confessions

gidiyorum bu

3. nesil Moderatör - - Moderatör -

  1. toplam entry 38410
  2. takipçi 3
  3. puan 743288

mirza teletovic

gidiyorum bu
basketbolu herhalde yalnızca potaya şut atmaktan ibaret zannettiğini düşündüğüm, brooklyn nets forması giyen 2.06 boyunda ve 1985 doğumlu boşnak power forward. caja laboral formasıyla hem ispanya'da hem de euroleauge'te oldukça yüksek sayı ortalamaları tutturdu. ama asla ideal bir basketbol takımının oyuncusu olamaz, olmamalı. kesinlikle pas kavramı yok lugatında. kendisine top geldiği anda mesafe tanımaksızın potaya atıyor ve girdiği müddetçe bu durumu kimse problem etmiyor. çalıştığı koçlar da kendisine bu serbestiyi tanıyor. ancak bu sinir bozucu bir durum. ben aynı takımda olsam diğer üç kişiyi de örgütler maç boyunca sadece kendisine pas atarım uyuzluğuna. kaçırdı mı al hücum ribaundunu yine kendisine pas ver. atsın hep potaya. böylece çıktığı her müsabaka kendisi için aynı zamanda bir şut idmanı niteliği taşır. koç da "hebele hübele" diyecek olursa "hocam teletovic şutları sokamadı biz ne yapalım" karşılığını verirsin olur biter. adam bildiğin basketbol maçı kisvesi altında dokuz aylık oynuyor yahu.

bekir yarangüme

gidiyorum bu
2004-2005 ve 2010-2011 sezonlarında beşiktaş cola turka forması giyen, şu an olin edirne'de basketbol yaşamını sürdüren 2.00 boyunda ve 36 yaşındaki üç numara. profesyonel kariyerine kombassan konyaspor ile adım attı. burada geçirdiği üç sezonun ardından yolu ankara'ya düştü ve asıl ismini duyurmaya başladığı ted ankara kolejliler ve türk telekom takımlarında mücadele etti.

ilk beşiktaş deneyiminde fena bir performans sergilemese de ankara yıllarından hatırlanan bekir'den sonra beşiktaşlı basketbol izleycilerine çok fazla kendisini beğendiremediği söylenebilir. takip eden sezonda ülkerspor ile anlaşarak euroleague tecrübesi de yaşamıştır. ikinci beşiktaş macerası ise tatsız noktalanmış; hakkı olan ücret kendisine ödenmediği için kulübü mahkemeye vermiş ve sonucunda yıldırım demirören'in makam aracını haciz ettirerek siyah beyazlı tarftarların gönlünde taht kurmuştur.

eren beyaz

gidiyorum bu
beşiktaş erkek basketbol takımı alt yapısından yetişme 2.08 boyunda ve 28 yaşındaki pota altı oyuncusu. uzun adamın öyle kolay kolay bulunmaması sebebiyle çok da umut bağlanmıştı kendisine. ayakları yavaştı ve bir türlü o kendisinden beklenen yükselişi gösteremedi. yaşının çok fazla ilerlememesi ve yerli uzun olması sebebiyle hâlâ beko basketbol liginde ekmek yemeye devam ediyor. bu sezon antalya büyükşehir belediyesi forması giymekte kendileri.

erdal bibo

gidiyorum bu
yaşı müsait olanların ismini okuyunca hafiften tebessüm ettiğini düşündüğüm 1.96 boyunda ve 36 yaşında hâlâ sırarla basketbol oynamaya devam eden üç numara. 1990'ların ortasında yetiştiği takım olan o meşhur efes pilsen'in genç oyuncusu olarak sonradan oyuna girerdi. ismet badem bunun için "yalnız erdal na kadar güzel işler yapıyor" diye abarttıkça abartırdı kendisini. uzun süre fenerbahçe formasını giydi. gününde olduğu zaman dış şut isabeti fena olmayan bir isimdi.

biz de bir dönem kendisini mersin büyükşehir belediyesi'nden kiralık olarak transfer etmiştik. meşhur 2006 yılı işte. murat didin'in bütçesizlikten kime sarılacağını şaşırdığı zamanlar. sonradan beykoz, erdemir, olin edirne şeklinde hafif turladıktan sonra şu an ted ankara kolejliler takımının formasını giyiyor. kişisel tahminim 40'a kadar ikinci lig filan devam eder.

azmi turgut

gidiyorum bu
beşiktaş erkek basketbol takımı alt yapısından yetişen 1988 doğumlu ve 1.84 boyundaki point guard. murat didin döneminde arada sırada forma giyme şansı yakalıyordu. ancak fiziki yetersizliği beko basketbol liginde tutunabilmesi yönünde ciddi engel. bu sezon erdemir kadrosunda yer almasına rağmen henüz dakika alamamış.

arın soğancıoğlu

gidiyorum bu
beşiktaş erkek basketbol takımının alt yapısından yetişen, beş sezon bu takım kadrosunda yer alıp zaman zaman oynayan 1987 doğumlu ve 1.90 boyundaki shooting guard. sonra sırasıyla erdemir, beykoz ve istanbulspor formalarını giydi. en son geçen yıl trakya ergene takımının başarısı için ter döküyordu. aynı zamanda eski yöneticilerden ertunç soğancıoğlu'nun mahdumudur.

donnell harvey

gidiyorum bu
2006 yılında yunanistan'ın panionios takımından beşiktaş cola turka'ya transfer edilen 2.03 boyundaki abd'li power forward. aynı sezonun sonunda beyaz et perhizine girmeye karar verip banvitspor ile anlaştı. kümes hayvancılığının sorunları üzerine sayısız panelde konuşmalar yaptı ve bandırmalı üreticilerin daha verimli kuluçka yöntemlerine yönelmelerine ön ayak oldu. oyununa yönelik hafızalarda yer edici herhangi bir özelliği bulunmadığı için bu satırların yazarının mânâsız kurgulamalarına özne olmaktan da kurtulamadı.

beş sezondur çin liginde mücadele ediyor. hayatından memnun olsa gerek.

mehmet yağmur

gidiyorum bu
---------------alıntı---------------

"Mehmet Yağmur'a birbirimize karşılıklı olarak yeniden şans vermemiz gerektiğini belirttim ancak ikna edemedim. Kendisi bana birlikte çalışmalarının faydalı olamayacağı düşüncesini iletti. Mehmet Yağmur'a 'Gitmene onay veremem ama izin verebilirim' dedim ve Pazartesi gününe kadar da izin verdim. Yağmur ile ilgili kararı yönetim verecek"

---------------alıntı---------------[ybkz]swh[/ybkz]

aile ve sosyal politikalar bakanlığı

gidiyorum bu
2011 yılında yapılan düzenlemeyle kadın ve aileden sorumlu devlet bakanlığı yerine kurulmuş olan idari yapılanma. 2011 yılı ağustos-ekim ayları arasında taze kuruyemiş, levent kuruyemiş, aslı börek, pres şarküteri, öğütler market, funda pastanesi (aşti'deki mi acaba), çağlayan meşrubat, coffee store, ünlü çiçek ve mevsim çiçek gibi firmalardan 55.928 liralık alım yapmıştır.

http://tinyurl.com/a6zwhnp

cemal nalga

gidiyorum bu
---------------alıntı---------------

elbette beşiktaş'ın belli etik değerleri var, bunları göz ardı edemeyiz. hem cemal ile hem de olayın içinde olan insanlarla konuştuk. bir suçu yok, talihsiz bir olay yaşanmış. yöneticisinin ve antrenörünün isteğiyle ama kötü niyet olmadan böyle bir olay yaşanmış. biz onun suçsuz olduğuna inanıyoruz. çok büyük hatası olduğunu düşünseydik transfer etmezdik. ayrıca bize katkısı olacağı için de takıma kattık.

---------------alıntı---------------[ybkz]swh[/ybkz]

kartal özmızrak

gidiyorum bu
---------------alıntı---------------

"evet, kartal'ın oynaması taraftarın çok hoşuna gidiyor. Geçen seneki takımda biraz daha fazla süre alıyordu çünkü kadro kısıtlıydı. Bu yıl kadroyu daha geniş tuttuk, o yüzden ona daha az şans geliyor. Altyapı hamlesi bir senede olacak bir şey değil, en az üç yıla yaymak gerekiyor. Türkiye'de bizim bu konuda bir sıkıntımız var. Yunanistan'a bakın; Avrupa'da en azından 25 tane Yunan oyuncu oynuyor. Ama hiç Türk oyuncu forma giymiyor. Türkiye'deki maddi imkanların arkasına saklanabiliriz ama işin gerçeği o değil. Aynı şekilde Fransa Basketbol Ligi'nde yer alan takımların toplam bütçeleri CSKA'nınki kadardır. Ama NBA ve Avrupa'da üst düzey oynayan çok sayıda Fransız oyuncu mevcut."

---------------alıntı---------------[ybkz]swh[/ybkz]

beşiktaş erkek basketbol takımı

gidiyorum bu
---------------alıntı---------------

"Bu yıl takım oyununu oturtarak önümüzdeki sezon 2-3 değişiklik yapmayı planlıyoruz. Genel olarak takımın iskeletini korumaya çalışacağız. Oyuncuların yaş ve fizik itibarıyla en az 2-3 yıl bu takımı götürebileceğini düşünüyorum. Basketbol şubesi olarak uzun vadeli planlar yapıyoruz. Kadroyu koruyup bir kez daha Euroleague’e katılabilirsek çok büyük deneyim olur, daha da ileri gideriz.

Dikkatli bir harcamayla Beşiktaş Erkek Basketbol şubesi elde ettiği gelirlerle giderlerini karşılar. Kulübün kasasından para çıkmaz, dikkat edilmesi durumunda da artırılır. Bilet, iddaa, Euroleague, TV yayın hakları gelirleri ile sponsor bulunmadan şubenin kendi başının çaresine bakabileceğini düşünüyorum. Bu Aş’ye dönüşme işi gerçekleşip şubeler ayrılır ve sponsor da devreye girerse sezonu kasanızda parayla başlarsınız. Geçen yıllarda yapılan hatalar, ödemelerdeki aksaklıklar daha sonraki sezonlara sarktığı için kulübün kasasından para çıkıyor. Bu seneki bütçeyi sponsorsuz olsa bile dengeli olarak yaptık. Eski dönemden kalan borçlar yaptığımız bütçeyi bir miktar bozuyor."

---------------alıntı---------------[ybkz]swh[/ybkz]

curtis jerrells

gidiyorum bu
---------------alıntı---------------

"Bazen top onun elinde çok fazla kalıyor. Can Akın sakatlıktan çıktı ve ritmini yeni yeni buluyor. Tutku’nun sakatlığı devam ediyor. Curtis Jerrells’ı kenara alıp dinlendirme şansımız olmuyor. Bu durunda Jerrells, istemememize karşın hücumdayken enerjisini ekonomik kullanıyor. Sahada dinlenmeye çalışıyor. Biraz fazla dripling yaparak nefesleniyor. Tam kadro olsak onu dinlendirebileceğiz. Ewing’i getirmemizin sebeplerinden biri de bu. Topla hücum edecek bir oyuncuya ihtiyacımız olduğu için transfer yaptık. Jerrells 30 dakika ortalamayla oynuyor. Modern basketbolda uzun bir süre, daha aşağı çekmemiz gerekiyor. üç tane oyun kurucumuz vardı ikisi sakatlandı. Bu da bize büyük sıkıntı yaşattı."

---------------alıntı---------------[ybkz]swh[/ybkz]

erman kunter

gidiyorum bu
---------------alıntı---------------

"Arkanızdaki maddi güç ne kadar fazla olursa o kadar rahat hareket edersiniz, bu bir gerçek ama ben kulüplerin bütçelerinden ziyade mali disiplinlerinin daha doğru yapılara oturtulması gerektiğini düşünüyorum. Her şey bütçeyle olsaydı EA7 Emporio Armani TOP 16'ya kalırdı. çok astronomik transferlerin getirisinin garantisi yok. öyle rakamlardan bahsediliyor ki, mesela CSKA'nın bütçesi aşağı yukarı 35 milyon dolar ama final-four yapacakları kesin değil. Bunun karşısında Barcelona'nın bütçesi 20 milyon doların üzerinde olmamasına karşın final four şansını yüksek görüyorum. Beşiktaş'ın bu bütçesinin dikkatli bir yapıyla, en azından çeyrek finale gidebilecek şansımız olduğunu düşünüyorum. çok büyük bütçelerle daha fazla imkanınız olur elbette ama takımlar arasında çok büyük farklar görünmüyor. Geçen sezon Beşiktaş'ta Deron Williams oynuyordu ama EuroCup'ta bir üst tura çıkamadı. Bundan 4 yıl önce Partizan 1 buçuk milyon avroluk bütçeyle final-four oynadı. Mühim olan oyuncu yetiştirmek, Türkiye’nin bu konuda çok eksiği var."

---------------alıntı---------------

ya hocam, mali disiplin en son hangi takımda kaç maç oynamış? yine tanınmamış isimlerin peşinden koşuyoruz.

arda vekiloğlu

gidiyorum bu
2006-2007 sezonunda beşiktaş cola turka forması da giymiş, karşıyaka'nın yetiştirdiği potansiyel yıldız adayı iken sıradan oyunculuğa evrilengillerden 2.06 boyunda hem üç hem de dört numara oynayabilen eski basketbolcu. ismet badem'in her karşıyaka maçında avazı çıktığı kadar "türk basketboluna büyük bir yıldız geliyor", "arda'yı görüyor musun na kadar güzel pivotuna yardımına gidiyor" tarzı ünlemeleriyle kafamızı şişirdiği bir adamdı. şimdi dikkatli takip ederseniz "na kadar" kalıbı artık ihsan bayülken'in dilinde. ama çok severim ben ihsan hocayı. istediği kadar "na kadar" diyebilir.

neyse, yeni yetişen her genç oyuncuyu hemen apar topar alıp henüz kaldıramayacağı sorumluluklar yükleyerek helak edeyim felsefesinin yurt içi temsilcisi efes pilsen'e transfer olur. bir sezon içerisinde çok da fazla varlık gösteremeyince galatasaray forması giymeye başlar. sarı kırmızılı takımdan bir gider sonra tekrar gelir, bir gider bir gelir. karşıyaka'dan ayrıldıktan sonra üst üste iki sezon aynı kulüpte oynayamayan bir oyuncu olur çıkar işte. beşiktaş'ta da tecrübeli yerli oyuncu kontenjanından bir sezonu idare eder. 2008 yılında kepez belediyesi'nde aktif basketbol kariyerini sonlandırır. üzücüdür ki söz konusu kariyer bittiğinde henüz 29 yaşındadır.

pablo laso

gidiyorum bu
2011 yılından bu yana real madrid basketbol takımının baş antrenörlüğünü yürüten 1967 doğumlu ispanyol koç. camianın yabancısı değil aslında. 1995-1997 yılları arasında da eflatun beyazlıların oyun kuruculuğunu yapmıştı.

xavier pascual

gidiyorum bu
2005-2008 yılları arasında barcelona regal'de dusko ivanovic'in asistanlığını yürüttükten sonra dört sezondur katalan ekibinin başında bulunan 1972 doğumlu ispanyol koç. 2009 ve 2011 yılında barcelona regal'i lig şampiyonluğuna taşıdı. 2010 yılında ise euroleague kupasını kaldırarak kariyerini parlattı. ancak gerek ispanya'da gerekse yurt dışında barcelona'yı takip edenler tarafından hâlâ kötü basketbol oynatmakla eleştiri alıyor. bence de çok haksız sayılmazlar. bu sezon da takımının acb'de pek parlak bir süreç yaşadığı söylenemez. (gerçi son real madrid galibiyeti ile bir miktar moral kazanmıştır) ancak euroleauge'te 2012-2013 normal sezonunu tek mağlubiyetle kapatıp; top 16 ilk maçında da fenerbahçe ülker'i bozguna uğratarak final four'un dört koçundan biri olacağının mesajını güçlü bir şekilde vermeye devam ediyor.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol