gokcanz

karşı karşıya pozisyonlarda hızını ve reflekslerini konuşturan ancak cepheden gelen toplar, frikikler gibi durumlarda yer tutması ve topu çelme yeteneği düşük olan modifiye edilmiş cenk gönen.

Friedrich Nietzsche'ye göre sırasıyla hayvan ve insandan sonra gelen kesim. Bu tanımı (i: Böyle buyurdu Zerdüşt)'te sıkça kullanmıştır.

(bkz: übermensch)
(bkz: Also sprach Zarathustra)

yönetmenliği kadar kalemi de güçlü olan üstinsan aday adayı.

(bkz: monica bellucci)

Türkiye'deki durumlarını bilmiyorum ama amerika'da 15 dolara 10 tane külot satıyorlardı. Yalnızca pijamaları ve özel seri ürünleri iş yapacak sıradan bir marka.

74. yılında da rahat uyu sen atam. bekçisiyiz bize bıraktığın cumhuriyetin.

25 yıl boyunca hakemlerle bizden puanları gasp eden buna karşılık 2004 yılındaki[ybkz]swh[/ybkz] ahmed hassan'ın pozisyonunu gündeme getiren. çocukluğumun şampiyonluklarını çalan; tek düşman, şerefsizler topluluğunun benzetmesidir.

galatasaraylı olduğu için kişiliğinde de sorun vardır. yalnızca başarılının yanında olan ve kazanmak için her türlü şerefsizliği yapabilecek bir topluluk mensubundan hayır gelebilir mi. özetle beşiktaş ırkıyla saylonların aşk yaşaması oldukça tehlikelidir, onaylamıyorum.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]

Bulundukları toplulukla aynı karakter özelliklerini taşırlar. Başarı için şerefini, namusunu satmazlar. Tercih her zaman aynı ırktan biriyle evlenmektir. Ve en önemlisi bu ırka mensup olma bilinç yerine geldiğinde, kupaları, renkli basını gördüğünde değil; doğduğun günde, babadan miras olarak başlar.

Gökhan Töre, Necip Uysal, Nuri şahin, Alper Potuk, Arda Turan şeklinde bir orta saha olsa da yenilsek de üzülmesek.

futboldan bir gram anlamayan 3-5 antipatik kişinin kimse yayıncı kuruluşu izlemesin diye yayınladığı program.

Yayıncı kuruluş gollerin yarısını kaçırırken gollerin ofsayt olup olmadığı da sayelerinde hala muammadır.

Mc Gregor gene gelen tüm topları içeri aldığından hakkında iyi mi kötü mü kararını gene önümüzdeki haftalara ertelemek gerekli. Uğur defansta kendi ortalamalarının altında hata yaptı ama gene her aldığı topu kaleciye oynayarak hayal kırıklığı yaşatmaya devam etti. Sivok fazlaca hırslıydı ama arkadaşlarına bağırdığı pozisyonlar dışında pek ortalıkta gözükmedi. Ersan'ın 2-3 önemli kafa topunu komik yerlere vurması dikkatimi çekti. Bir stoperin bu kadar isabetsiz kafa vuruşları yapması düşündürücü. Veli'nin maç eksiği var bu maçta farkettiğim garip bir orta yapma isteğiyle dolmuş taşmış kendisi. Aynı bölgeden birkaç kere aynı ayakla, aynı şekilde orta yapmaya kalktı ikinci yarıda. umarım sakatlanmadan önceki formuna kavuşur. beşiktaşımız'ın her şeyi vasat oynadı bugün. gene sahaya kaptan çıktı, rakibinin bileğine bastığı bir pozisyonda faulü kendi lehine kazanmayı bildi.[ybkz]swh[/ybkz] Holosko 5-6 top ezdiği ilk yarıdan sonra ikinci devrede geri döndü. bursa aşkını sürdüren slovak 1 asist ve 1 gole imza attı. Almeida top indirmek dışında pek bir şey yapmadı. Vurmaması gereken ilk pozisyonda holosko'ya pası vermezken vurması gereken ikinci devredeki pozisyonda pas çıkarmaya çalıştı.

Samet Aybaba'nın 88. dakikada Holosko'yu alıp ibrahim Toraman'ı koyması yüzümde bir gülümseye yol açarken fernandez'in kaptırdığı onlarca top, kullandığı yaklaşık 15 korner ve hilbert'in uyuşturucu bağımlıları gibi sahada takılması saç baş yoldurdu.

Maçın adamıysa tartışmasız kaçırdığı gole rağmen Olcay şahan'dır. çok koştu, çok top kaptı ve en önemlisi çalım sevdasından vazgeçip tek pas oynadı, aferin.

özetle seyirci için güzel bir maç oldu. Yediğimiz saçma gollerden sonra takımın hırsını görmek etkileyiciydi. öne geçip 3 puan alamadığımız son maç olması dileğiyle.

edit: 2 gol de ofsaytmış. 5 saat sonra öğrenebildik.

Bu site sinefillerin homepage'i olabilecek özellikleri içinde barındırıyor.

Yıllar önce lastfm'in bir de sinema versiyonu olsa da kullansak dediğim şey ve belki daha fazlası criticker'ın bünyesinde yer almış. lastfm'deki Neighbours kısmında olan yalnızca dinlediğiniz müzik ile ilgili hesaplamaları burda çok daha gelişmiş bir şekilde bulabilirsiniz.

önce izlediğiz filmlere puan veriyorsunuz. Verdiğiz puanlar sayesinde bu site güzel formüller kullanıp size en yakın ve en uzak zevki olan kullanıcıları belirtiyor. gene verdiğiniz puanlar sayesinde henüz izlememiş olduğunuz filmlere kaç puan verebileceğinizi hesaplıyor. asıl olay da sanırım burda kendini gösteriyor. mesela vizyondakilere tıkladığınızda site sizin adınıza ''sen bu filmi seversin, sevmezsin'' muhakemesini yapıyor. bunları ''senin çok beğendiğin 29 filmi şu kişiler de beğendi, senin beğenmediklerini de şunlar beğenmedi. Hadi hepsine belirli değerler verip senin için hesaplayalım. Böylece zevklerini elle tutulur hale getirelim.'' diyerek saniyeler içinde gerçekleştiriyor.

Bunun dışında arkadaş olarak ekleme, eklenme zımbırtısı da mevcut. şayet yakın bir arkınız, sevgiliniz de bu siteye üye ise ve birlikte hangi filmi izleyelim diye düşünüyorsanız ''şu kullanıcıyla beraberim.'' diyorsunuz ve size ikinizin de çok seveceği, henüz ikinizin de izlemediğiniz filmleri öneriyor. Bunlara ek olarak kendi top100-top1000 listenizi kolayca tasarlamanıza imkan veriyor.

Belki benim en ilgimi çeken özellik ise yönetmene göre, senariste göre ve oyunculara göre sırala kısmı. Bu kısım için size ünlü isimlerle şöyle örnek vereyim: Sidney Lumet filmleri en beğendiğim filmlermiş ki ortalama 87 puan vermişim. Christian Bale'in yer aldığı tam 38 film varmış ve ben yalnızca 8 tanesini izlemişim. Senaristler kısmında ise Guillermo Arriaga'nın script'lerini yazdığı filmlere çok puan vermişim.

imdb'deki ''bu filmin içinde zombi var bak bunlar da diğer zombili filmler, sevebilirsin.'' gibi saçma öneri sisteminden sıkıldıysanız, listeleme ve istatistik manyağıysanız bu site tam size göre.

Siz yalnızca Hisleriniz ve zevkleriniz doğrultusunda filmleri puanlayın, gerisini bu site hallediyor.

http://www.criticker.com

40 yaşına gelmiş olmasına rağmen hala medyanın genç hakemidir.

Tıpkı UFO hadiseleri gibi sıkça görülmeyen, görenlerin de fotoğraf karesine alabilmek için çabaladığı, büyük ayak ekolünden gelen bira ve patates kızartmasını çok seven mit.

http://tinyurl.com/374f4tz

Deve semeri.

büyümix yedikten sonra kariyeri sürekli kötüye gitmiştir. bir yetkili de çıkıp ''üç metrelik adama fiziksel büyüme sağlayan şey yedirilir mi, sci-fi filmi mi çekiyoruz arkadaş?'' demedi.

Dürüstçe kullanıldığı takdirde en faydalı sitelerden biridir. işte, okulda hatta oturduğu sitede bile check in yapılma sebebi bu yerlerdeki arkadaşlarının bildirimleri sonucu ''Aa berktaycan okuldaymış. Ben de okuldayım arıyayım.'' ''Aa recep usta işe gitmiş gideyim de şu sanayiye bi' arabaya baksın.'' ya da ''Aa Merve havuzda. harika bir vücudu var. benim de havuza gitmem gerek.'' gibi çözümler üretmeni sağlar. illa cafe'de, barda, club'da yapılacak değil ya check in.

Asıl garip olan artık nerdeyse TEM'de, otobüslerde ve fatih sultan mehmet köprüsü'nde gibi check in'ler görmek. şimdi benden de ılımlı birisi çıkar ''Otobüsteyim, köprüdeyim vs.'' der ise geç kalma ihtimalini haber ediyordur.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]

Leonard Cohen'den sonra bu the civil wars adlı ''yetenekli'' gençleri dinleyip bambaşka duygular yaşadıysanız size tekrar şarkıyı sevdirecek kişi kadifelerin kadifesi Madeleine Peyroux'dan bir başkası olamaz.

http://tinyurl.com/c59nahy

Gevaudan canavarı hikayeleri ne kadar gerçek bilinmez ama dünyanın her bölgesinde dönem dönem böyle garip inançlara rastlamak mümkün. Sözünü ettiğim kurt benzeri yaratık Fransa'da 150-200 kişinin ölümüne neden olmuş. En azından bazı araştırmacılar hala buna inanıyor. Bu hikayeyi temel alan filmimizin en dikkat çekici yanlarından biri de Shyamalan'ın The Village'ına bence baştan sona ilham vermesidir.

Filmin süresi biraz uzun olsa da sizi hikayenin içine sokabildiği için herhangi bir bunalma hissi yaşamıyorsunuz. Evet, filmin bazı açıkları ve saçmalıkları mevcut ama yaratılan atmosfer öyle güzel ki bunları görmezden gelebiliyorsunuz.

Son sözüm de Vincent Cassel için. Mükemmel oynamışsın gene, şapka çıkarıyorum.

82/100