anlayamaz kimse bu aşkı denilendir çoğu zaman. genelde babadan oğula/kıza geçer. malmö maçında recep in rövaşatasıdır, valencia maçında şifo nun mor formayla attığı umut golüdür. liverpool dan 8 yerken gözün kenarında birikip de bir türlü düşemeyen gözyaşı damlasıdır. yürek burkan valerenga maçı ve şifo ya sitem eden babadır.
mabettir, istiklal marşı okunan her ortamda kartal pençesi yapma isteğidir. siyah la beyaz ın yanyana her gelişinde mutlu olmaktır. ahmet dursun seba gitsin diye bağırdıktan yıllar sonra ortaya çıkan pişmanlıktır.
ankara da deplasman tribününe girebilmek için tek turnikede oğlunu gövdesine bastıran memur babanın çaresiz gururudur. ankaragücü maçlarında oğuz sarvan komutasındaki polisten cop yemektir. gençler maçlarında ankara esnafıyla muhabbet etmektir.
istanbul a gelir gelmez muhtarlıktan önce kombine bilet gişesine koşmaktır. siyahı zindan beyazı aydınlıktır. dolmabahçeden mabede yürümektir.
kısacası aslolan hayattır, hayat da beşiktaşk.
son senelerdeki toplumsal dönüşümün olumsuz etkilerinde fazlasıyla nasibini almış grup. artık maç esnasında gözlemleyenler, iyice bir skor taraftarı profiline dönüştüklerini farkedeceklerdir. 2 -0 dan sonra başlayan makaralar, takım atak yerken yapılan saldır beşiktaşım tezahüratları, maç 0-0 iken suspus olup gol olduktan sonra başlayan desibel denemeleri. tamamen bir ego tatminine döndü çarşı. o eski "abi" lerin çarşısı gün geçtikçe azınlığa düşüyor bu güruh içinde. kendi taraftarını döven adamlar gördük geçen sene. iki transferle orgazm olup başkanına yalakalananları, sabote etmeyin uefa ya gidelim cileri de gördük. protesto eden insanın üzerine tükürmek gibi iğrençlikleri yapanları da.
şu son senelerde çarşı ismi beşiktaşımızın adının önüne geçmiştir. yeni nesil beşiktaşlılar a beşiktaş dediğinizde kral çarşı tepkisini almanız manidardır. bence yapılması gereekn en doğru davranış, kendini feshettikten sonra geri dönmemek, ve yepyeni, sağlam basan, beşiktaş değerlerini özümsemiş bir tribün kültürü oluşmasına öncülük etmekti.
fırsat kaçmış değildir, ancak böyle bir imkanın yeniden oluşması için yeni bir kaos ortamı gerekiyor maalesef.
yönetim bizi forlan lar maicon lar ile uyuttuğu sürecede bu değişim olası gözükmüyor.
şu son senelerde çarşı ismi beşiktaşımızın adının önüne geçmiştir. yeni nesil beşiktaşlılar a beşiktaş dediğinizde kral çarşı tepkisini almanız manidardır. bence yapılması gereekn en doğru davranış, kendini feshettikten sonra geri dönmemek, ve yepyeni, sağlam basan, beşiktaş değerlerini özümsemiş bir tribün kültürü oluşmasına öncülük etmekti.
fırsat kaçmış değildir, ancak böyle bir imkanın yeniden oluşması için yeni bir kaos ortamı gerekiyor maalesef.
yönetim bizi forlan lar maicon lar ile uyuttuğu sürecede bu değişim olası gözükmüyor.
adam gibi adam dediğimiz adamın aslında düzenin adamı olduğunu, kendi camiasına yaranmak için kişiliğinden ödün verebilecek kadar değiştiğini üzülerek görmemizi sağlayan olaylara yol açan öfke.
bazen o söylenecek bir şeyin unutulmasa bile, yanlış anlaşılma ihtimalinden çekinip, sırf muhabbete biraz sevimlilik katmak ve sürekliliğini sağlamak için de kullanılabilen söz.
o kadar kolpa, yoz bir slogandır ki hakettiği değeri, atkılar üzerine all i ina g there şeklinde yazılarak göstermiştir.
milli takıma alınmamasından memnun olmamız gereken futbolcu. servet çetin gibi birinin, kendi takımlarında kadroya dahi giremeyen adamların olduğu takımda olmasını, bir de klasik beşiktaş şansıyla sakatlanıp gelmesini istemiyorum. bu zamana kadar futbolcularımıza ne kadar değer verildiğini gördük. seneye ligin tozunu attırmaya başlayınca illa ki çağırılır merak etmeyin.
sözlükte en çok kötülenen entry leri getiren sekme olsa gerek. isim pek yakışmamış, bırakalım artık renklilerin kirli dünyasını da kendi doğrularımıza bakalım.
öyle bir adamdır ki, ceza sahasının yay tabir edilen kısmına yakın bir noktada top kendisindeyse, hemen heyecan yaparsınız o güzel şutlarından birinin daha gelmesi için. bir spartak trnava maçı vardı. yamulmuyorsam, ilk maçta 1-0 yenilmiştik ve bir türlü organize olamıyorduk inönü'deki maçın ilk yarım saatinde. ben tabi o zamanlar odtü yurtlarında odtülükartallar ile izliyorum maçı. tam "şimdi pancu şöyle bi şut çekip yazsa çözülür bunlar" dediğim anda sağolsun sesimi duymuş ve kilidi açmıştır. maç 4-2 bitmişti. adamların bir golü de ofsayt diye verilmedi. yoksa beşiktaş'ımdan bir kanser sahibi daha olacaktık o maçta.
son gs maçında, iddiasız derbi, küme maçı denilen maçta ben bu çocuğun oyuna girecekken gözündeki heyecanı, o çocuksu sevinci, umudu gördüm. işte ben o heyecanı 5 sene üstüste namağlup şampiyonluğa bile değişmem. rıdvan artık bu takımın as oyuncusu olmalıdır, olacaktır. maicon filan bunlar güzel teklifler ama ben orada bu kardeşimi görmek istiyorum.
beşiktaşlı olması dışında pek sevmediğim şarkıcı kadın. tamam taş olabilir, ki öncedden manken/fotomodel olduğunu da çoğu kişi biliyor. ama tavırları hakikaten sonradan görme bir çingeneyi aratmıyor. canlı görmeniz gerekmez, twit lerinden bile bunu kolayca anlayabilirsiniz.
kendisi güzeldir, sevimlidir, hoş bir kadındır. ancak tarafsız olmaktan uzaktır. geçenlerde sivas maçı için fb ye fazladan bilet ayrılmasını eleştiren (ki gereksiz bir eleştiri bence) trabzonlu yönetici karşısında fenerin basın sözcüsü gibi konuşmuştu. aynı şekilde fenerli bir yöneticiye bu üslupla konuşabilir miydi merak etmekteyim.
piknik organizasyonuna ulaşım sorunu çekeceği için fellik fellik düşünen şahsıma yardım elini uzatmış babacan yazar. böyle bir hoşgeldin hediyesi beklemiyordum açıkçası.
takımımda o kutsal çubuklu forma altında görmek isteyeceğim son futbolcu. bari utanmadan 16 numarayı giysin de yeşilbeyaz faşist oğlanları da sevindirsin. toraman ı gönderemeyen yönetim, bu fiyaskoya da imza atmamalıydı. yazık, gerçekten alındıysa nurtopu gibi bir kasabımız olmuştur, bu hakemlerle 20 maçı görürse öpüp de başımıza koyalım derim.
nerdesin parçası ile dağlayan parçalayan gruptur. değer mi hiç cover ı hariç güzel işlere imza attılar. unut beni de ilk göz ağrımızdı.
izmirli kızların çıkarması bir başka olan sestir. bakın sezen ablamız ne demiş:
"hiç bir topuk tıkırtısı bu kadar davetkar çalamaz
bir göz vuruşuyla yerle bir eder böyle bir şey olamaz"
(bkz: izmir in kızları)
"hiç bir topuk tıkırtısı bu kadar davetkar çalamaz
bir göz vuruşuyla yerle bir eder böyle bir şey olamaz"
(bkz: izmir in kızları)
stoichkov lardan dugarry lerden amunikelerden gerçek ronaldo [ybkz]swh[/ybkz] zamanlarından beri dilime pelesenk olmuş "visca el barca" (katalanca) sözünün ispanyolca halidir. daha da vurucusu için (bkz: mes que un club)
ülkemizde kadrosu renkli takımların lobisine göre belirlenen, başındaki hoca hangi takıma yakınsa o takımdaki oyunculara ağırlıkla forma verilen, bir oyuncunun form durumuna, kulüp takımında aldığı süreye bakılmaksızın kadroya dahil edilebildiği, en iyi zamanlarında beşiktaşlı oyuncuların çağrılmayıp, en kötü zamanlarında bilhassa davet edildiği ve maçlardan sakat dönerek takımımızı zora sokmasının yolunun yapıldığı oluşumdur.
ama ne hikmetse en başarılı maçlarını beşiktaş ın mabedinde oynamış, zaferlerin çoğunu burada kazanmıştır.
ama ne hikmetse en başarılı maçlarını beşiktaş ın mabedinde oynamış, zaferlerin çoğunu burada kazanmıştır.
ispanya daki duruşu nedeniyle, geleneklerine bağlılığı nedeniyle, futbolu sadece başarı olarak görmeyen, sporun bir toplumun dönüşümünde oynayacağı rolün farkında olan bir kulüp olması sebebiyle beşiktaşım dan sonra en sevdiğim takım olan barcelona nın ideolojisini gösteren slogandır.
onlar messi ye büyüme yetmezliği sendromu teşhisi konulduğunda vazgeçmediler, o küçük çocuğun arkasında durdular, destekçisi oldular ve dünya çapında bir yıldız kazandılar. keşke bizim de böyle azimli ileri görüşlü yöneticilerimiz olabilse, şu kirli futbol ortamında ütopik bir istek sanırım bu.
onlar messi ye büyüme yetmezliği sendromu teşhisi konulduğunda vazgeçmediler, o küçük çocuğun arkasında durdular, destekçisi oldular ve dünya çapında bir yıldız kazandılar. keşke bizim de böyle azimli ileri görüşlü yöneticilerimiz olabilse, şu kirli futbol ortamında ütopik bir istek sanırım bu.
rakı kültürünü de biliyor, rakı sofrası adabına uyuyorsa, alıp evin başköşesine koyulması gereken hatun. anason canını onun.
yurtdışından gelecek denetçilerin keyfi yüzünden pazartesiden çarşamba gibi saçma bir günden itibaren kullanabileceğim, 9 günlük potansiyel tatilimin içine eden izin oldu bu sene. eylül ayında telafi edilecek her türlü.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?