confessions

gidiyorum bu

3. nesil Moderatör - - Moderatör -

  1. toplam entry 34693
  2. takipçi 3
  3. puan 675769

fedor likholitov

gidiyorum bu
2009-2011 yılları arasında beşiktaş erkek basketbol takımı forması giymiş 2.10 boyundaki rus pivot. üstün sıçrama yeteneğiyle blok ve ribaund konusunda çok büyük işler görmüştür. o dönem rus milli takımının da önemli parçalarından olmasına rağmen, avrupa'nın top class takımlarında oynama şansı bulamamıştır. şu sıralar ülkesinin kryla samara takımında kariyerine devam ediyor.

cin ali

gidiyorum bu
babasının yeni seri üretimde kafasına saç ektirdiğine şahit olduğumuz çizgi karakter. sen o 80'lerin ortasında saçları dökük gözlük takan adam git; yerine bildiğin gür saçlı, her daim kravatla dolaşan kalantor bir adam gelsin.

şimdi bizim alıştığımız, gördüğümüzde selam verdiğimiz, kalender adam şöyle birisiydi:

http://tinyurl.com/bsf53xv

al bu da şimdi karşımıza çıkanı:

http://tinyurl.com/cupvgud

şimdi bu yazıntının sonu "yabancılaşma" ile bağlanır aslında da gece gece kafa açmayalım. başka bir kadından şüpheleniyorum ben.

edit: ya şimdi daha bir dikkat ettim de at bir başka, cin ali kılık kıyafeti düzmüş. yok yok, baba kirli işler çeviriyor.

andres nocioni

gidiyorum bu
galatasaray mp koçu ergin ataman'ın, transferi için temasta olduklarını açıkladığı arjantin'li şutör. jaka lakovic ile takas edilebileceği söylentileri var. ancak caja laboral'in böylesine önemli bir oyuncuyu neden elden çıkarmak istediğini anlamak güç. bir ihtimal ispanya'nın ülke olarak yaşadığı ekonomik kriz sebebiyle, takımın yüksek kontratlı oyunculardan kurtulmak istemesi gererekçe olabilir.

ercan taner

gidiyorum bu
23 kasım 2012 beşiktaş brose baskets bamberg maçı esnasında murat kosova için edilen küfürleri ima ederek genel bir serzenişte bulunmuştur.

http://tinyurl.com/c4lwl2y

iligili maçta olup bitenler beşiktaş'ı ilgilendiren pek çok sanal platformda yine beşiktaşlılar tarafından eleştiriye tabi tutulmuştur. yalnız sizin dostunuz fuat akdağ'ın bu konuda beşiktaş taraftarını terbiye etmeye çapı da el vermez, haddi de. bunda bir anlaşırsak, zaten sizinle her türlü anlaşırız. elbette siz derken ercan taner olarak sizin şahsınızı kastediyoruz. yoksa bize o maçları izlettirdiğini söylettiğiniz medya patronlarını değil. ne biçim bir argüman bu? yani o medya patronları hiçbir maddi kaygı gütmeden yalnızca türkiye'deki futbol izleyicisinin görsel zevkini tatmin edebilmek amacıyla mı bu maçların yayın haklarını satın alıyor?

şunu mu diyorsunuz "bu adamlar sizden beş kuruş talep etmeden la liga, euroleague maçlarını ayağınıza getiriyor. nankörlük ediyorsunuz. yetmiyor küfrediyorsunuz.". yapmayın güzel ağabeyim, siz de biliyorsunuz biz de biliyoruz. modern dünya, merkezinde daha çok kâr etme ve daha çok tüketme arzusunu kamçılayan bir ekonomik işleyiş üzerine kuruludur. doğuş grubu'nun kanalları aracılığıyla bu karşılaşmaları yayınlamasını, nazife teyze'nin aşure kaynatıp mahalleliye dağıtması gibi lanse etmeyin. gülünç duruma düşersiniz.

murat kosova'ya gösterilen tepki özünde doğrudur. bu tepkinin arkasında yatan saikler de son derece nettir. ancak seçilen yöntem yanlıştır. en azından yaratıcı zekâsıyla övünen beşiktaş taraftarına hiç yakışmamıştır. hiç yakışmadığı da aile içinde defaatle dile getirilmiştir. ancak dostunuz, genel yayın yönetmeniniz olan zatın değneksiz gezmeye kalktığı köy beşiktaş'ın köyiçi olursa, kimse bunu sineye çekemez.

bize ne düşman, ne mensubu olduğunuz grubun lûtufları lâzım. ancak çalıştığınız kanalın; beşiktaş'ın içinde yer aldığı basketbol hazırlık turnuvalarının, hentbol takımı maçlarının yayın politikalarına, beşiktaş'ın euroleague galibiyetleri sonrası spor gecesi vs. programlarda kendisine kaçıncı sırada yer bulduğuna bir bakın.

sonra da dönüp aynaya bakın. size ne lâzım?

not: ha bir de zamanında süleyman seba'ya edilen küfürler üzerinden bildik alan işaretlemelerine meyletmişsiniz. ben o dönem hiç bu organizasyonların içinde olmamış bir beşiktaş taraftarı olarak gönül rahatlığıyla söylüyorum. herhangi bir vesileyle bir yerlerde karşılaştığınız beşiktaş tribünlerinin bir çok önemli ismi o hakaret içeren tezahüratların bir şekilde içinde olmuştur. mutlaka onlarla görüştüğünüzde bu siteminizi yüksek sesle dile getiriyorsunuzudur değil mi?

tabii tabii. mutlaka...

tek başına eve çıkmak

gidiyorum bu
lise bittikten hemen sonra çıktığınız zaman, ergen dönemlerde erken tecrübelerle donatılmanıza ön ayak olacak girişimdir. mesela yemeyi içmeyi çok seven ve hâliyle yemek yapmakta da oldukça hünerli babanızdan işin tüm püf noktalarını öğrenebilirsiniz. pazar/market alışverişleri, kira/elektirik/su/apartman aidatı gibi çok da yabancısı olmadığınız ama o zamana kadar da aktif olarak içinde de yer almadığınız aktivitelerin odağında birinci tekil şahıs olarak kendinizi bulmanız söz konusudur.

"kaça domates?", "aa çok dedin", "pilavlık bulgur ne zaman gelecek?" tarzı cümle kalıplarını içselleştirip, sigara böreği yapmadan önce "lan yufkayı kaça bölüyorduk? önce ortadan ikiye, sonra onları dörde, sonra sekize hoyda breee" şeklinde içsel devinimler yaşayabilirsiniz. bu sayede "sigara böreği" ve "içsel devinimler" şeklindeki söz öbeklerini aynı cümlede kullanabilme imkânınız doğar.

fakülte kantinindeki kız arkadaşlarınızın "benim pilavım tane tane düşmüyor" yakınmalarına işlevsel öneriler getirip, karşı taraftan "vayyy seni alan yaşadı" tarzı klişe sululuklara maruz kalabilirsiniz. öğrenci olmanıza rağmen aidatı zamanında ödemeniz bina yöneticisini, kirayı zamanında ödemeniz ev sahibi fazalsıyla memnun edecektir ki, sizi evlatlık olarak düşünenlerin sayısının hiç de azımsanmayacak seviyeye ulaştığına şahit olursunuz.

sosyal hayatınıza harket getirmek açısından "ya daniel amokachi'nin ikizlerinin sünnet düğününü benim evde yapsak mı acaba?" tarzı fantastik düşüncelere kapılınabilir. elektrik süpürgesinin çok güzel bir buluş olduğuna kanaat getirip; bal mumundan heykelini yaparak çamaşır odasının ortasına diktikten sonra, en yakın mezarlıkltan çelenk kaçırıp her yıl sabit bir tarihte önüne koyabilirsiniz.

en kötüsü ne biliyor musunuz? bunca cümleden sonra yazdığınız yazının içeriğinin "tek başına evde yaşamak" ile ilgili olduğunu farkedip başlık uyumsuzluğunu gerekçe göstererek yetkili mercilerden ilgili girinin silinmesini talep edebilirsiniz.[ybkz]swh[/ybkz]

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol