isyan devrim beşiktaş

(bkz: kartal sözlük ankara tayfası )
(bkz: sözlükten soğutan şeyler )

yalan da değil sanki! [ybkz]swh[/ybkz] şaka lan şaka ne soğuycam sizin yüzünüzden.

türk futbolseverinin ikiyüzlülüğünü ortaya çıkarmış futbolcudur.

bir eleştiri yaparken önce çuvaldızı kendine batırmak lazım derler, şimdi de öyle yapalım. mesela bizim taraftarımızın ikiyüzlülüğünden başlayalım önce. cenk'le anlaştıktan sonra şayet gaziantepspor yönetimi cenk'i kadro dışı bıraksa söylemedik laf bırakmazdık. oyuncu formdan düşecek neden böyle bir şey yaptınız diye. fakat benzer olay, hatta sadece söylenti olarak geçse de fernandes lokomotiv moskova'yla anlaştı dendikten sonra, kadro dışı bırakalım, seneye benim takımımda olmayacak adamı neden oynatıyoruz ki dedik.

ya da yönetim olarak bakalım. daha önce kayserispor'un birkaç kez yaptığı gibi futbolcu sezon arası başka takımla ilgilenirse anında kadro dışı kalırdı. şimdi antep yönetimi cenk'i kadro dışı bırakmadı. o da muhtemelen alacaklarından vazgeçmese, aldığı parayı kulübe vermese cenk de kadro dışı kalacaktı.

bir de cenk oynamaz, gol atmaz diyenler var. eğer öyle yaparsa gelmesin bence, kaldı ki cenk o mantalitede değil gibi görünüyor. bakalım göreceğiz ne olacak. eğer cenk gol atar da kaybedersek o zaman taraftarın tepkisini de merak etmiyorum değil.

beşiktaş integral forex'in beşiktaş milangaz'ı yendiği maçtır. tabii o zaman bu büyük taraftar beşiktaş milangaz'ın arkasındaydı. o başarıyı yaşatan oyunculara teşekkür ediyoruz fakat ergin ataman'a söylenecek bir söz var;

(bkz: koyduk mu)

yalanlarla devam eden dava. sanıklar hiç utanmadan yalan söylemeye devam ediyor. yaptıkları güvenlik kameralarıyla, tanıklarla sabit olmasına rağmen inatla, ısrarla inkar ediyorlar. vurmamış, ayağıyla dürtmüş. diğeri çelme takmamış, bir diğeri sopaları toplamış, bir öbürü ki asıl mağdur olan oymuş eylemci gençlere yardım etmiş onlara poğaça simit vermiş, yağmur yağınca içeri almış. olaylardan sonra ismi geçtiği için fırını kapanmış, çocuklarına ekmek götüremiyormuş. be vicdansız, be haysiyetsiz sen nasıl bir insansın. hem gencecik çocuğu öldüresiye döveceksin, hem de sonra o kanlı ellerinle çocuklarına ekmek götüreceksin. ayıp be, ayıp. senin o kanlı ellerinden çıkan ekmeği yiyen insanlara yazık.

bu insanlarla aynı soydan, aynı ırktan geldiğime, aynı allah'a iman ettiğime inanamıyorum. böyle arsızca yalan söyleyebilen bir insan nasıl dürüst çocuklar yetiştirebilir. gerçi polise emri ben verdim diyen recep tayyip erdoğan denen şahıs başımızda olduğu sürece, onun yalanlarına inanan kitleler olduğu sürece böyle yalancılar da aramızda gezmeye devam edecekler tabii ki.

ben anlayamıyorum; evet ben de çok iyi bir insan değilim. ben de sinirlendiğimde gözüm dönüyor. ama ben ne kadar sinirlenirsem sinirleneyim bir insanı öldüreyim diye düşünmüyorum. onun ağzını burnunu kırayım, tekmelerle kafasını kırayım diye aklıma bile gelmiyor. kaldı ki bunu gerçekleştireyim. insanlar nasıl böyle vicdansız oldu, aslında hep mi böyleydik bilmiyorum. çocukluktan beri öğretilen büyük bir yalanmış, türk insanının iyi, dürüst, mert olduğu. bu adamların hepsi namert ve şerefsiz. ama unutmayın, o çocuğun elleri sizin yakanızda olacak, o kanlı elleriniz ne kadar yıkasanız da temizlenmeyecek.

nefes kesen bir son 2 dakikaya sahne olmuş maç. fark son 6 dakika kala 20 civarındaydı. sonra fenerbahçe maç bitti havasına girince efes kıpırdandı ve son 40 saniyede farkı 6 sayıya kada indirdi. bu sürede obradovic'in yüzündeki ifadeler her şeyi anlatmaya yetiyordu. son 20 saniyede fener hücum ederken efes baskıyla topu kaptı 10 saniye kala savanovic arkasından gelen mccaleb'i farketmeyince topu kaptırdı ve maç bitti. son saniyede bjelica'nın üçlüğüyle 9 sayı farkla fenerbahçe kazandı. ama şimdi obradovic'in olduğu bir soyunma odasına girecek oyunculardan biri olmak istemezdim.

abdi ipekçi arena'nın "ali ismail korkmaz fenerbahçe yıkılmaz" diye inlediği karşılaşma. fenerbahçe tribünleri takımın açık ara önde götürmesinin de rahatlığıyla hükümet aleyhinde uzun uzun bağırıyor. helal olsun!

neredeyse tüm türkiye'nin gözünün üzerinde olduğu dava. gerçi polise emri ben verdim diyen kişi ve onun yardakçıları önemsemiyormuş gibi görünüyorlar ama gerçeği biliyoruz, katilleri bildiğimiz gibi.

katiller aramızda hala, ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. büyük devletimiz ise davayı takip etmeye gelenler için inanılmaz önlemler almış durumda. bu dava için aldığınız önlemlerin küçücük bir kısmını o zaman alsaydınız belki bu dava olmayacaktı. gerçi katilleri en az bizim kadar siz de tanıyordunuz değil mi? onların katil olmasında sizin de payınız vardı değil mi? yok yok ben abartıyorum.

https://twitter.com/Mehmetkizill/status/430100824610861056

sanki ali'miz için yazılmış; acı, çok acı türküdür. duyduğum ilk günden itibaren boğazımdaki yumruyu yutkunamadım. ah be güzel kardeşim, keşke sen yaşıyor olsaydın, oralarda bir yerlerde nefes alıyor olsaydın da ben bilmeseydim bu türküyü. ah güzel kardeşim.

hakemin uzatma vermeden tam 90. dakikada bitirdiği maç. skor 6-0.

5-6 temmuz 2014 tarihlerinde yapılacak olan sınavdır. bugün itibariyle fiili olarak çalışmaya başlıyorum. bugün tüm gün boyunca kalbim beşiktaşa zikreder ile birlikte kırtasiye kitapçı gezip konu anlatımlı kitaplar, kalemler silgiler aldık. uzun bir aradan sonra kalem silgi alıp sınav moduna girmek büyük bir heyecan yarattı. büyük hayallerimiz var, bunları gerçekleştirmek için de umutlarımız. bu dakikadan itibaren haydi hayırlısı, allah utandırmaz inşallah.

garip bir hamle.

her şeyi geçtim, futbolcunun iyiliği kötülüğü bir kenara, bize olası faydası bir kenara; bu futbolcuyu almak demek rakibin kontenjanını bir artırmak demek. adamlar zaten zor durumda, sakat yabancısını başka takımlara kiralamaya çalışıyor. sen ne yapıyorsun, gidip adamların ıskarta diye kenara ayırdığı futbolcusunu alıp adamlara derin bir nefes aldırıyorsun. kontenjanları açılsın ki daha iyi bir yabancı alıp rahat rahat oynatabilsinler. çünkü biz onlarla şampiyonlar ligi yarışı içinde değiliz, haklısınız. aferin size, gerçekten aferin.

futboldaki en zor ve değeri en az verilen mevkidir. kenardan bakan için kolay gibi gözükse de inanılmaz zordur. koşmadığınız için insanlar oh ne rahat yerinde duruyorsun diyebilirler, fakat bilinmesi gereken şey şudur ki mental yorgunluk fiziksel yorgunluktan daha kötüdür. diğer mevkilerde oyundan düşmek telafi edilebilir lakin kaleci oyundan bir an bile düşmemelidir. sahanın en gerisinde olduğunuz için maç boyu oyunun içinde kalıp arkadaşlarınızı uyarmalısınız. daha önce de söylenmiş, futbolcu hata yapar telafi edilir. forvet boş kaleye 5 tane gol kaçırsın bir gol atıp galibiyeti getirirse onlar unutulur. ama kaleci maç boyu sayısız top çıkarsa, penaltı bile kurtarsa maç sonunda bir hata yapıp puan kaybettirirse vay onun haline. mesela fevzi tuncay deyince yaprığı sayısız kurtarışları hangimiz hatırlıyoruz ilk anda. ilk aklımıza gelen ya galatasaray maçındaki ıskası ya da elinden kaçırdığı toplar gelir. bu işin kuralı budur maalesef. onun için halk arasında, kalecilerin birkaç tahtası eksik derler.

allah kahretsin onu dediğim simittir. çocukken eve her kandil gecesi kandil simidiyle gelirdi babam. kutunun yarısı susamlı olanlardan yarısı da bu dandik simitlerden olurdu. hep susamlılar önce bittiği için sona kalanlar susamsızlar olurdu tabii. mecbur bunları yemek zorunda kakırdık. neyse ki artık sadece susamlı kandil simidi giriyor evimize. [ybkz]swh[/ybkz]

biraz vicdan sahibi olan her insanın söylemekten imtina etmeyeceği sözdür. daha önce de söyledim, bir insan sırf senden farklı bir renge sahip diye, farklı bir ırktan, farklı bir etnik kökenden ya da dinden diye, farklı bir siyasi görüşü savunuyor diye, senden farklı bir cinsel kimliğe sahip diye onu öldürme ya da ona işkence etmeye hakkın olamaz. bunu savunan insanı vicdan melekesinden yoksun bir yaratıktır benim gözümde.

nasıl ki dün hrant için ermeni'yim diye bağırdıysam bugün benzer duygularla cengiz akyıldız için de bağırırım. insanın kendisi gibi olan biri için bağırması kolaydır, önemli olan farka saygı gösterip farklı insanları anlamaktır. bugün türk'üm diye bağırmalıyız diyen kişiler eğer yarın bir gün sadece travesti ya da trans olduğu için katledilenler için "hepimiz x'iz hepimiz ibneyiz" diye bağırabilirse bir şeyler değişir bu ülkede. yoksa aynı tas aynı hamam devam ederiz ne yazık ki.

üzerinden yıllar geçitikten sonra genellikle gülümseyerek anlatılan, sizi bugünlere getiren güzel günlerin akıllarda kalmış halidir. anlatmaya başlayınca hep bir başkası da akla gelir ve saatlerce, unutulmayan o günleri yaşarsınız adeta. tabii o anıların en ilgi çekicileri üzerinizde o günlerin eserlerini taşıdıklarınızdır.

uzuuuuun üniversite hayatım boyunca bir kez bile başaramadığım durumdur. insanlar nasıl yapıyordu hiç aklım almıyordu açıkçası. ayrıca bütsüz üniversite mi olur arkadaş! kıskanç mı o?[ybkz]swh[/ybkz]

mallıkla arasında çok ince bir çizgi olan durum. insanlar sakar olabilir, sakarlık yapabilir ama mallık yapmak çok başka bir erdemdir.

bazen girmemek için beklenen entrydir.

tam saatinde kullanılırsa ancak işe yarayan ilaçtır. saçma sapan yan etkileri olsa da hastalığı geçirdiği için katlanılır. ilaçlar tam vaktinde içilmesi gerekşyor diye insanın içinde garip bir gerilime neden olur.