galatasaray taraftarının gözyaşlarının parkeleri ıslatıp kabartmaya başlaması üzerine hakemlerin cedric simmons'a teknik faul çaldığı karşılaşma. hayır maç yarıda kalacak yoksa.
24 ekim 2013 galatasaray liv hospital olympiacos maçı'nın ikinci çeyreğinde vassilis spanoulis'e göksenin köksal'ın yaptığı faul sonrası hakemin faul çalmasına dayananamış ve haklı tepkisini göstermiştir. üzülme koç, galatasaray'ın çemberden dönen şutlarını da basket olarak saymadılar. neyse ki orada frenledin kendini. otokontrolün muazzam.
edit: teknik faul çaldılar kendisine. olamaz.
edit: teknik faul çaldılar kendisine. olamaz.
basket-faul oluyor hakemler basket-faul veriyor, spanoulis'e faul yapılıyor hakemler faul çalıyor. ergin ataman da dayanamayıp isyan etti sonunda. haksız mı?
yu-nanistan köpeğine, yu-na-nis-tan köpeğine..
yu-nanistan köpeğine, yu-na-nis-tan köpeğine..
ender arslan'dan çıkan topu olympiacos'a verdi hakemler. bu kadarı da fazla artık.
ilk çeyreği oly'nin 11-22 önde tamamladığı karşılaşma. yunan takımının attıkları bütün sayılar geçerli kabul edildi. edilmese galatasaray 11 sayı farkla önde bitirecekti.
zoran erceg'in üç sayı çizgisinin gerisinden potaya fırlattığı toplardan birisinin bizim evin penceresinden içeri girdiği karşılaşma.
sinan güler'in georgios printezis'e yaptığı faulü çalan hakemleri gördüğümüz karşılaşma. yani bunlar genç adamlar koluna da vurur kafasına da. hemen faul mü çalmak lâzım. kapattım.
az önce vassilis spanoulis'in turnikeden bulduğu basket esnasında hakemlerin hatalı yürüme çalmadığı karşılaşma. hatalı yürüme yoktu halbuki. inanılmaz şeyler oluyor.
carlos arroyo'ya blok yapılması üzerine hakemlerin faul çalmayarak haklı bir şekilde galatasaray taraftarının tepkisini çektiği maç.
belinden yaşadığı sakatlık nedeniyle galatasaray liv hospital'da cenk akyol'un forma giyemeyeceği karşılaşma.
royal halı gaziantep basketbol ile 1 yıllık sözleşme imzalamıştır.
banvit ile bir yıllık anlaşma sağlamıştır. güzel transfer.
son olarak boston celtics kadrosunda yer almış ve 2013-2014 sezonu için türk telekom'un anlaşma sağladığı 1.98 boyunda ve 26 yaşındaki abd'li shooting guard/small forward. kolej kariyerinde rick pitino koçluğundaki louisville'in önemli bir parçası olmuştu. 2009 yılında 11.sırada -o zamanki adıyla- new jersey nets tarafından draft edilmesi potansiyeli hakkında bir fikir edinmek için yeterlidir sanırım. ama nba'de üst sıralardan draft edilmenin arzulanan yerlere ulaşılacağı anlamı taşımayan sayısız örnek mevcut. bu kardeş de onlardan birisi.
atletik yetenekleri üst düzey. dolayısıyla birebirlerde ve içeri penetrelerde etkili. şutu iyi. ciddi olarak basketbol oynamayı arzuluyorsa hem ankara ekibi hem de beko basketbol ligi açısından heyecan verici bir transfer.
basketbol iştahı ve profesyonellik açısından mahmoud abdul rauf mu olacak yoksa derron williams mı ben de merak etmekteyim.
atletik yetenekleri üst düzey. dolayısıyla birebirlerde ve içeri penetrelerde etkili. şutu iyi. ciddi olarak basketbol oynamayı arzuluyorsa hem ankara ekibi hem de beko basketbol ligi açısından heyecan verici bir transfer.
basketbol iştahı ve profesyonellik açısından mahmoud abdul rauf mu olacak yoksa derron williams mı ben de merak etmekteyim.
murat biricik, kaan büyükçil ve mehmet karabilecen hakem üçlüsünün yöneteceği karşılaşma.
sadece galibiyetin adımıza sevindirici olduğu karşılaşma olmuştur. litvanya'da zalgiris kaunas ve lietuvos rytas'ı çıkardımınız zaman neptunas da dahil olmak üzere geriye kalan takımların oyuncu kalitesinin bizimle boy ölçüşebileceğini söyleyebilmek mümkün değil.
ancak ülke faktörü dolayısıyla kaçıncı sırada olursa olsun litvanya takımları ekol takımlarıdır. ve belli bir sistem dahilinde doğru basketbolu oynamaya çalışır. oyun boyunca konsantrasyonunuzu yitirmez ve akıllı yönetelirseniz rahat bir galibiyet alırsınız. çünkü bu noktadan sonra oyuncu kaliteniz ağır basar.
rehavete kapılmanız, ciddiye almamanız veyahut bu maçta daha sık gözlemdiğimiz üzere çok amatörce hatalarla paniklerseniz ve üstüne duruma müdahale edecek kenar yönetiminiz vasatsa bitime bir saniye kala da olsa sizi rahatlıkla mağlup edebilir bu tip ekipler.
karşılaşma özelinde yerli oyuncular skora neredeyse hiç katkı sunamadıkları ortada. muratcan güler ve gökhan şirin ile toplam 4 sayı bulmuşuz. brad buckman 23 sayı 12 ribaund ile double double'a imza atsa da neptunas'ın son hücumunda sebebiyet verdiği basket-faul onun tecrübesine hiç yakışmadı. rakibin kendisini geçtikten sonra temas etmesi son derece yersiz oldu. orada ya bırakacaksın artık turnike atılacak ya da yaptığın faulle rakibin o atışı gerçekleştirmesini engelleyeceksin.
ryan broekhoff bu takım için önemli bir isim. çok dinamik, atlet. şutu var. oyunun içine dahil edilmesi gerekli. sağda solda okuduğum yorumlarda "bu adam gibi türkiye'de 50 tane var" şeklinde yorumlar okuyorum ki bu arkadaşlar galiba son avrupa basketbol şampiyonasında türkiye'yi hiç izlememişler. recep ivedik misali "say lan" desen öyle kalacaklar. sanırım "edouard cisse gibi türkiye'de 50 tane oyuncu bulurum" diyenlerin kuzenleri oluyor bu arkadaşlar.
avustralya'nın ulusal spor politikası kapsamında nasıl bir plân-programlamayla ryan broekhoff ve nicelerini amerika'ya, kolej ligi'ne gönderdiklerinden haberleri olmayan adamlar arkadaşının ıstakasından kırmızı beşli çalarken broekhoff'un kapasitesini analiz ediyor.
ha türkiye'de o ayarda oyuncu yok mu? var mutlaka. ama bir kere 50 tane değil. sandıklarından çok çok daha az. ikincisi de bu isimlerin kazandıkları paralarla euroleague'de minimum ilk sekiz yapan takımların en iyi oyuncularına talip olabilirsiniz.
coach k'ya ben pek bir şey demek istemiyorum. mola sayısını ayarlamak da bir stratejidir. strateji de hesap kitap işidir. kafa yormak ister. bir tane dahi molan kalmadığı için son hücumda topu yarı sahaya taşıyamıyorsun. ama "hadi bir 10 dk içinde iki teknik faul al" deseler alırsın. kostaklanmak derinlik gerektirmiyor çünkü. ve sonrasında chris lofton seni de, buckman'ı da, kısmen kendisini de kurtarıyor. colton iverson haricindeki herkese üç sayı çizgisinin gerisinden 9 aylık oynatmaya dayalı bir felsefe ile coach special k bile olabilir kendisi bir vakit sonra.
colton iverson'un ciddi şekilde uyarılması lâzım. tamam genç ve tecrübesiz ancak her maç mutlaka sportmenlik dışı faul alıyor ve bunlar çoğu hakemlerle olan diyaloglarından. sonunda diskalifiye oldu. takımı daha fazla zor durumda bırakmadan bu noktada kendisine çeki-düzen vermeli.
tomislav ruzic bence emekliliğini ilân etmiş. soranlara "seneden bir sorun yok da yaşı bekliyorum." diyecek bir hâli var. devşirme olaraktan ali karadeniz'de ısrar edilip bir miktar fedakârlık yapılmalıydı sanki.
kevin foster avrupa maçlarında dahi en az 10 dk süre alamayacaksa kadroda tutmanın manâsını anlamış değilim. çok derin belki de.[ybkz]swh[/ybkz]
neyse, "galip gelen haklıdır.". siena deplasmanında[ybkz]swh[/ybkz] hakem kararlarının etkisiyle pisi pisine yenilen erman kunter ve ekibini yerin dibine sokmaya kalkan "ağabeyler", son saniye üçlüğü ile gelen neptunas zaferiyle ne kadar övünse azdır.
ancak ülke faktörü dolayısıyla kaçıncı sırada olursa olsun litvanya takımları ekol takımlarıdır. ve belli bir sistem dahilinde doğru basketbolu oynamaya çalışır. oyun boyunca konsantrasyonunuzu yitirmez ve akıllı yönetelirseniz rahat bir galibiyet alırsınız. çünkü bu noktadan sonra oyuncu kaliteniz ağır basar.
rehavete kapılmanız, ciddiye almamanız veyahut bu maçta daha sık gözlemdiğimiz üzere çok amatörce hatalarla paniklerseniz ve üstüne duruma müdahale edecek kenar yönetiminiz vasatsa bitime bir saniye kala da olsa sizi rahatlıkla mağlup edebilir bu tip ekipler.
karşılaşma özelinde yerli oyuncular skora neredeyse hiç katkı sunamadıkları ortada. muratcan güler ve gökhan şirin ile toplam 4 sayı bulmuşuz. brad buckman 23 sayı 12 ribaund ile double double'a imza atsa da neptunas'ın son hücumunda sebebiyet verdiği basket-faul onun tecrübesine hiç yakışmadı. rakibin kendisini geçtikten sonra temas etmesi son derece yersiz oldu. orada ya bırakacaksın artık turnike atılacak ya da yaptığın faulle rakibin o atışı gerçekleştirmesini engelleyeceksin.
ryan broekhoff bu takım için önemli bir isim. çok dinamik, atlet. şutu var. oyunun içine dahil edilmesi gerekli. sağda solda okuduğum yorumlarda "bu adam gibi türkiye'de 50 tane var" şeklinde yorumlar okuyorum ki bu arkadaşlar galiba son avrupa basketbol şampiyonasında türkiye'yi hiç izlememişler. recep ivedik misali "say lan" desen öyle kalacaklar. sanırım "edouard cisse gibi türkiye'de 50 tane oyuncu bulurum" diyenlerin kuzenleri oluyor bu arkadaşlar.
avustralya'nın ulusal spor politikası kapsamında nasıl bir plân-programlamayla ryan broekhoff ve nicelerini amerika'ya, kolej ligi'ne gönderdiklerinden haberleri olmayan adamlar arkadaşının ıstakasından kırmızı beşli çalarken broekhoff'un kapasitesini analiz ediyor.
ha türkiye'de o ayarda oyuncu yok mu? var mutlaka. ama bir kere 50 tane değil. sandıklarından çok çok daha az. ikincisi de bu isimlerin kazandıkları paralarla euroleague'de minimum ilk sekiz yapan takımların en iyi oyuncularına talip olabilirsiniz.
coach k'ya ben pek bir şey demek istemiyorum. mola sayısını ayarlamak da bir stratejidir. strateji de hesap kitap işidir. kafa yormak ister. bir tane dahi molan kalmadığı için son hücumda topu yarı sahaya taşıyamıyorsun. ama "hadi bir 10 dk içinde iki teknik faul al" deseler alırsın. kostaklanmak derinlik gerektirmiyor çünkü. ve sonrasında chris lofton seni de, buckman'ı da, kısmen kendisini de kurtarıyor. colton iverson haricindeki herkese üç sayı çizgisinin gerisinden 9 aylık oynatmaya dayalı bir felsefe ile coach special k bile olabilir kendisi bir vakit sonra.
colton iverson'un ciddi şekilde uyarılması lâzım. tamam genç ve tecrübesiz ancak her maç mutlaka sportmenlik dışı faul alıyor ve bunlar çoğu hakemlerle olan diyaloglarından. sonunda diskalifiye oldu. takımı daha fazla zor durumda bırakmadan bu noktada kendisine çeki-düzen vermeli.
tomislav ruzic bence emekliliğini ilân etmiş. soranlara "seneden bir sorun yok da yaşı bekliyorum." diyecek bir hâli var. devşirme olaraktan ali karadeniz'de ısrar edilip bir miktar fedakârlık yapılmalıydı sanki.
kevin foster avrupa maçlarında dahi en az 10 dk süre alamayacaksa kadroda tutmanın manâsını anlamış değilim. çok derin belki de.[ybkz]swh[/ybkz]
neyse, "galip gelen haklıdır.". siena deplasmanında[ybkz]swh[/ybkz] hakem kararlarının etkisiyle pisi pisine yenilen erman kunter ve ekibini yerin dibine sokmaya kalkan "ağabeyler", son saniye üçlüğü ile gelen neptunas zaferiyle ne kadar övünse azdır.
- napan?
+ napim..
- napican..
tarzı diyaloglara girmek için gün saydığım sakıncalı piyade. sağ salim gelsin de hele.[ybkz]swh[/ybkz]
+ napim..
- napican..
tarzı diyaloglara girmek için gün saydığım sakıncalı piyade. sağ salim gelsin de hele.[ybkz]swh[/ybkz]
türkiye saati ile 21.45'te başlayacak olan 2013-2014 sezonu uefa şampiyonlar ligi d grubu 3.hafta karşılaşması.
türkiye saati ile 19.00'da başlayacak olan 2013-2014 sezonu uefa şampiyonlar ligi d grubu 3.hafta karşılaşması.
türkiye saati ile 21.45'te başlayacak olan 2013-2014 sezonu uefa şampiyonlar ligi c grubu 3.hafta karşılaşması.
türkiye saati ile 21.45'te başlayacak olan 2013-2014 sezonu uefa şampiyonlar ligi c grubu 3.hafta karşılaşması.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?