confessions

gokcanz

3. nesil Yazar - uzman yazar - Yazar -

  1. toplam entry 187
  2. takipçi 0
  3. puan 8180

silent hill

gokcanz
Brotherhood of the Wolf'un yönetmeni Chris Gans ve ürpertici oyun serisi Silent Hill gibi bir ikiliden çok daha iyi bir sonuç beklerdim ancak hevesim kursağımda kaldı.

Christophe Gans'ın Le Pacte de Loups filminde iyi işler çıkardığını hatırlıyorum. özel efektlere de ihtiyaç duyan filmin kamera arkasında hiçbir sorun göze batmıyordu. Aynı isimlerin Silent Hill adlı filmdeki performanslarını gördükten sonra bu kişiliğin yönetmen olduğuna inancımı yitirdim. Bu kadar kötü özel efektler 2006 yılına hiç mi hiç yakışmamış. Ayrıca kullanılan filtrelerin bu kadar farklılık gösterdiği bir film daha önce görmemiştim. Yönetmenin o kadar hatası var ki saymakla bitmez. En çok canımı sıkan da film için yaratılmış yapayın da yapayı iğrenç set. Nasıl olur da yabancı sinema eleştirmenleri bu filmin set tasarımı, makyaj ve yönetimi açısından kusursuz olduğunu düşünür anlayamıyorum. işte bu noktada da ne kadar değerli olduğumu farkediyorum. Bu tartışmaya açık bir konu değil. Onlar yanlış düşünüyor, yorumluyor ve kafaları pek çalışmıyor. Böceklerin ölme sahnesini özel efekt dalında, Cybil Bennett'ın dayak yediği sahnedeki ağzında fazla pişmiş (yanmış) salça sosunu da makyaj dalında Razzie'ye aday gösteriyorum. 80'lerdeki filmlerde bile daha iyi özel efektler vardı. Hiç kimsenin kanı siyah akıp 2 saniyede kurumaz.

Filmde oyuncuların da pek başarılı olduğu söylenemez. Kafalarına film boyunca bilgisayar efektleriyle inen sözde ash taneleri onların da hatalarını gizleyemedi. Bu garip kasabadan mı yoksa diyalogları yazan screenplay'ci kardeşimizin beynindeki noksanlıktan mı bilmem ama bu kadar ucuz diyalogları ve salak lafları nerden bulmuşlar çok merak ediyorum. Hadi madem her şeyi Silent Hill 1 ve 2'den çaldınız. Keşke diyalogları da çalsaydınız. Senarist Roger Avary de Pulp Fiction'ın story'sini yazmıştı. Yani bu da ayrı bir şok.

Silent Hill'in büyük bir fan'ı olsam da video game'den sinemaya geçen en kötü uyarlama bu olabilir. Bu film yalnızca müzikleri için izlenebilir. Silent Hill'i Silent Hill yapan adam Akira Yamaoka da olmasaydı ne olurdu acaba.

40/100

calma

gokcanz
italyanca'da da sakin anlamına gelir. Yalnızca sıfatken çekimleri değişir. Telaffuzu için kaleci derkenki -eci kısmını çıkarın ve sonuna kısa bir -ma ekleyin.

amores perros

gokcanz
Bu film Academy Award'u Crouching Tiger Hidden Dragon'a kaptırmıştı. Akademi bundan 5-6 yıl sonra ise 2004 çıkışlı bir filme Paul Haggis'in Crash'ine ödülleri yağdırdı. Ne kadar doğru yorum bile yapmak istemiyorum. Burda ne CTHD ne de Crash'i eleştiriyorum. Keşke başka bir yılda çıksaymış Amores Perros demekten kendimi alamıyorum.

3 farklı hikayenin anlatıldığı sınırları zorlayan bir anlatım tekniğinin kullanıldığı filmde Inarritu elinden geleni yapmış. Film müzikleri başlı başına bir parantezden çok yeni bir paragrafı bile hak edecek cinsten. Senaryo standart'ın üstünde ve diyaloglar harika yazılmış. Bu öğretici hikayenin yazarı daha sonra da beraber çalıştıkları Arriaga'dan başkası değil. Hikayelerinin anlatıldığı 6 kişi de ortaya kaliteli oyunculuklar sergilemiş. özellikle ilk bölümdeki yan roller de iyi iş çıkarmış.

ilk defa bundan 10 yıl kadar önce seyrettiğim Amores Perros benim sinema okumamdaki önemli nedenlerden biridir. çünkü bu filmde belki sinema tarihinde hiç görülmemiş bir kurgu var. Pulp Fiction'ın bu kadar iyi olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Benim de fazlaca beğendiğim Fatih Akın ve Paul Haggis gibi önemli isimler de bu filmden sonra türedi. örümcek gibi ağlarını ören; daraltan, genişleten muhteşem bir kurgu.

Destansı anlatımıyla sinema tarihinin en önemli filmlerinden biri olan Amores Perros bizlere Inarritu'yu, Arriaga'yı ve hatta Gael Garcia Bernal'i verdi. Kuşkusuz gördüğüm en iyi debut.

90/100

kontratak

gokcanz
Topun arkasında durarak oyunu karşılamak, defansta sağlam durmak, topu kapmak, fazla sayıda kişinin topsuz delici koşu yapması, atağın hızını kesmeden olumlu pas vermek, rakip defansı eksik yakalamak ve sonucunda kaleciyle karşı karşıya ya da boş kaleye gol yapma durumu.

Genelde daha güçsüz, yorgun ya da skor avantajını elde etmiş takımların uyguladığı futboldaki bu oyun sistemi defanstayken Aktif dinlenme yapılması sayesinde 90 dakika boyunca vuku bulan sayısız koşular bünyeleri az yorar. En önemli nokta oyunu iyi okuyabilen ve beynindekini ayaklarına yansıtabilen birinin bu atak türünü bir pozisyona dönüştürmesidir.

Sanılanın aksine ''iyi kontratak oyunu'' 1-2 kişiyi ilerde bırakıp az sayıda forvetle gol kovalamak değil; topu kapanın, beklerin ve kanat oyuncularının da katılımıyla 4-5 kişilik bir şölene dönüşenidir.

fast break

gokcanz
şutör gard genelde topu son kullanan olduğu ve uzun forvet-pivot ikilisi pota altında cebelleştiği için genelde oyun kurucu ve kısa forvetin rakibi tek kişi ya da tamamen savunmasız yakalama durumu.

Turnike, smaç ya da alley-oop ile sonuçlanması uygundur. Nba'deki iyi sideline üçlükçüleri sonrasında genelde köşelerden üç sayılık atış denemesiyle de gerçekleştiği görülür. Bu da coach'ların en fitil olduğu hadiselerin başında gelir. Buna tanık olan seyirci de ''garanti 2 sayı varken 3'lük niye?'' der genelde.

Basketbol raconuna göre şayet geriden 4 ya da 5 numara geliyorsa yaptıkları koşu ödüllendirilmelidir ve sayı onlara bırakılmalı, asist yapılmalıdır.

fetih 1453

gokcanz
çılgın Dershane serileri sonrası Recep ivedik'e de el atan Faruk Aksoy gene Türkler'in seveceği bir konuyla karşımıza çıkıyor. çılgın Dershane'yi ne amaçla çektiği belli, Recep ivedik serilerinde ne amaçla prodüktör olduğu da. çok ağır bir yazı olmaması için zorlansam da Faruk Aksoy'un iyi ve aklı başında bir insan olduğunu sanmıyorum. Herhangi bir yeteneği olmadığı da apaçık. Bu filme yaklaşık 20 milyon dolar harcayan Aksoy, Türk halkının milleyetçi duygularını hedef almış ve paranın karşılığını fazlasıyla alacağını düşünmüş olmalı. Bu film ne kadar gişe hasılatı yaptı bilmiyorum ancak gene kar etmiş olabilir. çünkü burası çoğunlukla kültür ve eğitim seviyesi düşük milliyetçi bir ülke, Türkiye.

Hiçbir sanatsal değeri olmayan çıplak kızlar, benim de çok güldüğüm ama gene hiçbir sanatsal değeri olmayan Recep ivedik sonrası bir diğer para edebilecek konu istanbul'un Fethi olarak görülmüş olacak ki Faruk Aksoy buna el atmış. ''Para verip izlemeyin, para kazandırmayın. Hakkında konuşmayın, reklamını yapmayın.'' diyerek filmi görmeden önceki düşüncelerimi sonlandırıyorum.

Film, 300 ve Kingdom of Heaven'dan fazlaca şey çalmış. Tamamen aynı prodüksiyon ve aynı teknikler kullanılmaya çalışılmış. Kamera kullanmayı bilmemek, geçişlerden bir haber olmak ve iyi bir yönetmen olmamak yüzünden o kadar para ve özel efektler boşa gitmiş. Filmin oyuncu kadrosu sokaktan toplanılmış olabilir. 1-2 kişi hariç gayet abartı ve komik oyunculuklar görmek mümkün. Senaryo için ise saatlerce konuşmak mümkün. Dakikalarca ''Muhteşem Osmanlı'' ve ''Harika Mehmet''i izlemek beni yordu. ''iğrenç Bizans'' da bu duruma tuz biber oldu. Bizans'la ilgili her şey alçakça, güçsüz ve onurdan yoksun olarak ekrana getirilirken, Osmanlı ile ilgili her şey yüce, güçlü ve şerefli olarak sunuldu. Osmanlı ve Mehmet'in kötü yanlarından hiç bahsedilmez, iyi yanları abartılırken; Bizans'a ait her şey küçük görüldü ve ufak detaylarda kaldı.

Tarihle ilgili bir film çekerken tıpkı savaş sırasında olduğu gibi düşmana saygı duymak zorundasın. şayet bunu duymuyorsan ve gözlerin yeşil paracıklardan başka bir şey görmüyorsa tıpkı bu filmin yönetmeni ve yapımcısı olan Faruk Aksoy gibi böyle bir ''film'' yapabilirsin. Yaşasın yalan tarih ve yaşasın propaganda! Bunu aşırı milliyetçi bir Türk olarak ben düşünüyor ve hissediyorsam vay diğer ''beyni ve bilgisi olan'' ecnebilerin haline.

28/100

twitter hesabı olmayan yazar

gokcanz
Ağzı olanın konuştuğu bir ortamda neden yer alayım ki diyen birisi olabilir. Telefon görüşmesi, sms, whatsapp, skype gibi haberleşme imkanları varken twitter nedir diyor da olabilir. Bana ne tanımadığım insandan, bana ne ahmet'in mehmet'in aslı'nın ne yediğinden ne giydiğinden hatta ne düşündüğünden de der ayrıca.
9 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol