confessions

gidiyorum bu

3. nesil Moderatör - - Moderatör -

  1. toplam entry 34098
  2. takipçi 3
  3. puan 664751

tayfur havutçu

gidiyorum bu
"karabük gibi bir takımdan dokuz kişiyle bir puan almak da iyi diyebiliriz" şeklinde açıklama yapmış (b: beşiktaş) teknik direktörü. hafızam beni yamultmuyorsa beşiktaş 85. dk'da dokuz kişi kaldı.

avcarlamak

gidiyorum bu
adana - ceyhan - osmaniye - kadirli hattındaki lokantalarda avcarlıçürük sipariş edilirken kolaylık olsun diye söylenmeyen ön işlem. "usta bir çürük alayım" cümlesi sıkça kurulur.

stojan vrankovic

gidiyorum bu
90'lı yılların başından sonuna kadar özellikle (vurgula: avrupa)'da oynadığı dönemlerde yaptığı bloklarla, turnikeye heves eden nice koç yiğitleri hayata küstürmüş 2.18'lik (vurgula: hırvat) gözlem evi. ülkesinin takımlarından (vurgula: kk zadar)'da geçirdiği yedi sezondan sonra yunanistan'ın (vurgula: aris) takımına transfer olmuş; hemen sonrasında nba organizasyonuna göz kırparak boston celtics ile sözleşme imzalamıştır. burada geçirdiği iki sezon içinde ne yaptığına dair kimsenin bir fikri yoktur. demek ki göz kırpmaktan ziyade istem dışı bir kas hareketinden ibaretmiş her şey. 1992 yılında (vurgula: panathinaikos) ile anlaştığında aslında türkiye'de daha geniş kitleler tarafından takip edilme fırsatı yakalamıştır. zira 90'ların ilk yarısı (vurgula: efes pilsen ) ile yunanistan takımlarının düellosu şeklinde geçmiştir. bu sayede her panathinaikos maçından boyalı alan civarında yükselen bir uzantıya rastlamak mümkün olmuştur.

dört sezonluk başarılı sayılabilecek bir yunanistan kariyerinden sonra yeniden "macera dolu amerikaaaaa" diyen vrankovic, (vurgula: minnesota timberwolves) ve (vurgula: los angeles clippers)'ta şansını denediyse de "oooooo senden çok varrrr" reaksiyonu ile karşılaşmış olup, kariyerini italya'nın (vurgula: fortitudo bologna ) takımında noktalamıştır.

basketbolseverler kendisini en çok 1996 yılında paris'te (vurgula: barcelona) ile oynanan euroleauge finalinde maç sonunda yaptığı blokla anımsayacaktır.

http://tinyurl.com/cnsfj7z

5 nisan 2012 panathinaikos maccabi electra tel aviv maçı

gidiyorum bu
nefes kesen bir mücadelden sonra panathinaikos'un; olympiakos, cska moskova ve barcelona ile birlikte istanbul'a gelecek dördüncü takım olduğu maçtır. maçın uzun uzadıya analizine soyunmak -başta maccabi olmak üzere- her iki takımın da ortaya koyduğu performansa haksızlık olacaktır.

ekonomik kriz nedeniyle basketbolda önemli ölçüde küçülmeye giden iki yunanistan takımının final four'a kalması üzerinde durulması gereken bir noktadır. mütevazı bir ekip de oluştursanız, büyük paralar da harcasanız bu tip turnuvalarda arzuladığınız yere gelebilmeniz için mutlaka saha dışı ve saha içi lidere ihtiyacınız vardır. en fazla güç kaybeden takımların başında gelen (b: olympiakos), çok önemli oyuncularını elden çıkarmasına rağmen saha kenarındaki lideri dusan ivkovic'i takımda tutmuş; saha içi lideri olarak da vassilis spanoulis'i belirleyip onun etrafında kadrosunu oluşturma yoluna gitmiştir. onun kadar olmasa da kadro erozyonuna uğrayan ezeli rakibi panathianikos da bu bağlamda zeljko obradovic ve dimitrios diamantidis aracılığıyla benzer metodu takip etmiştir. önemli bütçelerle sezona başlayan barcelona ve cska moskova'ya baktığınızda da marcelinho huertas ve milos teodosic saha içi organizasyonların sürükleyicisi konumundadır.

eğer siz avrupa'nın ve nba'in önemli oyuncularına önemli paralar harcayıp saha içi lideri olarak 30'lu yaşların ortasına gelmiş ve kronik sakatlıklarla boğuşmaktan fiziki açıdan oldukça yıpranmış bir oyuncuyu belirleyerek bu da yetmezmiş gibi saha dışı liderinizi de hiçbir tecrübesi olmayan eski bir yıldız oyuncunuzdan seçiyorsanız kendi şehrinizde düzenlenen dörtlü finali televizyondan izlersiniz.

sözlük sana söylüyorum. engin özerhun sen anla.

tayfur havutçu

gidiyorum bu
"(vurgula: tayfur havutçu'nun takımın başına geldiğini düşünmüyorum. zaten o takımın başındaydı. çünkü dışarı çıktığında aldığı görev doğrultusunda her şeyi kontrol edebiliyordu. fazla bir değişiklik olacağını düşünmüyorum.) şu andaki verilmesi gereken kararlar içerisinde verilecek en iyi karardı. hayırlısı olsun."

nihat kahveci

www.haber1903.com

yüz numaralı adam

gidiyorum bu
yönetmenliğini ve senaristliğini (b: osman fahri seden)'in yaptığı, başrollerinde ise merhum kemal sunal ve (b: oya aydoğan)'ın yer aldığı 1978 yapımı komedi filmi. ayrıca filmin bir sahnesinde şaban'ın babası sütçü ali[ybkz]swh[/ybkz] ile kasap hayri[ybkz]swh[/ybkz] arasında geçen konuşmada o dönem (b: beşiktaş)'ın unutulmaz futbolcularından olan şaban kartal'a da gönderme vardır.

- hayrola hayri efendi?
- başlarım hayrolana. söyle şaban olacak o ite, bir daha zeynep'in yanında görmeyeyim; beynini oyarım alimallah.
- bizim şaban mı?
- yok beşiktaş'ın sol açığı şaban.

5 nisan 2012 panathinaikos maccabi electra tel aviv maçı

gidiyorum bu
2-2 olan seride kazananın son final four biletini alacağı, saat 21.45'te ntvspor ekranlarından yayınlanacak karşılaşmadır. zeljko obradovic ve david blatt'in satrançvari hamlelerine sahne olması beklenmektedir ki, saha ve seyirci avantajı yunanistan ekibini bilhassa son maç olması itibariyle bir adım öne çıkarmaktadır. ancak şu ana kadar oynanan karşılaşmalara bakıldığında panathinaikos'un bu maçın kesin favorisi olduğunu iddia etmek güç. maccabi'nin atina'da bir maç kazandığını unutmamak gerekiyor. kanımca blatt'in en önemli eksiği, obradovic'in saras[ybkz]swh[/ybkz]'tan faydalandığı kadar; kendisinin theodoros papaloukas'tan istifade edememesidir. bunu başarabildiği takdirde oyunu dengeleyebilme olanağı güçlenecektir.

özetle üst düzey bir müsabakanın bizi beklediği umudunu taşıyorum, bir de uzatmaya giderse değmeyiniz keyfime.

ersan adem gülüm

gidiyorum bu
tayfur havutçu'nun teknik direktörlüğe getirilişinden sonra mental/sportif açıdan kendisinden nasıl yararlanılabileceğine dair detaylı bir analiz yapan ilk on kişiye yeni kurmuş olduğum (b: ağzın bal yisin ) isimli firma aracılığıyla bir değil iki değil üç değil dört değil tam beş kilo ister petek ister süzme kara kovan balı vermeyi düşündüğüm kampanyaya konu olan stoper.

fikret orman başkanlığındaki beşiktaş yönetimi

gidiyorum bu
genel kurul öncesi perhize gireceğini söyleyip, seçildikten sonra lahana turşusunu kaşıklamaya başladığı görülen yönetimdir.

perhiz: "beşiktaş'ın başına getirilecek teknik direktör ile ilk etapta dört yıl çalışmayı düşünüyoruz."

lahana turşusu: ".........havutçu'nun 2012-2013 sezon sonuna kadar futbol a takımı teknik direktörlük görevine getirilmesi konusunda anlaşma sağlanmıştır......."

sahi bir (vurgula: tutarlılık ilkesi ) vardı. ne oldu ona?

neşet ertaş

gidiyorum bu
şirin kırşehir'in mütevazı efsanesi, bozkırın tezenesi, uzun sap bağlamanın ustası.

rivayet odur ki, bir gece vakti kırşehir'de birkaç arkadaş oldukça alkol alır, arabayla evlerine dönerlerken de trafik polisi bunları çevirir. tabi aracın bağlanması, yüksek para cezası ve geceyi nezarethanede geçirmeleri söz konusu. bin türlü dil dökerler polislere kendilerini bırakmaları için. en sonunda polisler "peki" derler. "sizi ancak bir şartla bırakırız. bir soru soracağız. bilirseniz serbestsiniz." adamlar hemen kabul eder.

polisler sorar: "söyleyin bakalım beyler istiklal marşı'nı kim yazdı?"

bunlar biraz düşündükten sonra cevap verirler: "vallahi memur bey, muğerrem emice'nin oğuma yazması yoğidi (neşet ertaş'ın babası merhum (vurgula: muharrem ertaş)'ı kastediyorlar). o zaman yazsa yazsa bizim neşet yazmıştır."

kendisine uzun ömür diliyoruz.

tayfur havutçu

gidiyorum bu
samet aybaba ve mehmet özdilek gibi yedi kat yabancılar "(vurgula: beşiktaş'ın başında şu anda bir teknik direktör var. dolayısıyla bu konuları konuşmak doğru değil.)" minvalinde açıklamalar yaparken carlos carvalhal'in gönderileceği haberlerinin zirve yaptığı esnada "(vurgula: ..... bana bir görev verilirse her zaman bu göreve hazırım.)" diyerek kalender bir duruş sergileyen eski sportif yeni teknik direktör, aynı zamanda beşiktaş'ın çocuğu.

fikret orman başkanlığındaki beşiktaş yönetimi

gidiyorum bu
bağımsız hareket etme noktasında problem yaşadığını düşündüğüm yönetimdir. şöyle ki 1 nisan 2012 beşiktaş samsunspor maçı'nın hemen sonrasında yazılı ve görsel spor medyasının ağız birliği ederek carlos carvalhal'in bir an önce gönderilip yerine tayfur havutçu'nun getirilmesi yönündeki telkinlerden yoğun bir şekilde etkilenmiştir.

kararın doğruluğunu veya yanlışlığını bir kenara bırakacak olursak fikret orman'ın gerek adaylık sürecinde gerekse başkan olduktan sonra teknik kadro konusunda yöneltilen sorulara -bana göre olması gereken şekilde- takım hali hazırda bir teknik direktörünün olduğunu, lig sonuna kadar mevcut ekiple devam edildikten sonra yönetim kurulu ile bir durum değerlendirmesi yapacağını söylediğini hatırlayalım. fakat medya'da (vurgula: carvalhal)'in gönderileceği/gönderilmesi gerektiği yönündeki haberlerin sıkça çıkmasından sonra bu tip bir görev değişikliği açıkçası biraz nahoş olmuştur.

elbette böyle bir karar (vurgula: beşiktaş yönetim kurulu)'nun tasarrufundadır. ancak arzu edilen, bu kararın spor kamuoyunda böyle bir beklenti oluştuğu için değil; bizzatihi yönetim kurulunun göreve geldiğinden beri bu yönde bir düşüncesi olduğu ve bunu uygulamaya koymayı düşündüğü için alınmış olmasıdır. eğer bu hamlenin ardından kendilerine mikrofon uzatılan kişiler "beklenen bir karardı" şeklinde yanıt veriyorsa bu beklentiyi yaratan yönetim kurulu değil, bu yanıtı verenlerdir. hele ki kendi tuttuğu takımların teknik direktörü olarak akıllarından geçirmeyecekleri kişileri (vurgula: beşiktaş)'ın başına geçmesi için önerenler vardır ki bu daha ayrı bir parodi konusudur.

şimdi tayfur havutçu'nun play off sonuna kadar takımın başında kalacağı söyleniyor. şayet öyleyse bu da sıkıntılı bir durumdur. mesela bu karar, sonuçlar ne olursa olsun geçerli olacak mıdır? beşiktaş'ın ikinci olarak şampiyonlar ligine ön elemelerden katıldığını düşünelim. mali anlamda küçülme kararı alan kulüp, ilk ön eleme turunu geçtiğini varsayarsak muhtemeldir ki ikinci ön eleme turunda avrupa'nın başaltı takımlarından birisiyle eşleşecektir. bu turda elenmesi de çok sürpriz sayılmaz.

peki sezona yeni bir teknik adamla başlama düşüncesi varsa, yukarıdaki durumla karşılaşılması da kuvvetli ihtimaller arasındayken, bu olasılığı en aza düşürmek adına play off'a önümüzdeki sezon çalışılması düşünülen teknik adamla girilmesi daha mantıklı olmaz mıydı? bu sayede şampiyonluk mücadelesi vereceği takımlar karşısında ekibini daha iyi analiz ederek, eksikleri tespit edebilme olanağı yakalamaz mıydı? ne dersinizzzzzzzzzzzzzzz? "evetttt gidiyorum bu başkannnnn" dediğinizi duyar gibiyim sevgili beşiktaşlılar.[ybkz]swh[/ybkz]

bir başka merak konusu ise, olası bir ikincilik hâlinde, (vurgula: havutçu)'nun (vurgula: beşiktaş)'ın başına getirilmesini empoze edenlerin, önümüzdeki sezon için de takımın başında kalması için kulis yapıp yapmayacaklarıdır. yaptıkları takdirde bundan etkilenmeyecek bir yönetim kurulundan bahsedebilir miyiz?

çok uzatmayalım. bizden sonra yayına girecek programa da ayıp olmasın. açık konuşursak, (vurgula: beşiktaş) yönetim kurulu almış olduğu bu kararla, uzun vadede yaşanabilecek hayal kırıklıklarını öngörerek önümüzdeki sezon da kendisi ile çalışılması ihtimaline karşı (vurgula: tayfur havutçu)'nun süper final sürecinde başarısız olmasını dileyen ya da yaşanan başarısızlıktan bu anlamda hiç de mutsuz olmayacak bir taraftar psikolojisi yaratmıştır.

rıdvan dilmen ile sergen yalçın el ele verip rehabilite ederler artık tribünleri.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol