confessions

gidiyorum bu

3. nesil Moderatör - - Moderatör -

  1. toplam entry 34614
  2. takipçi 3
  3. puan 674144

motion offense

gidiyorum bu
yugoslav ekolünün basketbol dünyasına sunduğu kırmızı kurdelalı şık hediye paketi. hareketli hücum/sürekli ve tahmin edilemez hareketli hücum olarak basketbol lûgatımıza girse de söz konusu hareketlilik basketbolun bir bütün olduğu anlayışından yola çıkarsak işin savunma kısmında da geçerlidir. ancak kabul etmek gerekir ki baskın tanımını hücum kısmında somutlaştırır. sürekli hareket hâlinde olarak özellikle adam adama savunma yapan takımların dengesini bozmanın en etkili fakat bir o kadar da meşakkatli yoludur.

sık paslaşma, hızlı yer değiştirme, içe kat etme ve en uygun atışı kollama bu felsefenin temel bileşenleri olup, sahadaki beşinizi oluşturan her oyuncunun hücum esnasında rol üstlenmesi kaçınılmazdır. bir başka deyişle bu sistem belirli skorerlerinizin bireysel yeteneklerine gebe kalan bir oyun anlayışını reddeder. anahtar sözcük "hareket" olduğundan her mevkideki oyuncunun hücum esnasında nasıl hareketlenmesi gerektiği detaylı bir şekilde ortaya konulmuştur.

abd'de bu sistemin en iyi uygulayıcısı ise ncaa'in abidevi isimlerinden olan boby knight'tır. türkiye'de ise bu felsefeye inanmış ve her gittiği takımda mutlaka uygulayan benim bildiğim tek isim vardır ve benim bu başlığı açmamın sebebi kendisidir. (bkz: erman kunter)

önümüzdeki sezon beşiktaş'ta hareketli, atletik, uçana kaçana zıplayan siyahi fransızları oynarken görürsek pek şaşırmayalım. özellikle iki ve üç numaralarda yeni pops mensah bonsular bizi bekliyor olabilir.[ybkz]swh[/ybkz]

simone pianigiani

gidiyorum bu
önümüzdeki sezon fenerbahçe ülker'in başında olacak olmasına rağmen, italya basketbol milli takımının da antrenörlüğünü yürütmesi basketbol geleneklerimizle bağdaşmamaktadır. federasyonumuzdan bu konuya bir çözüm getirmesini diliyorum.

battal durusel

gidiyorum bu
beşiktaş basketbolunun mihenk taşlarından, ilk şampiyonluğu kazanan kadronun güzide bir üyesidir. o da spor ve sergi sarayı'nın tozunu yutanlardandır. bir dönem beşiktaş basketbol şubesinde idari menejerlik de yapmıştır. fanatik basket gazetesinin ilk çıktığı dönemlerde beşiktaş yazılarını da sıkça okuduk. erman kunter'in yeniden beşiktaş erkek basketbol takımı'nın başına getirileceğini öğrenince çoğumuz gibi heyecanını yenememiştir. aman diyeyim battal ağabey sakatlama bir yerini. seni seviyoruz.



zoran erceg

gidiyorum bu
savunma zaafını bir kenara bırakacak olursak soğukkanlılığı ve içeriden/dışarıdan oynayabilme yetisiyle rakip takım oyuncuları açısından her daim eşleşme problemi yaratan oyuncu modeline karşılık gelir. yılda 2 milyon euro gibi bir ücreti avrupa'da şu anda verebilecek takım sayısı bir elin parmaklarını bulmaz ki bu konuda en öne çıkanların da türkiye ligini yakından takip eden rus takımlarının olması gayet doğaldır. yıllar önce khalid el amin de aynı şekilde beşiktaş'tan ayrılmıştır. ukrayna'nın azovmash takımı, yanılmıyorsam bizim önerdiğimizin dört katı bir ücretle kendisiyle anlaşmıştı.

erceg, kendisine sunulan böylesine cazip bir teklifi, ettore messina faktörünün de etkisiyle kabul edecektir diye düşünüyorum.

kalırsan da gidersen de teşekkürler sakin güç.

euroleague i bize verin

gidiyorum bu
yine de galatasaraylı resmi ağızlardan doğrulatmakta fayda var dediğim milliyet gazetesi spor servisi yaygısı. doğrulandığı takdirde elbette ali sami yen stadı kullanılmaya başlanana kadar sarı kırmızılıların maçlarını galatasaray lisesi'nin bahçesinde mi oynadığını sormak gerekebilir. bunu bir alacak - verecek meselesi hâline dönüştüreceksek kimin zararlı çıkacağı ortadadır. ben "öğrenildi", "belirtildi" gibi ifadelere dayanarak böyle bir talebin gerçekleşeceğine pek ihtimal vermiyorum.

haberi yapan gazete, bağlı olduğu grup ve basketbol şubesinde son yaşananlar üzerinden bir okuma yapmak daha sağlıklı olacak gibi duruyor.

yalnız daha enteresanı, "bu öneriye nasıl yaklaşacağı merak konusu olan beşiktaş'ta.." diye giden cümle. gerçekten merak eden var mı?[ybkz]swh[/ybkz]

erman kunter

gidiyorum bu
15 yıl aradan sonra bizleri yeniden selamlamış koç gibi beşiktaşlı.[ybkz]swh[/ybkz] twitter sayfasından gönlü olanın bu işi altı saatte bitireceği noktasında yaptığı açıklama manidar ve bilhassa kendisi açısından artı motive edici bir faktör. mesut urgancılar'ın erman kunter ile yaptığı görüşmede sponsor konusunun hiç konuşulmamış olması aslında kunter'in kısa bir özetidir. hep mütevazı ve kısıtlı kadrolara iyi basketbol oynatmasıyla hatırlandı. darüşşafaka, beşiktaş, galatasaray. hep böyleydi. milli takım kariyerine bakın. elinde hangi oyuncular varmış bakın. hangi takımlarla, hangi kadrolara karşı mücadele etmiş bakın. buna rağmen hangi sonuçları elde etmiş bakın. sonra da (bkz: turgay demirel).

yeni bir ekol, yeni bir takım karakteri gelecek kendisiyle birlikte. maç esnasında gömleğinin terinde bizim de boğulacağımız bir adam gelecek. pasaportunda türkiye cumhuriyeti yazmasaydı şu an fransa basketbol milli takımı çalıştıracak olan bir adam gelecek. bu sezon çalıştırdığı takım ile sekizinci sıradan play off'a girmesine rağmen fransa basketbol tarihinde ilk kez normal sezonu birinci bitiren takımı eleyen bir adam gelecek.

hoşgeldin hocam. sen hazırsan biz dünden hazırız. nerede kalmıştık?...

ergin ataman

gidiyorum bu
" ah ergin hocam. kalmalısın biliyorsun. takımın başında olman gerekirken hâlâ milangaz, hâlâ milangaz." dedi taraftar.

detone bir sesle "profesyonellik" dedi ergin ataman.

herkes duydu.[ybkz]swh[/ybkz]

ergin ataman

gidiyorum bu
tercihte bulunma yüklemini milangaz şirketine olan sarsılmaz sadakati üzerinden anlamlandırmış koç. "kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan" diyelim o vakit. geçen senenin temmuz ayında ortada takım namına bir şey yokken yıldırım demirören yönetimine gösterdiği toleransı, şu dönemde fikret orman ve arkadaşlarına göstermemesi taraftar gözünde prestijini sarsmıştır. hem de efes'e gidiş şekli hali hazırda hafızalarda korunuyorken...

yeri gelmişken ben de bir özeleştirimi yapayım. şampiyonluk sonrası takımla ilgili yazdığım yazıda erdoğan demirören'in sorumluluk alarak elini taşın altına soktuğunu söylemiştim. samimi olarak basketbol şubesine yatırım yaptıklarını düşünüyordum. bugün görüyorum ki yanılmışım. artık apaçık ortada ki, demirören şirketler grubunun başat hedefi deron williams üzerinden kendi reklam pastalarını genişletmekten ibaretmiş. ergin ataman'ın "kevin durant'in sözleşmesi elimdeydi." demesiyle taşlar yerine daha da oturmuştur. lokavtın bitmesi sonucu milangaz basketbola yatırım yapan şirket olmak zorunda kalmıştır. şimdi şunu tereddütsüz söylebilirim ki bugün önümüzdeki sezon için nba'de lokavt ilân edilse milangaz yarın sponsorluk için fikret orman'ın kapısını çalar. tabii pek çok şirket de bu teklifle geleceğinden -zira euroleague organizasyonunda nba yıldızlarıyla oynamak çok kârlı bir geri dönüş sağlar- milangaz'ın bu noktada beşiktaş aşkıyla yanıp tutuşmadığını görmek zor olmayacaktır.
gelgelelim ne hawkins'in, ne erceg'in, ne bonsu'nun ne de arroyo'nun maddi geri dönüş anlamında milangaz'ın çıkarlarına hizmet etmesi olanaksızdır. erdoğan demirören de bunun farkında olduğundan beşiktaş'lı olarak değil, iş adamı olarak gayet soğukkanlılıkla bu kararı almıştır. benim de bu işe uyanmam zaman almıştır. balığa götürecek var mı?

şimdi ergin hoca "belirsizlik", "10 gündür bekliyorum", "unics kazan'dan teklif aldım", "galatasaray ciddi yaklaştı" deyip duruyor.

"bana 'bir varmış' de. 'bir varmış bir yokmuş' deme. içime dokunuyor."[ybkz]swh[/ybkz]

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol