için;https://www.facebook.com/osvaldo.nartallo.9

şerefli ikincilik kavramıyla dalgasını geçip, kazanmak için her türlü yolu mübah gören; arif erdem gibi bir adamın defalarca ceza sahası içinde kendisini yere atmasını içine sindirip şampiyonluk turuna çıkan; akp milletvekili ve şimdilerde hem akp milletvekiliyken dershanelerin kapatılmasını eleştirebilecek kadar ağır cemaatçi hakan şükür'e yıllarca kral diyen; okan buruk gibi, hakan ünsal gibi, ümit davala gibi, emre belözoğlu gibi yine ağır cemaatçi futbolcuları baş tacı etmiş; ergun gürsoy gibi, mesut yılmaz gibi, mehmet ağar gibi, haluk ulusoy gibi adamların sayesinde bir yerlere gelebilmek için var gücüyle çalışan; 20 milyon galatasaraylı akp'ye oy verdi diyebilecek tıynette bir adamı sırf seksi, liseli ve çilek sever olduğu için başkanlık koltuğuna oturtan; burak yılmaz gibi arif erdem'in izinden gitmeye yeminli bir karaktere alkış tutan ve gezi parkı eylemlerinde çarşı'nın öne çıkması sonrası kendi taraftarından gelen tepkiler üzerine ''biz siyasete girmek istemiyoruz yaaaeee'' diyerek kendisini akladığını zannedip üç gün sonra çin'deki türkmen katliamını protesto etmek için twitter sayfasından bildiri yayınlayan bir taraftar grubuna sahip bir caimaya gönül verenler tarafından söylenmiş söz öbeciği.

sikerler samimiyetinizi. öyle böyle değil, evire çevire sikerler.

kritik maç. fenerbahçe maçı öncesi bir sürprize hiç ihtiyacımız olmayan maç. çıkıp rahat rahat oynayıp almamız gereken maç. gerçi beşiktaş'tan bahsediyoruz, kime diyorsam.

olur da 9-0 biterse, son golde balkona çıkıp avazım çıktığı kadar bağıracağım maç. bir insan bir camiadan bu kadar nefret edemez lan, ama oluyor işte. yeri geliyor uçaklarına, yeri geliyor bacaklarına totem yapıyorum. bu gece sivasspor maçını nasıl aldıklarını da izledim, real madrid'in tarihi fark atması adına ne gerekiyorsa yapması kanaatindeyim. havaalanında, hıncını alamayıp takımı protesto amaçlı karşılamaya gidecek liseli beyoğlu yosmalarının arasına bile sızabilirim o sevinçle. bir kere yüzlerine tükürsem kar kardır amk. o değil de, ne hallere düşürdün lan beni galatasaray. evlat olsan sevilmezsin de, düşman olsan da ancak bu kadar nefret ettirebilirdin kendinden. gidişin olsun dönüşün olmasın amk daha ne diyeyim.

http://www.youtube.com/watch?v=l-YTFFkbZNU

(bkz: doğru konuş yarraam)

kapitalizmin dünyaya hükmetmesinden sonra, insanoğlunun suçuymuş gibi algılatılan eylem. çekirdek aile, akrabalar, yakın çevre, toplum derken bir süre sonra işsizliği yaşayan kişi, insanların gözünde ayıplı mal olarak görülmeye başlanır ve dışlanır. psikolojinin bozulması, yalnızlık hissi de cabası. uzun uzun yazmaya da gerek yok aslında bunu. insanın kendini dinlemesini ve insanları, insanlarını tanımasına yardımcı oluyor bir bakıma. çok sıkışırsan, şöyle okkalı bir şekilde ''amk insanoğlu seni'' dersin olur biter, büyütmeye hiç mi hiç gerek yok.

kırmızısını, ekseriyetle kışın ve mümkünse sek olarak tüketmenizi önerdiğim alkol çeşidi. ha yanında nohut olur, eski kaşar peyniri olur bilmem ama illaki sek tüketin kırmızısını. hadi bakalım.

(bkz: bir bold pilot değil)

(bkz: oğlunuz erdal)

erdal eren'in hayatının anlatıldığı belgesel.

http://vimeo.com/37334157

dinamo kiev kalecisinin, uçarak kafa vurmaya çalıştığı pozisyondan sonrasını izleyemediğim karambol. hatırlıyorum da, gol oldu işte diyerek başımı çevirmiştim. saniyeler sonrasında, kalenin çok üstünden giden topun auta doğru süzülüşü bile gol olmadığına ikna edememişti beni. hatta bitiş düdüğüyle beraber, maçın 1-1 sona erdiğine de inanıyordum. bu son dediğim şakaydı lan, o kadar da alkol almamıştım. almış da olabilirim tabii. karmaşık duygular bunlar. evet.