confessions

gidiyorum bu

3. nesil Moderatör - - Moderatör -

  1. toplam entry 35707
  2. takipçi 3
  3. puan 693766

jason kapono

gidiyorum bu
uzunca bir müddet nba'de ter döktükten sonra bugün itibariyle panathinaikos ile anlaştığı açıklanan 31 yaşında ve 2.03 boyundaki boyundaki üç sayı fetişisti abd'li skorer forward. gerçi son yıllarda bilinen formundan uzak olmasıyla birlikte grubunda en azından dördüncü olmayı garantilemek isteyen yoncalar için oldukça önemli bir hamle.

15 kasım 2012 partizan beşiktaş maçı

gidiyorum bu
erman kunter hocanın acilen takımı elden geçirmesi gerektiğini gösteren karşılaşma olmuştur. elden geçrimek derken kısa vadede takviyeden bahsetmiyorum. gerekirse oturup gerizekâlıya anlatır gibi tek tek görüntüler üzerinden daha çok çalışma ile tamamlanacak eksikliklerini aktarabilir. hatta dün akşamdan sonra ben olsam ilk önce dünyamızın nasıl oluştuğuna değinirdim. zihin açıcı olacaktır.

curtis jerrells, damir markota ve randal falker dışındaki tüm oyuncular kapasitelerin çok altında bir performans sergilemişlerdir. en özet hâliyle ifade edeyim buna hakları yoktur. hadi az önceki üçlüye gasper vidmar'ı da ekleyelim. savunmada üstlendiği önemli rolün yanı sıra 7 sayı 10 ribaund kötü bir istatistik değil zira. ancaaaaaak bak sevgili kardeşim, bir oyuncu kötü serbest atış yüzdesine sahip olabilir. ancak bu durum doğuştan gelen bir hastalık değildir veya genlerden kaynaklanmaz. söz konusu eksikliğin farkında olursun ve ekstra çalışarak bu zaafının üstesinden gelirsin. burada yapılmışı var: (bkz: ömer aşık) ama altı avrupa maçında 2/21 serbest atış istatistiğin olduğu hâlde düzeltmek adına bir çaba göstermeyip yedinci maçın sonunda 3/29 gibi bir seviyeye düşüyorsan kusura bakma sadece eleştirilmekle kalmazsın aynı zamanda ayıplanırsın da.

vladimir dasic için bir şey söylemeyeceğim. sadece şunu belirteyim bu maçta kritik anlarda kaçırdığı müsait pozisyonların 3 ya da 4 numara oynatılıp oynatılmamasıyla uzaktan yakından alâkası yok. şahsım adına kendisinden hiç umutlu değilim. fakat bu pek önemli değil. aslolan erman kunter'in onda ne kadar ısrar edeceğidir. işin gerçeği her şeye rağmen bir çırpıda silinemeyecek bir oyuncu. sadece bu sabrın maliyetini uzun süre göğüsleyebilecek miyiz bilemiyorum.

patrick christopher belirgin bir düşüş içerisinde. koç, kendisini gaziantep royal halı karşısında skoru sırtlaması için transfer etmediğini uygun bir dille anlatacaktır. makûl düşünen hiç kimse kendisinden her maç 25'ler, 30'lar beklemiyor. ama son üç avrupa maçında toplam 9 sayı atan bir christopher görmeyi de haketmiyor. dasic'in üzerindeki beklenti baskısının onda biri kendisi üzerinde yok. verebileceğini vermesi yeterli.

serhat çetin ve cevher özer artık kronikleşmiş "görev adamı rolündeki türk basketbolcusunun deplasmanlardaki silikliği hastalığı"na yakalanmasalar iyi olur. potayı bu kadar az düşünmemeliler. daha çok şut denemeleri gerekiyor. çünkü "ekstra skorer" denildiğinde akla gelen ilk iki isim kendileri. kaçarsa en fazla "bugün serhat/cevher gününde değildi" denir. ama bu ikili maçın bütününde toplam sadece üç kez potaya şut atmışsa, bu biraz kaçak güreşmek gibi gelir bana. yani iç sahada gösterdikleri cesaretin benzerini deplasmanda da göstermeliler. kapasiteleri bunu başarmaya müsait. mesela barış hersek ve tutku açık bu noktada kendilerinden daha girişken. lâkin gelin görün ki maçta sakatlıkları nedeniyle forma giyemediler.

ben bu karşılaşmada 2 kasım 2012 beşiktaş cska moskova maçı'ndakinden daha kötü bir takım izledim. ümit ediyorum son olur.

unutmadan. bence de gordon'u nah alırlar.

edit: vidmar'a üçüncü çeyrekte çalınan üçüncü faul basketbol adına utançtır. hele bunu çalan hakemin ülkesi litvanya ise.

edit 2: hakem ukraynalı imiş. kaerin'e teşekkürler. e çıkara çıkara bunca yılda bir alexander lokhmanchuk'u çıkarırsan ülke olarak, o pozisyona da faul çalarsın.

damir markota

gidiyorum bu
---------------euroleague.net---------------

"partizan bizden daha dirençli oynadı. onlar ruhlarıyla oynadılar ve biz son dakikalarda başarısız olduk. fakat hâlâ iyi bir konumdayız çünkü önümüzdeki iki haftada iki iç saha maçı oynayacağız. partizan bu gece kazanmayı haketti."

---------------euroleague.net---------------

erman kunter

gidiyorum bu
---------------euroleague.net---------------

"..... eğer bizim gibi %44 ile serbest atış kullanırsanız euroleague gibi bir organizasyonda maç kazanmanız imkânsız hâle gelir. Partizanlı oyuncular savaşıyor ve sahaya yüreklerini koyuyorlar. Kazanmak için tek yolu budur."

---------------euroleague.net---------------

15 kasım 2012 partizan beşiktaş maçı

gidiyorum bu
euroleague'te şu ana kadar oynadıkları beş maçta henüz galibiyeti olmayan ve adriyatik liginde son oynadıkları karşılaşmada ezeli rakipleri kızılyıldız'a mağlup olmuş partizan'ın ciddi şekilde bilendiğini düşündüğüm maçtır. dusko vujosevic ve genç talebeleri ne pahasına olursa olsun bu gidişata bir son vermek niyetindeler, hâliyle "neden sahamızda oynayacağımız beşiktaş maçıyla başlamayalım?" sorusuna tez elden cevap arama peşine düşeceklerdir.

bu karşılaşma öncesinde boşnak oyun kurucu nemanja gordic ile anlaştılar. ne seviyede katkı vereceğini şimdiden bilemiyoruz. ancak genç fransız guardları leo westermann oyunun şekillenmesinde yine birinci elden sorumluluk üstlenecektir.8 kasım 2012 lietuvos rytas beşiktaş maçı gösterdi ki temiz ribaund çekebilme konusunda ciddi sorunlarımız var. söz konusu problem bu karşılaşmada da devam ettiği takdirde başta dejan musli olmak üzere sırp uzunlar bize sıkıntı yaratacaktır. dış şutlar konusunda bogdan bogdanovic ve letonyalı forward davis bertans dikkat edilmesi gereken iki isim.

hemen herkesin bildiği üzere partizan'ın bu maçtaki en büyük silahı ateşli taraftarı. her ne kadar oldukça genç bir kadroya sahip olsalar da seyirci desteği ile oynadıkları oyun rakip kim olursa olsun görkemli bir meydan okumaya dönüşüyor. skor ne olursa olsun baştan sona kadar oyun disiplinine sadık kalan takımlar brose baskets bamberg örneğinde olduğu gibi maçı kazanabiliyorlar. zurnanın zırt dediği yer de beşiktaş açısından aslında burası. baskı altında kırılgan bir yapıya bürünüyoruz. fark açıldığında veya şutlarımız girmediğinde plananan oyun düzeninden hemen uzaklaşıyoruz. saçma sapan hücum tercihleri, konsantrasyon eksikliği gibi sıkıntılar baş gösteriyor. dolayısıyla baştan sona kadar sakin ve dirençli kalabilmek çok önemli.

rytas maçında galibiyet almamızın temel nedeni iyi olmamız değil, kötünün iyisi olmamızdı bana göre. almanya deplasmanında sergilediğimiz mücadelenin bir benzerini buraya yansıtabilirsek galibiyet almamamız için hiçbir gerekçe yok. ki açıkçası bence burada kazanılacak maç, örneğin bir moskova deplasmanında kazanılacak maç ile eş değer nitelikte. mağlubiyet ise bahsettiğimiz faktörler nedeniyle sürpriz sayılmamalı. içeride oynayacağımız brose baskets bamberg ve lietuvos rytas maçlarını kazanarak top 16'ya kalacağımızdan pek şüphem yok. ancak beşiktaş'ın burada kazanıp 2,5 milyon dolarlık kadro ile 15-20 milyon eurolara kurulan türkiye'deki muadillerinden hiç de geri kalmadığını göstermesi açıkçası keyif verici olacaktır.

remzin kara kartallar gibi manileri yen aş; lâyıktır bu vasıflar sana ey şanlı beşiktaş.

haluk yıldırım

gidiyorum bu
---------------alıntı---------------

“Kadromuzdan memnunuz. Takımımızda 6 yabancımız var. Falker ile Dasic’i ligde değişerek kullanıyoruz. şu anda transfer için bir düşüncemiz yok. Euroleague’de TOP 16 yolunda önemli bir avantajımız var. Eğer TOP 16′da yer alırsak 14 sert maç yapacağız. O zaman belki bir takviye düşünebiliriz”

---------------alıntı---------------

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol