gayet mümkündür fenerbahçe trabzonspor'la çekişirken beşiktaşımız hep galatasaray ile çekişmiştir. yalnız bu çekişmeler esnasında fenerbahçe'nin trabzon'a, galatasaray'ın da bize fazlaca kazığı olmuştur. herkesin hakkını alenen yiyen bir fenerbahçe ile her zaman beşiktaş'ın hakkınını gizlice, çirkefçe, şerefsizce yiyen galatasaray arasındaki karşılaştırma, yapan kişiye göre değişmektedir. elbette bir anadolu kulubü taraftarının fenerbahçe'ye büyük nefret duymasını anlayabilirim ama bir beşiktaşlı'nın galatasaray'ı fenerbahçe'yle bir tutmasına kanım donuyor.
fenerbahçe nedir ki güler eğlenirsin beraber, laf sokarsın, beste çalarlar, kızları güzeldir, anadolu yakası insanıdır. konu futbol olunca durmadan ''biz yalnızız siz hepinizsiniz'' derler ki yaptıklarından dolayı da yalnız kalmaları normaldir. hak yemek kötüdür ancak bunu yapan başkanlarıdır. yalnızca başkanlarının arkalarında durmaları kan dondurcak cinsten bir şeydi ki o kısımda da bölünmeler yaşandı. peki beşiktaş maçında bir hakem hatası oluyor mu? 10 yılda bir belki... Bu bağlamda juventus'tan neden nefret etmiyorsunuz arkadaşlar? onlar da şikeci onlar da beşiktaş'a karşı yapmamış.
galatasaray ise ne futboldan anlar, ne şerefi vardır ne de haysiyeti. gizliden gizliye çarşı'yı kıskanırlar, 55.000 kişiyle rekor denerler. 50 kişiyle 1 kişiye saldırıp cinayet işlerler. tüm tekerlekli sandalyeleri kırıp bakın bunları beşiktaş taraftarı yaptı derler. şampiyonluklarını çalarlar. her şey bitince de internet ortamından (ki türkiye'de en çok internet kullanımı bunlardadır hepsi 12-20 yaş arası olduğundan) ''ehehe bizim uefa kupamız var.'' derler her göt olduklarında. sizin ananınızın amı var yalnızca evlatlarım. onu da daha yukarı çıkmak için satan insanlarsınız.
rahmetli kazım abi'nin sözü gibi
(bkz: galatasaray gibi dostum olacağına fenerbahçe gibi düşmanım olsun)
futbolu bırakın başka tartışmaların da mümkün olmadığı tek taraftar grubudur. başlarında fatih terim gibi bir yaratık olduğu sürece de her doğan piç aynı şekilde olması kuvvetle muhtemeldir. bir göt lalesi her maçtan sonra ''hakem berbattı!'' ''hakem katletti!'' derken sırf beşiktaş maçlarında ''hakemlerle ilgili konuşmuyorum, biliyorsunuz.'' diyebiliyor yüzündeki o iğrenç sırıtmayla.
özetle bu kanı taşıyan kişilerden biri size ''gömleğini kaça aldın?'' derse ''sen karını kızını kaça sattın?'' deyin ve hayatınıza onlarsız devam edin, ne futbolu pardon?
özetle bu kanı taşıyan kişilerden biri size ''gömleğini kaça aldın?'' derse ''sen karını kızını kaça sattın?'' deyin ve hayatınıza onlarsız devam edin, ne futbolu pardon?
sporcularının göbek adlarıyla girmenin son verilmesini dilediğim versiyon. joakim simon noah ne ki kendi bile bilmiyordur simon olduğunu adında.
yazarlar, işbu yüzden de manuel fernandes yazmak yerine 4-5 kelimeli, 25-30 harften oluşan isimleri ezberlemek ya da yeni sekme açıp kontrol etmek zorunda kalıyor. sol frame'de çıkan isimlere kaç kere ''bu kim lan?'' demişimdir belli değil.
(bkz: sözlük değişene kadar allah aşkına başka portekizli alma yönetim)
yazarlar, işbu yüzden de manuel fernandes yazmak yerine 4-5 kelimeli, 25-30 harften oluşan isimleri ezberlemek ya da yeni sekme açıp kontrol etmek zorunda kalıyor. sol frame'de çıkan isimlere kaç kere ''bu kim lan?'' demişimdir belli değil.
(bkz: sözlük değişene kadar allah aşkına başka portekizli alma yönetim)
25 aralık 2012 chicago bulls houston rockets maçı'nda 9/13 saha içi ve 2/3 serbest atış isabetiyle 20 sayı kaydeden; bunun yanında 18 rebound alıp, 3 blok yapan oyuncu hiç top kaybı yapmadığı maçta eskiden yedeği olduğu joakim simon noah'yı oyundan sildiği için bulls taraftarının gönlünde bir ukde olarak kalmaya devam edecektir.
böyle devam edebilirse bu sezon most improved player olması da muhtemeldir.
böyle devam edebilirse bu sezon most improved player olması da muhtemeldir.
jeremy lin, james harden, chandler parsons ve ömer aşık 4'lüsü döktürürken bulls savunmasın nal topladığı maç 120-97 rockets üstünlüğü ile sonuçlandı. bahsettiğim 4 ismin de 20 sayı barajını aşmasının yanında rockets'ın oyunun başından sonuna kadar bulls'a üstünlük sağlaması dikkat çekiciydi.
ömer aşık 20 sayı 18 rebound ile ortalamasının oldukça üstüne çıktı ve eski takımına saç baş yoldurdu.
ömer aşık 20 sayı 18 rebound ile ortalamasının oldukça üstüne çıktı ve eski takımına saç baş yoldurdu.
1- Dog Day Afternoon - Sidney Lumet (1975)
2- United 93 - Paul Greengrass (2006)
3- La Haine - Mathieu Kassovitz (1995)
4- Brazil - Terry Gilliam (1985)
5- The Elephant Man - David Lynch (1980)
6- 21 Grams - Alejandro Gonzalez Inarritu (2003)
7- Match Point - Woody Allen (2005)
8- Dark Knight - Christopher Nolan (2008)
9- Kick-Ass - Matthew Vaughn (2010)
10- Bitter Moon - Roman Polanski (1992)
11- One Flew Over the Cuckoo's Nest - Milos Forman (1975)
12- The Fly - David Cronenberg (1986)
13- Amores Perros - Alejandro Gonzalez Inarritu (2000)
14- A Single Man - Tom Ford (2009)
15- Let me in - Matt Reeves (2010)
kısa kesip 15'de bırakıyorum listeyi 200'e kadar yolu var.
2- United 93 - Paul Greengrass (2006)
3- La Haine - Mathieu Kassovitz (1995)
4- Brazil - Terry Gilliam (1985)
5- The Elephant Man - David Lynch (1980)
6- 21 Grams - Alejandro Gonzalez Inarritu (2003)
7- Match Point - Woody Allen (2005)
8- Dark Knight - Christopher Nolan (2008)
9- Kick-Ass - Matthew Vaughn (2010)
10- Bitter Moon - Roman Polanski (1992)
11- One Flew Over the Cuckoo's Nest - Milos Forman (1975)
12- The Fly - David Cronenberg (1986)
13- Amores Perros - Alejandro Gonzalez Inarritu (2000)
14- A Single Man - Tom Ford (2009)
15- Let me in - Matt Reeves (2010)
kısa kesip 15'de bırakıyorum listeyi 200'e kadar yolu var.
1999 yılında çıkardığı Balance Of The Force albümünde çoğunlukla trip-hop, 2001'deki night garden albümüyle chillout ve son olarak 2007'deki ballroom stories ile nu-jazz, lounge gibi tarzları bana hissettiren, her dönem dinlediğim harika kişi.
sanılanın aksine bir grup değildir. klaus waldeck adlı zat-ı muhteremin 2 projesinden biridir.
bir diğeri için. (bkz: saint privat)
sanılanın aksine bir grup değildir. klaus waldeck adlı zat-ı muhteremin 2 projesinden biridir.
bir diğeri için. (bkz: saint privat)
macaristan ligi'nde 341 maçta 352 gol, ispanya ligi'nde 182 maçta 157 gol, macaristan milli takımı'nda ise 85 maçta 84 gol atmış. 2006 yılında hayata gözlerini yummuş tüm zamanların en büyük futbolcularından biri olarak kabul edilen sol ayaklı gol makinesi.
(bkz: kaya köstepen)
13 yıl boyunca beşiktaş formasını terletmiş, kırık kolu yüzünden lakabı çolak kaya olan eski kaptanımız. tarihimizde yerin çok büyük. nur içinde yat.
şampiyon kulüpler kupası ön eleme turunda yunanistan'ın olympiakos takımı ile eşleşen beşiktaş rakibin kupadan çekilmesi[ybkz]swh[/ybkz] üzerine iki maçı da hükmen kazanmıştır. 1. turdaki rakibi ise tüm zamanların en iyi kadrosu olarak gösterilen o dönemli real madrid olmuştur. ilk maçta şampiyon kulüpler kupası'na ambargo koyan real madrid'e ispanya'da 2-0 yenilen kartallar rövanşta 1-1'lik inanılmaz bir skora imza atmıştır. bu maç beşiktaş'ın kendi sahasında oynadığı ilk resmi avrupa kupası maçıdır.
beşiktaş:varol ürkmez, kamil üzülmez, metin erman, faik solmaz, özcan esinduy, ahmet berman, aleko sofyanıdıs, kaya köstepen, ahmet özacar, gürcan berk, recep adanır
real madrid:alonso juanito, marquitos alonso imaz, lesmes rafael, ruiz, santamaria jose emilio, zarraga martin, joseito iglesias fernandez, santisteban juan, kopa raymond, ferenc puskas, gento francisco lopez
real madrid'in golünü santisteban atarken beşiktaş'ın golünü ise kaya atmıştır. bu gol beşiktaş'ın avrupa kupaları'nda attığı ilk goldür.
(bkz: kaya köstepen)
(bkz: ferenc puskas)
(bkz: alfredo di stefano)
beşiktaş:varol ürkmez, kamil üzülmez, metin erman, faik solmaz, özcan esinduy, ahmet berman, aleko sofyanıdıs, kaya köstepen, ahmet özacar, gürcan berk, recep adanır
real madrid:alonso juanito, marquitos alonso imaz, lesmes rafael, ruiz, santamaria jose emilio, zarraga martin, joseito iglesias fernandez, santisteban juan, kopa raymond, ferenc puskas, gento francisco lopez
real madrid'in golünü santisteban atarken beşiktaş'ın golünü ise kaya atmıştır. bu gol beşiktaş'ın avrupa kupaları'nda attığı ilk goldür.
(bkz: kaya köstepen)
(bkz: ferenc puskas)
(bkz: alfredo di stefano)
1947 yılında açılan inönü stadı'nın adı 1950 yılındaki seçimler sonrası başa gelen demokrat parti tarafından değiştirildi. çünkü karşısında seçimi kaybeden kişi ismet inönü'ydü. belediye meclisi 1951 yılında yaşayan siyaset adamlarının adlarının sokak, meydan ve önemli yapılardan kaldırılması yönündeki teklifi kabul etti. 1952 yılında stadın adı mithat paşa stadı olarak değiştirildi.
1952-1973 yılları arasında şimdiki beşiktaş inönü stadyumu'nun adı olan stadımızda tam 5 şampiyonluk yaşadık.
1956-1957
1957-1958
1959-1960
1965-1966
1966-1967
beşiktaş'ın tescil edilen 2 şampiyonluğundaki önemli nedenlerden biri türkiye'yi avrupa şampiyon kulüpler kupası'nda temsil etmesidir. avrupa kupalarımızdaki ilk maç bu stadyumda oynanmıştır.
(bkz: 27 kasım 1958 beşiktaş real madrid maçı)
1952-1973 yılları arasında şimdiki beşiktaş inönü stadyumu'nun adı olan stadımızda tam 5 şampiyonluk yaşadık.
1956-1957
1957-1958
1959-1960
1965-1966
1966-1967
beşiktaş'ın tescil edilen 2 şampiyonluğundaki önemli nedenlerden biri türkiye'yi avrupa şampiyon kulüpler kupası'nda temsil etmesidir. avrupa kupalarımızdaki ilk maç bu stadyumda oynanmıştır.
(bkz: 27 kasım 1958 beşiktaş real madrid maçı)
64. dakikada 2-1 önde olduğumuz maç 8-2 üstünlüğümüzle sona ermiştir. gollerimizi sergen 3, ertuğrul 2, oktay, alpay ve büyük ali atmıştır. ali gültiken'in attığı son gol kendine göre de hayatında attığı en güzel gollerden biridir, harikadır.
öğlen saatinde alkol eşliğinde yine bir akşam üstü meyhanede söylettirir adama.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
adamın hası güntekin onay'la birlikte ekranlarda futboldan anlayan 3-5 kişiden biridir. düşündüklerimin yüzde 95'ini maç aralarında milyonlara duyurur.
ilk yarı itibariyle hiçbir kazandığımız maçı hak etmeden kazandığımız öne sürülemez. bu sene yalnızca sivaspor ve fenerbahçe mağlubiyetleri, belediye ve gençlerbirliği beraberlikleri adildir.
26 ağustos 2012 beşiktaş galatasaray maçı'nda haksız penaltıyla bülent yıldırım'ın çaldığı 2 puan.
22 eylül 2012 gaziantepspor beşiktaş maçı'nda tomas sivok'un gereksiz elle müdahalesindeki penaltı, dönen maç ve kaçan 3 puan.
21 ekim 2012 beşiktaş trabzonspor maçı'nda akla mantığa sığmayan kaçırdıklarımız ve uçan 2 puan.
9 kasım 2012 beşiktaş bursaspor maçı'nda 3 kere öne geçmemize rağmen duran toplardan ve ciddiyetsizlikten yediğimiz 3 gol ve kaçan 2 puan.
7 aralık 2012 beşiktaş eskişehirspor maçı'nda son 7 dakikada yediğimiz 2 gol ve gene kaçan 2 puan.
17 maçta 8 galibiyet 6 beraberlik 3 mağlubiyetle 30 puan aldık.
17 maçta 13 galibiyet 2 beraberlik 2 mağlubiyet 41 puan olabilirdik.
(bkz: adaletini sikeyim dünya)
26 ağustos 2012 beşiktaş galatasaray maçı'nda haksız penaltıyla bülent yıldırım'ın çaldığı 2 puan.
22 eylül 2012 gaziantepspor beşiktaş maçı'nda tomas sivok'un gereksiz elle müdahalesindeki penaltı, dönen maç ve kaçan 3 puan.
21 ekim 2012 beşiktaş trabzonspor maçı'nda akla mantığa sığmayan kaçırdıklarımız ve uçan 2 puan.
9 kasım 2012 beşiktaş bursaspor maçı'nda 3 kere öne geçmemize rağmen duran toplardan ve ciddiyetsizlikten yediğimiz 3 gol ve kaçan 2 puan.
7 aralık 2012 beşiktaş eskişehirspor maçı'nda son 7 dakikada yediğimiz 2 gol ve gene kaçan 2 puan.
17 maçta 8 galibiyet 6 beraberlik 3 mağlubiyetle 30 puan aldık.
17 maçta 13 galibiyet 2 beraberlik 2 mağlubiyet 41 puan olabilirdik.
(bkz: adaletini sikeyim dünya)
avni aker'de 19:00'da başlayacak maç ligin ilk yarısının kapanışı olacak. selçuk inan, burak yılmaz ve umut bulut gibi isimler sayesinde bol kartlı bir maç olmasını temenni ediyorum.
(bkz: 11 aralık 2012 galatasaray 1461 trabzon maçı)
(bkz: 11 aralık 2012 galatasaray 1461 trabzon maçı)
''ne sağ bekte, ne göbekte; göreyim seni her zaman ikilinin önünde.'' şeklinde maniler yazdığım, her faulden sonra dere tepe düz gitmeyi seven elimizde kalan son ibrahim.
kafasında oynatmak istediği kişileri sonunda bir araya getirdiği maç (22 aralık 2012 fenerbahçe kdç karabükspor maçı) belki de son maçı oldu. krasic-kuyt-sow üçlüsünü 75 dakika oyunda tutarken orta sahada da sezer'e ilk 11'de şans verdi.
stoch gibi bir adamı bir senede bu kadar futboldan soğutmak. egemen varken bekir'den hiç vazgeçmemek. baroni'ye hak ettiğinden 200 kat daha fazla tahammül etmek, güvenmek. belki avrupa'nın en iyi santraforlarından biri sow varken takımca bu kadar az gol atmak. ve tabii yönetimin de katkısı olan sürekli aynı bölgelere oyuncu transferleri. (stoper, ön libero ve açık) yalnızca ben mi görüyorum bunu bilmiyorum ama mehmet topal 2. ligde bile oynayabilecek ayarda bir futbolcu değil. nasıl valencia'ya gitti nasıl tekrar fenerbahçe'ye dönüp vazgeçilmez oldu ve nasıl milli takıma çağrılıyor anlayamıyorum. her şeyimiz necip'e bakıyorum da. necip bu adamdan çok iyi top kapıyor. necip bu adamdan daha dikine oynuyor. necip topla gidiyor, necip sahada basmadık yer bırakmayarak çift yönlü oynuyor. (oynamaya çalışıyor) mehmet topal ise yerine kaybetmek, durmadan yana ve arkaya pas yapmak, uzaktan şut çekip auta atmak dışında ne yapıyor. hem fenerbahçe takımının temposunu hem de tüm kontra atak fırsatlarını engelliyor. herkesin dalga geçtiği selçuk şahin bile 2 tane mehmet topal eder.
geçen hafta oynanan galatasaray maçında da görüldüğü gibi madem 11 adamla defans yapıyorsun o zaman kontra atak oynayacaksın arkadaş. sen 80 dakika 11 kişi defans yapıp gol yememeyi düşünürken sana kalan 10 dakikada oyun kurup gol atmayı düşünüyorsan bu işte bi' mantıksızlık vardır. o zaman zaten rakibinin seni yenme şansı senden 8 kat fazla olur. tamamen aynı oyunları oynayıp ''kontra atak mı ben almıyayım. siz de 10 kişi kapanın biz de. siz bizden 2 kat fazla topla oynayın. bakalım kim yenecek.'' diyerek bu kadar yavaş oynamak nedir. bu takımın ne oynadığını ya da ne oynamak istediğini bu sene hiç anlayamadım.
öyle şampiyonluklar öyle başarılar elde ettiniz ki artık bu sistem avrupa ve dünyada fenerbahçe sistemi olarak anılıyor değil mi. yani illa alex olsa da olmasa da 4-2-3-1 mi oynamak zorunda bir takım. baroni'yi sezer'i alex yapma çabaları da neyin nesi. madem bu sistemden vazgeçmeyeceksin. neden en az senin kadar fenerbahçe'ye katkı sağlamış bir futbolcuyu, kaptanınızı bu şekilde gönderdin? dün oynadığınız takım da karabük. kadrosu, kalitesi belli. sen bu kadroyla 17 maç sonunda karabükspor'dan 3 puan öndesin. sırf krasic'e ödediğiniz parayla 2 tane karabükspor takımı oluşturulabilir. kadronun volkan demirel, egemen, yobo, gökhan gönül, raul meireles, stoch, kuyt ve sow şeklinde iskeletini oluştursan sonra kalan bölgelere transfer yapsan, görsen bazı şeyleri sen de. bulamıyor musunuz bir tane sol bek, orta saha ve oyun kurucu orta saha. bizden örnek vereyim ben size ismail köybaşı, necip uysal ve oğuzhan özyakup. trilyonlar harcadığınız krasic, baroni, mehmet topal; geleceğin starları dediğiniz recep, salih hepsini toplasan bir oğuzhan etmez. bunu göremiyor musunuz? yoksa ayıp mı geliyor burnu havada, kendini ötekileştirmeye bayılan, nedensiz götü kalkık fenerbahçelilik'e. büyüklük ederinin 10 katını vererek mi yoksa kendi kendini cumhuriyet ilan ederek mi ölçülüyor.
özetle aykut kocaman gibi bir teknik direktörün olmamalı. ancak sorun iyi bir kadrosu varken yerinde transferler yapmayıp, bu kadar kötü futbol oynatan aykut kocaman'da mı yoksa aykut'u savunurken ''hepinizden daha fenerbahçeli'' şeklinde konuşan, ''ben fenerbahçe için 1 sene hapis yattım.'' diyen başkanlarında mı o da ayrı mesele.
stoch gibi bir adamı bir senede bu kadar futboldan soğutmak. egemen varken bekir'den hiç vazgeçmemek. baroni'ye hak ettiğinden 200 kat daha fazla tahammül etmek, güvenmek. belki avrupa'nın en iyi santraforlarından biri sow varken takımca bu kadar az gol atmak. ve tabii yönetimin de katkısı olan sürekli aynı bölgelere oyuncu transferleri. (stoper, ön libero ve açık) yalnızca ben mi görüyorum bunu bilmiyorum ama mehmet topal 2. ligde bile oynayabilecek ayarda bir futbolcu değil. nasıl valencia'ya gitti nasıl tekrar fenerbahçe'ye dönüp vazgeçilmez oldu ve nasıl milli takıma çağrılıyor anlayamıyorum. her şeyimiz necip'e bakıyorum da. necip bu adamdan çok iyi top kapıyor. necip bu adamdan daha dikine oynuyor. necip topla gidiyor, necip sahada basmadık yer bırakmayarak çift yönlü oynuyor. (oynamaya çalışıyor) mehmet topal ise yerine kaybetmek, durmadan yana ve arkaya pas yapmak, uzaktan şut çekip auta atmak dışında ne yapıyor. hem fenerbahçe takımının temposunu hem de tüm kontra atak fırsatlarını engelliyor. herkesin dalga geçtiği selçuk şahin bile 2 tane mehmet topal eder.
geçen hafta oynanan galatasaray maçında da görüldüğü gibi madem 11 adamla defans yapıyorsun o zaman kontra atak oynayacaksın arkadaş. sen 80 dakika 11 kişi defans yapıp gol yememeyi düşünürken sana kalan 10 dakikada oyun kurup gol atmayı düşünüyorsan bu işte bi' mantıksızlık vardır. o zaman zaten rakibinin seni yenme şansı senden 8 kat fazla olur. tamamen aynı oyunları oynayıp ''kontra atak mı ben almıyayım. siz de 10 kişi kapanın biz de. siz bizden 2 kat fazla topla oynayın. bakalım kim yenecek.'' diyerek bu kadar yavaş oynamak nedir. bu takımın ne oynadığını ya da ne oynamak istediğini bu sene hiç anlayamadım.
öyle şampiyonluklar öyle başarılar elde ettiniz ki artık bu sistem avrupa ve dünyada fenerbahçe sistemi olarak anılıyor değil mi. yani illa alex olsa da olmasa da 4-2-3-1 mi oynamak zorunda bir takım. baroni'yi sezer'i alex yapma çabaları da neyin nesi. madem bu sistemden vazgeçmeyeceksin. neden en az senin kadar fenerbahçe'ye katkı sağlamış bir futbolcuyu, kaptanınızı bu şekilde gönderdin? dün oynadığınız takım da karabük. kadrosu, kalitesi belli. sen bu kadroyla 17 maç sonunda karabükspor'dan 3 puan öndesin. sırf krasic'e ödediğiniz parayla 2 tane karabükspor takımı oluşturulabilir. kadronun volkan demirel, egemen, yobo, gökhan gönül, raul meireles, stoch, kuyt ve sow şeklinde iskeletini oluştursan sonra kalan bölgelere transfer yapsan, görsen bazı şeyleri sen de. bulamıyor musunuz bir tane sol bek, orta saha ve oyun kurucu orta saha. bizden örnek vereyim ben size ismail köybaşı, necip uysal ve oğuzhan özyakup. trilyonlar harcadığınız krasic, baroni, mehmet topal; geleceğin starları dediğiniz recep, salih hepsini toplasan bir oğuzhan etmez. bunu göremiyor musunuz? yoksa ayıp mı geliyor burnu havada, kendini ötekileştirmeye bayılan, nedensiz götü kalkık fenerbahçelilik'e. büyüklük ederinin 10 katını vererek mi yoksa kendi kendini cumhuriyet ilan ederek mi ölçülüyor.
özetle aykut kocaman gibi bir teknik direktörün olmamalı. ancak sorun iyi bir kadrosu varken yerinde transferler yapmayıp, bu kadar kötü futbol oynatan aykut kocaman'da mı yoksa aykut'u savunurken ''hepinizden daha fenerbahçeli'' şeklinde konuşan, ''ben fenerbahçe için 1 sene hapis yattım.'' diyen başkanlarında mı o da ayrı mesele.
mustafa pektemek gene ayağa kalkmış yarın haberi çıkar 8 ay daha sakatlandı diye, bittik.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?